Her ulusun devleti olabildiği gibi, Kürtlerinde tercihe bağlı olarak eğer isterlerse ayrı bir devlet kurma hakları vardır ve bu hak hem ulus olmaktan kaynaklı doğal bir haktır ve uluslararası BM ilkeleri de uluslara kendi kaderlerini tayin hakkını ilkesel olarak tanımaktadır. Bütün dünya ülkeleri de Türkiye de dahil buna uymakla yükümlüdürler. Bir ulusun ve ülkenin-devletin, var olmanın bir gereği olarak başka bir ülkeyle siyasi ve ekonomik ilişkileri olabilir ve bu gayet normal ve olması gereken bir durumdur. Kürtlerin durumu ise çok farklıdır. Kürtler ulus olarak bile kabul edilmemektedirler. Bundan dolayı bütün uluslararası yasalar Kürtler için geçerli olmamaktadır. Filistin’de yaşanılanlar tabi karşı çıkılması gereken bir insanlık dramıdır ancak söz konusu Kürtler olunca, kimsenin pek sesi çıkmıyor. Bütün dünya, sağıyla soluyla, her fikirden olanıyla Filistin’in yanında yer alabiliyorlar, bizce de yer almalılar, destek vermeliler.
Ama Kürtlere ve Kurdistan’a yapılan saldırılar kimsenin umurunda olmuyor ve gündem bile yapılmıyor, sanki Kürtler dünyada yoklarmış gibi. Kürt Halk Önderine yapılan tecrit, dünyadaki bütün yasalarca yasaktır ama yapıyorlar. İşte Kürtlerin önderlerine yaklaşımın aynısını Kürtlere de yapıyorlar yani Önderliğe nasıl yaklaşılıyorsa Kürtlere de öyle yaklaşıyorlar. Bundan dolayı Kürtler, Önderliğe yaklaşım Kürtlere yaklaşımdır diyorlar. Her ulus devlet kurarken ya da ulusal statüleri varken, bir yerlerin uydusu ya da oyuncağı olmuyorlar ama mesele Kurdistan ve Kürtler olunca, Kürtler Amerika’nın ve Avrupa’nın petrol bekçileri ve bastonları oluyorlar. Oysaki Amerika ve Avrupa Kürtleri destekleseydiler Önder Apo’yu, bir komployla Türkiye’ye teslim ederler miydi? ABD-AB, Türkiye’den korktuğu için mi Önder Apo’yu Türkiye’ye teslim etti? Hepsi, İngiliz-Fransız emperyalizminin, Kürtlerin soykırımı üzerinde oynadıkları yüz yıllık komplolardır. Bu konuda, Türkiye başta olmak üzere, Ortadoğu’daki bütün ulus devletler kullanılmaktadır yani ABD ve AB’nin soytarılığını yapmaktalar.
Kürt Halk Önderliğinin Demokratik Ulus Manifestosu ABD ve AB emperyalizmine alternatif bir yaşam geliştirmiyor mu? Tabii geliştiriyor ve ABD ve AB’nin korktuğu işte budur. Kürtler, halkların kardeşliği diyorlar, kapitalizme hayır diyorlar, komünaliz mi filizlendiriyorlar. Levent Gültekin adlı soytarı, ne konuştuğunu ya gerçekten bilmiyor ya da bir piyon olarak konuşturuluyor. İnsanda biraz akıl olur yani. ABD ve AB emperyalizmi, KDP’yi zaten bir ileri karakolu olarak PKK’ye karşı kullanıyor. Kürtlerden-Kurdistan’dan ve Amerika’dan söz ederken, komple bütün Kürtleri, öyle ezbere düz mantıkla ABD’nin kuyruğuna takılmakla eleştirmek hem maksatlıdır hem de cahilce bir değerlendirmedir. Her ulusun içinde, iş birlikçi kesimler-çevreler çıkabileceği gibi, Kürtler içinde de bazı çevreler, Kürtlerin kurtuluşunu ve Kurdistan’ın kurulmasını ABD’ye ve Avrupa’ya yakınlaşmakla olabileceğini düşünebilirler bu ayrı bir konudur. Ancak PKK’nin ABD’ye yakın durduğunu ve savaşın çıkmasını istediğini söylemek ahmaklıktır. PKK ve Önderlik, 33 yıldır demokratik siyasi çözümden ısrar ediyor ve bölgede halkların kardeşliğine dayalı ve tam bağımsız bir Ortadoğu’yu hedeflemektedir.
Tabii bunlar hedeflenirken, demir perde politikası gibi, etrafını çitlerle örmeyeceksin, dünyayla ilişkilerini kesmeyeceksin, soğuk savaşı yaşamayacaksın. Bütün dünyayla demokratik temelde ilişkilerin olacak ama bağımlılık ve bir yerlerin uydusu olunmayacak. Levent Gültekin gibi bir soytarı, eğer art niyetli ve cahil değilse PKK’yi iyi ve doğru tanısın, ABD’yle ilişkilendirmesin. KDP’nin- Barzanilerin ABD ve AB’yle içli dışlı olması ve Devrimci Kürt Değerlerine saldırması daha yeni bir şey değildir, onlarca yıllık bir geçmişi var ve hala bu ihanete devam etmektedir. Bundan dolayı KDP Kürtleri ve Kurdistan’ı temsil etmemektedir, devletmiş ve Kurdistan’ı temsil ediyormuş gibi görünüp Kürt değerleri üzerinde asalakça yaşamaktadır. Kurdistan genelinde bir referandum yapılsa KDP’nin oy oranı Yüzde Bir’i geçmez o da kendi aşireti ve yandaşlarıdır. Bütün dünya, PKK’nin artık bir örgüt olmadığını Kürtlerin kendisi olduğunu biliyorlar ve bundan dolayı bir Kürt Hamas’ı ve bu gibi çevrelerden bir iş birlikçi kesim çıkarmak istemektedirler ama Kürtler buna izin vermeyeceklerdir. Çünkü kitlesi olmayan bir oluşumun siyasi bir geleceği olmaz ve dış destekle ayakta kalır, KDP gibi. Ayrıca, Kürtler şuranın buranın bekçileridir diyen cahiller, önce, Türkiye’nin ve Arap ulus devletlerinin durumlarına baksınlar.
Türkiye, Arap ulus devletleri ABD ve AB’nin uyduları ve hizmetçileri değiller mi? PKK, bu dengeyi halkların lehine değiştirme savaşını veriyor. Demokratik Ulus-Konfederalizm ne anlama geliyor? Ortadoğu’nun demokratik devrimci kurtuluşu değil midir? PKK ve Kürtler ABD’ye yakın duruyorlar demek, gerçekten çok komik bir durumu ifade eder. Birde, ABD ve İsrail, Kürtlerin toprakları olan bu kadim toprakları Kürtlere vermeyeceklermiş demek gerçekten kara cehalettir. Sanki Kürtler Kurdistan’da yaşamıyorlar da başka bir yerde yaşıyorlar da Kürtlerin kadim Toprakları ABD ve İsrail’in elinde olduğu için, ABD ve İsrail, bu kadim toprakları Kürtlere vermeyeceklermiş. Kurdistan kadim topraklarında zaten kendi sahipleri olan Kürtler yaşıyorlar ve Kurdistan’da yaşayan az sayıda Araplar- Türkler-Türkmenler falan kendilerini kendi kimlikleriyle ifade etme hakkına sahipler. Çünkü biz, Kurdistan sadece Kürtlerindir demiyoruz. İşte bunun için Önderliğin-PKK’nin geliştiği Demokratik Ulus Paradigması, Ortadoğu’nun özgürlüğü ve emperyalizmin bölgede yok edilmesidir. Kendilerini aydın ve gazeteci olarak gören bazıları ve Levent Gültekin adlı soytarının, PKK’yi doğru tanımalarını ve biraz dürüst olmasını tavsiye ediyoruz.
Kemal SÖBE