30 Temmuz 2016 Cumartesi Saat 11:11
Tarihten bu yana tüm savaş ve afet olaylarına rağmen ayakta
kalan Minbic, şimdi de tüm insanlık düşmanı iktidarların çağdaş çetelerinin
işgali ve zulmü altında. Ancak yine Minbic’te yaşayan Kürt, Arap, Türkmen,
Çerkez ve Süryani asılı gençlerden oluşan Minbic Askeri Meclisi savaşçıları
tarafından an an özgürleştiriliyor.
Minbic Askeri Meclisi tarafından başlatılan Minbic’in
özgürleştirme hamlesi ile birlikte tüm gözler Kobanê ve Efrin kantonlarının
arasında bulunan bölgeye çevrildi. Bakurê Kurdistan’dan kaynağını alarak
Fırat’a kavuşan Sacur çayının güneyinde Halep’i Urfa’ya bağlayan önemli bir
ticaret yolunun üstünde olan Minbic, eski adı Bambyke (Süryanîce Mabbug) veya
Hierapolis olan şehrin tarihi Asurlular devrine kadar uzanır. Fırat nehri
üzerindeki geçitleri kontrol eden bir mevkide verimli bir ovada kurulan Minbic,
Ortaçağ’da meyve ağaçlarıyla çevriliydi ve “bombassino” (bombagio)
denen pamuklu kumaş dokumacılığı ile tanınmıştı. Hıristiyanlığın doğuşundan
önce putperestliğin önemli bir merkezi olan şehirde Hıristiyanlığın kabulünden
sonra yeni dinin kutsal emanetlerine karşı duyulan hayranlık putperestliğin yerini
almış ve pek çok dindar kişiyi buraya çekmiştir.
Sürekli Hakimiyet Kurulması Gereken Bir Yer Olarak
Görüldü!
Minbic, tarihten bu yana Bizans, Emeviler, Abbasiler,
Hanedanlılar, Mirdasiler, Eyyubiler, Selçuklu, Osmanlıların hükümdarları
tarafından büyük savaşlarla hakimiyeti ve el değiştirilirken, Halep gibi tarihi
ve ticaret merkezi olarak görülen bir bölge olduğundan kaynaklı sürekli
hakimiyet kurulması gereken bir yer olarak görüldü. Minbic, Bizans döneminde
monofızit-lerin bir merkezi ve doğuya düzenlenen askeri seferlerde ordunun
toplanma yeri oldu. 5. yüzyılda burada yaşayan din insanı Philoxenus İncil’i Süryanîce’ye
çevirdi. 531’de Sasanî Hükümdarı Kubad’ın (Kavaz) işgal ettiği şehri Bizanslı
Kumandan Belisarius geri aldı. 540’ta Sasaniler ile Bizans arasında “ebedi
sulh” yapılmasına rağmen Sasani hükümdarı tekrar şehre hücum etti. Bir
ateşkeste yaptırarak buraya Manbiç adını verdi. Daha sonra bu isim Arapça’da
Menbice’e dönüşmüştür. 7. yüzyılda Sasanilerin Surey, Filistin ve Mısır
topraklarına saldırması üzerine Bizans İmparatoru Herakleios bir sefer
düzenleyerek elden çıkan bölgeleri ve bu arada Minbic’i geri aldı.
Savaş Yıkımının Yanı Sıra Çekirge Sürüleri ve Veba
Salgınına Rağmen Ayakta Kalan Kent
Celaleddin Harizmşah’ın orduları 1285 yılında Minbic’e kadar
ilerlediyse de kışın yaklaşması sebebiyle geri çekilirken, Celaleddin’in
ölümünden sonra dağılan Harizmli askerlerin bir kısmı Minbic’e girip şehri
yakıp yıktı. İlhanlı kuvvetleri Fırat’ı geçip şehri yağma ettikleri belirtilen
tarih ansiklopedilerinde, Kilikya Ermeni
hakimi Leon ile Memlük Sultanı Kalavun arasında yapılan antlaşmaya göre Minbic
Mısır şehirleri arasında yer almaktaydı. Şehir yine 1300 yılında Moğollar’ın
hücumuyla büyük tahribata uğrarken, 14. yüzyılın ilk yarısında Minbic küçük bir
naiblik haline getirildi. Türkmen Emiri Mintaş 1321 yılında şehri birkaç gün
kuşattıktan sonra ele geçirip birçok kişiyi katlederken, tüm bu savaşların
sonucunda kent perişan olduğu belirtildi. Yine 1347 yılında çekirge sürülerinin
saldırısına uğrayan Minbic, ertesi yıl veba salgınına rağmen ayakta kalabildi.
Hem Göç Alan Hem Veren Kent Haline Geldi
Minbic, kent olarak 14. yüzyılda önemini büyük ölçüde
kaybederken, Halep’ten Fırat’ı aşıp doğuya giden yol daha güneyden geçmekteydi.
15. yüzyıl başında ise Timur’un ordularının işgaline uğradı. 1516 Osmanlı
Devleti’nin idaresine geçen Minbic Halep’e bağlı küçük bir şehir olarak
varlığını sürdürdü. 1916’da Halep vilayetine bağlı Antep sancağının
kazalarından biri olan şehir 1921’de Fransızların idaresine girdi. 1924’te
Suriye’nin Halep muhafazasına bağlı bir yerleşme merkeziydi. Günümüzde de Halep
muhafazası sınırları içinde bulunan Minbic’in nüfusu 1960’ta 8 bin 877. 1970’te
14 bin 635. 1981’de 30 bin 844 idi. 2003 yılına ait tahminlere göre ise 90 bini
aştığı belirtildi. Minbic, son 30 yılda ticaret merkezi olmasına rağmen hem göç
alan hem de göç veren bir kent haline geldiği aktarıldı.
Ortaçağ’da Minbic’i nisbesiyle tanınan birçok alim
yetişmiştir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir: Muhaddis Muham-med b.
Sellam el-Minbici. Muhaddis Dah-hak b. Hacve, Muhaddis hacib b. Süleyman,
muhaddis Omer b Saîd b Sînan, Fakih Ebû Alî Hasan b. Selame, şair Buh-tûrî,
tarihçi Agapius, Tesliyetû Ehîl-mesti, müellifi din alimi Ebû Abdullah Muhammed
b. Muhammed b. Muhammed el-Hanbeli.
Kara Bayraklar Halkların Birliğini Yıktı
Bir toplum mozaiği olan Minbic kenti Suriye’nin kuzeyindeki
çok sayıda toplum yaşadığından kaynaklı Suriye krizinden sonra tüm zorluklara
rağmen ayakta kalmayı başardı. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve daha sonra El-Nusra
ile DAIŞ çetelerinin bayraklarının asılmasıyla tarihten bu yana birlikte
yaşayan halkların birliği de yıkılmaya yüz tuttu. Kentin asıl sakinleri
göçertildi yerlerine de çete ve terör örgütü yanlıları yerleştirilerek, kent
adeta satılığa çıkartıldı.
Minbic Coğrafyası
Minbic Suriye’nin kuzeyindeki büyük bölgelerden biri
olurken, idari olarak Halep vilayetine bağlıdır. Minbic, güneyde Halep’e 85 km,
Kuzeyde Cerablus’a 40 km, doğuda Kobanê’ye 65, Batı’da Bab’a 45 km uzaklıkta.
Şuanda bir kent olarak görülen Minbic’e Ebû Qelqel, Ebû Kehef, Meskene ve Xefsa
gibi 4 ilçe bağlı.
Çok eskilerden kurulan bir kent olan Minbic’te Arap, Kürt,
Çerkez ve Türkmenler birlikte yaşadığı belirtilirken, kentte yaşayan halkların
oranı ise şöyle: Arap yüzde 68, Kürt yüzde 25, Türkmen yüzde 5 ve Çerkezler ise
yüzde 2 oranında şeklinde olduğu verilerden yola çıkarak elde edilebilin
veridir.
Devam Edecek Başlıklar: DAİŞ gibi Çetelerin Minbic’te
Sivil Halkı Maruz Bıraktığı İşkenceler/
Minbic Askeri Meclisi, QSD/YPG/YPJ’nin Minbic’e Girme
Kararı Süreci ve Sonrası…
Jîr Arjîn
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”