02 Nisan 2013 Salı Saat 14:57
Savaş ve iktidar bloklarının hedefinde olan çocuklar toplumların varoluşlarıdır. Çocuklar toplumların gelecek beyinleridir. Bu nedenle çocuklar sömürgeci ve işgalci güçlerin ilk hedefleridir. Bir toplumu kendi egemenliği altına almak isteyen hegemon güçler geçmiş yüzyıllarda askeri olarak başta o ülkeyi ele geçirmek zorundaydı. Ancak günümüz de bu yeterli olmamakla beraber gerek iletişim noktasındaki gelişmeler, gerek bilgi gizliliğinin imkânı daralmış olduğundan halkları askeri olarak egemenliği altına alma, siyasi, kültürel ve ekonomik olarak asimile etme ve ülkeleri denetim altına alma zorlaşmıştır. ABD’nin Afganistan Pakistan ve Irak’a olan müdahalesi başarıyla tamamlanmaması bundan kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle sömürgeci güçler sömürge yöntem ve politikalarında değişikler yaparak ‘’modern savaş sanatı ‘’adı altında uluslara uygulamaktadır. Bunun için akıl almaz senaryolar yapılmakta büyük masraflar harcanmaktadır. Bu yöntem ve politikaların bazıları kamuoyu önünde açık bir şekilde uygulanmaktadır. Örneğin ülkelerin kimyasal silah bahanesiyle birbirlerinin iradelerini kırma çabaları ya da kendi değil de ülke içerisinde bulunana muhalif güçleri birçok noktada destekleyerek o ülkeyi o ülkenin insanını hem siyasi hem de askeri olarak kullanarak ele geçirme durumu ele alınabilir. Nitekim Suriye’de yaşanan durum şuan bu durumdan ibarettir.
Kürdistan da yüzyıllardır (başta Türkiye) sömürgeci güçlerin hedefi halindedir. İmha ve inkâr politikalarında hiçbir yerde uygulamadıkları yol ve yöntemi uyguladılar. Bu nedenle Kürdistan’a uygulanan asimilasyon politikaları hep sinsi olmuştur. Osmanlı ve yeni Türkiye’nin sinsi ‘’yok etme’’ politikalarına boyun eğmeyen Kürtleri soykırımlardan (toplum kırım) geçirdiler. 1938 yılında Dersimde binlerce küçük yaştaki kızlar ortadan kaybedildi. Kürdistan tarihine ‘’Dersimin kayıp kızları’’ olarak işlendi. Yine kırk yıla yakındır işgalci Türk devletine karşı yürütülen özgürlük mücadelesinde Kürdistan halkına karşı kimyasal silaha kadar birçok yönteme başvurduğu olmuştur. Devlet bu politikalarda başarılı olmayınca eğitim ve yenilenme adı altın da yasal ve insani kılıflar uydurularak AKP ile beraber Kürdistan’da pratikleşmeye başladılar. AKP devleti çocuklar nezdinde Kürdistan da asimilasyon politikalarına hız vermesi, ABD’nin Pansilvanya eyaletinde bulunan Fettullah Gülen, ‘’ devletin askeri, polisi ve memuru bölgeye (Kürdistan’a) gideceksiniz, gidecek olanlarda ölümü göze almalı, ölümüne gitmeli. Başta polis ve öğretmenler bölgenin çocuklarıyla özel ilgilenmeli, özellikle öğretmenler çocuklara sevgi, hoşgörü beslemelidir. Onlar geleceğimizdir…’’diye üstü örtülü AKP’ye asimilasyon politikalarına hız vermesi konusunda talimat verdi. Bu talimat doğrultusunda AKP Kürdistan’a yönelik inkâr ve imha politikalarında hızı düşürmeyeceği aksi yönde daha da sinsileştireceğini göstermektedir. Nitekim AKP polisinin Mersin ve Siirt’teki uygulamaları bunu açıkça belgelemektedir. Türk basınında Siirt’te maddi imkânsızlıklarında dolayı dışarıda olan (sokak çocukları) çocuklar Siirt Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı bir birim tarafında büyütülecek ve polis olabilmeleri için de özel olarak eğitilecekleri yer almıştı. Yine Kürtlerin göç ederek yerleştiği Mersinde belediye alanlarında değil de karakolların bahçelerinde kurulan çocuk parkları da dikkat çekmektedir. Bu uygulamanın sadece Yeni Pazar ve siteler gibi Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları mahallerde gerçekleşmesi bir devlet politikası olduğunu açıkça belgelemektedir. Açık bir şekilde Kürt çocukları üzerinde yürütülen bu ‘’Yeni Savaş Konsepti’’ Türk basını tarafından ‘’Türk polisinin çocuklara olan sevgisi’’ diye kamuoyuna servis edilmektedir. Ancak Türk basını Kürdistan halkının halen 15 ay önce Roboski’de katledilen 34 çocuğu, Uğur Kaymaz’ları (12), Enes Ata’ları (9), Ceylan Önkol’ları (13) unutmadığını hatırlatmakta yarar vardır
Unutmamak gerekir ki her zaman olduğu gibi işgalci güçlerin çocuklar üzerindeki oyunları olacaktır. Kürdistan çocuklarına karşı bu oyunları ise daha da sinsi oynayacağı aşikârdır. Bunu boşa çıkartacak olan Kürt kurumlarıdır. En kısa zamanda buna karşı alternatiflerini pratiğe geçilmelidirler.
Munzur Botan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info