Taksim’den Karkamış’a uzanan bir Osmalı Geleneği…
Bildiği üzere geçtiğimiz günlerde Taksim’de bir patlama yaşandı ve patlamanın sesi daha ilk saniyelerde Kobani olarak çınladı. Plan kısa ve özdü. Bomba patlayacak ve Fetih İşgali başlayacaktı.
Yoğun hava saldırılarıyla Şehba’dan Asos’a kadar başlatılan operasyon, dün ve bugün İşgalci Türk Devleti ile QSD ve bazı alanlarda Afrin Kurtuluş Güçleri (HRE) arasında karşılıklı çatışmalara ve bombardımanlara dönüştü. Çatışmaların yoğunlukta olduğu bölgeler Til Rifat, Minbiç kırsalı, Dabıq, Kobani, Akçakale ve Karkamış sınır bölgelerinde yoğunluk kazandı.
58 savaş uçağı ile, uzun bir aradan sonra hem Uluslarası Koalisyan hemde Rus kontrolündeki hava sahalarına giren İşgalci Türk Ordusuna ait savaş uçakları birçok şehir ve alanı bombaladı. Bu saldırılarda en çok kaybı siviller yaşadı ve şehit düşenler oldu. Bunların yanında sivil yaşam alanları ve ihtiyaçları da hedef alındı.
Saldırının en yoğun yaşandığı yer Kobani’ydi. Şehir merkezi ve çevre köyler başta olmak üzere bir çok alan vuruldu. Vurulan yerlerden biri de Korona hastalarının tedavisi için yeni yapılmış Halk Hastanesiydi. Saldırıların en ağır sivil kaybı Derik’te yaşandı. Yaşanan ilk saldırıda yaralananlara yardıma giden halk, katliamcı türk devleti tarafından tekrardan bombalamaya maruz kaldı. 12 yurttaş olay yerinde şehit düştü. Aynı zamanda Derik’te bulunan ve geniş bir alanın elektriğini karşılayan Elektrik santralini kullanılmaz hale getirildi. Saldırıların yaşandığı Tirbespiye’de ise, halkın büyük bir emekle ürettiği ve ileriki süreçlerde yaşamını sürdüreceği buğday silolarıydı. BM kuralları gereği, savaşlarda halkın yaşam ve ihtiyaç alanlarını hedef almak savaş suçu olarak bilinse de; savaşı başlatanın Türkiye, maruz kalanında Kürtler olması bu kuralların anlamının yitirilmesi demektedir.
Dün ve bugün bu acımasız saldırılar Kürdistan, Türkiye ve Dünya gündemine taşındı. Buna karşılık İşgalci ve Komplocu Türk Devleti ise bu gündemi saptırmak ve değiştirmek adına, Kilis’e bağlı Karkamış’ta yaşanan çatışmaları sivil yerleşim yerleri ve sivil kayıpların yaşandığı yerler olarak lanse etmeye çalıştı. Kendi savaş suçlarını gizlemek ve yeni katliamların önünü açmak için kullandı.
İşgalci Türk Devletinin bugün Karkamış’ta vurulduğunu söylediği Kocatepe İlkokulu, sınır hattına yakın olması ve karşılıklı çatışmalara mağruz kalmasından dolayı geçmiş dönemlerde bir çok kez boşaltıldı.
Bunun için sınıra en yakın olan yer olarak Karkamış, ajitasyon ve propaganda olarakta bir ilkokul seçildi. 2016 (DAİŞ), 2018, 2019, 2021, 2022 yıllarında da Kuzey Suriye bölgelerinde sürekli bir savaşın içinde olma planlamaları içerisinde bir çok kez Karkamış bölgesi böylesi çatışmalara mağruz kalmıştır. 2016 yılından beri Kocatepe İlkokulu, Valilik kararıyla bir çok kez boşaltılmış ve eğitime ara verilmiştir. 16 Ağustos 2022 tarihinde de yine aynı bölgede yaşanan çatışma sonrası, Kocatepe İlkokulu boşaltılmış, okul askeri bir karargaha dönüştürülmüştür. Sınıra yakın olması nedeniyle ÖSO çeteleriyle MİT’in koordineli çalışmalar yürüttüğü istihbarat bilgi toplama merkezi haline getirilmiştir.
3 gündür devam eden, savaşın en yoğun olduğu sınır bölgesinde sivil alanların neden boşaltılmadı, çocukların okula gitmeye devam ettiği bir ortamın olması da süphe uyandıran bir durum olarak karşımızda durmaktadır.
Bu durumlara alışık olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Hakan Fidan’ın Osmanlı tohumlarından oluşma geleneğini çok iyi biliyoruz.
Özel harp dairesinde hazırlanan planlamarınızın yaşayarak tecrübe etmiş bir toplumuz.
Sınırın karşı tarafına geçip 4 havan topu atarak neler yapabileceğinizi, hangi oyunları oynayabileceğinizin farkındayız…
Ali KASIM