13 Nisan 2013 Cumartesi Saat 16:23
Türkiye’de şu ana kadar iktidarı eline geçiren tüm kesimlerin ortak özelliği ırkçılık yarışında birbirleriyle sıkı bir rekabet halinde olmuşlardır. Tek partili dönemde yıllarca devleti yöneten CHP zihniyeti toplumun tüm kesimlerini sömürmüş ve büyük katliamlar gerçekleştirmiştir.Bu güne baktığımızda CHP’nin çok eskilerde taşıdığı bayrağı devr alan Kapitalist modernite ile yıkanmış İslamcılar modern yöntemlerle toplum kırımı gerçekleştiriyorlar. Yaptığı katliamları reddeden ve yaptıklarının aksini iddia eden Erdoğan’ı eleştiren CHP’nin başı Kılıçdaroğlu AKP’yi Kürtlerle pazarlık yapıyor diye halka şikâyet ediyor. Türkiye bölünüyor safsatalarıyla kıyametler koparıyor.
Dersimli devşirme bir Kürt olan ve onlarca akrabası dönemin CHP hükümeti tarafından 1937-38 Dersim’de katledilen ve şimdi CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu TC sömürgeci zihniyetinin uyguladığı özel savaş politikalarının bir ürünü. Türk’ten daha Türk, ırkçıdan daha ırkçı tavırlar sergileyen celladına aşık Kılıçdaroğlu yeni anayasadaki vatandaşlık tanımının Türklüğe dayalı bir tanım olmasını istiyor. CHP’nin başına operasyonel bir müdahaleyle gelen bay Kemal demokrasiyi savunduğunu ve özgürlüklerin onlarla geleceğini dile getiriyor.
Kendi aslını inkâr eden ve ait olduğu ırktan ve dinden utanan bir insan nasıl olurda özgürlük getirebilir. Türk kimliğini üst kimlik olarak gören, diğer unsurların Türklüğe hizmet etmekle yetinebileceğini savunan bir parti zihniyetine hizmet eden ve şimdide onun başını çeken biri nasıl olurda demokrasi getirebilir.
Kılıçdaroğlu Türk kimliğini üst kimlik olarak görmekle yetinmeyip, CHP’li kimliğini de Kürt ve Alevi kimliğinden üstün gören biri. Bu güne kadar bir defa bile olsun ne Kürt olduğunu nede Alevi olduğunu dile getirmiştir. Dile getiremiyor çünkü utanıyor. Kürdüm demeye Aleviyim demeye utanıyor ama utanmasının nedenini de dile getirmiyor. Biliyor ki Kürdüm demeyi, Aleviyim demeyi bir utanç haline getiren şuan hizmet ettiği faşizan zihniyettir. Modern olmanın, kültürlü olmanın, çağdaş olmanın Türk olmakla, Türkleşebilmekle olabileceğini savunuyor bu zihniyet. Kürt olduğu halde utanmadan soykırımcı, sömürgeci Türk faşizmini savunuyor.
Kılıçdaroğlu kendisine demokratım, sosyal demokratım diyorsa bunların gereklerini yerine getirmelidir. Demokratlık öncelikli olarak, başka kesimlere saygı duymayı gerektirir. Herkesin eşit bir şekilde yaşamasını gerektirir. Kendisini sosyal demokratlık kimliğiyle tanıtan Kılıçdaroğlu, sosyal demokratlığın çok gerisinde kalmış bir şekilde neredeyse kafatası milliyetçiliğiyle hareket ediyor. Sosyal Demokratlık ilkelere dayalı bir şekilde toplum ve birey çıkarlarını esas almayı gerektirir. Sosyal Demokrasi barış, eşitlik, demokrasi, hukuk, dayanışma ve sosyal adaleti kendine esas alır. Sosyal demokrat, bir kesimin çıkarını savunurken, diğer kesimlerin yaşam hakkını da yok saymaz. Toplumda herkesin eşit haklara sahip bir şekilde dayanışma içerisinde yaşamasını öngörür.
Yeni CHP vaatleriyle gelen ve eski kafayla yola devam diyen Kılıçdaroğlu, ucu körelmiş “Altı Ok uyla eskiden olduğu gibi, şimdide yürünemeyeceğinin farkına varmalıdır. Okların yönü istikrarı gösterir şekilde yükseklere bakıyor olsa da, gerçeğin öyle olmadığı apaçık bir şekilde ortadadır.
Şiyar Ardil
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info