• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Ekoloji

Doğaya/Öze Dönüş Sağlığa Dönüştür

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Ekoloji
248 10
A A
Doğaya/Öze Dönüş Sağlığa Dönüştür
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

28 Aralık 2009 Pazartesi Saat 13:15

İnsanoğlunun toplumsallaşma sayesindeki yapma ve düşünme gücü, insanı insan yapan her şeyin doğuş kaynağı.

0

21

TR

:” ”

:””

” “,” ”

” ”

İnsanoğlunun toplumsallaşma sayesindeki yapma ve düşünme
gücü, insanı insan yapan her şeyin doğuş kaynağı. Bu kaynağın ilk doğurdukları
hem “gerçek hem “doğru yu ifade ediyordu. Yani doğru olan gerçek oluyor,
gerçek ise doğruyu ifade ediyordu. Çoğu zaman bu iki kelimeyi bir arada ifade
ediyoruz. Oysaki gerçekleşenlerin doğru olmama tarihi bin yıllara ulaştı. Artık
gerçekleşenlerin çoğu doğru değil. Bu kadar yıkımın, intiharın, şiddettin ve
toplumsal cinnetin kaynağı, bu gerçeği doğrudan ayıran yol ayrımına dayanıyor.
Bu ayrılık ise üretmekle tüketmek, yapmakla bozmak gibi olunca dengeyi de alt
üst ediyor. İnsan ruhu yarım kalıyor, kendini tamamlayamıyor. Öz olanın doğal
olanın üstü, bu gerçekleşen yapaylıkla örtülüyor. Bu örtüyü kaldırdıkça
insanoğlu yarım kalan hatta yanlış kalan tarafını tamamlayabilecek.

 

Doğal tedavi ve bitkilerle gelen sağlık araştırmalarını bu
gerçekten yola çıkarak önemsiyorum. İnsan bedenini olduğu kadar ruhunu da
iyileştireceğine inanıyorum. Küçükken bahçelerden topladığımız semizotu ve
kuşekmeği gibi otlarla evcilik oynardık. Şimdi çocuklar E332 ve türevi
kanserojen madde içeren boyalı sağlıksız şeyler tüketiyor. Bu değişikliğin
çocukların ruhsal durumu üzerindeki olumsuz etkisi, en az biyolojik etkisi
kadardır. Tıpkı bizi bir kuşak öncesine göre daha sağlıksız ve daha yarım
bıraktığı gibi. Hep naneli şeker yemiş ama nane görmemiş üşüttüğünde nane ve
limon içmeden, ağrı kesiciye başvurmuş insanların ruhunun bir tarafında
yarımlıklar kalacağına inanıyorum. Bu nedenle doğal tedavi yöntemleri
derinlerde bırakılan yaralara da ilaçtır.

 

Diğer taraftan ise doğal tedavi yöntemleri, ilaçların insan
biyolojisi üzerinde yarattığı tahribatı gözetildiğinde de daha çok
güncelleştirilmesi gereken bir konu olarak ortaya çıkıyor. İlaçlar için genelde
“iki tarafı keskin bıçak denir. Bir tarafı iyileştirirken diğer tarafı
yaralar. Bir antibiyotik ilaç hastalığa iyi geldiği gibi metabolizmanın tümüne
yayıldığından hastalıklı olmayan organları da etkiliyor. Farklı hastalıklara
neden oluyor.

 

Tıp bilimi gelişmesin demiyorum, elbette doğada ham haliyle
her şeyin çaresi yok. Fakat hastalıklarımızın nedeni ağırlıklı olarak özünden
sapmış, doğru ve doğal olandan uzaklaşmış bir gerçekliğin sonucu. Bu nedenle
doğaya-öze dönmenin yani ekolojik yaşamın bir adımı olarak, doğal tedavi ve
doğal beslenme yöntemlerini destekliyorum. Özellikle kadının bu çalışmaya
öncülük etmesinin –tüm imkansızlıklarına rağmen- anlamının da yüksek olduğuna
inanıyorum.

Newroz Êlih

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

Uygar Toplum Aşamaları ve Direniş Sorunları – 1

Sonraki Haber

Doğa Anayı Yeniden Düşünmek !

Benzer Haberler

Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı
Ekoloji

Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı

13 Ağustos 2021
Düşmanlık Kurdistan’ın İnsanına, Dağına, Taşına, Toprağına
Ekoloji

Düşmanlık Kurdistan’ın İnsanına, Dağına, Taşına, Toprağına

17 Haziran 2021
Ekoloji

DOĞASINA SAHİP ÇIKMAYAN NE KÜRT NE DE YURTSEVER OLABİLİR

29 Haziran 2020
Sonraki Haber
Doğa Anayı Yeniden Düşünmek !

Doğa Anayı Yeniden Düşünmek !

Öne Çıkan Yazılar

  • MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

    MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

    534 Paylaşım
    Paylaş 214 Paylaş 134
  • MİT’ten HTŞ’ye Yeni Talimatlar – ÖZEL HABER

    508 Paylaşım
    Paylaş 203 Paylaş 127
  • İnkar Siyaseti Tasfiye Edildi, Sıra Demokratik Toplum İnşasında

    547 Paylaşım
    Paylaş 219 Paylaş 137
  • ‘Yeni Başlangıçlar Kongresi’

    542 Paylaşım
    Paylaş 217 Paylaş 136
  • Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

    519 Paylaşım
    Paylaş 208 Paylaş 130

Önerilenler

MİT’ten HTŞ’ye Yeni Talimatlar – ÖZEL HABER

MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

Her Günümüz 15’ Mayıs Duyarlılığıyla Geçmeli!

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

HRW: Türkiye Destekli Çetelerin İhlalleri Devam Ediyor

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç