23 Kasım 2019 Cumartesi Saat 11:06
Basına son yansıyan bilgilere
bakıldığında İŞİD’in ölen lideri El Bağdadi’den tutalım, eşi ve yakın akraba
ailesi, en önde militanlarına kadar hepsi Türkiye’yi mesken tutmuş durumda. Ama
sorun sadece bununla sınırlı değildir. Çünkü İŞİD Suriye’de yenildikten sonra,
önde gelen liderleri Türkiye ve Türkiye’nin kontrolünde olan İdlip, Ezaz,
Cerablus gibi bölgelere geçerek yeniden örgütlenme sürecini başlattı.
İŞİD’in yeniden örgütlenmesinin
eskisi gibi açık bir biçimde olmayacağını söyleyen uzmanlar, daha illegal,
deyim yerindeyse yerin dibine girerek, hücre hücre, her hangi bir alan tutmadan
kendisine muhalif olan kesimlere suikast, sabotaj gibi eylemlerle beraber, esas
olarak kitleleri örgütleme ve bu kitleleri harekete geçirme biçiminde bir
direniş örgütüne dönüşeceği yönünde. Buraya kadar anlaşılır. Uzmanların İŞİD’in
örgütleneceği temel alanları belirlerken Suriye, Irak esas alan olurken, geri
cephe, ana üs olarak olarak Türkiye’nin seçildiğini belirtmeleri oldukça
önemli.
Türkiye İŞİD Müttefik Mi?
Bu yönüyle son dönemde ard arda
Türkiye-İŞİD ilişkisine dönük açıklama ve uyarıların gelmesi boşuna değildir.
Biraz geçmişe döndüğümüzde Türk devlet yetkilileri İŞİD ile ilişkilerini hep
reddetse de, Türkiye’nin yakın müttefiki olan başta ABD olmak üzere, Rusya’ya
kadar yakın geçmişte Türkiye-İŞİD ilişkisini belgeleyecek önemli açıklama ve
belgeler ortaya koyduklarını biliyoruz. Bunların en önemlisi İŞİD petrolünün
Türkiye’de nasıl pazarlanıp satışa sunulduğuna dair çarşaf çarşaf belgelerdi.
Fakat El Bağdadi’nin Türkiye’nin
denetiminde olan İdlip bölgesinde
ABD ve YPG ortak operasyonuyla öldürülünce herkesin gözü Türkiye-İŞİD ortaklığı
konusunda yeniden kilitlendi. Türkiye’nin İŞİD ile ortaklığı konusunda ciddi
suçlamalar söz konusu oldu. Bunlardan en ilginci Türkiye’nin QSD güçlerine
saldırması sürecinde Çekya lideri Milos Zeman’ın ülkesinin batısında yer alan
Vintiroc kasabasındaki bir konuşmasında Türkiye hakkında yöneltilen bir soru
karşısında, “Neden mi Kürtlere saldırıyorlar? Çünkü fiilen İŞİD’in
müttefikleri demişti. Elbette Çekya lideri Türkiye İŞİD ilişkisine dönük
belirlemeyi yeni yapmıyor, ama bu süreçte yapması tesadüf değil.
Neden mi?
Bağdadi sonrasında İŞİD’in iki
numaralı ismi Ebu Hasan el Muhacir’i de Türkiye’nin denetiminde olan Cerablus’ta ABD ve YPG’nin ortak
operasyonuyla öldürüldü. Türk istihbaratı MİT’in birebir kontrolünün olduğu bu
bölgelerde Bağdadi ve Muhacir’den haberinin olmaması imkansız gibi. Bu durum
üzerine ABD’in eski Suriye özel temsilci Brett Mcgurk, “Türkiye’nin açıklaması
gereken bazı şeyler var diyerek önemli suçlamalarda bulundu. Dünya basını ise
Türkiye’nin deklere ettiği İŞİD ile mücadelede konusunda samimi olmadığı
yönünde şüpheler belirten yazıları öne çıkardı.
Türkiye bu suçlamaları her
zamanki gibi reddetse de, yaşadığı sıkışmayı İŞİD’e dönük operasyonlar
yaptığını ve Kırşehir’de gerçekleşen operasyonda Bağdadi’nin 4 yakın
akrabasının gözaltına alındığı belirten açıklamasıyla geçiştirmeye çalıştı. Ama
bu operasyonlara kimse inanmadı, Türkiye ve Suriye’deki denetiminde olan bölgelerde İŞİD’in önemli
isimlerinin korunduğunu yazan haberler daha sık basına düşmeye başladı. En
önemlisi de PYD Dış İlişkiler sorumlusu Salih Müslim’in, Bağdadi’nin
öldürülmeden önce defalarca Hatay’a gittiğine dair ellerinde istihbarat
olduğunu açıklamasıydı.
Bağdadi Hatay’a Neden Gidip Geliyordu?
Salih Müslim’in, Bağdadi’nin
Hatay’a defalarca gittiğini açıklaması üzerine, Erdoğan da suçüstü olmamak için
alelacele Bağdadi’nin öldürülmesini ABD’nin bir iletişim kampanyasına
dönüştürdüğünü belirterek, “biz de hanımını yakaladık ama bakın biz yaygara
yapmadık. Bakın ilk defa bugün açıklıyorum dedi. Ancak güvenilir kaynaklar
Bağdadi’nin iki eşinden ilki olan Esma Feysi Muhammed El Kubeysi’nin kızıyla ve
on İŞİD üyesiyle birlikte 2 Haziran
2018’de Hatay’da yakalandığını belirtmekteler. Böylece Salih Müslim’in
açıklaması doğrulanmış oluyordu. Ama diğer yandan da Bağdadi’nin neden Hatay’a
gittiği daha iyi anlaşılıyor.
Bağdadi’nin uzun zamandır
Türkiye’de ikamet eden eşini ziyarete gidip geldiği böylece netleşmiş oluyordu.
Diğer yandan söz konusu ismi Leyla Cebir
olan kızının Türkiye’de dünyaya geldiği de ayrıca netleşen bir başka konu
oluyor. Yani Bağdadi’nin kızı Türkiyeli. Çünkü Bağdadi’nin eşi uzun bir
zamandır Türkiye’de ikamet ettiği bilgisi zaten ortalıkta dolaşmaktaydı.
Erdoğan yıllardır kalan misafirinin deşifre olacağını anlayınca, İŞİD karşıtı
kamuoyundan sakladığı gerçeği açıklama zorunda kaldı.
Erdoğan’ın açıklamadığı başka misafirleri var mıydı?
Şu ana kadar Erdoğan bu konuda
açıklama yapmasa da, Türkiye’den çıkıp Avrupa’da etkili eylemleri koordine
etmek için yolda yakalananlar var. İŞİD’in üst düzey liderlerinden El Bara
Şişani Ukranya Güvenlik ve İç İstihbarat Teşkilatı SBU’nun Gürcistan İçişleri
Bakanlığı ve CIA mensuplarıyla ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyon sonucu
yakalanıyor. Bunun Türkiye ile ne alakası var diyebilirsiniz, ancak Şişani’nin
Ukrayna’ya geçmeden önce Türkiye’de bulunduğu tespit edilmiş durumda.
İŞİD’in önde gelen kadrolarının
Türkiye’de olduğunu belirten diğer bir yetkili isim ise Irak İstihbarat Başkanı
Korgeneral Saad El Allaq oldu. El Allaq,
Amerikan CNN Televizyonu’na verdiği röportajda örgütün üst düzey dokuz lideri
ile ilgili dosyaları Türkiye’ye verdiklerini, bu isimler arasında büyük
paralara ulaşımı olan finansörlerin de bulunduğunu belirtti. Emir olarak
bilinen IŞİD’in önde gelen isimlerinin yüklü miktarlarda paraları kontrol
ettiklerini ve Türkiye’de yeni hücreler oluşturduklarını belirten el Allaq,
“Örgütün bazı önemli liderleri kuzeye, yani komşu ülke Türkiye’ye ve sınır
komşusu Gaziantep gibi şehirlere geçtiler” diyor. Türkiye’ye teslim edilen
dosyalarda ismi geçen iki kişi Hayrullah Abdullah Fatthi ve Hüseyin Ferhan
Asslebi el Cumayli Irak’ın da arananlar listesinde bulunuyor ve en iyi bomba
yapan kişiler olarak biliniyor.
İŞİD’liler SMO İçinde
Londra merkezli Suriye İnsan
Hakları Gözlemevi ise Suriye’nin kuzeyinde Türkiye destekli milislerin
kontrolündeki bölgelerde halen yüzlerce IŞİD üyesi ile ailelerinin yaşadığını
öne sürdü. Yine birçok İŞİD üyesinin, özellikle de Doğu Kuzey Özerk Bölgelerini
bilen, buralarda savaşmış ve Suriyeli olan İŞİD üyelerinin Suriye Milli Ordusu
adı altında geliştirilen oluşumun içine alınarak Türk ordusuyla ortak operasyon
yaptıklarına dair isim ve fotoğrafları Hawarnevs (ANHA) Haber ajansı
paylaşılmıştı.
Trump’un Mesajı Kime?
13 Kasım’da Erdoğan’la
Washington’da görüşmesine bir gün kala
ABD Başkanı Donald Trump, Ebubekir El Bağdadi’nin öldürülmesi ardından
İŞİD’in duyurduğu yeni lideri Ebu İbrahim El Haşimi El Kureyşi’nin yerini
bildiğini duyurdu. Trump, “Bilin bakalım ne oldu? Gözümüz üçüncünün üzerinde.
Üçüncünün problemleri var çünkü onun nerede olduğunu da biliyoruz dedi. Fakat,
Trump El Kureyşi’nin nerede olduğunu söylemedi. Ama ‘yerini biliyoruz’ derken
El Kureyşi’nin kaçmasını sağlamak için bir mesaj vermedi herhalde. O halde bu
mesaj kime? Yoksa verilmek istenen mesaj El Kureyşi’yi barındıranlara dönük mü?
Para Transferi İŞİD’e Mi?
13 Kasım’da Trump ve Erdoğan
arasında Washington’da yapılan görüşmede neler konuşulduğu bilinmese de,
ortaklaşacak bir anlaşmanın da olmadığı açık. Nihayetinde görüşmenin üzerinden
çok geçmeden ABD Hazine Bakanlığı İŞİD’e yardım ettikleri gerekçesiyle üç Türk
şirketine dönük yaptırım kararı aldığını açıkladı. Bu şirketlerden birinin ismi
Bayaltunlar. İŞİD için Bomba yapımında kullanılan pasta (pigment) tedariki
yapıyorlar. Hemen ardından bu sefer Almanya’da kara para transferine dönük
büyük bir operasyon gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen kara para transferinin
İŞİD’de mi yoksa hükümete yakın çevreler mi gittiği Alman hükümeti tarafından
açıklanmasa da para musluğunu kapattıkları bir gerçek.
Sonuç olarak, Pentagon’un yayınlamış olduğu raporda Türkiye’nin
gerçekleştirdiği operasyonun İŞİD’i dirilttiği, güçlendirdiği ve toparlanmasına
imkan tanıdığı yönünde. Özellikle de İŞİD’in hala Batıyı hedef alma imkanına
sahip olduğunu belirlemesi Türkiye’nin bu operasyonla tüm Avrupa’yı tehlikeye
sürdüğünü de göstermektedir. Bu rapor önemli bir tespit yapmanın ötesinde, aynı
zamanda Türkiye dönük büyük bir suçlamada geliştirmektedir. Peki, Pentagon’un
bu tespiti afaki mi? Hayır. Türkiye’nin Doğu ve Kuzey Suriye’deki işgal
saldırılarını başlattıkları süreçten bu yana bu bölgelerde İŞİD
bombalamalarının ardı arkası kesilmedi. Yarın Avrupa’da İŞİD bombalarının
patlamayacağını kimse kestiremez. Birçok sivil insan katledildi. Türkiye bu
katliamlardan direkt sorumlu ve İŞİD ile işbirliği yaptığının somut kanıtı.
Çünkü Şu an da Suriye Milli
Ordusu denilen örgütün içinde yaygın bir biçimde İŞİD üyesinin bulunduğu
belgelenmiş durumda. Bu güçlerin işgalin ilk gününde İŞİD üyelerinin tutuklu
bulunduğu cezaevlerine saldırarak yüzlerce İŞİD üyesini kaçırdıkları ayrıca bir
başka belge. Bütün bunlar İŞİD ile Türkiye’nin işbirliği içinde hareket
ettiğini gösteren yüzlerce belgeden sadece birkaçı. Bütün bu gelişmeler son
birkaç hafta içinde gerçekleşti. Bu da Türkiye ve İŞİD için kıskacı gittikçe
daralttığını göstermektedir.
Amed PİRAN
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html