HABER MERKEZİ – Askeri ve özel savaş saldırılarını MİT’in direktifleri ve Özel Harp Dairesinin koordinesiyle yürüten işgalci TC devleti, Rojava’ya yönelik başlattığı saldırılarla birlikte; Kürt maskeli ‘PKK Karşıtı’ ‘milliyetçi Kürt’ görünümlü sosyal medya trollerini devreye koydu. Bunların başında ise her fırsatta Kürt Özgürlük Hareketine saldıran KDP-T Başkanı Mehmet Emin Kardaş’ın yeğeni İdris Kardaş bulunmaktadır.
Medya Savunma Alanlarında başlatılan işgal saldırıları 7. Ayına girerken beklediği sonucu alamayan, adeta Kürdistan dağlarında kapana kısılan işgalci TC devleti yönünü milyonlarca sivil halkların yaşadığı Rojava Kürdistan’ına verdi. Soykırımcı TC, özellikle 17 Nisan tarihinden itibaren bir önceki yıllara oranla daha farklı bir özel savaş politikasını devreye koydu. Kullandığı devlet araçlarını kendi iktidarlarını sürdürmek için bir amaç haline getirdi. Amaç haline gelmiş araçlar ise her şeyi; ekonomiyi, kültürü, siyaseti kendi hizmetinde kullanır. Yürüttüğü özel savaş onun asıl varlık gerekçesi haline gelmiş durumdadır. Bununla birlikte; yürüttüğü özel savaş politikalarıyla toplumu mankurtlaştırmaya (dinbaz) çalışırken aynı zamanda sistemlerine hizmet etmek için kullanılmaya hazır kesimleri de oluşturmaktadır.
Kürdistan’a dönük saldırılarda görüldüğü üzere KDP ve onun türevleri TC savaş rejiminin hizmetinde kendi halkını katletmeye, karalamaya dönük bir iş birliği içerisindedir. İşbirlikçi KDP bugün TC’nin yürüttüğü bu kirli özel savaş politikaları içinde yer alarak kendi halkına ihanet etmektedir.
Askeri ve özel savaş saldırılarını MİT’in direktifleri ve Özel Harp Dairesinin koordinesiyle yürüten işgalci TC devleti, Rojava’ya yönelik başlattığı saldırılarla birlikte; Kürt maskeli ‘PKK Karşıtı’ ‘milliyetçi Kürt’ görünümlü sosyal medya trollerini devreye koydu. Aynı merkezden organize edilen, Özel Harp Dairesinin önlerine koyduğu hedeflere odaklanan ve aynı içerikte paylaşım yapan binlerce hesap bir anda harekete geçti. İşgalci TC, 5 Ağustos 2022’de İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten ve sayıları 40 bin olarak ifade edilen, çeşitli internet siteleri ve trol ağları etrafında organize edilen manipülatör trolleri tek çatı altında topladı.
YALAN BİLGİ YAYILMASI İÇİN 1 MİLYAR 631 MİLYON LİRA BÜTÇE
Faşist şef Erdoğan’a doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı olan İletişim Başkanlığına ayrılan bütçe her geçen yıl katlanarak artmıştır. Trollerin istihdam edildiği İletişim Başkanlığına yıllara göre ayrılan bütçe 2021 yılında 606 milyon 919 bin lira, 2022 yılında 816,5 milyon lira, 2023 yılında ise ayrılan toplam bütçe 1 milyar 631 milyon 576 liradır. Somut istatiksel dağılımlar baz alındığında 2 yılda 2.5 katına çıkarılan bir bütçe söz konusudur.
Kürtlerin ve diğer halkların yok oluşu üzerinden kendini var etmeye çalışan işgalci TC devleti savaşa yatırdığı bütçeyle eşdeğer düzeyde Özel Harp Dairesine yatırmaktadır. MİT direktifleriyle kurulan trol ekipler ayrı ayrı birimler halinde tek merkezden yürütülmektedir. Binlerce trol aracılığıyla paylaşıma sokulan dezenformasyon bilgi ve kara propagandanın organize edildiği bina 24 Temmuz 2018’de Ankara’da kurulan daha önce Fetöcuların elinde bulunan ve daha sonra el konulan İletişim Başkanlığı binasıdır.
Kara propaganda ile her türlü basın – yayın organlarına sızarak ince bir taktikle insanları yönlendiren, bunu da gazeteciler, siyasetçiler, yazarlar ve sanatçılar yoluyla gerçekleştirmektedir. Yalan-yanlış haberlerle toplumun bilincini muğlaklaştırır. Bundan dolayı propaganda genel olarak özel savaşın önemli bir yönüdür. Bunun sebebi propagandanın algıları değerlendirmede kilit bir rol oynamasıdır. Kitleleri örgütlemede, kendi kamuoylarında sahte zaferler oluşturup desteklerini alma ve tarafsız olan güçleri kendine çekmede oynadığı rolü propaganda ile sağlamaktadır.
Propaganda sıcak savaş kadar tehlikelidir. Çünkü savaşta insan bedensel zarara uğrayabilir fakat propagandanın yaptığı psikolojik saldırıda ise alabileceği ruhsal darbelerin uzun süre etkisinde kalabilmektedir. Yaptığı haber ve yayınlarda algıları şekillendirmede, kavrayışları yönlendirmede yürütülen sistemli bir savaş girişimidir. Zap’ta yaşadığı hezimeti saklamaya çalışan işgalci TC’nin nasıl zafer naraları attığına, ölen askerlerini gizlediğine her gün şahit olmaktayız. Yine Taksim saldırısıyla Türkiye toplumuna ve dış devletlere basında yaratılan mağduriyet durumuyla Rojava’ya yönelik işgal saldırılarının zemini yarattı.
BHOSPHORUS GLOBAL VE TROL İSTİHDAMI
Tek merkezden yürütülen fakat her şehirde yerel internet portalı ve ajanslar kuran işgalci TC, bu alanlarda 200-300 kişilik birimler halinde istihdam etmektedir. En aktif çalışan sitelerden olan gununyalanları.com, Pelikan Ekibinin baş rol oyuncularından Hilal Kaplan ve tayfası tarafından yürütülmektedir.
Bu ve buna benzer birçok site Faşist şef Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak grubuna ait olan Bhosphorus Global (Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi) şirket çatısı altında faaliyet yürütmektedir. İstanbul merkezli bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak kendini lanse etse de Faşist iktidarın sosyal medyadaki propagandasını düzenleyen, manipülasyonlarını ve dezenformasyonlarını yapan binlerce trol birimini yöneten merkezdir.
Pelikan adlı örgütlenmenin arkasında direkt olarak bu şirketin olduğu WikiLeaks’e sızan Berat Albayrak ve Süheyb Öğüt’ün aralarında yaptığı mailleşmelerde ortaya çıkmıştı. Pelikan yapısının merkezinde ise Berat Albayrak ile Turkuvaz Grubu’nun başındaki ağabeyi Serhat Albayrak yer almaktadır. Ayrıca bu ekibin ana finans kaynaklarını Berat Albayrak ve Medipol Üniversitesi oluşturmaktadır.
Yine Abdurahman Uzun’un yönettiği uzermedya.com her ne kadar haber ajansı maskesi takınmış olsa da yüzlerce trolün istihdam edildiği bir merkezdir. Yine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın ve daha önce Sedat Peker tarafından ifşa edilen Hadi Özışık İnternet Haber sitesini yöneticisi olup bu merkezden yüzlerce trolü çalıştırmaktadır.
Yine Eha Medya adlı haber sitesi sosyal medya platformunda faşist AKP iktidarının en etkili şekilde propagandasını yapan, Kürt halkını ve kazanımlarını hedef alan Malik Ejder tarafından organize edilmektedir.
VERİLER MİT’TEN
MİT’in direktifleriyle İletişim Başkanlığı merkezli hareket eden bu şirketler ve bu şirketlerin çatısı altında oluşturulan yüzlerce özel savaş birimlerinin kullandığı argümanlar, videolar, bilgiler ve verilerin akışı MİT’in Dezenformasyon Dairesi tarafından sağlanmaktadır. Özgürlük Hareketine ve Kürt halkına ilişkin her türlü veriyi arşiv eden MİT Dezenformasyon Dairesi, oluşturulmak istenilen gündem ve algıya göre elindeki verileri çatı-merkezlere göndermektedir. Yukarda sıraladığımız bu merkezlerde grafikler, siteler ve o sitelere oluşturulan içerikler, videolar ve belgeseller yayınlanmaya hazır hale getirilen veriler yerel birimlerde bulunan binlerce trol eliyle servis edilmektedir.
En başında da belirttiğimiz gibi kurulan trol ordusu içerisinde en aktif rol alanlar, tarihinden bu yana ihanet çemberinde kirli ittifaklar yapan KDP’li şahsiyetlerdir. İletişim Başkanlığı’na bağlı kurulan sözde Dezenformasyonla Mücadele Birimi özde ise dezenformasyon, manipülasyon ve psikolojik savaş yürütmekle görevlendirilen birimin koordinatörlüğünü KDP’li İdris Kardaş yapmaktadır.
PEKİ KİMDİR BU İDRİS KARDAŞ?
Aslen Amed doğumlu olan İdris Kardaş yaşamı boyunca celladına aşık bir tavır içerisinde olup 2000’lerde AKP’nin kurduğu Genç Siviller ’in kurucularındandır. Birçok kez Rudaw ve Kurdistan 24 gibi KDP güdümlü ajanslardan Özgürlük Hareketini karalayan, hedef gösteren röportajlar veren KDP-T başkanı Mehmet Emin Kardaş’ın yeğenidir. Aynı zamanda 1 Mayıs 2016’da kurulan Pelikan grubun kuruluşunda yer alanlardandır.
İdris Kardaş gibi Bakur Kürdistan’da yaşayan KDP’liler, korucu aileleri ve AKP Gençlik örgütlerinde bulunan binlerce kişi İdris Kardaş’ın koordinatörlüğünü yaptığı Dezenformasyonla Mücadele Başkanlığında maaşlı çalışanlardır. Her birinin sosyal medyada onlarca hesabı olan ‘PKK Karşıtı Kürt Milliyetçisi’ maskeli bu hesaplar organizeli bir şekilde MİT’in sevk ve idare ettiği özel savaş politikalarına hizmet etmektedir.
İşgalci TC’nin dört parça Kürdistan’da gerçekleştirdiği katliamların meşru zeminini hem içerde hem de dışarda yaratan, Özgürlük Hareketini her daim hedef alan yüzlerce KDP’li trol aynı anda onlarca paylaşımı dolaşıma sokmaktadır.
KDP’li trollerin oluşturmak istediği algıyı, manipülasyon ve dezenformasyonlarını daha da somutlaştıracak olursak:
En yakın tarihe baktığımızda işgalci TC’nin 19 Kasım Rojava’ya yönelik başlattığı soykırım saldırılarının meşru zeminini oluşturmak için öncesi ve sonrasında PKK’yi hedef alan onlarca paylaşımı dolaşıma soktular. ‘Saldırının nedeni PKK’dir, PKK orda olmazsa TC Rojava’ya saldırmaz, PKK Kürtlerin başına beladır, PKK yüzünden Kürtler ölüyor.’ vb. söylemler ile yüzlerce hesap harekete geçti. Yine bu trol hesapların kolayca ulaşamayacağı PKK yöneticilerine ait eski videolar, yukarda belirttiğimiz merkezlerde montajlanıp PKK yöneticilerine karşı saldırı malzemesi olarak servis ediliyor. Kürt milliyetçisi görünümlü bu hesaplar aynı şekilde Rojava’ya yönelik TC saldırılarına ilişkin açılan tag.larda eski fotoğraf ve montajlanmış görüntüler kullanarak oluşturulması hedeflenen gündemi provake etmeye çalışmaktadırlar.
Özel savaşın çocukları haline gelen KDP trolleri, işgalci TC tarafından kimyasal silahlarla şehit edilen gerilların görüntülerinin yayınlanmasından sonra tüm somut kanıtlar ortadayken, gerillaya giden 1.200 maskeye KDP tarafından el konulması gerçeği göz önündeyken; yüzlercesi bu görüntülerin altına “PKK yalanı” diye paylaşım yapmaya başladı.
Özellikle 2015-2016 yıllarındaki öz yönetim direnişlerinde faşist TC’nin Şırnak’ta Hacı Lokman Birlik, Silopi’de Taybet Ananın naaşlarının nasıl sokaklarda sergilenerek işkence edildiği, Cizre bodrumlarında yüzlerce yurtsever devrimci halkı nasıl diri diri yakıldığı tüm Kürt halkının hafızasında canlılığını korurken, Devrimci Halk Savaşının önemine değinildiğinde PKK’yi ve yöneticilerini suçlamak için harekete geçen KDP’li troller “Kürt gençlerini Hendeklerde Öldürttüler” şeklinde karşı saldırıya geçmektedirler. Elbette işgalci TC ile hem askeri, hem istibari hem de dezenformasyon-manipülasyon faaliyetlerinde ortak hareket eden ihanetçi KDP tayfası, Kürt gençlerinin katledilmesinden rahatsızlık duymuyor aksine en büyük hançeri Kürt halkına ve Özgürlük Hareketine bizzat kendileri vuruyor. Tüm bu verileri bir araya getirdiğimizde var olan özel savaş politikalarıyla Kürdistan Özgürlük Hareketine karşı yürütülen saldırıları, özellikle AKP-MHP-KDP gerçekliğini bilerek özel savaş kapsamında ele almalıyız.
Militan RÊHAT