İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın onursal başkanı Yusuf Ziya Gümüşel’in, çocuğunu altı yaşında iken “evlendirildiğini” ve yıllar boyunca sistematik bir şekilde tecavüze uğradığı ortaya çıktı. İktidar ise bu duruma “Suç kişiseldir. Vakıflara indirgenerek, vakıflar suçlanamaz” diyerek olayın politik yanının üstünü kapatmaya yönelik yorumlarda bulundu. Bu yorum ve olayın üstünü kapatma çabası iktidar ve bu tür vakıfların aralarında ki kopmaz zihniyet birlikteliğni göstermektedir.
İslami tarikatların tarihsel kökenleri binli yıllara kadar gider. 6.yy’a tasavvufla başlayan, 12.yy’la ise çıkış yapan tarikatlar toplumun bilinçlenmesinde farklı biçimler yaratmaya çalıştılar. Her ne kadar tarikat ‘Allah’a ulaşmak için izlenen yol anlamına geliyorsa da buna bağlı olarak tarikatların uymak zorunda olduğu ilkeler zinciri de bulunuyor. Bunlardan en bilineni ise dünya nimetlerinden kendini soyutlamak ve dinin tüm emir ve yasaklarını yerine getirmek.
Maneviyattan uzak, sadece maddi çıkarlar uğruna toplumun inancını sömüren devlet kadar, devlet eliyle tarikatlarında kirletilmiş durumda olması ve bu kirli yüzlerini, amaçlarını topluma yansıtan olumsuz etkilerini hemen her gün çıkan haberlerde görebiliyoruz. Menzil, İskenderpaşa, İsmailağa ve Süşeymancılar Tarikatları bunların başında gelenler. Bu tarikatlar AKP döneminde, devlet nezdinde ne kadar söz-pay sahibi oldukları ve ayrıca bakanlıkların ve AKP’nin politikalarını belirler duruma geldikleri hayret verici düzeydedir.
İsmailağa cemaatinden Ensar Vakfına kadar basına açıklama yaparak İstanbul Sözleşmesi’ne karşı barikat oluşturan cemaat olayında etkisini gördük. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkışın psiko-sosyal raporunu hazırlayan Türkiye Düşünce Platformu’nun da ‘’tarikatçı’’ olduğu iddiaları basında oldukça yer kaplamıştı. 2019 Mayıs ayında Erdoğan’ın ve Haziran ayında da Binali yıldırımın cemaatin liderini ziyarette bulunmaları. Geçmiş dönemde eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün cemaati ziyarette bulunması. AKP iktidarın üzerindeki etkilerini ve ne kadar güçlü bir şekilde yön verdiklerini bu haberlerle apaçık görülebilinir.
Kürdistan ve Türkiye’de kadın ve çocuklara yapılan tecavüzlerin tümü ister asker ve polis eliyle olsun, ister Ensar vakfında olduğu gibi AKP-MHP faşizminin kurumlarında yer alan sivillerin eliyle olsun tümü AKP-MHP faşist devlet yapılanmasının temel politikalarından biri olmaktadır. İktidarın yarattığı tecavüzcüler iş başındaydı. Bir geleceği daha yok etmek için bütün zırhlarıyla hazırda duruyorlardı. Minicik elleri, yaşama masumca bakan bakışlarına aldırmadan vahşice evelndirilen 6 yaşındaki Kız çocuğu…
Özellikle AKP iktidarı döneminde çocuk istismarı, cinayetleri ve çocuk evlilikleri sistemli bir şekilde yaygınlaştırılıyor. Daha geriye gittiğimizde AKP’ye yakınlığı ile bilinen Süleymancılar yurdunda kalan dokuz çocuğun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yönetim Kurulu üyesi olduğu Ensar Vakfı yurtlarında 45, Adıyaman’da 30 öğrencinin ve Aydın’da bir çocuğun 3 yıl boyunca 200 kişi tarafından tecavüze uğraması ve İstanbul Küçükçekmece’de bir hastanede 115 çocuğun gebe bırakılması AKP iktidarı döneminde yaşanan yüzlerce çocuk istismarlarından sadece birkaçı. Bunlar sadece medyaya yansıyanlar.
Ensar Vakfında çocuklar istismar edildiğinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın “Bir kereden bir şey olmaz’’ dediğini, din adamı sıfatıyla televizyonda boy gösterenlerin “10 yaşında, 7 yaşında, 6 yaşında ki kızların nikaha engel bir durumu yoktur’’ şeklindeki sözlerini, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çok tartışılan “9 yaşındaki kız çocukları evlenebilir’’ açıklamaları, toplumun hafızalarına kazınan ve bir daha asla silinmeyecek bir devletin en yozlaşmış halini göstermektedir.
Evlilik yaşının 12’ye düşürülmesini isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı, eşit eğitim hakkını yok sayan, cemaatlerle iş birliği yapan Milli Eğitim Bakanlığı, tekçi, gerici ve cinsiyetçi temelde bir toplum inşasını hedefleyen siyasi iktidar, çocuk yaşta evliliklerin ve istismarın suç ortağıdır. 6 yaşındaki çocukları evlendiren, istismarı meşrulaştıran gerici, ataerkil zihniyetidir.
Ali KASIM