• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

Cellâdına Âşık Olmak

15 Mart 2020

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025

Yeni Ortadoğu’nun Kalıcı Kaos Düzeni ve Stratejinin Temel Ayakları

21 Haziran 2025
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
No Result
View All Result
Home Bölümler Basından Seçmeler

Cellâdına Âşık Olmak

Lekolin by Lekolin
15 Mart 2020
in Basından Seçmeler
Reading Time: 3 mins read
A A

29 Mayıs 2012 Salı Saat 15:54

Stockholm’de 23 Ağustos 1973 günü bir soygun oldu.

Stockholm’de 23 Ağustos 1973 günü bir soygun oldu.

Soyguncu, bir bankayı silahla bastı içerdekileri rehin aldı.

Polis hemen binayı kuşattı.

Buraya kadar her şey “normal di.

Ancak kuşatma 5 güne uzayıp polis de korsan da taviz vermeyince rehinelerde huzursuzluk baş gösterdi.

Halk, soyguncuyu sevmeye, polise tepki vermeye başladı.

Sonunda kriz, polis baskınıyla çözüldü ama yaşananlar, psikolojiye bir terim kazandırdı:

“Stockholm sendromu.

Yani rehinenin rehin alana, kurbanın avcıya, mahkûmun cellâdına âşık olma hali…

* * *
 

Dün bir kısım muhabir ve köşe yazarının, Ak Parti İstanbul Kongresi’nde konuşan Başbakan’la ilgili yazdıklarını okuyunca Stockholm Sendromu’na yakalandıklarını düşündüm.

Tek sesli-tek şefli gösteride Erdoğan her zamanki agresif üslubuyla köşe yazarlarını fırçalarken dedi ki:

“Daha düne kadar üniformalılar sizi arayıp yazdıklarınızdan dolayı azarlıyordu. Karşılarında hazırola geçip aldığınız emir doğrultusunda yazı yazıyordunuz. Sizi tasmalarınızdan biz kurtardık.

Bu ağır itham karşısında ne beklersiniz?

“Köpek iması ile işaret edilenlerin, meslek onuru bir kenara, hiç değilse kişisel itibar uğruna Başbakan’ı dava etmesini, en azından iki satır yazıyla itiraz etmesini değil mi?

Ne gezer!

Belki muhtemel bir adli soruşturmadan kurtulmaya hayrı olacağını umarak, belki de “Madem kaçış yok diye zevk almaya çalışarak, yeni model tasmalar için Başbakan’a doğru boyun uzattıklarını gördük.

Utandık.

* * *

Biz, dün askerce tasmalananlardan değildik bugün de Başbakan’ın tasmaladıklarından olmayacağız. 

“Ak tasmalı gazeteciler kadar, dışardan yularlı politikacılara, hocalara, paşalara da karşı duracağız.

Başbakan’ın, sadakat ayinlerinde alkışlandıkça coşan egosuna alkış tutmayacağız.

Uludere’yi unutturmak, “cambaza bak tırmak için ortaya attığı kürtaj tartışmasına dalmayacağız.

AK partili kadınlar, Başbakan’ın tarihin yayılmacı despotlarından kopya çektiği “Bolca doğurun emrini ve “Bedeninize ne yapacağınıza ben karar veririm tavrını yine Stockholm Sendromu gereği destekleyebilir.

Biz, hükümeti yatak odalarımıza sokmayacağız.

Fikrini beğenmediği genç kızı, “Çok mu kürtaj yaptırdın diye sorgulayan Ankara Belediye Başkanı’nı sevenler olabilir.

Biz bu çirkin maçoluğa karşı duracağız.
 

* * *

Hafta sonu Diyarbakır’daydım.

Başbakan’ın bahsettiği o “ölüleri seven insanlar ı gördüm.

Erdoğan’ın bir özrü esirgediği, sorumlularını ısrarla gizlediği katliamda yakınlarını kaybetmişlerdi evet, onlar da en az şehit aileleri kadar ölülerini seviyor, vur emri verenlerden, katliamı örtbas edenlerden hesap soruyorlardı.

Keşke siz de onları biraz sevebilseydiniz Sayın Başbakan!

Belki o zaman hiç değilse Hüseyin Çelik kadar empati yapabilir, bu katliamı kürtaja benzetmezdiniz.

Başkan olacağım diye milliyetçi oylara göz kırparken bölgeyi tamamen kaybetmezdiniz.    

Medyaya haki tasmalar yerine ak tasmalar dağıtmaz, tasmasız bir ülke dilerdiniz.

Tarihte pohpohlarla vicdanı köreltilmiş liderlerin sonunu bilir, alkışlar yerine vicdanınıza kulak verir, insaf ederdiniz.-www.candundar.com.tr

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info   

 

Tags: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Share204Tweet127
Previous Post

3.Dünya Savaşının Temel Karakteri Ortadoğu ve Kürdistan’ın Savaştaki Jeo-Politik ve Jeo-Stratejik Konumu

Next Post

15 ŞUBAT-15 MART HABER KRONOLOJİSİ

Lekolin

Lekolin

Next Post

15 ŞUBAT-15 MART HABER KRONOLOJİSİ

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi