06 Nisan 2018 Cuma Saat 06:31
Yine özellikle ABD’nin pratiği ile çelişen söylemleri
Kürtleri halen bir pazarlık konusu yapma gayretinde olduğunu göstermekle
beraber, Rusya’nın yaklaşımı ise kendi ilkesiz politikasından da taviz
vermeyeceğini açık bir şekilde göstermektedir.
Kürt halkı için, Arap baharı sürecinden bu yana en
zorlu süreç başlamış durumdadır. Elbet bu süreç Rakka’nın özgürleşmesi ve
Kerkük işgali ile başlamıştır. Efrin işgali bunun sadece devamı
niteliğindedir.
Efrin’in işgali ile Faşist Türk devleti topyekûn
saldırmış, NATO, BM, ABD AB’nin ise sessiz kalarak saldırılara ortak olmuştur.
Yine Erdoğan’ın Vatikan’da Papa Francisco, Ankara’da ABD Dış ilişkiler Bakanı
Rex Tillerson ile görüştükten sonra Türk devletinin Efrin işgalinde ki
şiddetini artırmıştır. Bu nedenle Efrin işgal saldırısı artık uluslararası bir
saldırı şeklini almıştır. Ortak amaçları
ise Kürt özgürlük hareketini denetim altına aldıktan sonra Kürt Halk Önderi
Abdullah Öcalan’a yönelmektir. Yani Kürtleri iradesiz bir şekilde statüsüz
geleceğe taşımaktır.
ABD’nin Ortadoğu’daki genel durumu belirsizliğini
korusa da, Şii yayılması ve Rusya politikası karşısında ki tavrı ve kendisinden
giderek uzaklaşan Türkiye’ye bakıldığı zaman pek güçlü olduğu söylenemez.
Özellikle Iran, Irak ve Suriye’de kesişen Şii Hilaline karşı en az şuan çaresiz
olma görüntüsü ABD’yi kendisini daha da güçlendirecek alternatifleri yaratmaya
yönelmektedir. Bunu Kürt Özgürlük Hareketi ve Türkiye’ye yönelik yapmaktadır. Bu
iki gücü kendi denetimine almak için Efrin sürecini kullanmaktadır. Uluslararası
hukuku Türklere karşı, Efrin işgalini de Özgürlük Hareketine karşı kullandığı
ortaya çıkıyor. Sonuç olarak ABD her iki durumdan kazanmaya çalışmaktadır.
Ancak ABD, Rusya’nın tüm üstünlük alma planlarına karşın daha ciddi diplomatik
hamleler yapmaya çalışıyor. Rusya’yı uluslararası arenada zorlamak için
İngiltere ve AB’nin de desteğini alarak Rus diplomatlarının sınır dışı edilme
sürecini başlatmıştır.
Rusya
Türklerin ABD ile Stratejik ortaklığını bilmesine rağmen Türklerle Kürtler
karşılığında işbirliğine gitmiştir. Ruslar bununla ABD’nin bölgedeki
etkinliğini azaltmaya yönelik olsa da temel amacı Suriye rejimini bölgedeki
varlığını güçlendirmektir. Bunun yanında Türkler ile NATO’yu karşı karşıya
getirmeye çalışmaktadır. Her ne kadar Rusya ve ABD arasında Suriye’deki savaş
konusunda belli antlaşmalar olsa da NATO bu iki devlet için kırmızı
noktalardır. Bu nedenle Türklerin bu kırmızı noktaya yaklaşımı aynı zamanda her
iki devletin ilişkisi konusunda belirleyici olacaktır.
İran son dönemde kendi içindeki dengesiz isyanlarla
uğraşırken Afganistan ve Pakistan sınırındaki DAİŞ çetelerinin olası bir
saldırısına yoğunlaşmış görünmektedir. İran’ın içerisinde olduğu bu süreç
Suriye’de Rusya’nın söz sahibi olmasını sağlamıştır. Bu nedenle İran önümüzdeki
günlerde daha farklı bir şekilde gündemde olmaya çalışacaktır.
Süreç Rusya’yı Türkiye üzerinden kontrol etmeye
çalışacak bir Amerika, Rusya ve ABD çelişkileri arasında Kürt Özgürlük Hareketi
önümüzdeki günlerde daha fazla ön planda olacaktır.
Yukarda dile getirdiğimiz tüm durumları esas belirleyecek
Kürt halkının tüm saldırılar karşısındaki tutumu olacaktır. Özellikle tüm
dünyanın Efrin işgali karşısındaki ciddiyetsiz tavırları mutlaka
değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Kürtler kendi öz iradesi dışında hiçbir
dış desteği ihtiyaç duymadan kaderini belirlemelidir. Bu nedenle önümüzde ki
süreçte Kürtler için yoğun bir savaş ve direniş süreci yaşanacaktır. Özellikle
diplomatik alanda Ortadoğu’da Kürtlerin güvenliğinin olmadığı bir alanda
kimsenin güvenlikli olmayacağı, çıkarlarını koruyamayacağı görülecektir.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
0
21
:” ”
:””
” “,” ”