Emperyalizmin mimarlığıyla kurulan uyduruk ulus devlet rejimleri, içte oluşturulan bazı çeteler eliyle ve dıştan yapılan kısmi bir askeri müdahaleyle yıkılıyorlar. Saddam Hüseyin rejimi ve Esad’ın BAAS rejimleri tarihe gömüldü. Dış müdahaleyle kurulan rejimler yine dış güçlerin farklı tarzlarındaki müdahalelerle yıkıldılar. Her iki ülkenin BAAS rejimleri, kendilerini sözüm onlara devrimci ve emperyalizm karşıtı olarak gösterdilerse de özünde kapitalist ulus devletin sosyalizmle biraz soslanmış, Arap milliyetçiliği kokan, Kürtlere ve farklılıklara tahammülü olmayan, düzen içindeki muhaliflere bile tahammül etmeyen dikta rejimleriydi. Önder Apo, bu rejimlere, farklı şekillerde, demokratik olmaları ve doğrudan halkın iradesine dayalı toplumsal düzenlere dönüşümleri için çağrılar yapmıştı ama geleneksel devlet, ulus devlet aklıyla hareket edip toplum üzerinde egemenlik kurmak çok tatlı geldi Suriye ve Irak egemen kesimlere. Demokratik kültürü olmayan, devletin, dinin ve mezheplerin tarihsel ve güncel olarak ağır etkisini yaşayan Ortadoğu toplumlarında, Kürtler hariç bir gelişme yaşanmadı.
Bu durum, bu ülkeleri emperyalist müdahaleye, her yönlü olarak daha çok açık hale getirdi. Dış güçlerin desteğiyle oluşan devlet aygıtı ve orduları fazla savaşmadan birçok bölgeden çekildiler ve dağıldılar. Bu ülkeler, eğer Kürtlerle güçlü siyasi ve demokratik bağlar kursalardı, ulus olarak temsil ettikleri halka dayalı bir sistem kursalardı, en azından normal standartlarda bir refah ve demokrasiyi kendi halklarına yaşatsalardı bugün bu rezaleti yaşamıyor olacaklardı. Saddam sonrası, kurulan rejim de demokratik değildi çünkü bir devrim sonucu kurtulamadılar, dış müdahaleyle basit bir iktidar değişimi oldu ama kanlı ve sayısız insanın ölümüyle sonuçlanan ve hala yerli yerine oturmayan ulus devlet rejimleri varlığını sürdürüyor. Bu durumda, Önder Apo’nun, paradigması toplumsal sorunların çözümü ve insanlığın gelişimi konusunda bir ışık ve ideolojik hazine işlevi görecek. Kürt halkının, Önder Apo’nun paradigması ışığında belli bir aydınlanma yaşanmış, demokratik devrimci bir duruş kazanmıştır.
Suriye’de rejimin yıkılışı sonrası, İktidarın dinci faşizan olan ve aslında emperyalizmin kullandığı El Kaide ve Taliban türevleri olan bazı maşa gruplara bırakıldığı için bazı risk ve tehlikeleri beraberinde getiriyor. Bu tehlikenin, AKP MHP faşizan rejimi tarafından beslemesi ve desteklenmesi bütün Orta Doğu’yu tehlike içine çekiyor. Daha doğrusu, aslında AKP MHP faşizan rejimi başta Kürdistan olmak üzere bütün Orta Doğu için büyük tehlikeler taşıyor ama bir taraftan da panik içindeler. Irak ve Suriye’ye müdahale Türkiye’ye müdahale etmeye de yol açar ama Türkiye Türkiye’de ve Kürdistan’da Kürt halkı devrimci demokratik güce ve örgütlülüğe sahip olduğu için, bu olası müdahale sonrası yıkılacak olan rejimin yerini Kürt halkının ve Türkiye halkının birleşik devrimci demokratik güçlerinin dolduracağını bildikleri için bu müdahaleyi askeri olarak yapmıyorlar ama daha çok siyasi olarak istedikleri bir siyasete çekmeye çalışacaklar.
Dünya çapında ulus devletin ve kapitalizmin büyük bir kriz ve çözümsüzlük içinde olduğu görülüyor. Bu kriz ve çıkmazı, global güçler yine kendi iktidarcı, ulus devletçi zihniyetle çözmek isteseler de, burada toplumsal sorunların çözümü ve toplumsal bir barış çıkmaz. Ulus devlet ve kapitalizm bitmediği sürece toplumsal değerlerin korunması ve yaşanılması mümkün olmayacaktır. Dünya toplumu, artık kapitalist sistemin getireceği daha büyük yıkımları kaldırabilecek güçte değildir ve ekolojik denge, emperyalizmin hırslarına ve doyumsuzluk siyasetine daha fazla dayanacak durumda değil. Son yıllarda, iklimin bozulmasına karşı iklim değişikliğini önleme toplantıları yapılmakta ama bir çözüm çıkmamaktadır. Çünkü sorunların çıkışına neden olan bir siyasetle sorunlar çözülmez. İnsana yararı olmayan bir siyasetin ekolojiye de faydası olmaz. İnsana acımayan bir akıl doğaya hiç acımaz. Bundan dolayı, insanlığın ve üzerinde yaşadığımız doğamızın korunması ve geleceği için en çözümleyici olan yol Önder Apo’nun paradigması ve çizdiği yoldur. Türkiye’de ve Kürdistan’da Kürt halkının devrimci demokratik birikimi ve direnişi devrim ve değişimi gerçekleştirecektir.
Kemal SÖBE