• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Dış Basından

ABD medyası AKP-Erdoğan rejimine rahmet okutuyor

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Dış Basından
243 18
A A
ABD medyası AKP-Erdoğan rejimine rahmet okutuyor
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

08 Ocak 2017 Pazar Saat 08:34

ABD medyası ve uluslararası düşünce kuruluşlarının yayınlarının 2017 ile birlikte ortak dilinde AKP-Erdoğan rejimi yerden yere vuruluyor. Hatta Osmanlının çöküşünden bu yana en zor günlerini AKP-Erdoğan rejiminin son ayları ile yaşadığı manşetlerde yer alırken, ‘Erdoğan’ın paranoyasının terör tehditlerini arttırdığı’ manşetlerden düşürülmüyorken, “ABD medyası AKP-Erdoğan rejimini çoktan öldürmüş, rahmetini okutuyor dedirtiyor

ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal, Türk Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan’ın paranoyasının, ülkedeki terör tehdidini artırdığını yazdı.
The Independent, Osmanlının çöküşünden bu yana Erdoğan-AKP rejimi ile
Türkiye’nin en kötü günlerini yaşadığını yine geçtiğimiz günlerde The
Independent’ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, “IŞİD’i bombaladığını
iddia ederek Kürtleri bombalayabilen, kendisi Suriye ve Irak’a asker
konuşlandırırken ülkesinin ‘iç işlerine’ hiçbir gücün müdahaleye kalkışmamasını
isteyebilen biri, açık ki çok tehlikeli bir yolda yürüyordur. Pakistan’ın
Afganistan’a dokunup karşısında İslamabad’a yürüyen Taliban’ı bulması gibi,
Suriye’ye dokunursan sen de arka bahçende patlamalarla karşılaşırsın diye
yazdı

Wall Street Journel: Erdoğan ülkeyi kutuplaştırıyor

Erdoğan’ın IŞİD tehdidini hafife aldığı yorumu yapıldı:
“Terör tehdidi gerçek ve Erdoğan’ın paranoyası bunu daha da kötüleştiriyor.

‘Erdoğan artık Kürtlere sığınamayacak’

İstanbul’un Ortaköy semtindeki eğlence kulübü Reina’da 39
kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı IŞİD’in üstlenmesine değinen gazete,
“Saldırıyı IŞİD’in üstlenmesi Erdoğan’ın her saldırıya alışıldık biçimde
suçladığı Kürtlere sığınmasını zorlaştıracak denildi.

‘Erdoğan’ın otokratik yönelimleri ülkenin zafiyetini
artırdı’

15 Temmuz darbe girişiminin ardından çok sayıda kişinin
gözaltına alındığı ve tutuklandığını hatırlatılan başyazıda, “Erdoğan’ın kendi
İslamcı ve otokratik yönelimleri ülkenin zafiyetini de artırdı ifadeleri
kullanıldı.

‘Erdoğan, Türkler IŞİD videosundan haberdar değil mi
sanıyor?’

Erdoğan’ın darbe girişiminin ve bombalı saldırıları özgür
basın ve bağımsız yargı gibi kurumlara baskı için bahane olarak kullandığını
kaydeden gazete, IŞİD’in iki Türk askerini yakarak infaz ettiğini ileri sürdüğü
videoyu hatırlattı: “IŞİD’in iki Türk askerini diri diri yaktığı videosunun
ardından Erdoğan’ın hükümeti Türk medyasına görüntüleri yayınlamama talimatını
verdi. Erdoğan Türkler bundan haberdar olmadı mı sanıyor?

‘Erdoğan ülkeyi kutuplaştırıyor’

Türkiye’nin cihatçılara karşı birleşik bir cepheye ihtiyaç
duyduğu ancak Erdoğan’ın ülkeyi kutuplaştırdığı tespitine yer verilen başyazıda
şu ifadeler kullanıldı: “Ama Erdoğan bugünlerde Moskova’daki yeni dostları
hariç nereye baksa ihanet görüyor. Eğer Erdoğan’ın sorunlara karşı ortaya koyduğu
tepki gücünü daha da artırmak olmasaydı Türkiye daha güvenli bir yer olurdu.

Robert Fisk: Türkiye yalnız, Erdoğan tehlikeli bir yolda,
sırada ne var?

The Independent’ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk,
IŞİD’in İstanbul Ortaköy’de bir gece kulübüne dönük gerçekleştirdiği ve 39
kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından gazetesinde “Batı’da biz
Türkiye’deki ölümler üzerinde bu yüzden durmuyoruz? başlıklı bir yazı kaleme
aldı.

Robert Fisk, Ortaköy Katliamı’nın ardından kaleme aldığı
yazıda siyasi iktidara ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştiriler yöneltti. Fisk,
“IŞİD’i bombaladığını iddia ederek Kürtleri bombalayabilen, kendisi Suriye ve
Irak’a asker konuşlandırırken ülkesinin ‘iç işlerine’ hiçbir gücün müdahaleye
kalkışmamasını isteyebilen biri, açık ki çok tehlikeli bir yolda yürüyordur.
Pakistan’ın Afganistan’a dokunup karşısında İslamabad’a yürüyen Taliban’ı
bulması gibi, Suriye’ye dokunursan sen de arka bahçende patlamalarla
karşılaşırsın dedi.

The Independent’ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk,
IŞİD’in İstanbul Ortaköy’de bir gece kulübüne dönük gerçekleştirdiği ve 39
kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından gazetesinde “Batı’da biz
Türkiye’deki ölümler üzerinde bu yüzden durmuyoruz? başlıklı bir yazı kaleme
aldı.

Siyasi iktidara ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ülkede ve
Ortadoğu’da izlediği politikalar nedeniyle eleştirilen yönelten Fisk, Erdoğan’ı
kastederek, “IŞİD’i bombaladığını iddia ederek Kürtleri bombalayabilen, kendisi
Suriye ve Irak’a asker konuşlandırırken ülkesinin ‘iç işlerine’ hiçbir gücün
müdahaleye kalkışmamasını isteyebilen biri, açık ki çok tehlikeli bir yolda
yürüyordur değerlendirmesinde bulundu.

Fisk’in yazısı şöyle:

‘Olay Türkiye olunca manşetler unuttu gitti’

Türkiye yalnız. Önce bunun arkasındaki ırkçı sebeplere
bakalım. 39 kadın ve erkek yılbaşı günü Paris, Brüksel veya Berlin’de
katledilmiş olsaydı, manşetler üç dört gün durulmazdı. Kurbanlar doğu Avrupalı
olsa en fazla iki veya üç gün. Ama elbette olay Müslüman bir ülke olan – ve
halkı her zaman Hıristiyanlar kadar beyaz olmayan –Türkiye’de olunca, manşetler
birkaç saat sonra unuttu gitti. Nasıl olsa bizden değiller, dedi Batılılar.

Dolayısıyla, oransal olarak bu kitlesel katliamda en fazla
can kaybı verenler arasında Araplar olduğunu bu makalenin çok az okuru
bilecektir: el kadar Lübnan’dan hem Müslüman hem de Hıristiyan üç ölü, dört
yaralı var. Katliam kurbanlarına dair yerel televizyonların haberlerine
yansıyan Lübnan’daki öfkenin hiç farkında değiliz: olayın haberi ile çökmüş
ailelerle yapılan dehşet verici, sansasyonel ve hiç sınır gözetmeyen
röportajlar öylesine acımasızdı ki Lübnan başbakanı gazetecilere ölenlerin
yakınlarını rahat bırakma çağrısı yaptı.

‘Suriye’ye dokunursan sen de arka bahçende patlamalarla
karşılaşırsın’

Bir de askeri sebepler var. Türkiye Suriye savaşına ipini
koparmış gibi dalmamış mıydı? Sınırından IŞİD’e ve Nusra Cephesine (yani El
Kaide’ye, 11 Eylül katliamcılarına ve doğu Halep’in kahramanlarına) silah ve
para akışına ve ne kadar katliam yapsa da “cihatçı sayılmayan bir sürü ABD ve
İngiliz ‘ılımlısının’ geçişine izin vermemiş miydi? Türkiye kendi Kürtleri ve
üstüne bir de Suriyeli Kürtler ile yeniden savaşa tutuşmamış mıydı? Türk
ordusu, ki bugünlerde bir sebeple bundan pek bahsetmesek de NATO’nun en büyük
ordusudur, son zamanlarda bir miktar vefasızlaşmamış mıydı?

Temmuz’daki darbe – ‘Gülenciler’ konusunda sıkılan onca
palavraya rağmen – aslında Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmeye dönük bir ordu
girişimiydi. Seçimle gelmiş bir diktatör (ki dünyada sayıları hızla artıyor)
komşusunun iç savaşında geçiş yolu vazifesi görmek istiyorsa eğer – aynen
Pakistan’ın Ruslara karşı savaşmak için Amerikan ve Suudi yardımı ve teşvikiyle
silah, fon, savaşçı sokarak Afganistan’da yaptığı gibi – kendi büyük
şehirlerinde katliamlardan başka ne bekliyor ki? Pakistan’ın Afganistan’a
dokunup karşısında İslamabad’a yürüyen Taliban’ı bulması gibi, Suriye’ye
dokunursan sen de arka bahçende patlamalarla karşılaşırsın.

Ve bir de politik sebepler var. Türkler eskiden AB’ye üye
olmak istiyorlardı şimdi o kadar istekli görünmüyorlar ve kim onları
suçlayabilir ki? Bu yüzden mevcut politikaları bir taraftan Rusya, İran, Çin ve
dost olabilecek Arap hariç tüm uluslarla arayı yaparken diğer taraftan AB’den
devasa rüşvetler alıp (Angela Merkel’in halt yemesi bu da), karşılığında deniz
geçişini Avrupa’ya ulaşmaya çalışan Müslüman mültecilere kapatmak ve 79 milyon
vatandaşı için vaat ettiği vizesiz Avrupa seyahatini talep etmek oluyor.

‘Erdoğan dış politikasında Osmanlı karşıtı bir çizgiye
geldi’

Eski Türk imparatorluğu notaljisi duyan (İstanbul’daki yeni
gösterişli sarayının sebebi bu sanırım) bir adama göre tuhaf ama Erdoğan dış
politikasında Osmanlı karşıtı bir çizgiye geldi: 2011 devrimleri sonrasında
flört ettiği Arapları büyük güçlerin lehine neredeyse görmezden geliyor.

O zaman başkan adayı iken Müslüman göçmenlere yönelik
kısıtlamalar getirilmesini savununca Trump’ın adının İstanbul’daki kuleden
silinmesini isteyen Erdoğan, şimdi Beyaz Saray’a gelecek yeni adamla birlikte
eleştirilerden kurtulacağını düşünüyor. Ben olsam o kadar emin olmazdım.

Problemin bir bölümü de bu zaten. Önce bir Rus jetini
düşürüp sonra Putin’e yaltaklanan, Suriye devriminin başında Esad sevdalısı
olup sonrasında ondan nefret eden, Avrupa’yla flört edip sonra AB’yi aşağılayan
Erdoğan ittifak politikasında o denli kaypaklaştı ki, aklı başında hiç kimse
Halife efendiye fazla yanaşmak istemeyecektir.

‘Erdoğan çok açık ki tehlikeli bir yolda yürüyor’

IŞİD’i bombaladığını iddia ederek Kürtleri bombalayabilen,
kendisi Suriye ve Irak’a (ki Türkiye’nin Musul dışındaki mevcudiyeti Bağdat
hükümetinde büyük rahatsızlık yaratıyor) asker konuşlandırırken ülkesinin “iç
işlerine hiçbir gücün müdahaleye kalkışmamasını isteyebilen biri, açık ki çok
tehlikeli bir yolda yürüyordur.

‘Sırada ne var?’

Öyleyse sırada ne var? Daha fazla katliam mı? Tabi ki.
IŞİD’den, Kürtlerden, Marksistlerden… adını siz koyun. Daha fazla darbe
girişimi mi? Daha önemli siyasi ve askeri soru bu.

Ekim itibariyle 164 general dahil 7000’den fazla Türk askeri
tutuklanmış vaziyetteydi. Elbette ki cezalandırma maksatlı değil. Aklı başında
her ordu, bu kadar çok askeri kodese tıktığınızda bunun sebebinin onları
yargıya (ki onun da birçok mensubu tutuklamalardan nasibini aldı) teslim etmek
olmadığını bilir.

Hayır, NATO’nun en büyük ordusu içindeki kitlesel
tutuklamalar, ordunun – Halife efendinin sonunun cezaevi veya daha beteri
olacağı – daha başarılı bir darbe düzenlemesini önlemek için.

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html

Etiketler: ABDAKP-ErdoganaraştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinmedyasiokutuyorrahmetREJIMINETurkishTürkiye
Önceki yazı

HALKIN UMUDUYLA OYNAYAN AKP HESAP VERECEK!

Sonraki Haber

BOYAXKIRINA PDK’ê

Benzer Haberler

The Cradle Dergisi: Şengal Kasabı Mesud Barzani
Dış Basından

The Cradle Dergisi: Şengal Kasabı Mesud Barzani

28 Temmuz 2024
Faşist AKP’nin Seçim Darbesi Dünya Basınında
Dış Basından

Faşist AKP’nin Seçim Darbesi Dünya Basınında

3 Nisan 2024
TC, HTŞ’ye Karşı ÖSO Çetelerini Yeniden Yapılandırıyor
Dış Basından

TC, HTŞ’ye Karşı ÖSO Çetelerini Yeniden Yapılandırıyor

14 Şubat 2024
Sonraki Haber
BOYAXKIRINA PDK’ê

BOYAXKIRINA PDK'ê

Öne Çıkan Yazılar

  • Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

    Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

    525 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    538 Paylaşım
    Paylaş 215 Paylaş 135
  • MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

    525 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

    533 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

    531 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 133

Önerilenler

Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç