31 Mart 2011 Perşembe Saat 11:36
Yaşam alanlarında yapılmak istenen Hidroelektrik Santrallere (HES) karşı mücadele eden yüzlerce yaşam savunucusu, 9 Nisan’da Ankara’da düzenlenecek olan mitingle hükümete, “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nı ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları kanununu durdurun, şirketlerinizi yaşam alanlarımızdan çekin” çağrısı yapacak.
Aralarında Derelerin Kardeşliği Platformu, Munzur Koruma Kurulu, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Bursa Su Platformu, Sinop Nükleer Karşıtı Platformunu’nda bulunduğu ve hem yerel de hem de ulusal alanda HES’lere, nükleer santrallere, termik santraller karşı mücadele eden yüzlerce yaşam savunucusu, 9 Nisan’da Ankara’da düzenlenecek olan mitingle, hükümete ve şirketlere ‘artık yeter, yaşam alanlarımızda doğanın yasaları geçerlidir’ diyecek. Ankara’daki mitingin bir özelliği de, yerelde mücadele eden yaşam savunucularının hükümete ve şirketlere karşı ortak mücadele edeceklerini ilan edecek olmaları. Bu mitingle birlikte, Hasankeyf’de, Senoz’da, Artvin’de, İkizdere Vadisi’nde mücadele eden yereller, “Artık güçlerimizi birleştirdik. Topyekûn saldırıya karşı, topyekûn mücadele başlattık” mesajını da iletmiş olacak.
Derelerin Ankara’ya akma çağrısı
Mitingi, TMMOB’ya bağlı 24 meslek örgütü de destekliyor. Mitingin çağrı metni paylaşım sitelerinde uzun zamandır yer alıyor. Anadolu’nun her su gözdesinin satışa çıkarıldığının ve suların satılık bir mal gibi görüldüğünün ifade edildiği metinde, “Yaşamın temeli olan su, siyasi iktidar ve sermaye gurupları için kâr ve rant aracı olarak görülebilir. Ama bizim için yaşamın ta kendisidir. Derelerimize, Vadilerimize, Ovalarımıza Doğal Yaşam Alanlarımıza yapılan bu vahşi saldırıları durdurmak için Ankara’ya geliyoruz. Egemenlerin doğamıza karşı yönelttiği hegemonya’ya karşı, doğa haklarını anayasal güvenceye kavuşturmak için Ankara’ya geliyoruz. Bu çağrı, paranın saltanatına karşı, Derelerin Kardeşliğine inananların çağrısıdır. Bu çağrı, derelerimize el koymak isteyenlere karşı, su ve yaşam hakkı mücadelesi verenlerin çağrısıdır! Bu çağrı, Anadolu”dan, Mezopotamya’ya, Trakya’ya kadar, yaşama can veren bütün akarsulardan, vadilerden, derelerden Ankara’ya akma çağrısıdır” deniyor.
‘Hukuksal talana hayır diyeceğiz’
Enerji yetersizliği bahane gösterilerek, halkın su kullanım hakkının şirketlere satıldığını anlatan Derelerin Kardeşliği Platformu üyesi Özge Ozan, 9 Nisan mitinginde suyun ticarileştirilmesine, toprakların, ormanların, yaşam alanlarının sermayenin kullanımına açılmasına karşı ‘artık yeter’ diyeceklerini ifade etti. AKP’nin özellikle son dönemde çıkarmış olduğu ve gündeminde olan kanunların da şirketlerin yaşam alanlarını hukuka uygun bir şekilde talan edilmesini kolaylaştırdığına dikkat çeken Ozan, “HES’e, nükleere, termik’e her şeye karşısınız. Bizim enerjiye ihtiyacımız var. Enerjiyi nasıl üretelim, alternatif sunun” diyerek mücadelelerini eleştirenlere de yanıt verdi.
‘Bizim derdimiz yaşam alanımızı savunmak, alternatif üretmek değil’
Hükümetin sürekli olarak, konuyu enerji üretimi ekseninde tartıştırmak istediğine dikkat çeken Ozan, konunun enerji ekseninde değil su kullanım hakkı ekseninde tartışılması gerektiğini söyledi. Kendilerinin sorumluluğun yaşam alanlarını savunmak olduğunu anlatan Ozan, “Nasıl enerji üreteceğiniz Hasankeyf’deki, Artvin’deki, Senoz’daki insanların sorumluluğu değil. Bizim derdimiz yaşam alanımızı savunmak, alternatif üretmek değil. Canı yanan insanlar olarak bizler yaşam hakkımızı savunuyoruz” diye kaydetti.
‘1 milyar insan göç edebilir’
Munzur Koruma Kurulu sözcüsü Hasan Şen de, şirket ve hükümet yanlılarınca sürekli olarak “Ee o zaman nasıl enerji üreteceğiz?” sorusu ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.Şen, “Kentlilere sesleniyorum. Siz kentlerde Açıkhava reklâm tabelalarınızı, alışveriş merkezlerinizi aydınlatacaksınız diye, Hasankeyf’deki Munzur’daki insan neden deresini satsın? Anadolu’da yapılacak olan HES’ler nedeni ile 1 milyon insanın kentlere göç edeceği söyleniyor. Bu kez de kente daha çok otoban yapılacak. Enerji yetersizliğine karşı çözüm baraj yapmak mıdır? Yoksa daha az elektrik tüketmek, kaçakları engellemektir?” diye konuştu. 9 Nisan’da Ankara’da Kavşak Kavşağı’nda saat 12.00’da bir araya geleceklerini hatırlatan Şen, “Hükümet kendi koyduğu kuralarla kendisi uymuyor, çıkarmış oldukları bu yasalarla bütün SİT alanlarını şirketlerin kullanımına açtılar. AB’nin kurallarına bile uymuyorlar. Ama bizler onların koyduğu yasaları vadilerimizde uygulatmayacağız. Doğanın kendi yasaları vadilerde geçerli olacak” dedi.-DİHA
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info