27 Temmuz 2011 Çarşamba Saat 16:42
Fehmi Koru’nun yakın geçmişin en kanlı iç savaşlarından birine sahne olan Sri Lanka’da Tamil Kaplanlarına yönelik katliamı hatırlatması ardından, Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce de Gülen Cemaati’nin PKK ile savaşta sahaya ineceği mesajını verdi.
Gülen Cemaati’nin sözcüsü konumundaki Hüseyin Gülerce ‘’Terörle mücadele, neden farklı olacak?’’ başlıklı köşesinde cemaatin PKK ile savaş stratejisinin ipuçlarını yazdı.
PKK ile mücadelede polisin, özel timlerin de kullanılması Silvan’daki çatışmadan sonra tartışılmaya başlandı. Özel timlerin devreye sokulma planıyla Türkiye yeniden binlerce köyün yakıldığı, karanlık cinayetlerin işlendiği 90’lı yıllara dönüşün hazırlığını yapıyor.
AKP hükümetinin Kürdistan’daki savaşa özel timleri ve polisi sürmesine en büyük destek ise Gülen cemaatinden geldi. Hüseyin Gülerce cemaatin bu konudaki görüşlerini bugün en net biçimiyle deklere etti.
PKK ve Kürt hareketiyle ile mücadele konusunda yeni bir dönemin başladığını söyleyen Gülerce, ‘’Terörle mücadelede artık yeni, yepyeni bir dönem var. Yeni Türkiye, terörün belini bu defa kıracak. Bu defa yetki, sorumluluk, inisiyatif sivil hükümette olacak’’ diyor.
Gülen cemaati aslında çatışmaların en şiddetli olduğu 1990’lı yıllarda Tansu Çiller’e ciddi bir destek sunmuştu. Çiller, DYP’nin başına geçtikten sonra Fethullah Gülen’le yakın ilişki kurdu. Bu aslında yeni bir dönemin de habercisiydi. Tansu Çiller ‘’terörle mücadele yasa tasarısı’’ için Fethullah Gülen’den destek istedi ve bu görüşme iki tarafın oluruyla basına yansıdı. Gülen art arda televizyonlara çıkmaya başladı. Ve Gülen’le ilk röportajı yapan TRT olmuştu.
12 Eylül darbesi için ‘asker tam zamanın da yetişti’ diyen cemaat, bugün ‘polis ve özel timlerin neler yapabileceğini herkes görecek’ diyor.
‘’14 Temmuz 2011 “Yeni Türkiye” için bir dönüm noktası olduğunu hatırlatan Hüseyin Gülerce, ‘’terörle ilk defa, ‘Büyük Türkiye’ye yaraşır bir mücadele verilecek’’ ifadelerini çok keskin bir şekilde kullanıyor.
PKK, Ergenekon, BDP, DTK, TSK ve JİTEM’in iç içe geçen yapılar olduğunu anlatmaya çalışan Gülerce’ye göre aslında PKK ile bir savaşın yürütülmediğini ve asıl savaşın bundan sonra verileceği mesajını veriyor.
‘’Sivil iradenin kontrolündeki polisin, jandarmanın, özel askerî birliklerin ahenkli çalışmalarıyla neler yapılacağını dost düşman herkes görecek’’ diyen Gülerce, Kürt meselesinin barış ve diyalog değil silahlarla çözüleceğinin ısrarla vurguluyor. Yeni savaşın sadece dağda PKK gerillaları ile değil BDP, DTK ile de süreceğini söylüyor.
Gülerce yazısında cemaatin nasıl savaş kışkırtıcılığı yaptığını şu sözlerle ifade ediyor: ‘’Terörle mücadelede artık yeni, yepyeni bir dönem var. Yeni Türkiye, terörün belini bu defa kıracak. Bu defa yetki, sorumluluk, inisiyatif sivil hükümette olacak. Gulyabaniler, çeteler, karanlık odaklar kontrolünü kaybedecek. Terörle ilk defa, “Büyük Türkiye”ye yaraşır bir mücadele verilecek. Devletin gücünü zaafa uğratanlar devre dışı kalınca, sivil iradenin kontrolündeki polisin, jandarmanın, özel askerî birliklerin ahenkli çalışmalarıyla neler yapılacağını dost düşman herkes görecek…
İki, 14 Temmuz, Kürt ırkçılığı temelinde siyaset yapanlar için de bir kırılma noktasıdır. Bundan böyle onlar da, 12 Eylül ve 12 Haziran’ın aslında ne olduğunu çok iyi anlayacaklar. Kürt ırkçıları PKK, KCK, BDP, Kandil hepsi, 14 Temmuz’da ilan ettikleri “demokratik özerklik”in kendi kendilerine gelin güvey olmaktan öte hiçbir anlamının olmadığını görecekler…’’
KCK operasyonlarının mimarı olan cemaat, bu kez ‘Silahlı Kuvvetlerine’ dönüşen polis gücüyle silahlı savaşta görev üstleniyor.-ANF
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info