17 Kasım 2009 Salı Saat 15:04
Öcalan, ‘’Devlet içinde çözüm isteyen ve istemeyen kesimler var. Bundan
sonra hangisi galip gelir, bu, devlet içindeki bu iki gücün
mücadelesine bağlıdır. Yeni bir safhaya girildi. Bu dönem bu safha
nedir, bu önemlidir, bunu anlamak gerekiyor’’ dedi.
İRAN’DAKİ TUTSAKLARI SELAMLIYORUM
Kürt
Halk Önderi Abdullah Öcalan avukatlarıyla görüştü. Edinilen bilgiye
göre görüşmede İran’daki idamları değerlendiren Öcalan, “İran
cezaevlerindeki tutsaklara hem selamlarımı hem sabır ve metanet
dileklerimi iletiyorum. İran, kendi içindeki bu son sıkışmışlıkla
birlikte idama yöneliyor. Daha da baskıcı hale gelebilirler. Kendi
Belucilerine, Kürtlerine ve Azerilerine karşı daha da sertleşebilirler.
Ama aynı İran, ilişkide kurabilir. İran’ın her zaman böyle ikili
politikaları olmuştur. Bu siyasete karşı tedbirli olmak gerekir dedi.
Öcalan, özetle şu bilgileri verdi:
SURİYE’DE KÜRTLER KONTROL ALTINDA
“Suriye
cezaevlerinde de baskılar var. Suriye daha çok Türkiye’ye bakıyor.
Türkiye’ye göre davranıyor. Suriye oradaki Kürtleri kendinden sayıyor.
Diğer devletlere oranla Hafız Esad’tan beri daha olumlu bir duruşları
var. Belki zaman zaman baskılarını arttırabilirler ama fazla ileriye
gitmezler. Suriye daha çok istihbaratla Kürtleri kontrol altında tutmak
istiyor. Oradaki Kürtler açısından Suriye’ye karşı düşmanlık yapmamak
kadar, demokratik hakları için mücadelelerinden taviz vermemek de
önemlidir. Demokratik örgütlenmelerini geliştirebilirler.
TARİH İKİ KERE YAŞANMAZ
“Savunmalarımda
neolitik dönemin fazla olumlandığına ilişkin değerlendirmelere dönük
şunu söyleyebilirim: Orada yaşanan bir dönem ve ilişkiler var. Tarih
iki kere yaşanmaz. Ben o dönemin bu güne uyarlanması gerektiğini
söylüyorum. Ben orada tekillik ve evrensellik gerçeğini iyi bir şekilde
açıkladığım kanısındayım. Yine Zerdüşti paradigma diyenler var.
Zerdüştü bir dil yani. Nietzche ‘Zerdüşt Böyle Buyurdu’ demişti. Yani
(kendi döneminde yaşasa) Zerdüşt Böyle Buyururdu demek istiyordu. Bu
şekilde Zerdüşt’ü esas alarak kendi düşüncelerini anlatıyordu. Ben
savunmalarımla yol yöntem gösteriyorum. Ben olmasam da bu savunmalar
yol göstericidir, bunlardan faydalanarak yol alınabilinir.
KAPİTALİZM ELEŞTİRİSİ YAPIYORUM
“Başarılı
bir kapitalizm eleştirisi yapıyor, Kapitalist Modernite’yi
çözümlüyorum. Kapitalizmin maskesini düşürüyorum. Avrupalı aydınlar
utanç duymalılar. Onlar orada doğru dürüst bir şey yapamadılar. Bunları
kendimi övmek için de söylemiyorum. Mesela Hannah Arendt, çok iyi bir
politik filozoftur ama bu gerçekliğin ancak kıyısından geçiyor. Bu
filozoflar sadece işin teorisiyle ilgileniyorlar. Ben hem teori hem de
pratikle, pratik siyasetle de ilgileniyorum. Arendt ancak bir ufuk
açıyor. Koskoca Marks’ı dahi kapitalizm yuttu, kapitalizmi iyi
çözemediklerinden sonuç olarak kapitalizme hizmet etmiş oldular. Lenin
de bu nedenle pratikte çaresiz durumdadır. İki şeyi geliştiriyor
endüstriyalizm ve ulus-devlet. Stalin de sonuç olarak kapitalizme
hizmet etmiştir. Mao yine aynı şekilde. Şu an Mao’nun yarattığı Çin,
ABD kapitalizmini ayakta tutuyor, ABD’ye hizmet ediyor. Rusya da Avrupa
kapitalizmini ayakta tutuyor ve ona hizmet ediyor. Savunmalarımda bu
hususları detaylıca işledim. Ben bu nedenlerle Mustafa Kemal’i
önemsiyorum. Mustafa Kemal bunlara karşı bağımsız kalmak istiyordu.
Bunları ordusuyla kovdu ama sistemini aşamadı, bu sisteme teslim oldu
kendini yaşatmak için İngilizlerle uzlaşmak zorunda kaldı ve Kürtler de
bu hale geldi.
KÜRTLERİ AĞIR ELEŞTİRİYORUM
“Kürtlerin başına
neden bunlar geldi, Kürtleri neden bu hale getirdiler? İ. Beşikçi de
“1920’lerin başında neler yaşandı, ne oldu? Kürtler bunları mutlaka
bilmek zorunda diyor. Bu konuda Kürtleri ağır eleştiriyorum diyor.
Doğrudur. Kürtler 1920’leri bilmek zorunda. Ben bu yılları araştırdım.
Her şey benim için netleşmiştir. 1921 Kahire toplantısıyla Kürtlerin
durumu masaya yatırılmıştır. İngilizler Mustafa Kemal’e verdiği
destekten dolayı Kürtlere çok öfkelidir. Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa
Kemal’e destek veren tek halk Kürtlerdir. Araplar, Lawrence’in
politikalarını kabul ederek Osmanlıya karşı cephe almışlardı. Diğer
halkların zaten çoğu ayrılmıştı. Sadece Kürtler Mustafa Kemal’e destek
verdi. Binbaşı Noel, Kürdistan’a gelmişti, ilk Adıyaman’dan başlamıştı
Kürtleri, Lawrence’in Arapları örgütlediği gibi örgütlemek istemiş,
birçok tedbir almışlardı Mustafa Kemal’e karşı. Ama Kürtler Urfa’dan
başlamak üzere, Göklü’den bazı aşiretler, bizim aşiret, Beraziler,
Dengir Fırat’ın aşireti ve diğer aşiretlerin aldıkları önlem sayesinde
Mustafa Kemal’i korudular. Araplar içinde Lawrence’in planları tutmuştu
ama Noel’in Kürtler için planı Kürtler destek vermediği için başarısız
oldu. Kürtler İngiltere’nin Ortadoğu ve Kafkasya planlarına engel
oldular. Burada İngiltere Kürtlere karşı büyük bir öfke duydu. Ve
Kürtlere karşı bilinen politikaları geliştirdiler. 1940’lardan sonra da
ABD ile birlikte aynı politikalara devam ettiler.
KÜRTLER GÜNEY’E HAPSEDİLMEK İSTENİYOR
“Suriye’deki
Kürtler Misak-ı Milli sınırları içinde vardı. Bu parçayı Fransızlara
verdiler. Yine Irak Kürtleri de Misak-ı Milli sınırları içindeydi. Bu
parçayı da İngilizler alıp Irak’a dahil ettiler. Musul ve Kerkük’ü de,
ki orada büyük bir petrol bölgesi vardı, bu bağlamda İngilizler
aldılar. Irak ve Suriye’deki Kürtlerin üzerine fiziki olarak
gideceklerdi. Türkiye’deki Kürtlerin üzerine de aynı şekilde hem fiziki
hem de kültürel soykırım olarak gideceklerdi. Ermenilerin uğradığı
akibetin aynısını Kürtlere yapmayı planladılar. Ermenileri nasıl
Anadolu’dan çıkardılarsa Yunanlıları (Rumları) da Anadolu’dan sürdüler.
Kürtlere de aynı planı uygulamak istediler. Mümtaz Soysal bugün için de
mübadeleden bahsetmişti. Kürtleri Avrupa’ya mı, Güney’e mi nereye
sürüyorlarsa sürsünler, diyor. İşte Ermenileri küçük bir Ermenistan’a
mecbur ettiler, Rumları küçük bir Yunanistan’a mecbur ettiler. Şimdi de
Kürtleri Güney’deki yapılanmaya, ben buna devletçik diyorum, hapsederek
kontrol altına almaya çalışıyorlar.
KAHİRE KONFERANSI
“1921
Kahire Konferansıyla bu planlamayı yaptılar. Daha sonra Türkiye’ye
“biz Suriye ve Irak’taki Kürtleri hallediyoruz, siz de oradaki Kürtleri
ne yapıyorsanız yapın, yaptıklarınızda serbestsiniz dediler. Mustafa
Kemal de daha sonra kendini yaşatmak için İngilizlerle uzlaşmak zorunda
kaldı. Kürtler devletin bu politikalarını kavradığı zamanlarda artık iş
işten geçmişti. Azadi Örgütü ve Cibranlı Halit Bey harekete geçmişse de
başarılı olamadılar. Cumhuriyetin laik karakteri de 1923’te
anlaşıldığı, nasıl bir cumhuriyet kurulduğu anlaşıldığı vakit artık iş
işten geçmişti. Kürtler 1925’te ancak anlamaya başladılar ancak
başarılı olamadılar.
BÜYÜK ŞOV SONA ERDİ
“Bugün için bazı
görüşleri yan yana getirdiğimizde anlıyoruz ki devlet içinde bu sorunu
çözmek isteyen bir grup var. Ama Hükümetin ne yapacağı artık belli
oldu, büyük bir şovdu sona erdi. Ben daha önce de tahmin ediyordum ama
yine de çözüm konusunda iyiniyetli olup olmadıklarını görmek
gerekiyordu. Ben AKP’nin samimi olduğundan ciddi şüphe duyuyorum. CHP
ve MHP’yi konuşturan güç- merkez ile AKP’yi konuşturan güç-merkez
aynıdır. İkisi de aynı yerden yönlendiriliyor. Bunları yönlendiren,
kontrol altında tutan güç, Kürtlerin de bir kısmını kontrolde tutmak
istiyor. DTP’ye “işte siz bu planımızı kabul etmezseniz, sizi tasfiye
ederiz mesajı veriliyor. Kapatma meselesi de bu nedenle gündemde
tutuluyor. Yüzlerce DTP’li tutuklandı, tutuklanmaları da devam ediyor.
Çok daha büyük operasyonlar da olabilir.
YENİ SORUŞTURMA AÇILDI
“Sağlığım
buradaki şartlarla ve süreçle bağlantılıdır. Yeni bir soruşturma da
açıldı. Önümüzde yeni bir dönem başladı. Avukatlarıma da bu nedenle
ceza veriliyor, bu şekilde baskı kuruyorlar. Ben de burada siyasi bir
rehineyim, bu konumum iyi bilinmelidir. Sağlık durumum da bununla
bağlantılıdır. Ben bunu şöyle bir benzetmeyle açıklayabilirim solunum
cihazına bağlı birisi gibiyim. İstedikleri zaman fişi çekebilirler.
İşte disiplin soruşturması gibi şeylerle, cezalarla bir çekiyorlar bir
takıyorlar. Burada sağlık durumum da iyi değil. Sürekli kaşıntı var,
idrar sisteminde sorun var. Yine nefes alıp vermekte güçlük çekiyorum,
burası çok havasız, hava alamıyorum. Ayrıca gözlerimi sürekli kapatmak
zorunda kalıyorum, açıp kapatmakta zorlanıyorum. Boğazımda sürekli
akıntı var. Uyuyamıyorum. Klimayı açınca rahatsız oluyorum. Kış
geliyor, daha da zorlanacağım. Burada bir gün yaşamak bile mucize.
Benim burada yaşamam bir mucizedir. Ölebilirim de ama sağlığım bu
sorunla bağlantılı. Benim konuşmamı istemiyorlar. Eğer barış için
samimilerse ben rol alırım. Daha önce de belirttim, önüm açılmazsa bu
rolü oynayamam. Gidip konuşursam ikna edebilirim. Ben bunu barış
grubunun gelişiyle ispatladım. Gelenlere ve karşılayan halkımıza şükran
borçluyum.
TÜRKİYE’YE BEKÇİLİK GÖREVİ VERİLDİ
“Beni buraya
getiren güç bellidir. Burada Türkiye Cumhuriyeti’ne sadece bekçilik ve
gardiyanlık görevi verilmiştir. Burayı yine ABD ve İngiltere yönetiyor.
Benim üzerimden Kürt hareketini tasfiye etmeye çalışıyorlar. İşte
konuşmalarım nedeniyle verilen hücre cezaları ve şimdiki soruşturma
bununla ilgilidir. Benim burada savaş kararı vermem mümkün değil, doğru
da değildir. Ben sadece durum tespiti yapıyorum. Olacakları önceden
görüp tespit yapıyorum ama buna karşı böyle soruşturma yapılıyor. İki
durum var: ya demokratikleşecek ve herkes bundan yararlanacak ya da bu
baskı daha da gelişecek ve yeni tutuklamalar olacak.
GLADYO SUÇLARI PKK’YE YIKILMAK İSTENDİ
“Yeni
bir dönem nedir? Bunu anlamak önemlidir. 1987’de başlayan kontra
(Gladio) faaliyetleri Bilge Köyü Katliamı gibi olaylarla devam
ettirilmek isteniyor. Halen korucuların yaptıkları olaylar var, bunlar
tek merkezden yönetilen kontra faaliyetleridir. Bilge Köyü katliamı
sürdürülmek istenen bu politikaların bir sonucudur. İfade ve
dosyalarında da ortaya çıktı ki, bu olay askerlerin bilgisi dahilinde
onlarla irtibatlı şekilde gerçekleştirilmiş. Bu olayı gerçekleştirip
PKK’ye yıkmak istiyorlardı ama buradaki fark olayı üstlenecek bir
PKK’li bulamadılar.
SOL KONTROL ALTINDADIR
“Emniyet Genel
Müdürlüğü’nün bir raporu yayınlanmış benimle ilgili. İşte
Öcalan-PKK-Ergenekon ilişkisi falan diyorlar. Ben bu konuda burada hep
söyledim, savcı gelip beni dinlemelidir diye ama gelip dinlemediler.
Hep söyledim, bunlar içimize sızdılar, bizi de kontrol altına almak
istediler. Hasan Bindal olayını da hep bu yüzden anlatıyorum. Sol’u da
kontrol altında tuttular. Mustafa Suphi’den beri Sol, kontrol
altındadır. Bugünkü Sol, kontrol altında tutulan Sol’dur. Sol’u kontrol
altında tutmak için bir çok sahte Komünist Partisi kurdular. Eskiden
Türkiye’deki Gladio’yu PKK ‘nin içine de sızdırmak için onlarca küçük
gruplar kurdurdular. Hogir onlar çoluk, çocuk katletmeye başladılar.
İşte Hogir bunların adamıdır, Kolordu Komutanının yardımcısı olduğu
ortaya çıktı. Bunlar bizim adımıza yüzlerce eylem yaptılar çoluk,
çocuk, bir sürü insan öldürdüler, bunları bize mal etmek istediler.
Bunları Hogir’lere yaptıranlar, bunları bilmelerine planlamalarına
rağmen bunu bize yıktılar. Bu yüzden bilinçli olarak bize işte “Apo
bebek katili, cani dediler. Bunlar 2005 yılında Mersin’de bayrak
provokasyonunu da yaptılar, bize yıkmaya çalıştılar ama öyle olmadığı
ortaya çıktı. Bize karşı PKK içinde birçok kişi ve grup çıkardılar.
Ancak hiç birisi başarılı olamadılar. Bunlar pratik olarak beni
aşamadılar. Teorik olarak da hiç aşamadılar.
ÇÖZÜME HEP BAHÇELİ ENGEL OLDU
“Özal
“bu sorunu çözelim dediğinde ben “Özal ya samimi değil, oyun oynuyor
ya da büyük bir risk alıyor ve başına ne gelecek bilmiyor diye
düşünmüştüm. Ancak daha sonra samimi olduğunu gördük ve başına ne
geldiği ortada. Özal önceden başına gelecekleri bilmiyordu. Özal
samimiydi. Erbakan da bizimle irtibat kurdu, bu soruna el attı, bu
konuda da samimiydi. Ancak onu öldürmediler ama iktidardan indirdiler.
Karadayı ve Kıvrıkoğlu Amerika’nın politikalarını biliyordu.
Ergenekon’u biliyordu. Bu ikisi bazı şeyleri biliyordu ve biraz
farklıydılar, farklı politikaları vardı. Aslında sorunu çözmek de
istiyorlardı. Ama Ergenekon çok güçlüydü. Ecevit onlar bazı şeyleri
yapmak istediler. Burada da Bahçeli engel oldu. Bahçeli özel görevli
biriydi. 2002’de aniden erken seçime götürdüler.Bahçeli, çözüm olursa
kendilerinin ne duruma geleceklerini biliyordu. Çözüme engel oldu bu
nedenle. Ve bu şekilde Ecevit’i devre dışı bıraktılar. Bir darbe
bekliyorlardı ancak Amerika darbeye izin vermedi ve bekledikleri darbe
gerçekleşmedi. Bahçeli şimdi de aynı şekilde çözüme engel olmaya
çalışıyor. Ona verilen görevi yapıyor. Özal ve Erbakan zamanında
siyasiler çözüm istedi asker buna engel oldu. Kıvrıkoğlu ve Karadayı
döneminde askerler çözüm istediler ama siyasiler Çiller, Bahçeli engel
oldu. Baykal da çözüme engel olmak için özel olarak
görevlendirilmiştir. İşte Baykal, JİTEM tarafından parti içi darbeyle
tekrar CHP’nin başına getirildi. Altan Öymen’i devirerek Baykal’ı
getirdiler. CHP’nin içinde bazı demokratlar var, çözüm isteyenler var.
AKP içinde de iyiniyetli, çözüm isteyen demokrat kişiler var.
PKK BARIŞA HAZIR
“Barış
grupların gelmesinin nedeni şuydu: Biz, ben ve PKK barışa hazır
olduğumuzu ıspatlamaya çalıştık. Bunu ıspatladık. “Biz barışa hazırız,
siz de hazır mısınız mesajını verdik. Maxmur’dan gelenlere özellikle
teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. Maxmur halkına da selam ve
şükranlarımı sunuyorum. Maxmur ve özellikle Kandil’den gelen
arkadaşlar, büyük bir cesaret örneği gösterdiler, risk aldılar. Ben ve
PKK barıştan yana olduğumuzu kanıtladık. Kandil’den gelenler de
iyiniyetlidir. Barış için geldiler. Onlara da şükranlarımı sunuyorum,
selamlarımı iletiyorum. Aslında devlet kötü yaklaşmadı, olumlu
yaklaştı, serbest bırakılmaları olumluydu. İyi bir hava oluştu ama
Bahçeli sabote etti, havayı tersine çevirdi. Bakın işte şu anda yine
tasfiye, yine imha gündemleştiriliyor. Devletin içinde çözümden yana
olan bir kesim de var. Ama güçleri yetmiyor. Bu güçlerden hangisi galip
gelirse AKP onlardan yana olacaktır. AKP her zaman güçlüden yana
olmuştur. AKP, CHP, MHP kendilerine verilen rolleri oynuyorlar. Aslında
birbirlerinden farklı değiller. Böyle bir iki basit adımla bu sorun
çözülmez. Nasrettin Hoca misali hani önce eşeğini kaybettirip sonra
buldururak “hoca mutlu oldun mu? diyorlar ya 12 yaşındaki Kürt
çocuklarını önce hapishaneye dolduruyorlar sonra sizi hapisten çıkarmak
için adım atıyoruz, diyorlar. Ve bunu bir adım olarak sunuyorlar.
Üniversite’de bölümden, Kürtçe tv’den bahsediyorlar, bunu adım olarak
sunuyorlar. Kürtlerin artık televizyona ihtiyacı yok. Zaten Kürtlerin
televizyonları vardı, televizyon verilmesi bir adım, bir hak olmaktan
zaten çıkmıştır. AKP yine Kürtlerin oylarına oynuyor. GAP’tan
holdinglerle, kredilerle Kürtleri kendilerine bağlamaya çalışıyorlar.
AKP içindeki bey ve şeyh ailelerinden birkaç kişiyi yanlarına alarak
Kürtleri kendilerine bağlamaya çalışıyorlar.
AKP SAMİMİ DEĞİL
“Ben
‘99’da gerillaların sınır dışına çekilmesini sağladım. 2006’da ateşkes
çağrısı yaptım. Üç kez ateşkesin uzatılmasını sağladım. Barış için
elimden gelen herşeyi yaptım. Yol haritamı da verdim. Defalarca barış
için çağrı yaptım, savunmalarımı yazdım. Artık benim burada
yapabileceğim bir şey kalmadı. Ben barış için elimden geleni yapıyorum
ama buradaki şartlarım elverişsiz. Rolümü oynamam için önümün açılması
gerekiyor. Birinci ve İkinci barış grupları süreci yeterince
değerlendirilemedi. Bu üçüncü barış grubudur. AKP’nin samimiyetini
görmek istedim ve anlaşıldı ki AKP samimi değilmiş.
“İşte
CHP’li Onur Öymen Dersim İsyanı nasıl bastırıldıysa bugünkü isyanında
öyle bastırılmasını istiyor. İşte onların zihniyeti budur. Bunun için,
bunların zihniyetini anlamak için siyaset akademileri diyorum. Siyaset
akademilerinde bunların tartışılması lazım.
YENİ BİR DÖNEME GİRİLDİ
“Devlet
içinde çözüm isteyenler var, AKP içinde de çözüm isteyen bazıları var.
Çözüm isteyen ve istemeyen kesimler var. Bundan sonra çözüm isteyenler
mi istemeyenler mi hangisi galip gelir, bu, devlet içindeki bu iki
gücün mücadelesine bağlıdır. Yeni bir safhaya girildi. Bu dönem bu
safha nedir, bu önemlidir, bunu anlamak gerekiyor. Yine de olumlu bir
gelişme olursa, adım atılırsa ben yine rolümü oynarım. Üzerime düşeni
yaparım.
Öcalan, sözlerini “Batman ve Muş halkına, tüm
cezaevlerindeki tutsaklara, halkımıza selam ve sevgilerimi sunuyorum
diyerek tamamladı.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info