02 Ekim 2009 Cuma Saat 22:08
İran ve Türkiye’nin barajları nedeniyle, efsaneye göre Aden Bahçesi’nin
bulunduğu Şatt-ül Arab’da bugün ekolojik kriz yaşanıyor. Irak Hidrolik
Kaynaklar Ulusal Merkezi, İran barajları nedeniyle bu yıl kendilerine
bir damla su bile gelmediğini söyledi.
Irak Hidrolik Kaynaklar
Ulusal Merkezi Müdürü Un Diab, “2002’den beri, İran barajları Karun’un
debisini azalttı, ama bu yıl bize bir damla su bile ulaşmıyor dedi.
Diab, “Komşumu Şatt-ül Arab’a dökülen Karun’u tamamen tıkadı ve yönünü
diğer bir İran nehri olan Bahman Şir’e çevirdi açıklamasında bulundu.
HALK İÇİN DRAMATİK SONUÇLAR
Irak
ve İran arasında Körfez’e dökülen 200 km uzunluğundaki bu stratejik
akarsu kolu Bahman Şir, sol yakasında İran dağlarından inen Karun
nehrini içine alıyor.
Diab, “Türk barajlarından dolayı, Şat-ül
Arab’ın temel su kaynakları Dicle ve Fırat debisinin düşmesi de
eklendiğinde bu su seviyesinin düşmesi ve güçlü bir tuzluluk
derecesiyle sonuçlanıyor. Bu işler büyük bir çevresel krize yol
açıyor. diye belirtti.
890 km uzunluğundaki Karun nehrinin
bugünkü debisi saniyede 1.200 ila 1.800 metreküp düzeyinde. Bu da Basra
bölgesi sakinleri için dramatik sonuçlara yol açıyor.
Basra’nın
kıyı semti Siba Belediye Başkanı Naama Gadban Mansur, “Eskiden, Abadan
rafineri atıkları ne suyun kalitesini ne de Şatt-ül Arab çevresini
etkilemiyordu zira Karun bunları denize sürüklüyordu. Nehir yönünün
değiştirilmesi ile Şatt-ül Arab seviyesi düşüyor ve atıklar orada
birikiyor ifadelerini kullandı.
BİNLERCE BALIKÇI MAĞDUR OLDU
Bunun
birinci mağdurları da balıkçılar oluyor. AFP’ye konuşan Irak’ın güney
uyundaki Fao limanında oturmuş Fakir Abdul İmam, bu yıl Şatt-ül Arab’ta
balık avlanmanım imkansız olduğunu söylüyor. Bu 45 yaşındaki balıkçı,
“Balıkların çoğu öldü ve hayatta kalanlar da petrol kokuyor diyor.
1980-1988’deki
İran ve Irak arasında savaş alanı olan bu limanda bulunan 10 bin
balıkçının tümü de aynı kaygıyı paylaşıyor. 35 yaşındaki İmad Sadık,
“Tuzluluk derecesi ve İran rafinerisi tarafında atılan petrol nedeniyle
Şatt-ül Arab’ta avlanmak artık imkansız. Körfez’e gitmek zorunda kaldık
ve burada rekabet çok canlı diyor.
Ülkeye denizden çıkarılan
balıkları sağlayan balıkçıların gelirleri de çok düştü. 38 yaşındaki 8
çocuk babası Adnan Ali Kasım, “Eskiden, günlük olarak 10 tonu aşkın
balık getiriyorduk ama bugün ancak yarısını getirebiliyoruz diye
anlatıyor. Kasım, balık avcılığının kendisine ayda 300 dolar
kazandırdığını, oysa eskiden üç kat daha fazla olduğunu anlatıyor.
GÖÇ BAŞLADI
İran
ve Türkiye’nin suyu kesmesi bölgede yaşam olanaklarını da zorluyor. Bu
nedenle bölgeden göç de yaşanmaya başladı. Siba Belediye Başkanı Naama
Gadban Mansur, “Nüfus göçünün başlangıcına tanıklık ediyoruz. Halk
evlerini terk ediyor zira su hayvanlar ve tarımcılar için aşırı tuzlu
oldu şeklinde konuşuyor.
Irak bir zamanlar Ortadoğu’nun tahıl
ambarı olarak bilinirdi. Fırat ve Dicle nehirleri arasında uzanan
verimli tarım alanlarında yetiştirilen tahılların yüzde 80’i ülke
ihtiyacının fazlasıydı ve ihraç edilirdi. Ancak bugün ülkedeki tarım
sektörü Irak’ın ihtiyacının yüzde 40’ını dahi karşılayamıyor. Irak her
sene 28 milyonluk nüfusunun gıda ihtiyaçlarını karşılamak için
milyarlarca dolarlık ithalat yapıyor.
HAYVANLAR ÖLÜYOR
Basra
Valiliği’nin ziraat danışmanı da karanlık bir tablo çiziyor. Muhsen
Abdul Hay, “Temiz su ve sulama suyu düzeyinin bir yıldan beridir
giderek kötüleşmesi ziraata zarar veriyor, Şatt-ül Arab’taki balıkları
öldürüyor, çok sayıda hayvanın ölümüne ya da kör olmasına yol açıyor
diyor.
Bu sene Fırat ve Dicle’nin taşıdığı su oranı geçtiğimiz
yıla göre yüzde 46-42 oranında azaldı. Suriye, İran ve Türkiye’nin
yaptığı yeni barajlar ve açtığı yeni tarım arazileri nedeniyle azalan
su Irak’ta tarımcılığı oldukça kötü etkiliyor.-ANF
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org