25 Ağustos 2019 Pazar Saat 05:56
0
21
TR
:” ”
:””
” “,
:” ”
Türk Devleti, Suriye’deki
halkların devrimini baltalama hayalleri doğrultusunda Rusya ile anlaşmalar
yapmış bu anlaşmalar sonucu Suriye’nin
İdlib kentinde 12 gözlem noktası kurmuştu. Bu gözlem noktalarındaki temel amaç
bölgeye sükuneti getirip, çatışmasızlık bölgesi yaratmaktı. İdlib’de birçok
rejim muhalifi silahlı grup bulunuyor, bunlar HTŞ adında bir çatı oluşumu
altında birleştirilmişti. Türkiye’nin bölgede konuşlandırılmaya izin verilmesi
burada bulunan grupların Rusya’nın çıkarlarına saldırmaması ve rejimi tehdit
edecek herhangi bir saldırıya girişilmeme şartıyla kabul edilmişti. Bununla
ilişkili Türk Devleti ve Rusya ilişkilerinde iyiye doğru gitme emareleri
nüksetmişti. S-400 füze sistemi almaya kadar ilerleyen bu ilişkiler, başladığı
noktada tekrar karıştı.
Rusya ve Suriye rejim güçleri
İdlib’e hava destekli yoğun operasyonlar gerçekleştiriyor. Bu durum Türk
Devleti için elbetteki tehdittir. Türk Devleti o grupların orda bulunması
sayesinde şu anda Suriye’de kalabiliyor. Kendisine bağlı, eğitip donattığı ve
sonrada sahaya sürdüğü gruplara saldırı doğrudan Türk Devletine saldırıdır. Bu
saldırıların son bulması adına geçtiğimiz günlerde 24 saat sürmeyen bir ateşkes
imzalanmıştı. Ateşkes bölgede yeni gelişmelerin olduğu yönünde bazı görüşler
ortaya çıkarmıştı ancak o görüşler mevcut dünya durumundan uzak hayalci
görüşler olarak yerinde kala kaldı. Tabi bu görüşmelerin herhangi bir yeni
gelişmeye kapı aralamayacağını ve yine
orta doğudaki siyasi karmaşa nedeniyle bi ihtimal anlaşma sağlanmıştır
fikirleride kaleme döküldü. İdlib Türk devleti’nin ikinci proxy savaşı deneyimi
oldu ve görünen o ki son da olacak.
Söz konusu bölge hemen dünyadaki
bütün hegemon ülkelerin bulunmak ve söz sahibi olmak istediği bir bölge
özelliğindedir. Hem zenginliği ve hem de Akdeniz’e yakınlığı ile İdlib konumu
gereği bölgedeki politika da ve yürütülecek stratejilerde önem arz eden bir
şehir. Bölgede söz sahibi olmak isteyen her ülke, İdlib’deki karmaşaya bir
şekilde karışma eğilimi göstermiştir. Kimi açık açık kimi kapalı kapılar
ardında bölge üzerine etkide bulunmak istemiştir. Türkiye, böylesi bir konuma
sahip bir kentte, Rusya ve İran’ın desteklediği Suriye Rejim’ine muhalif grupları
koruma gibi bir eğilim gösterdi.
İdlib’deki son gelişmelerde Türk
Devleti destekli HTŞ grupları Rusya ve Rejim’in hava saldırıları ile ağır
kayıplar veriyor, HTŞ gruplarının Efrin’den İdlib’e gönderdiği destek konvoyuda
savaş uçakları tarafından vuruldu ve konvoy tümden imha edildi. Diğer taraftan
Suriye Rejimi Han Şeyhun bölgesine operasyon düzenledi ve bununla birlikte
Morek’teki gözlem noktası kuşatma altına alındı. Ayrıca Türk Devleti’nin
gruplara destek amaçlı gönderdiği TSK konvoyuda hedef alınmış ve konvoyda 3
kişinin öldürüldüğü söylenmişti. Bunun üzerine Türk tarafı kınayıp Rusya’dan
bir açıklama bekledi ve Rusya Devlet Başkanı Putin ‘‘İdlib’in %90’ı
teröristler tarafından kontrol ediliyor. Suriye ordusunun İdlib’i geri almak
için yaptığı operasyonları bütün gücümüzle destekliyoruz.’’ Şeklinde bir
açıklama yaptı.
Rusya’nın bu operasyonlarda
ortaya koyduğu tavır ile Türk Devleti’ni gözden çıkardığını beklemek yakın bi
ihtimal gibi dursada İdlib’de farklı dolapların döndüğünü söylemek pek abes
kaçmaz. Rusya Tayyip Erdoğan’ı AB ve ABD’ye karşı elinde bir koz olarak tutmak
isteyebilir. Bunu bulunduğu alanlardaki Türkiye etkisini asgarî düzeye
indirgeyerek gerçekleştirmek isteyecektir. Geçtiğimiz hafta Türk Devleti
Efrin’den göç eden sivil halkın bulunduğu Til Rifat bölgesine yoğun top
atışları gerçekleştiriyordu ve bu bölge üzerine de bazı planlamaların yapıldığı
bazı kaynaklarda geçiyordu. Yani o bölge üzerine yapılan hesaplar şu yönlü
İdlib’in büyük bir kısmı HTŞ’den temizlenecek ve bu bölgelerden çıkarılan
gruplar Til Rifat’a ya da Rusya ve Suriye Rejiminin kabul ettiği bir bölgede
konumlandırılacaklar. Tabi bunun doğru olmama ihtimalide bulunuyor, içinde
bulunduğumuz süreci topluca göz önüne alıp kısa-öz bir cümlede bu durumu izah
etmeye yönelirsek Suriye’nin hatta Rusya’nın bölgedeki Özerk Yönetim güçlerini
karşısına almak istemeyeceği ve karşısına alarak tamamen ABD’ye yöneltmeyeceği
açıktır. Türk Devleti mevcut durumda herhangi bir devlete sırtını dönebilecek
bir pozisyona sahip değil. Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal deyim’i
süreç doğrultusunda Türk Devleti’nin mevcut ilerleyiş biçimi için özettir.
İdlib’den Sonrası
Han Şeyhun beldesinin Rejim
güçleri tarafından ele geçirilmesi ile birlikte İdlib’deki en stratejik beldeyi
kaybeden HTŞ gruplarının bölgede tutunması zor. Ki bazı yerel kaynaklarda
grupların yavaş yavaş İdlib’den kaçtığı ve Türk sınırlarına dayandığı
belirtiliyor. Rusya ve Rejim bölgeye doğru hareket eden TSK ve HTŞ gruplarına
ait konvoyu hava saldırıları ile engelliyor. AB kanadından saldırıları durdurma
çağrısı yapıldı ancak Rus Ordusu’nun hava desteğiyle yapılan operasyon devam
ediyor. Türk Devleti bu operasyonun durdurulması için bazı girişimlerde bulunsa
da henüz bölgedeki operasyon gücünü tatmin edebilir bir taviz sunabilmiş değil.
Bu operasyonun, İdlib’in tamamen
temizlenmesi ile sonuçlanması durumunda Türk Ordusunun bulunduğu Bab-Cerablus
ve Efrin bölgeleride ateş hattına girmiş olacak. Suriye kanadında bu yönlü
fısıltılar var ancak bu operasyonları gerçekleştirmesine Rusya izin verirmi
bilinmez. Zira bu Türk Devleti’nin Dünya’da ve içerdeki prestijini aşırı
sarsacak bir durumdur. Bu prestij sarsılmasının da bölgede gelişen 3. Dünya
Savaşı’nın yeni boyutlarını yaşatabilecek ağırlıkta olacağı görülüyor. Bu durum
elbetteki Türk Devleti’ni sıkıştırır ve Türk Devleti bu sıkışıklığı aşma
girişimleri olarak diplomasi trafiğini arttırır. Dışişleri, İstihbarat
Yetkililerinin gerek Rusya gerek Rejim ile gerçekleştirdiği görüşmelerden sonuç
çıkmadı ve son radde olarak tavizci tüccar Türk Devleti Cumhurbaşkanı R.Tayyip
Erdoğan, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ile görüşme gerçekleştirmek için
Rusya’ya hareket edecek. Görüşmenin içeriği elbetteki İdlib’dir ancak Tayyip
Erdoğan’ın verebileceği tavizler nereleri ve neleri kapsıyor orası muamma.
Fırat ALİ
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html