13 Şubat 2014 Perşembe Saat 17:07
Şöyle bir
düşünün yarın bir gün Kandil’den şu şekilde bir açıklama gelse; “yaklaşık
bir yıldır sürdürmeye çalıştığımız ateşkes ve eylemsizlik sürecini, AKP hükümeti
ve TC devleti yetkilileri doğru temelde kullanmadılar, daha öncekilerde olduğu
gibi bu dönemi de basit siyaset malzemesi ve Kürt sorununun çözümsüzlüğü
temelinde kullanmak istediler. Gelinen aşamada sürecin böyle devam etmesinin
mümkün olamayacağını gördüğümüzden, tarafımızca uygulanan eylemsizlik ve
ateşkes sürecini sonlandırıyoruz”, ne olur?
Yine aynı
şekilde Öcalan da, Kandil’den gelen böylesi bir mesaj veya açıklama karşısında;
“Ben yapabileceklerimi yaptım. Gerillayı sınır dışına çektim, ateşkes
ortamını yarattım. Sizin sürekli dile getirdiğiniz cenazelerin gelmemesi
konusunda insanüstü bir çaba sarf ettim. İnandığım için sorunun demokratik
siyasetle çözümünü istedim. Fakat AKP hükümeti başta olmak üzere, ilgili tüm
çevreler bu süreci doğru değerlendirmedi. PKK de böyle bir karar aldıysa, benim
bu aşamada yapabileceğim bir şey yok” mealinde bir açıklamada bulunsa ne
olur?
Hem
Kandil’den, hem de Sayın Öcalan’dan böyle açıklamalar gelse, gerçekten de ne
olur biliyor musunuz? En amiyane tabirle dananın kuyruğu kopar! Ortalık kızılca
kıyamet olur…
Şimdi birçok
kesim gerçekten de böyle bir gelişmenin olabileceğini düşünmek dahi
istemiyorlar. Hatta akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar. Siyaseten de olsa
sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için PKK’nin ve doğal olarak Kandil’in
kesinlikle böyle bir gelişme içerisinde olacağını düşünmüyorlar. Çünkü bu
kesimlere göre; öteden beri dillerine doladıkları haliyle AKP ittifakı söz
konusu ve onlarla gelinen aşamada artık köprüden önceki son çıkış noktası da
geride kaldı! Yani bir nevi yine onlara göre ‘PKK ve Kandil, AKP’ye muhtaç!’
Yine aynı
şekilde AKP hükümeti ve yandaş ekipmanları da; kesinlikle Kandil’den böyle bir
açıklamanın gelebileceğini düşünmüyorlar. Hatta düşünmek bile istemiyorlar!
Çünkü daha öncekilerin ötesine geçen, ama pratik karşılığı halen görünmeyen bir
süreç işletiliyor ve Kandil-İmralı hattı bu sürecin devam etmesi konusunda daha
fazla fedakarlık yapmaya, kendinden taviz vermeye muktedir olmak zorunda. Ondan
dolayı arada bir gül atan, ya da daha yerinde bir ifadeyle gül atmaya çalışan
bu cenaha göre de; ‘PKK-Kandil, AKP’ye muhtaç!’
Siyaseten
sözünü etmeye çalıştığımız bu çevreler yelpazenin zıt kutuplarında yer
alıyorlar. Öyle olmasına rağmen; gün itibariyle Kürt sorunu ekseninde her iki
kutbun da zihniyetinin ve yaklaşımının ne kadar da birbirine benzer olduğu
dikkatlerden kaçmıyor. Bu siyasi zihniyetlere göre; her halükarda PKK ve
Kürtler, AKP’ye ve devlete muhtaçlar! Yerleşik algının bu kadar acınası durumda
olması Türk siyasetinin kalitesini böylesine düşürürken, meydanı da
kasetlerle-dublajlarla manipülasyonlarla bir yerlere varacağını sanan
alçakların himayesine bırakıyor.
Arada bir
bazı liberaller de serçe parmağı rolünü oynuyorlar! Gerçekten de onlarınkisi
hepsinden daha zor ve meşakkatli. Her halükarda PKK’ye veya Kürtlere abanmayı
vazifeden bildiklerinden olsa gerek; şimdilerde de benzeri bir hezeyan
içerisinde davranıyorlar.
Ama tüm
bunların yanında gerçekten de Kandil’den ve İmralı’dan böyle açıklamalar gelse,
yani mevcut olan ateşkes fiili ve resmi olarak sonlandırılsa diye düşünmenin
daha ciddi bir hal alacağını şimdiden görebiliyoruz. Hatta bu iki siyasi
kutupla birlikte diğer bileşenler de bilerek veya bilmeyerek, ülkeyi-siyaseti
ve Kürt sorunu eksenli tartışmaları bu aşamaya götürüyor.
Yani yine
cenazelerin gelmeye başlayacağı, yani yine milli birlik ve beraberlik
nidalarının atılacağı, vatan millet Sakarya edebiyatlarının diz boyu olacağı
günlere doğru doludizgin gidiyoruz gibi. Her ne kadar şimdilerde bu gidişatın
tüm detaylarını ve gerçekliklerini siyasi kesimler görmeseler ya da görmek
istemeseler de…
Cevahir
Ömürcan / Tevn.org
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info
Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:”Normal Tablo”;
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:””;
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:”Calibri”,”sans-serif”;
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:”Times New Roman”;
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-fareast-language:EN-US;}
Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:”Normal Tablo”;
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:””;
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:”Calibri”,”sans-serif”;
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:”Times New Roman”;
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-fareast-language:EN-US;}