28 Ocak 2018 Pazar Saat 09:43
1- Türkiye Cumhuriyeti hala bir devlet midir ?
2- Özel cumhuriyet olur mu ? dur.
En büyük ve yasal mafya örgütü olarak devlet sürekliliğini
ve dolayısıyla toplumsal meşruiyetini rıza (kabul veya olur bildirme ) ile
sağlar (ne alaka! ama eminim bazıları bunu amerika da yargılanmadan önceki rıza
sarraf olarak anladı , zira rıza sarrafa rıza göstermek türklüğün
kızılelmasıdır ). Rıza , coşkulu bir katılım ve tam bir uzlaşı şeklinde
olabileceği gibi çaresizce boyun eğme şeklinde de gerçekleşebilir. Her iki durumda
ve diğer tüm ara formlarda rıza sürekli üretilen bir şeydir. Rıza üretimi
durduğunda veya sekteye uğradığında yönetim krizleri baş gösterir ve eğer
toparlanma sağlanamazsa yıkımla sonuçlanır. Köleci devletlerde bile sistem,
köleler ve sahipleri arasında oluşturulan rıza ile sürdürülebilir olabiliyordu.
Türk ulus devletinde ise rıza, cari açığı kapattığı , deli dumrula hakkını
(yüzde yirmi artı ayak takımı masrafları) verdiği ve yanına konulan mit in
fedakar asenasıyla kopmaz bağlar kurabildiği (yavru kurt üretimi, nikah ,aşk
,masal vs. ) oranda türetilen bir devşirmedir. Devşirmelik sistemi ve
devşirilmişler bizzat rızanın kendisidir. Mehmet Şimşek gibi iki kere
devşirilmiş ( çift kaşarlı ) , asenasının köpeği , yavru kurtların soysuz
babası, harem ağası, devşirme, toplumsal rızanın etnik bileşenini temsil
ediyorken dini yurtlarda çocuk istismarı konusunda ihtisas yapmış alimler dini
rıza örnekleridir. Aziz Sancar gibi nobel almış bilim insanları(!), Nedim
Şener,Levent Gültekin ve Cüneyt Özdemir gibi bağımsız ve çağdaş gazeteciler
(!), evlatlarını bir gece ansızın führere kurban veren koç ailesi gibi ,
sonradan müsülman şems ethem gibi müteşebbisler, Acun Ilıcalı ve Fatih Ürek
gibi yüzünü batıya dönmüş ama dadaş kalabilmiş kanaat önderleri ve başarı örnekleri
, Emel Sayın ,Ebru Gündeş, Filiz Akın ,Ayten Gökçer gibi devletin bekası için
acem veya arap zenginlerine herşeylerini veren devletiyle nikahlı sanatçılar,
A.Güneştekin , Yılmaz Erdoğan gibi kontr sanatçılar , domuz bağının insan
üzerindeki etkileri konusunda deneyleri olan patolojik vak´a ve islam
devletinin öncülü hizbul kontra rızanın birer örneğidir.
T.C. hiçbir zaman modern anlamda bir devlet olmadı. Olmuş
gibi yaptığı zamanlarda bile aslında murat edilen şakalaşmaktı .Kimileri bunu
ciddiye alıp modernizmin eleştirisi olarak açıklamaya çalıştıysa da bu doğru
değil ağamız sadece bizimle biraz eğleniyordu
o kadar .Sorun devlet olmayı bu kadar ciddiye alanlarda .
Anayasa dediğin altı üstü bir Burhan Kuzu´luk iş (ki o da Türk malı erman
kuzunun manevi babasıdır) J.J. Rousseau ´ yu nerde bulacağız? … Yasama
dediğin Kemallerden, İnönülerden Hasan Değerlere , Mehmet Metinerlerden
Türkeşlere Ağarlara koç gibi adamların istihdam alanıdır . Yürütme , alenice
yürütme ve satıştır.Erdoğan başbakanken yaptığı bir konuşma da ´´Ben ülkemin
başbakanı olarak ülkemi pazarlamakla mükellefim´´ demişti . Yargı ise sadece
kürtlerin ve şakadan anlamayanların kafasındaki tokmak …
Devlet gerek tarihsel ve gerekse de modern anlamıyla kamusal
bir organizasyonu ( genele ilişkin olmayı ) ifade ediyorken
T.C. de devlet en başından beri özeldir. ´´Lan sen benim kim
olduğumu biliyormusun ? Ben devletim devlet ! ´´diye açıklanabilinecek iken ,
´´ hey corc (duruma göre hans) burası benim evim, burda kuralları ben koyarım
adamım taam mı ? ´´ olarakta açıklanabilir . Genele ilişkin alanlarda edep dışı
bir ortam olsa bile önceden belirlenmiş ve sabitlenmiş kaideler , denetim
,eleştiri vb şeyler gereklidir. Ancak özel alanlar tamamiyle sahibinin hayal
dünyası ve zevklerince şekillenir , kurallar her an değişebilir ,´´ ister
severim ister döverim kime ne?´´ kuralı dışında tüm kurallar değişkendir.
Vestfalya düzeninin en sevilen yanı´´ iç işlerime kimse karışamaz´´ ,
´´egemenliğimizi tartıştırmayız´´ ve dışarıya karşı milli birlik duruşudur.
Kamusal olmayan özel örgüt, labaratuvar koşullarında , normal olmayan şartlar
altında spesifik bir amaç için üretilmiş bir ( leviathan )canavardır .
Kullanışlı bulunduğu sürece , fonksiyonel özelliklerinden dolayı ömrü
uzatılmıştır. Uzun ömürlü olması başarısından değil kullanışlılığındandır.
Artık ertelenemez kesin yıkılışı ,( tabi ki beklemeyle olmaz) , kullanışlı olma
hali bittiği ve öngörülemezliği başta olmak üzere özel devlet oluşundan ve
anlam arayışında olanların varlığından kaynaklanmaktadır . Birileri artık bu
saçmalığa dur diyebildiği , gereken bedeli ödediğindendir .
Devlet kadroları yetkilerini ve etkilerini devlet
mekanizması içerisinde konumlandıkları misyonlarına uygun işlev ve uyuma değil
egemenliğin kaynağı, dolayısıyla devletin nedeni olan tinsel varlığa itaate
borçludurlar . Yani bir sistem olarak ´´devlet´´ adamları yoktur
T.C. ´de tanrısal bir varlık olarak ´´devlet´´ sayesinde var
olan adamlar vardır. Mesela bir yargıç iyi bir hukukçu olduğu ,hukukun
gereklerini yerine getirebildiği için yargıçlık yapamaz , devletin bekasına
olan duyarlılığı , milli ve yerli menfaatlere göre yorum yapabildiği için
yargıçlık yapabilir. İşgal ettiği pozisyon bir kimlik kazandırmaz , yüceliğe
itaati sayesinde bir kimlik edinir. Değilmi ki hukuk devleti olmayan , hukukun
üstün olmadığı ve en hasta ´´diyor ´´ beyinlerin ürünü yasalarına, uyma
zorunluluğundan bile muaf bir sistemde yargıça ihtiyaç yoktur. Tüm türk tarihi
boyunca tek bir hukuk insanı çıkmamıştır. Hukuk Türkün doğasına aykırıdır
.Tıpkı barışın aykırı olduğu gibi… Türk´e göre içte ve dışta hukuk salak
batıyı (ya da artık hakimiyet kimdeyse) kandırmanın bir yöntemidir. Geçerli
olan tek hukuk fetih hukuku , talan düzenidir.
Tüzel bir varlık ve hegemonya aracı olarak devlet modern
anlamıyla siyasal olarak, iktidar artı muhalefet artı sivil toplumdan oluşur.
Devlet çatısı mutlak uyum, uzlaşı veeşgüdüm alanı değildir. Muhalefet ve sivil
toplum en az iktidar (hükümet) kadar siyasal alanın belirleyicisidir. Devletin
muhtaç olduğu meşruiyetin en önemli üretim tesisi devlet çatısı altında korunan
siyasal alandır. Çoğulcu siyaset ve siyasal alanın özgürlük düzeyi en büyük
meşruiyet kaynağıdır. T.C. de siyaset alanı mutlak bir uyum alanıdır. Kürtler
de parazit yapmasa siyasal alanın temel sorunu ve iştigal alanı , dışta
Yunanistan ´a en çok kim efelenebilir ile alçak Ermeniler kendilerini bize
zorla öldürttüleri kim daha iyi yutturur , içte İ.Küçükömere göre Türkiye´de
sol sağ , sağ sol ise asgari ücret ne kadar olamaz , olsabilse çay ve simit
bazında açıklanamaz ,zaten simitte ayranla içilemez dir . Görüldüğü üzere T.C.
de iç siyaset dış siyasete göre daha toplumcu(!) ve daha sofistike (!) konularla
ilgili iken dış siyaset geçmişinin tesirindedir. Dünyanın her yerinde devlet
at, iktidarlar jokey iken T.C.de devlet ve millet bütünleşmesinin bir sonucu
olarak devlet ve iktidar beraber sentor (insan başlı at) dur. Tuhaf olan ise
tuhaflığın bunda değil hükümetin bu bileşimde sentorun insan kısmını değil
yalnızca ve yalnızca at kısmının ayaklarındaki nalları ifade ediyor oluşudur
.Evet Türk ulus Devletinde hükümet naldır. Daha ötesinde bir şey değildir ve
olamaz olması teklif dahi edilemezdir.
T.C. bir süredir ikinci cumhuriyetinin doruk noktasını
yaşıyor. Geçmişte devletmiş gibi hareket etmek zorunda olduğu noktalarda bile
artık daha rahat ve kaygısızca örtünme ihtiyacı hissetmeden hareket ediyor.
´´Devletmişiz gibi çek panpa ´´da demiyor. Bu fütursuzluk neden? Kanımca çöküş
döneminde hareket kısıtlaması yaşamasın diye tüm bağlarından kurtuluyor. Enver
, talat ve cemal in osmanlının yıkılışı döneminde Almanlardan aldıkları
icazetle katiller ordusu kurarak geçirdikleri sürecin benzerini yaşıyorlar . Ah
şu çılgın türkler ! tarihin vazgeçilmezi oldukları fikrinden hiç
vazgeçmeyecekler. Daima, bekçiliğini yapacağımız bir efendi bulur himayesinde
yaşarız, olmadı zayıfların üzerine çullanır kanlarıyla besleniriz daha da olmadı
bir keriz bulur kendi yerimize azraile onu veririz diye düşünüyorlar. Deccal
sofrasının daimi baş köşe misafiridirler. İstismardan sorumlu suistimal uzmanı
Türk ulus devleti şansını çevresinin zaaflarını yönetebilmeye borçludur. Gücünü
ise son devşirme köle kürde…
Yeni imparatorluklar çağına giriyoruz. Geçmişinde
imparatorluk tecrübesi olan türk ulus devleti yeni emperyal hayaller
kurmaktadır. Kürtler dışında hiçbir etnik grup veya ulus ile kimlik sorunu
yaşamadan hakimiyet kurabileceğini düşünmektedir. Ancak kazın ayağı öyle
değildir. İnsanlığa hiçbir katkısı olmamış bir soykırımcı devletin artığı
kimseyi etrafına toplayamaz. Orhan Pamuk ´un okuyucuları Tolstoy´unkilere yön
veremez . Malkoçoğlu ile Matriks eşitlenemez. Robespier´in olduğu yerde kemali
anmak hayasızlıktır. Dünyanın en büyük terör organizasyonu olan Türk ulus
devletinin bekçiliğine aday olabileceği devletler ingiltere ve almanya dır.
Ruslar sadakatten nasibini almamış hain bekçiyi istemez. Amerika ise çoktan
kapısından kovduğu halde bir türlü paçasını kurtaramıyor bu yılışıktan … Çin
zaten derin tarih bilincine ve hassas sınırlara sahip . Uygurları terörize
edenlerle iş tutmaz. Çaresizlik Almanlara çok şey yaptırabilmiştir aynı şekilde
ingilizlere de …Bakalım hangisi koynunda yılan beslemeyi daha çok seviyor.
Almanlar daha istekli gibi . Vestfalya da doğan uluslar düzeni almanların türk
aşkı nedeni ile yine almanyada yeni bir halklar düzeninin kurulmasına neden
olabilir. Ki ben , yeni enternasyonali kuracak olsaydım avrupanın son ama
muhteşem ulus devleti almanya da kurardım . İngilizler savaş anı gelip
çattığında güçlerinin efendisi gibi değil korkularının esiri gibi hareket ederler
. Kraliçenin hükümeti hep sonrayı düşünür.
T.C. nin çaresizce yıkılışını izlemek yerine restoasyonuyla
ilgilenmek isterler . Naçar kalınca yeni kurulacak sisteme sızmaya çalışırlar.
Görünür gelecekte artık bir devletmiş gibi hareket etme zorunluluklarından azad
olmuş Türk ulus devleti kalmayacaktır. Türk halkının demokrat kesimi Demokratik
ulus çatısı altında demokratik anadolu ve kürdistan halklar konfederasyonunda
yaşayacaktır. Gerici faşist unsurları kendi zulümlerinde helak olacaklardır .
Elveren olursa İslam Devleti 2.0 sürümünde azgın katiller sürüsüne dönüşecektir
. Yaşar ne yaşar ne yaşamaz ,ne kendinden ne de dünyadan bir şey anlamadığı
halde çok çok bilmiş ukala takımı ise biz nasıl bu hale geldik diye
dövünecektir.
Son anda Cem Yılmaz ,Turist Ömer ile birleşerek voltranı
oluşturamaz ve Xale Şewketin işbirlikçiliği imdata yetişmezse Londra Köprüsü
(londra nın ortadoğu daki köprüsü ) bifayda yıkılıyor… Yasını tutan
olmayacaktır …Helvasını kavurmak boynumuzun borcudur , tabi o zamana kadar salaklık
bizi öldürmezse….
B. Andok
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”