10 Temmuz 2011 Pazar Saat 15:58
Altan Tan, AKP ve Genelkurmay’ın Kürt hareketine karşı eylem planını doğruladı. ‘Kürt siyasetini çözme stratejisi’nin başına getirilmek istendiğini söyleyen Tan, tarikat, cemaat ve AKP’li sivil toplum örgütleri tarafından ikna edilmeye çalışıldığını belirtti
BEŞ AYAKLI PLAN
AKP ve Genelkurmay’ın “Kürt siyasi hareketinin tasfiyesi” için hazırladığı eylem planı bir kez daha doğrulandı. BDP Amed Milletvekili Altan Tan, Kürt siyasetinin etkisizleştirilmesi ve tasfiye edilmesi için “BDP ile PKK arasındaki bağın koparılması”, “Mali kaynakların kesilmesi ve izolasyon”, “Din faktörü”, “Ekonomik tedbirler” ve “Devşirme politikası” olmak üzere beş ayaklı bir plan hazırlandığını söyledi.
BANA TEKLİF EDİLDİ
Bütün bu siyasetin, Kürtlerin bir halk olma iddiasını çözme ve bir statü sahibi olmalarını engellemeye yönelik bir özel harp stratejisi olduğunu söyleyen Tan, “Bütün tarikat ve cemaatler AKP bağlantılı sözde STK’ler tarafından uzunca bir dönem ikna edilmek istendim. Kürtleri uyutma politikasının stratejisinin başına getirilmek istendim. İçine değil bu projenin başına getirilmek istendim. Fakat kabul etmedim” dedi.
Kürtleri tasfiye planı doğrulandı
AKP ve Genelkurmay’ın “Kürt siyasi hareketinin tasfiyesi” için hazırladığı eylem planı bir kez daha doğrulandı. Kürt siyasetinin etkisizleştirilmesi ve tasfiye edilmesi için “şahin-güvercin” ayrımı yapılarak çatlak oluşturulması, Kürt siyasetine yön vermek için bazı isimlere rol verilmesi gibi hususları içeren plan çerçevesinde BDP Amed Milletvekili Altan Tan’a da teklifte bulunulduğu ortaya çıktı. Amed’de yayınlanan bölgesel Özgürhaber gazetesine açıklamalarda bulunan Altan Tan, cemaatlerin, tarikatların ve AKP’nin değil Kürtlerin yanında olduğu için bu kesimlerin tepkisini çektiğini söyledi.
AKP hükümeti ve onun etrafında kümelenen bazı tarikat ve cemaatlerin Kürt meselesinin çözümünde devletle aynı noktaya geldiklerini belirten Tan, şunları söyledi: “Özetle bunların projesi şu Çok net olarak söyleyebilirim Kürtlere şu ana kadar verdiklerimizin dışında vereceğimiz başka bir şey yok. Nedir bu birey haklarına evet, grup haklarına hayır.”
Stratejinin beş ayağı
Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 2008’deki Amed gezisinde STK temsilcileri ile bir araya gelerek toplantı yaptığını ve Kürtlerin birey haklarına ‘Evet’, grup haklarına ‘Hayır’ projesinin hayata geçirildiğini belirten Tan, Başbuğ’un Amed’deki konuşması ardından yeni bir strateji belirlendiğini vurguladı. Tan, bu stratejinin 5 ayağını da şöyle açıkladı:
“Birincisi önce legal Kürt siyaseti ile yani DTP ve sonrasında BDP ile PKK arasındaki bağın koparılması hedeflenmekteydi. Bunun için de ilk etapta 3 bin, son seçim döneminde de 2 bine yakın insan gözaltına alındı ve tutuklandı. Yani şehirde bulunan sivil kadrolar, eline silah almamış ama Kürt siyaseti ile bağlantılı 5 bine yakın kalifiye eleman devre dışı bırakıldı. Bundan da anlaşılan şehirdeki Kürt siyasetçilerin ve seçimlere giren partilerin gücünün zayıflatılması birinci hedeftir.
İkincisi Kürt siyasetinin yani dağ kısmı PKK, Kandil kesimi üzerine uluslararası güçlerin de desteği ile yani Irak ve ABD’nin Avrupa’da Fransa ve Almanya’da mali kaynaklarının kesilmesinden tutun askeri olarak izole edilmesine kadar bütün tedbirler devreye sokuldu.
Üçüncüsü Din faktörü devreye sokularak tarikat ve cemaatler fasılası ile PKK’nin, Kürt siyasal hareketinin terörist, dinsiz ve Zerdüşt olması ile ilgili yoğun bir propaganda başladı. Bu da dindar Kürtler nezdinde Kürt siyasi hareketinin ve partisinin itibarsız hale getirilmesi operasyonuydu.
Dördüncüsü Yine aynı şekilde bütün devlet imkânları valilikler, tarikat ve cemaatlerin yardım fonları, bunların tamamı devreye sokularak, ekonomik yönden güçsüz halk kesimi elde edilmek istendi.
Beşincisi Bölge’de etkili olabilecek bazı liberal, sosyal demokrat veya muhafazakâr kişiler devşirilmeye çalışıldı. Yani bunlar meşru taleplere sıcak bakan kişilerdir. Bunlar da siyaseten, mevki makam, bürokratik değerlendirme gibi yollarla Kürt siyasal hareketine destek vermekten alıkonuldu.”
Özel Harp stratejisidir
Bütün bu siyasetin, Kürtlerin bir halk olma iddiasını çözme ve bir statü sahibi olmalarını engellemeye yönelik bir özel harp stratejisi olduğunu söyleyen Tan, Kürtleri uyutma ve tasfiye etme projesinin başına getirilmek istendiğini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün tarikat ve cemaatler AKP bağlantılı sözde STK’ler tarafından uzunca bir dönem ikna edilmek istendim. Bu Kürtleri uyutma politikasının stratejisinin başına getirilmek istendim. İçine değil bu projenin başına getirilmek istendim. Siyasal aktör olarak getirilmek istendim. Fakat ben inanmadığım doğru bulmadığım vicdanımın kabul etmediği hiçbir projeye evet demediğim gibi, buna da evet demedim. Evet dememekle kalmadım. Evimde oturmadım. Kürt siyasal mücadelesinin tarafına geçtim. Kürtlerin meşru hak taleplerine de destek verdim. Bu onları çıldırttı. Onun için şu anda yaptıkları ve ettikleri ne olursa olsun, bir şekilde beni tasfiye etmektir.”-Özgür Gündem
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info