Arap güçlerini bir yana bırakarak, Kürtleri bekleyen gelişmeleri ele alalım. Bu seçimden sonra Kürdistan bölgesinde, Kürt-Arap ilişkilerinde, Kürt ve dış güçler ilişkisinde ne tür pratik gelişmeler yaşanabilir.
Önce siyasi partiler üzerinden gidelim.
İslami partilerin oy artırdığı biliniyor. Güneyde 1990’dan beri Kürtler KDP ve YNK’ye tepkilerini İslami partilere yönelerek gösteriyor. Kürtlerin İslami partilere oy vermesi, siyasi tercihlerinin İslamcı olmasından ileri gelmiyor. Yani Kürtler dinci oldukları için İslami partilere oy vermiyor. İslamileri, KDP ve YNK’ye alternatif gördükleri için oy veriyor. Bunu çok iyi bilmek gerekiyor. İslami partilerin oylarını artırması, Kürtlerin KDP ve YNK’ye öfkesi, tepkisi ve tavrının ne düzeye vardığını gösteriyor. Ki zaten sandık başına gitmeyerek ve gidenlerin önemli bir kesiminin de oylarını geçersiz kullanarak gösterdikleri tepki, bunu çok net gösteriyor. Demek ki normal şartlarda bir seçim yapılırsa güneyin birinci gücü İslami kimlikli partiler olur. 10 ekim seçimi bunu göstermiştir. Dolayısıyla Türkler hariç özellikle batılı dış güçlerin bunu not ettiğini düşünüyorum. Bağdat’ınsa bunu hesapladığını varsaymak yanlış olmaz.
Goran, yönetim düzeyinde de tartıştıkları gibi miadını doldurdu. Seçimlerde yaşadığı oy kaybı, Süleymaniyeli bir yaşlı yurtseverin de dediği gibi, halkın kendisine ders vermesi şeklinde oldu. Neden? Goran, Arap baharının başladığı dönemde Kürtler içinde yaşanan arayışa seslenerek ortaya çıktı ve halktan büyük bir rağbet gördü. Ancak temsil ettiğini iddia ettiği çizgiyi sürdüremedi. En az altmış yıldır yaşandığı gibi KDP tarafından tasfiye edildi. Bunun için güney halkı, Goran’ın KDP’lileşmesine iyi bir yanıt verdi. Yenilen Goran değil aslında, KDP’lişen Goran oldu. Güney halkı, özellikle son iki yıldır Gorana için “onlar parti (KDP) oldu” diyor. Goran güney halkının umutlarını kötü kullandı. Dolayısıyla en ağır eleştirileri hak eden bir oluşumdur. Ki halk cevabını vermiştir. YNK içinden, “daha fazla demokrasi, daha fazla yurtseverlik, daha fazla temiz siyaset, rüşvete karşı daha güçlü bir mücadele” sloganlarıyla ortaya çıktı. Fakat aynen AKP gibi söylediklerinin tersini yaptı. Hewler parlamento binasına girer girmez, iktidar oldum havasına kapıldı. Örneğin tek bir peşmergesi yokken Barzanilerin oyununa geldi, peşmerge bakanlığını aldı. Tek bir kuruş paraları yokken Barzanilerin milyar dolarları üzerine maliye bakanlığını aldı. Böylece halk içinde “bunlar Barzanilerden para almak için konuşuyor” denmeye başlandı. Ve siyasette intihar ya da kendi kendini bitirme hikayesini yazdı. Bundan sonra Goran olmayacak görünüyor. Paraya düşkün olanlarını Barzaniler satın almış, kalanlarını da alacak. Yurtsever olanlar YNK ya da Yeni Nesil (Newey Nu)’ya katılacaklar. Bazıları da Barzanilerin kendilerine verdiklerini yemek için evlerinde oturacaklar. Özcesi KDP Goranı, Goran’sa temsil ettiği KDP’liği ile birlikte bitti.
YNK, seçime çok büyük bir risk alarak girdi. Gerçekten YNK siyasi aklının bu kadar acemi, toy, heyecanlı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Tüm olup bitenlere rağmen, her ne kadar geçen seçimlere göre oy kaybetmişse de bu seçimde İslamilerden ve Newey Nu’dan sonra kazanan YNK olmuştur. Ve bu sonuç, daha önceki bir yazımızda da yazdığımız gibi YNK önünde büyük şans kapısı açmıştır. YNK, KDP kadar aile ve tarikat partisi değildir. YNK, KDP kadar kirli ve dış güçlere bağlı da değildir. YNK tabanı ve genç yönetiminin siyasi bilinci vardır. YNK, KDP’ye nazaran daha demokratik ve ulusal düşünmektedir. Zaten şans kapısı derken bu potansiyeli kast etmiştim. Ve bu potansiyel seçimlerdeki sonucun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Demek ki seçim sonuçlarını iyi değerlendirirse, YNK çok büyük bir gelişme sağlar. Ve sadece güney için değil, Irak için model bir parti haline gelebilir. Bunu başarıp başaramayacağını hep birlikte göreceğiz.
Newey Nu ise yeni bir Goran mı olacak, gerçekten bildik anlamda siyaset yapacak demokratik bir parti mi olacak? Bu henüz netleşmemiştir. Çünkü KDP’ye karşı tavrı çok oportünistçedir. Güneydeki tüm sorunların müsebbibi Barzani ailesi ve KDP’dir. Bu gerçeği bilmeden ve bu tespitten hareketle siyaset yapmayan, Barzanileri hedeflemeyen bir güç ancak Goran kadar yol alabilir. Bu nedenle Newey Nu kazançlı çıkmıştır. Ancak iradeli bir duruş gösterip göstermeyeceği, ilkeli tutum sahibi olup olmayacağı ulusal meseleler ve Barzaniler gibi hain bir şebekeye karşı alacakları tavırdan anlaşılacaktır.
Sonuç olarak; KDP için güneyi pazarlama sayısı ortaya çıkmıştır. Daha sonraki bir yazımızda ele almayı düşündüğümüz Kerkük meselesi, şimdi daha büyük tehlike altındadır. Barzaniler seçim sonuçlarından, paraları ve ailelerinin geleceği için Kerkük’ü satacak sayısı elde ettim sonucunu çıkarmıştır. YNK ve diğer kesimler karşı çıkmazsa önümüzde birkaç yıl içinde tıpkı Musul gibi, Kerkük’te Arapların ve Türkmenlerin eline geçecektir. Nasıl mı? Daha sonra ki yazılarımız da bu ele alalım.
Özcümle; güney Kürtleri büyük kaybetme riski altına girmiştir. Bu tehlikenin önüne geçmek için koltuk sayılarına değil, kimin ne dediğine ne yapmak istediğine bakılmalı, yurtseverler güçlerini ortaya koymalıdır. Koltuk beladır. Barzanilerin koltuğu ise hainlerin oturduğu koltuktur. Güney Kürtleri, bunu unuttursa çok büyük kayıplarla karşılaşacaklarını asla unutmamalıdır.
Mehmet GÖREN
Kürdistan Stratejik Araştırma Merkezi