Skces Picot Antlaşması ile birlikte Ortadoğu’nun parçalanarak Ulus-Devlet yapısının temeli atılmış oldu. Geniş bir coğrafyaya sahip olan Kürt, Arap, Türkmen, Çerkez ve onlarca etnik yapının birlikte yaşadığı bu bölge, bir gece ve günde Arap, Türk ve Farsların ülkesi haline geldi. Kısa bir sürede sınırlar tel örgülerin arasına döşenen mayınlarla çizildi. Buda büyük trajedilere yol açtı. Toplumsal açısından aniden aileler ve akrabalar (hatta kardeşler bile) çizilen sınırlar ile birbirlerinden ayrı kalmak zorunda bırakıldı. Arazi ve mülklerin ellerinden alınmaması için her aileden birinin sınır hatındaki toprakların üzerinde durmak zorunda kaldı. Durmayanlar ise hem toprak ve mülklerinden oldular hem de siyasi hakları (nüfus kayıtları yapılmadı) ellerinden alındı.
Kurulan Suriye ve Irak devletleri Arap toprakları olarak sayıldı. Önce “Suriye Krallığı” olarak adlandırıldı, ardından ismi “Suriye Cumhuriyeti” olarak değiştirildi. Giderek büyüyen Arap milliyetçiliği dalgası ile birlikte resmi bir şekilde “Arap Suriye Cumhuriyeti” olarak kayıtlara geçti. Aynı coğrafyada yaşayan diğer halklar ve etnik gruplar ise yok sayıldı. Sayıca fazla olan Kürtler de hak ve statüsüz bırakıldı.
Kendi topraklarında binyıllardır yaşayan Kürtler Büyük Kürdistan toprağından koparıldı. Yeni kurulan Suriye’ye bağlandı ve bu sınırda yaşayan tüm Kürtler ‘Arap’ olarak tanıtılmaya başlandı. Zira 1961 yılında yapılan nüfus sayımı ile birlikte Kürtlerin yarısından fazlasında bulunan Arap kimliği de ellerinden alındı. Adeta bu kadim halk kendi topraklarında mektûm yani kimliksiz bırakıldı.
Kürtler, Osmanlılara karşı İngilizlerin desteğiyle başlatılan ‘Arap devrimi’ olarak adlandırılan başkaldırıya katıldı. Kürt asıllı olan bir çok general ve asker Osmanlı Ordusu’ndan ayrılarak bu isyana veya ‘devrime’ katıldı.
Osmanlı Ordusu’ndan ayrılan ve ‘Arap devrimine’ katılan bazı Kürt generallerin isimleri şöyle;
-General Yusuf Elazma (Kral Feysel hükümeti döneminde Savunma Bakanı olan Şerif Huseyin’in oğludur),
-General Husni El Berazi (1950’lerden sonra Suriye Başbakanı oldu),
-General Xelil Bekir Zaza (Daha sonra Ürdün Kraliyetinin kuruluşuna katıldı),
-Eli Code El Eyûbi aslen Musul Kürtlerinden (Daha sonra 1930’da Irak Başbakanı oldu),
-Reşid El Medfei (Daha sonra Kral Feysel onu askeri danışmanlığında sorumlu olarak atadı), vb.
Suriye’nin ilk kuruluşunda Kürtler güçlü bir şekilde Suriye Devrimine katılım sağlayarak yeni Suriye’nin kuruluşunda ve bağımsızlığında önemli bir rol oynadı. Kürtlerin Suriye’deki siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel alanlarına büyük katkısı oldu. Ethem El Cindi “Fransız Mandası Dönemindeki Suriye Devriminin Tarihi” isimli kitabında Suriye devriminde Kürt şahsiyetlerin oynadığı rolü ile ilgili kısmında şöyle yazmış: “Kahraman Kürt (Mihê Îbê Şeşe ê Kurd) Fransız işgaline karşı ilk kurşunu attı. Böylece Suriye kurtuluşu için kurulan grupların çekirdek grubudur. Hemen onun ardından ‘’Tek Bîq Heci’’ isimli Kürt şahsiyet verdiği mücadele ile adeta Fransızların nefesini kesmişti. Yine Baban aşireti mensubu (Başûrê Kurdistan) Silêman Axayê Henano, Halep’in batısında bulunan Kefer Tixarin beldesinde Fransızların işgaline karşı verdiği mücadele ile adeta Suriye devriminin sembolü haline gelmişti ancak maalesef ki çeşitli nedenlerden dolayı savaş meydanını bırakmak zorunda kaldı.
Neden bıraktı, buna sebep olan olay ve kişiler kimlerdi? Bu sorular üzerinde durulması önemli olacaktır;
Mustafa Kemal Atatürk Yunanlılara karşı ilerleme sağladıktan ve elleri güçlendikten sonra bazı bölgeleri geri alma talebinde bulundu. Bu talep Sykces Picot Antlaşması garantörleri tarafından kabul edildikten sonra Anadolu ve Kilikya bölgeleri Türkiye’ye geri verildi. Buna karşılık Türkiye, Suriye devrimi öncülerine (İbrahim Henano ve arkadaşları) verdiği desteği çekmekle kalmadı bazı bölgelerde karşısında durmaya başladı. İhanet olarak adlandırılan bu durumdan ve lojistik ile cephane desteğinin gelmemesinden kaynaklı İbrahim Henano ile arkadaşları savaş meydanından çekilmek zorunda bırakıldı.
Ethem Cindi konuyla ilgili yazdığı kitabında şöyle anlatıyor: “Henano ve arkadaşları, savaş meydanını bırakma ve Suriye’den çıkma kararını aldı. Yakın ve Suriye sınırında olan Türkiye’ye gidebilirdi. Ancak Türklerin bu ihaneti hazmedemediği için Ürdün’ün doğusundaki bir bölgeye gitmeyi seçti. Türkiye’ye güveni kalmamıştı ve zaten Fransızlarla yapılan anlaşmadan sonra devrimi de unuttular.”
Siyasi alanda da bir çok Kürt şahsiyet, Suriye’nin cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlık düzeyinde tarihte büyük bir rol oynadılar.
Bunlardan bazıları şöyle;
*Mihemed Eli Elabid (1932-1936); aslen Kürt Şam doğumlu, Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Babası Hulo Paşa Biladülşam Valisiydi. Mihemed Eli Elabid Paris’teki Sorbon Üniversitesi mezunuydu. Bir dönem Sultan Abdülhamid’in danışmanlığını yapıyordu. Siyaset ve diplomatik alanlarında tanınan bir şahsiyetti.
*Hisni Elzaîm; Halep doğumlu bir Kürt olan Elzaim, 1949 yılında Suriye Başkanı oldu. Daha önce Suriye’deki Fransız askeri güçlerine katılmıştı ve askeri eğitimini Fransa’da almıştı.
*Muhsin Elberazi bir dönem Suriye başbakanlığını yapmış, aslen Hemma Kürtlerindendir.
*Mihemed Eta El Eyyûbi aslen Eyyübi aille mensubu Şam şehrinin siyasetçi ve ileri gelenlerinden biri olarak tanınırdı. 1920 yılında Suriye’nin Dışişleri Bakanlığı yaptı ve daha sonra iki dönem üst üste Suriye hükümetinin Başbakanlığını yapmış bir Kürt şahsiyet.
Bununla birlikte onlarca Kürt şahsiyet Suriye kuruluşunda ve üst düzey mevkillerde önemli rol ve misyon üstlendiği belirtilebilir.
Yusuf MUSTAFA