19 Ocak 2017 Perşembe Saat 11:47
Bu yazının amacı, ekonomi ve
siyaset bilimi literatüründe iki rejim üzerine yapılmış çalışmalarda edinilen
bulguları bir araya getirerek, yukarıdaki soruyu cevaplamaya yönelik bir analiz
sunmaktır.
Başkanlık Rejimi Parlamenter Sisteme Karşı
Başkanlık ve parlamenter rejimlerin karşılaştırmalı
analizleri 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar gitmektedir. Bu iki sistemin artı
ve eksileri konusundaki öncü çalışmalarında hem Walter Bagehot hem de Woodrow
Wilson Parlamenter sistemin üstünlüğünden bahsederler.
Başkanlık rejimlerini parlamenter sistemlerden ayıran en
önemli iki özellik, yürütmenin başının başkanlık rejiminde halk tarafından
doğrudan seçilmesi ve güven oylamasına tabii olmamasıdır. Parlamenter sistemlerde
hükümet ve yürütmenin başı (başbakan) meclis tarafından onanır. Ayrıca
hükümetlerin, dolayısıyla başbakanın ne kadar görevde kalacağı yine yasamanın
güvenoyuna tabiidir. Başkanlıkta ise başkanın dönemi anayasada belirtilmiştir
ve sabittir. Bu iki rejimle yönetilen ülkelere bakıldığında, anayasal
devamlılık gösteren tek başkanlık rejiminin Amerika Birleşik Devletleri olduğu
görülür. Diğer istikrar gösteren ve başkanlık rejiminin bazı ögelerini taşıyan
Finlandiya ve Fransa ise karma rejimlerdir.
Parlamenter demokrasilerde de istikrarsızlık gözlemlenir,
fakat önemli fark zaman zaman yaşanan krizlerin rejim krizine dönüşmeden
çözülebilmesidir. Örneğin, Hindistan gibi etnik farklılıkların keskin olduğu
toplumlarda bile parlamenter rejim çözüm üretebilmiştir (Linz, 1985).
Başkanlık ve parlamenter rejimler arasındaki bu istikrar
farkı tesadüf müdür, yoksa bu iki sistemin işleyişinin bir sonucu mudur?
1990’ların başlarında Sovyet komünizminin çöküşüyle, Doğu Avrupa’da
bağımsızlığını kazanan çok sayıda ülkenin yeni rejim arayışlarının büyük bir
ivme kazandırdığı bu tartışmanın açık sonucu başkanlık sisteminin daha
istikrarsız olmasının rastlantısal olmadığıdır (Linz, 1994).
O Halde Başkanlık Rejimleri Neden İstikrarsızlığı
Körüklüyor?
Öne çıkan açıklamalar arasında 1) başkanlık
seçimlerinde kazanan ve kaybedenlerinin keskin olması ve kazançların ve
kayıpların başkanın görev süresince devam etmesinin yarattığı istikrarsızlık 2)
hem başkan hem de meclisin meşruiyet iddiası ve bu ikisi arasındaki potansiyel
sürtüşme 3) başkanlık süresinin sabit olmasının yarattığı katılık 4)
sistemin başkana verdiği gücün ve misyonun seçmenden alınan sınırlı desteğin
çok ötesinde olması en önemli özellikler olarak görülmektedir.
2000’li yılların başından itibaren ‘başkanlık mı Parlamenter
sistem mi?’ tartışması bu iki rejimin ekonomik performans üzerine etkisini
araştırmaya evrilmiştir. Bu yazının devamında, halen yoğun çalışmaların devam
ettiği bu alanda şu ana kadar ulaşılmış önemli bulgular sunulacaktır.
Rejimlerin ekonomik ve siyasi sonuçları ile ilgili
çalışmalar üç kategoride incelenebilir.
Parlamenter ve başkanlık sistemlerinin ekonomik sonuçları
ilk kez Persson ve Tabellini (2003) tarafından karşılaştırmalı ülke verileri
kullanılarak sistematik bir şekilde analiz edilmiştir. Persson ve Tabellini
(2003) bir çok ekonomik göstergeye bakmakla birlikte, kamu harcamaları ve
kompozisyonunun iki rejim arasında nasıl değiştiğine odaklanmışlardır.
1. Rejimlerin Kamu Harcamaları ve Bütçe Üzerine Etkileri
1990’larda demokrasi olarak nitelendirilebilecek 85 ülkenin
1960-1998 arası verileri temel alınarak gerçekleştirilen analizden elde edilen
bulgular Tablo 1’de sunulmaktadır.
Tablo 1. Kamu harcamaları, kompozisyonu ve bütçe açığı
(milli gelire oranı)
Başkanlık Parlamenter sistem
Kamu harcamaları/milli gelir 18.7 30.1
Sosyal refah harcamaları /milli gelir 4.4 9.0
Bütçe açığı/milli gelir 2.4 3.3
Kaynak: Persson ve Tabellini (2003), 1960-1998 arası
ortalama değerler.
Tablo 1’de listelenen sonuçlar hem toplam kamu
harcamalarının hem de refah harcamalarının milli gelir oranının başkanlık
rejimlerinde daha düşük olduğuna işaret etmektedir. Bunların sonucu olarak
bütçe açığı Parlamenter sistemlere göre daha düşük gözlemlenmektedir.
Aynı konuda yapılan diğer çalışmalar genellikle başkanlık
rejimlerinin kamu ve refah harcamalarını düşürücü etkisini teyit etmektedir
(Gregorini ve Longoni, 2009 Rockey, 2012).
2- Rejimlerin siyasi gelişmişlik, ekonomik ve beşeri
kalkınma göstergeleri üzerine etkileri
Gerring vd. (2009) bu karşılaştırmalı rejim analizini
genişleterek yönetim biçiminin hem siyasi gelişmişlik, hem de ekonomik ve
beşeri kalkınma üzerine etkisini, 124 ülkenin 1951-2000 dönemine ait
verileriyle analiz etmişlerdir. Bu araştırmanın sonuçları Tablo 2’de
sunulmaktadır.
Tablo 2 Parlamenter sistemin (başkanlık rejimine kıyasla) bu
göstergeleri nasıl etkilediğini göstermektedir.
Tablo 2. Siyasi gelişmişlik, ekonomik ve beşeri kalkınma
göstergeleri
Göstergeler Parlamenter
sistem (başkanlık rejimine kıyasla)
Siyasi gelişmişlik göstergeleri
Yolsuzluk endeksi Daha
düşük
Etkin yönetim endeksi Daha
yüksek
Bürokrasi kalite endeksi Daha
yüksek
Siyasi istikrar Daha
yüksek
Ekonomik kalkınma göstergeleri
Kişi başı milli gelir Daha
yüksek
Telefon hattı yaygınlığı Daha
yüksek (% 45)
Ticaret hacmi Daha yüksek
(% 30)
Yatırım puanı Daha
yüksek (100 üzerinden 6 puan)
Verimlilik Daha
yüksek
Beşeri kalkınma göstergeleri
Ortalama ömür Daha
yüksek (% 2)
Bebek ölümleri oranı Daha
düşük (% 23)
Okur-yazar oranı Aynı
Not. Tablodaki büyüklükler 1951-2000 arası 50 yıl süreyle
izlenecek Parlamenter rejimin, 1960-2000 arası ortalama değerler üzerindeki
sonuçları olarak hesaplanmıştır (Gerring vd. 2009, sayfa 350). Verimlilik ile
ilgili sonuç Persson ve Tabellini (2003)’ten alınmıştır.
Tablo 2’nin ilk kısmında sunulan siyasi gelişmişlik
göstergeleri ile ilgili sonuçlar, siyaset bilimi literatüründeki yukarıda
bahsedilen argümanlarla tutarlı olarak, Parlamenter sistemin daha etkin bir
yönetim ve daha fazla siyasi istikrar sağladığını doğrulamaktadır.
Tablonun gerisinde sunulan bulgular, benzer şekilde ekonomik
ve beşeri kalkınma alanlarında da Parlamenter sistemin açık üstünlüğüne isaret
etmektedir. Çalışmaya konu olan ülkelerde, Parlamenter sistemle yönetilenlerin
hem daha elverişli yatırım ortamı sağladıkları, hem de daha yüksek dış ticaret
hacmi gerçekleştirdikleri görülmektedir. Sonuç olarak, bu ülkelerin daha yüksek
kişi başı milli gelire ulaşmaları mümkün olmuştur.
Beşeri kalkınma göstergeleri de aynı durumu
tescillemektedir.
Ayrica Tablo 2’de sunulan iki rejim arasındaki farkların
boyutu Parlamenter rejimin analiz edilen göstergelerdeki sagladığı
iyileştirmenin nicelik olarak göz ardı edilemeyecek kadar önemli olduğunu
göstermektedir.
3- Rejimlerin Makroekonomik Performans Üzerine Etkileri
Bu bölümde başkanlık ve Parlamenter sistem karşılaştırması
makroekonomik performans göstergeleri üzerinden yapılacaktır. McManus ve Özkan
(2016) 119 ülkenin 1950-2015 dönemi verilerini kullanarak geniş bir
makroekonomik performans seti üzerinde, yönetim biçiminin etkisini araştırmaktadır.
(Aşağıda sonuçları sunulacak bu çalışmada kullanılan rejim gruplaması Ek’te
Dünyada Başkanlık, Yarı Başkanlık ve Parlamenter Sistemler grafiğinde
gösterilmiştir).
Grafik 1-4 bu veri setini kullanarak 1950-2015 döneminde
yıllık büyüme, kişi başı milli gelir, enflasyon ve gelir dağılımı
ortalamalarını sunmaktadır. Bu grafikler Parlamenter sistemin başkanlık
rejimine kıyasla daha iyi bir ekonomik performans sergilediğini açıklıkla
göstermektedir Parlamenter rejimler daha yüksek büyüme, daha yüksek kişi başı
milli gelir, daha düşük enflasyon ve daha adil gelir dağılımı
sağlayabilmişlerdir.
İki rejimin ekonomi üzerine etkisine başka bir açıdan
bakabilmek için en önemli performans göstergelerinden olan ekonomik büyüme ve
gelir dağılımı sonuçları Grafik 5’te tekrar ve birlikte sunulmuştur.
Grafik 5. Büyüme ve gelir dağılımı
Grafik 5’te yatay eksen gelir eşitsizliğini ölçen Gini
katsayısını, dikey eksen ise ekonomik büyüme oranlarını göstermektedir. Grafiği
dörde bölen yatay ve dikey çizgiler, analiz edilen ülkelerin ortalama gelir
eşitsizliği ve büyüme oranlarına işaret etmektedir.
Sonuç olarak, sol üst bölmede ortalama-üzeri büyüme ve
ortalama-altı gelir eşitsizliğine sahip olan ülkeler konumlanmıştır. Grafik 5,
bu kategoride olan, iyi performans gösteren ülkelerin büyük çoğunluğunun (yüzde
91) Parlamenter rejimler olduğunu ortaya koymaktadır.
McManus ve Özkan (2016) ayrıca analiz edilen makro
performans göstergelerinin diğer belirleyicilerini hesaba katarak yönetim
sisteminin bu göstergeler üzerindeki etkisini istatistiki olarak tahmin
etmektedirler. Bir çok alternatif değisken, alterrnatif göstergeler, farklı
dönem verileri ve bulguların tutarlılığını test etmek için bir çok yöntem
kullanılarak ulaşılan sonuc Tablo 3’te özetlenmiştir.
Tablo 3. Makroekonomik performans
Makroekonomik göstergeler Parlamenter
sistem (başkanlık sistemine kıyasla)
Yıllık büyüme Daha
yüksek (0.6 ve 1.2 puan arası)
Enflasyon Daha
düşük (6 puan)
Enflasyon oynaklığı Daha
düşük (4 ve 9 puan arası)
Gelir eşitsizliği (Gini katsayısı) Daha düşük (% 16 -% 20 arası)
Kaynak: McManus ve Özkan (2016), 1950-2015, 119 ülke verisi
kullanılarak, Genelleştirilmiş En Küçük Kareler (GEKK) yöntemiyle tahmin edilen
modelin sonuçlarına dayanmaktadır.
Tablo 3’te sunulan bulgular yukarıda ortalama değerler üzerinden
vardığımız sonucu pekiştirmektedir. Başkanlık rejimlerinde, Parlamenter
sistemlere kıyasla, daha düşük büyüme, daha yüksek ve oynak enflasyon ve daha
çarpık gelir dağılımı ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca başkanlığın ekonomi üzerindeki olumsuz etkisinin
ciddi boyutlarda olduğu gözlemlenmektedir. Örneğin, Parlamenter sistemle
yönetilen ülkelerin, ortalama, 0.6 ile 1.2 puan arası daha yüksek büyüme, 6
puan daha düşük enflasyon ve yüzde 16 ile 20 arası daha adil gelir dağılımı
sağlayabildikleri görülmektedir.
Hangi koşullarda başkanlık rejimi ekonomiye daha çok zarar
veriyor?
Yukarıda sunulan veriler başkanlık rejiminin ekonomik
performans üzerine olumsuz etkisini açıklıkla ortaya koymaktadır. Bu durumda
başkanlık rejiminin hangi koşullarda ekonomiye en çok zarar verdiğini anlamak
önem kazanmaktadır.
McManus ve Özkan (2016) bu soruya cevap ararken, siyaset
bilimi literatüründe bu konuda öne çıkan bir dizi mekanizmayı rejimlerin
ekonomik sonuçlarını araştırdıkları analize dahil ederek asağıda Tablo 4’te özetlenen
sonuçlara ulaşmaktadırlar.
Tablo 4’te ilk sütunda siyaset ve kurumsal kalite
göstergeleri ikinci sütunda ise her göstergedeki artışın (olumlu değişim)
başkanlık rejimlerinin ekonomik sonuçlarını nasıl etkilediği gösterilmiştir.
İkinci sütunda ayrıca bu etkinin hangi makroekonomik performans göstergesi
üzerinde gözlendiği parantez icinde belirtilmiştir.
Tablo 4 başkanlık rejiminin ekonomi üzerine etkisinin,
demokratik kurumları inşa edememiş, kuvvetler ayrılığı, sivil muhalefet, medya
bağımsızlığı ve tarafsızlığı zayıf olan, kapsayıcı kurumları gelişmemiş ve
hukukun üstünlüğünü sağlayamamış ülkelerde özellikle olumsuz olduğunu ortaya
koymaktadır.
Tablo 4. Başkanlık rejiminin ekonomik sonuçlarını etkileyen
faktörler
Koşullar Başkanlık
rejiminin ekonomi üzerine etkisi
Hukukun üstünlüğü Olumsuz
etki azalıyor (büyüme)
Demokrasi kalitesi Olumsuz
etki azalıyor (enflasyon ve enflasyon oynaklığı)
Demokrasi yaşı Olumsuz
etki azalıyor (enflasyon ve enflasyon oynaklığı)
Kapsayıcı kurumlar Olumsuz
etki azalıyor (büyüme oynaklığı)
Kuvvetler ayrılığı Olumsuz
etki azalıyor (enflasyon ve gelir eşitsizliği)
Kaynak: Demokrasi yaşı ve kalitesiyle ilgili veriler Polity
IV Project, hukukun üstünlüğü ile ilgili göstergeler Worldwide Governance
Indicators kurumların kalitesi ve kuvvetler ayrılığı ile ilgili veriler POLCON
veri tabanlarından alınmıştır (McManus ve Özkan, 2016, sayfa.25).
Sonuç
Yukarıda sunulan bulgulardan, başkanlık rejimlerinin
Parlamenter sistemlere kıyasla hem siyasi gelişmişlik, hem beşeri kalkınma hem
de makroekonomik performans açısından daha başarısız oldukları görülmektedir.
Örneğin, Parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde tutarlı olarak, daha uygun
bir yatırım ortamı, daha yüksek büyüme, dolayısıyla daha yüksek kişi başı milli
gelir, daha düşük enflasyon, daha yüksek sosyal yardımlar, ve daha adaletli bir
gelir dağılımı gözlemlenmektedir. Ayrıca, özellikle az gelişmiş demokrasilerde
başkanlık rejimlerinin hem daha çok yolsuzluk, hem de daha az beşeri kalkınmayı
beraberinde getirdiği görülmektedir.
Ayrıca demokratik kurumların, hukukun üstünlüğünün,
kapsayıcı kurumların, kuvvetler ayrılığının ve sivil muhalefetin zayıf olduğu
ülkelerde başkanlık rejiminin bu tespit edilen olumsuz etkilerinin daha da ağır
olduğu saptanmıştır.
Bu nedenle başkanlık rejimi ile ilgili uzmanların
tavsiyesinin genellikle ‘günahı boynuna’ (‘adop at your peril’) diye ifade
edilmesi tesadüfi değildir. (Besley, 2015).
Kaynaklar
Acemoğlu, D. (2005). Constitutions, politics and economics:
a review essay on Persson and Tabellini’s economic effects of constitutions’,
Journal of Economic Literature, 43, 1025-1048.
Bagehot, W. (1867). The English Constitution, Londra.
Besley, T. Speech at the LSE, 2015. (51.ci dakikadan itibaren)
www.lse.ac.uk
Gerring, J., S.C. Thacker ve C. Moreno. (2009). Are
parliamentary systems better?,
Comparative Political Studies, 42(3), 327-359.
Gregorini, F. ve E. Longoni. (2009). Inequality, political
systems and public spending. Teknik rapor.
Linz, J. (1985). Presidential or parliamentary democracy:
does it make a difference?, Yale University.
Linz, J. (1990). The perils of presidentialism, Journal of
Democracy, 1(1), 51-69. Linz, J. (1994). Presidential or parliamentary
democracy: does it make a difference? J.
J. Linz ve A.Valenzuela (Edt) The failure of presidential
democracy (sayfa. 3-87).
Baltimore:John Hopkins Universitesi Yayinlari.
McManus, R. ve F. G. Özkan. (2016). ‘Who does better for the
economy? Presidents versus parliamentary democracies, University of York.
Persson, T. ve G. Tabellini. (2003). The Economic Effects of
Constitutions, Cambridge, Massachusetts: The MIT Press.
Rockey, J. (2012). Reconsidering the fiscal effects of
constitutions, European Journal of Political Economy, 28(3), 313-323.
Wilson, W.(1885). Congressional Government, New York: Houghton
Mifflin.
F. Gülçin Özkan, Bianet
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html