05 Aralık 2016 Pazartesi Saat 12:02
“Birçok diplomat ve
analistin Türkiye’nin gidişatını uzun süredir yanlış tahlil etmesinin nedeni,
çoğunlukla meselenin özü yerine makyajına odaklanmasından kaynaklı. Mesela
okullarda ve üniversitelerde başörtüsü tartışmalarına odaklanıldı, TMSF’de
yapılan değişiklikler sonrasında şimdi Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip
Erdoğan’ın muhaliflerin finansal varlıklarını ve iş alanlarını hedef alması
bile göz ardı edildi. Birçok analist -tembellikten mi yoksa yükselen
tehlikelere karşı duydukları ideolojik antipatiden mi- Erdoğan’ın dini
değiştirme gündemine dair kaygıları da görmezden geldiler.
On yıl önce ABD’li
diplomat Daniel Fried, Erdoğan AKP’si için “Hıristiyan Demokrat Parti’nin bir
çeşit Müslüman versiyonu demekte ısrar etti. O ya da temsil ettiği kurum basit
bir şekilde Erdoğan’ın gündeminde Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i
çözüp yerine İslam Cumhuriyeti’ni getirmek olduğuna inanmak istemedi.
Ancak Erdoğan, ismen
olmasa da çoktan Türkiye’yi İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürdü. Şimdi ise kendi
Türkiye’sine ve ağır şekilde yaptığı ‘devrime’ sadık İslamcı Devrimci
Muhafızlar Ordusu inşa etmeye niyetli görünüyor.
Resmi Gazete’de
yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 18. Maddesi ile Türk ordusundan
atılan ordu personelinin tekrar işe alınmasına olanak sağlandı. Bugün ise
Erdoğan KHK’yla 1990’ların sonunda İslamcılarla ilişkisi olduğundan dolayı
atılan binlerce subayın geri çağrılmasını sağlıyor.
Bir ay önce özel
birlikleri ve paramiliter grupları eğiten SADAT’ın başındaki ve Erdoğan’ın ordu
danışmanı olarak atadığı Adnan Tanrıverdi hakkında yazmıştım. Tanrıverdi 1997
darbesinin ardından İslamcı bağları nedeniyle ordudan tasfiye edildi ve görünen
o ki son 20 yıldır bunun intikamı üzerine yoğunlaşmış. SADAT’ın binlerce emekli
ordu mensubu ve İslamcı personeli bulunmakta. Yakında kendilerini resmi olarak
NATO’nun en güçlü ikinci ordusunun içinde bulabilirler.
Bu hem demokrasi adına
hem de NATO adına kötü bir şey. Tanıklıklara göre SADAT, başarısız 15 Temmuz
darbe girişimi akşamında, birçok insanın ölümünün de arkasında. Erdoğan ise
darbe girişimi ve ölümlerden faili sürgünde olan Fettullah Gülen ile
destekçilerini suçluyor.
Bu aynı zamanda
Türkiye’ye gelecek olan şiddetin de işareti. Erdoğan eski müttefiklerine
ihtiyacı olmadığı zaman kendisine uygun müttefik aramaya başladı. Abdullah Gül,
Ahmet Davutoğlu, Kürt liderleri ve Gülen’e kucak açtıktan sonra hepsini terk
etti. Aynısı inancına körü körüne bağlı olsa da rakiplerinden daha fazla piyon
olan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de başına gelecek.
Ancak gelmekte olan en
büyük savaş Erdoğan ve Doğu Perinçek arasında olacak. Önceleri Maoist sonradan
ise aşırı milliyetçi olan Perinçek, başkanlık mücadelesi veren Erdoğan’a ortak
düşmanı olan Kürtler, Gülenciler ve liberallere karşı destek veriyor. Yüzlerce
destekçisini orduya sızdıran Perinçek, sahne arkasında bir güç olarak yerini
aldı bile.
Erdoğan’ın SADAT’ın
emekli subaylarını orduya yığmaya çalışması kurum içerisinde güç değişimi
çabası anlamına geliyor. Bu, Türkiye’de askeri üstünlük sağlamaya yönelik bir satranç
oyunu ve çoktan ordu içindeki mevcut saflarda homurdanmaya neden oldu bile.
Perinçek’in adamlarının
direnmekten ya da yenilgiyi kabullenmekten başka seçeneği yok. Direnmek demek
şiddet ya da muhtemel yeni bir darbe girişimi demektir.
Burada kesin olan iki şey
var: Birincisi ordu, önümüzdeki aylarda ya SADAT’ın ya da Perinçek ekibinin
egemenliği altına girecek. Fakat ikisi
aynı anda olmayacak. İlki gerçekleşirse Erdoğan’ın yararına olacak, ikincisi
gerçekleştiğinde ise Türk lider “devre dışı kalacak. İkinci kesin şey ise şu:
Kim bu ordu savaşını kazanırsa kazansın, NATO’ya ve Batıya dönük bir Türkiye
umudu kaybolacak. Erdoğan zaten demokrasiyi, özgür basını ve bağımsız yargıyı
öldürdü. Şimdi ise sıra orduyu dönüştürerek canına okumak Michael Rubin
Michael Rubin kimdir?
ABD’li analist Michael
Rubin Amerikan Girişim Enstitüsü (American Enterprise Institute) adlı kuruluşta
çalışmaktadır. ABD Başkan George W. Bush’a İran, Irak ve Türkiye konularında
danışmanlık da yaptı. Amerikan Donanması Askeri Akademisi’nde eğitimci olan
Rubin, Amerika’da yayınlanan Middle East Quarterly (Ortadoğu Bülteni)
dergisinin editörlüğünü yapmaktadır.
Rubin’in, Washington
Post, The New York Times, The Wall Street Journal, The New Republic, National
Review, ve The Weekly Standard adlı gazete ve mecmualarda Türkiye, Irak,
İran’la ilgili yazıları yayınlanmaktadır. Rubin, Mart ayında Türkiye’de darbe
olabileceğini analiz eden bir yazı kaleme almış, 15 Temmuz darbe girişimi
sonrası yazılarından birinde ise “Perinçek ya da darbede kaybedenlerden
Erdoğan’a suikast girişimi olabileceğini iddia etmişti.
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html
0
21
:” ”
:””
” “,” ”
Michael Rubin kimdir?Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html