08 Ocak 2010 Cuma Saat 09:24
0
21
TR
 
HPG Anakarargah Komutanı Nurettin Sofi eylemsizlik sürecinin
tek taraflı yürütülemeyeceğini belirterek, Türk ordusunun yeni saldırı ve
operasyon hazırlıkları yaptığını söyledi. Gerillanın her türlü saldırıya
fedaice cevap vereceğini söyleyen Sofi Kürt gençlerini de HPG saflarına
katılmaları çağrısında bulundu. Sofi HPG’nin sürece ilişkin görüşlerini ANF’ye
değerlendirdi.
‘’2009 yılında HPG olarak kendimizi örgütledik. Geçen yıl bu
dönemlerde HPG’nin genişletilmiş Askeri Konsey toplantısını gerçekleştirmiştik.
Bu toplantıda 2009 yılının planlamasını yaptık. Bu planlamaya göre HPG
içerisinde yeniden yapılanmayı gerçekleştirme kararlaşmasına gitmiştik. 1
Haziran hamlesinden bu yana Meşru Savunma çizgisinde HPG önemli bir sınavdan
geçmişti. Adıl, Gülbahar, Nuda, Kurtay, Sidar arkadaşların ve 1 Haziran
hamlesinin onlarca şehidi şahsında HPG başarılı bir pratiğin sahibi oldu. Halk
Savunma Güçleri bütün dünyaya başarılı ve yenilemeyecek bir güç olduğunu bir
kez daha göstermiştir.
Türk devleti tarafından, özellikle son iki yıl içerisinde
başta ABD desteğindeki bütün teknik donanıma ve ekonomik imkânlarla zorlu kış
koşullarında bile ileri teknoloji ile donanımlı uçaklarla gerillalara yönelik
saldırılar yapıldı. Biz ise HPG olarak bu süreç içerisinde büyük bir direnişle
yanıt olmaya çalıştık. Adıl arkadaşın öncülüğünde geliştirilen direniş
çizgisine Oramar ve Zap direnişleri ile cevap olmaya çalıştık. Erzurum’da
Tezvan, Amed’de Hezan, Dersim Pülümür’de gerçekleştirilen eylemler göstermiştir
ki devletin saldırıları ne kadar yoğun olursa olsun HPG yenilmeyecektir. Çünkü
HPG, Önder Apo’nun felsefesinde fedaileşen bir güç olmuş ve bu düşünceler
doğrultusunda kendisini eğitmiştir. Yine şehitlerinin direnişlerinde gelişen
güçle kendini donatmış ve iradesini oluşturmuştur. Bu nedenlerden dolayı da
asla yenilmeyecek bir fedai ordusudur HPG.
Başta Zap olmak üzere yapılan bir çok eylem açık bir şekilde
göstermiştir ki Türk devleti yediği darbelerle yenilmiştir. Bunu yalnızca biz
söylemiyoruz: Uluslararası basın da bunu defalarca dile getirdiler.
HPG YENİDEN YAPILANMA KARARI ALDI
Bu askeri darbeler siyasi ve psikolojik olarak Türkiye’de
bir kaosun oluşmasına neden olmuştur. Ancak biz görevlerimizi tam olarak
başaramadık. Bu görevler halen önümüzde durmaktadır. Bu noktada çok güçlü
performansları ve yüksek direnişleri geliştirmiş olsak da, halen de istenilen
düzeyde olamamıştır. Bunları aşabilmek ve çağdaş gerillayı yaratmak için,
gerillacılığın kural ve kaidelerini tam olarak geliştirmek için HPG’nin
kendisini gözden geçirmesi gerekiyordu. Bunun için de geçen kış gelişen
toplantısında HPG yeniden yapılanma kararını almıştı. Bu karar da 12 aydır HPG
içerisinde uygulanmaya çalışılmaktadır. Taktikte hakimiyet, yenilmez savaşçılık
ve komutanlık konularında yoğunlaşmış eğitimler görülmüştür. Mahsum Korkmaz,
Şehit Beritan ve Haki Karer Akademilerinde HPG’nin yeniden yapılanmasının yol
haritasında başarılı eğitimler gelişmiştir.
Bilindiği gibi bu sene içerisinde 29 Mart seçimlerinde Kürt
halkının göstermiş olduğu iradi zafer, Kürt Halk Önderliği tarafından yeni bir
sürecin gelişmesi yönünde değerlendirilmiştir. Bu yeni döneme ve sürece göre
çatışmasızlık kararı alındı. Bu çatışmasızlık kararı, bizim güçlü olduğumuz,
yine başarılı eylemleri geliştirme yönünde birçok avantaja sahip olduğumuz bir
dönemde alındı. Biz de HPG güçleri olarak 29 Mart’tan günümüze kadar büyük bir
ciddiyet ve disiplinle bu karara uyum gösterdik. Bazı anlarda operasyonlar
karşısında zoraki olarak direniş eylemleri geliştirdik. Bu dönemde yaşanan
şahadetler oldu, bunlara yönelik Türk devletinin savaşta ısrar eden zihniyetine
cevap vermek gerekiyordu. Bu temelde 7-8 eylem planlı bir şekilde Türk
devletine yönelik geliştirildi. Yapılan bu eylemlerin hepsi aslında cevap
niteliğindeydi.
‘90 GERİLLA ŞAHADETE ULAŞTI’
Elbette biz hepimiz Önder Apo’nun fedaileriyiz. Önder
Apo’nun dışında kimse bu sorunun muhatabı olamaz. Biz hem şahadetlerimize
bakalım, hem de öldürülen askerlerin sayısına bakalım: Bir önceki seneye göre
kıyaslanmayacak oranda düşmüştür. Bu nasıl oldu, gerillanın fedakarlığı
sayesinde. Gerilla çatışmaya girmemek için gerçekten de büyük bir duyarlılık
gösterdi. TC sistemi operasyonları kesmediği gibi basında sürekli “onları yok
edeceğiz dedi.
Öyle ki, bu kesimler tarafından Kürtlerin katledilmesi meşru
görülmektedir. Bunun karşısında bir Kürt dirense ya da bir gerilla eylem yapsa,
kıyameti koparıyorlar. Böyle olduğunda “hainler, süreci bozmaya çalışıyorlar
gibisinden söylemler geliştiriyorlar. Ama barışı isteyen ve bunun zeminini
hazırlamaya çalışan biziz. Bize saldıran onlar, biz sadece kendimizi korumaya
çalışıyoruz. Ama buna rağmen Türk basını bu konuda çok ahlak dışı bir yaklaşım
içerisindedir. İşbirlikçi Kürtleri de etraflarına toplamışlar, sanki gerçekten
de Türk devleti mağdur konumda ve barış olmuş da biz bunu sabote etmişiz gibi
bir durum ortaya çıkıyor. Bizim 90 arkadaşımız onların geliştirdiği bu saldırı
ve operasyonlarda şahadete ulaşmıştır. Niye bu gerçeği görmek istemiyorlar?
Bundan dolayı da bu sürecin gerçekten risksiz geçmesi için bizim fedakarlığımızın
yanında Türk devleti de, tüm kesimler de Önder Apo’ya minnettar olmak
zorundadır. Tüm bunlar Önder Apo’nun emeğiyle gelişmiştir.
BAŞBUĞ’A GEREKEN CEVAP VERİLDİ
Türk devletinin bize karşı yürüttüğü tasfiye saldırılarının
bir parçası da gerillaya katılımları engellemeye çalışmaktı. Genelkurmay
Başkanı basına bunu defalarca açıkça söylemişti. Ama bu yılın sonuçlarına
baktığımızda Başbuğ’un tüm engellemelerine rağmen Kürt gençleri pratik cevap
verdiler akın akın gerilla saflarına katıldılar. Bu sene gerillaya
katılımlarda önceki senelere göre büyük bir artış vardı.
İlker Başbuğ ve Türk devleti ne kadar uğraşsa da, Kürt
gençleri mutlaka bir yolunu bulup, özgürlüğün dağlarına ulaşacaktır. Kimliğine
sahip çıkmanın bir gereği de zaten budur. Tüm bu saldırılar karşısında, Kürt
halkının geleceği olarak gördüğümüz gençlerin gerekeni yapmasını bekliyoruz.
Bunun için erkek-bayan Kürt gençleri gerilla saflarında, HPG içerisinde yerini
almalıdır. 2009 yılında bu yönde olumlu gelişmeler oldu ama 2010 yılında biz
Kürt halkının savunma güçlerini daha da geliştirmek ve büyütmek zorundayız.
Bütün gençlerin katılım çağrılarına uymasını istiyoruz.
GENÇLER HPG’NİN GENERALLERİDİR
Biz HPG’yi sadece dağlarda kalan bir güç olarak görmüyoruz.
Zulme ve baskıya uğrayan her Kürt gencini HPG’ye aday bir genç olarak
görmekteyiz. Elbette direniyorlar molotofla, taşla, sopayla karşı koyuyorlar
ama bunlar yeterli değildir. Türk devleti bu yöntemlerden bir türlü anlamaz.
Bizim son şehidimiz Aydın arkadaş, son derece demokratik bir şekilde hakkını
talep ediyordu. Ama onu da Türk devleti katletti. Hiçbir hakkını tanımayan ve
seni öldürmek isteyen bir düşman karşısında kimseye tercih hakkı kalmamıştır.
Bütün analarımızın ve çocukların, düşmanın tankla, topla,
panzerle, kimyasal maddelerle ve polis coplarına karşı geliştirdikleri bu
görkemli direnişlerine büyük anlam veriyoruz. Biz bu durumda onları birer
komutan olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Onların her biri HPG’nin birer
komutanı olmaktadır. HPG’nin generalleri olmaktadır.
AYDIN ERDEM’İN KANI YERDE KALMAYACAKTIR
Halkımıza yönelik, Önderliğimize yönelik yapılan saldırılar
bizim için cevap verilmesi gereken durumlar olmaktadır. HPG’nin 2009 yılında
yaptığı eylemlerin hepsi cevap niteliğindeydi. Kimse hesabını yanlış yapmamalıdır.
Kürt çocuğunun parmağı bile kanasa bunun hesabı muhakkak sorulacaktır. Bu bizim
görevimizdir. Bu durumda eksik kalan yanlarımız varsa, biz halkımıza
özeleştirimizi veriyoruz. Ama bilinmelidir ki, yapılan saldırıların hesabını
bir gün mutlaka sormak bizim görevimizdir. Demokratik eylemlere yönelik devlet
tutarlı bir duruşta olursa biz bunu takip ederiz. Yok, gençlere yönelik katliam
saldırıları olursa biz de gücümüz oranında buna cevap veririz. Diyarbakır’da
öldürülen Aydın Erdem’in kanı yerde kalmayacaktır. Bu temelde bir kere daha
bütün parçalardaki Kürt halkının, yine Suriye ve İran zindanlarında
geliştirilen direnişleri de biz çok anlamlı görmekteyiz.
Gerilla ve HPG olarak Önderliği sahiplenmek bizim namus
borcumuz olmaktadır. Biz Önderliğin bu durumunda kendimizi sorumlu görmekteyiz.
Bunun için talimat veya emre gerek yoktur. Silahlı her gerilla bu saldırılar
karşısında gerekeni yapmak zorundadır. Bundan dolayı da Türk devletinin
hesabını iyi yapması gerekmektedir. Bugün HPG’nin binlerce gerillası Önder
Apo’nun fedaisi konumundadır. Bunun talimatını kesinlikle Önderlik vermiyor,
biz kendi adımıza ve kendimiz için bu eylemleri yapıyoruz. Zaten bunun için
kesinlikle talimata bile gerek yoktur. Her HPG birimi bu saldırıların
karşısında harekete geçerek, gerekeni yapacaktır. Eğer bugün onlarca Reşadiye
eylemi olmuyorsa, Önderliğimizin bunda büyük etkisi olmaktadır.
BİRLİKLERİMİZİN OTONOM DURUŞLARI SÖZKONUSUDUR
Şimdi Reşadiye’de yapılan eylemi bizim Karadeniz
birliklerimiz kendi inisiyatifleriyle yaptılar. HPG birlikleri bu tür konularda
merkezi talimatlarla hareket ediyorlar. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi
bizim bazı kırmızı çizgilerimiz var ve bu tür durumlarda bizim birliklerimizin
otonom duruşları da söz konusu olmaktadır. Onlara yada Önderliğimize veya
halkımıza saldırı olduğunda böylesi doğal bir hakları vardır ve cevap
verebilirler. Uluslararası anlaşmalarda da böylesi bir hak tanınmıştır. Biz
buna meşru savunma diyoruz ve bu bütün dünyada kabul edilen bir durum
olmaktadır. Bu dönemde Gabar’da iki, Cudi’de iki ve Zagros’ta da bir
arkadaşımız şahadete ulaştılar. Hakeza Bulanık’ta devletin gerçekleştirdiği
provokasyon sonucu 2 yurtseverimiz daha şahadete ulaştı. Yine Türk devletinin
Önderliğimize yönelik geliştirdiği işkenceler vardı. Tüm bunlar o Karadeniz
birliğimizde duygusal bir atmosferin oluşmasına neden oldu. Bu temelde de
böylesi bir eylem geliştirdiler. Bu eylemi biz Türk devletinin saldırısına bir
cevap olarak görüyoruz. Biz, süreci ya da barışı sabote eden bir duruş
içerisinde değiliz.
Biz bunu bütün dünyaya ilan etmiş konumdayız. Bizi
eleştirenlerin iyi bilmesi gerekiyor ki, Türk devleti hiçbir zaman bizim bu
kararlarımıza yakınlık göstermediler. Hatta bu durumu kabul bile etmediler. ‘99
yılında Önderlik ateşkes ve geri çekilme sürecini başlatmıştı. Geri çekilen
gerillalarımız bu saldırılardan dolayı 200 civarında şehit verdi. Mart ayından
başlayarak günümüze kadar gelen bu çatışmasızlık sürecinde biz HPG olarak bu
duruma göre hareket ettik. Bizim yaptığımız dört beş eylem tamamıyla cevap
niteliğindeydi. Bunların karşısında bilançolara baktığınızda Türk devletinin
onlarca operasyonu olmuştur. Biz eylemsizlik kararı içerisindeyiz ve çatışmaya
girmemek için büyük fedakarlıklar yapıyoruz.
SÜREÇ TEK TARAFLI YÜRÜMEZ
Aşiret kültüründe bile bir tarafı ateşkes ilan ettiğinde
diğeri bu durumdan utanarak da olsa vazgeçiyor. Ama Türk ordusunda bu durum
kesinlikle yoktur. O kadar namert ve onursuz olmayı tercih etmektedir. Gerilla
kendini koruma konumundadır ama yine de onlara yönelik saldırılar her gün devam
etmektedir. Reşadiye üzerine yorum yapanlar, görmelidir ki Cudi’de şehit düşen
arkadaşlarımızın cenazeleri çuvallarda, başları yerlere vurularak
sürüklendiler. Reşadiye’de üzerine eylem yapılan araç devriliyor, üç asker yaralıdır,
fakat bizim arkadaşlarımız onları öldürebileceği halde bunu yapmıyorlar. Ama
Türk ordusu kesinlikle böyle değildir. Cenazelerimizle oynuyorlar, arabaların
arkasında sürüklüyorlar. Bu dönemde bizim doksan arkadaşımız şahadete
ulaşmıştır. O kadar eleştiri yapmaya çalışanlar her şeyden önce biraz adaletli
olmak zorundadır.
Türk ordusu desin ki, biz ateşkes yapıyoruz eğer onlara
yönelik bir mermi atılırsa biz bu durumdan sorumluyuz. Bu sürece katılsınlar,
operasyon yapmasınlar onlara yönelik bir saldırı olursa biz bu durumdan sorumlu
oluruz. Biz daha başka ne yapalım? Cudi dağının başındayız, gelip bizi
öldürmeye çalışıyorlar. 3-4 bin yükseklikte dağlarda bizi öldürmeye geliyorlar.
Bunlar olursa biz ne yapacağız? Bu durumda süreç diye bir şey olamaz. Aynı
zamanda süreç bir taraf ile de yürütülemez.
Tokat eylemi bazı kesimlerin ısrarla dile getirmeye
çalıştığı Amerika’yla görüşmelerin olduğu gün ve DTP kapatma davasıyla aynı
dönemde olmasıyla bir bağlantısı yoktur. Evet, gerilla her yerde eylem yapabilecek
güce sahiptir ancak bu durum bu tür asılsız iddialarla çarpıtılmamalıdır.
‘DİRENİŞİ SELAMLIYORUZ’
2009 yılı Kürt halkı açısından önemli bir yıl oldu. 2010
yılı da önemli ve hareketli olacak. Türk devletinin yine ittifak arayışları
var. Kürt halkına yönelik öncesinden ABD ile yaptığı ittifakı bir kere daha
yenilemek istiyor. İsrail’den casus uçaklar almaya çalışıyor. Suriye ile Irak
hükümetleriyle ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Zaten ordu da kendisini
büyük operasyonlar için hazırlıyor. Halkımızda bu seneye yönelik güçlü
hazırlıklar içerisinde olmalı. Kürt gençleri tarihsel bir sorumlulukla yüz yüze
gelmiş durumdalar. Zirvesel düzeyde direnişlerin geliştirilmesi bu dönemde
gerekmektedir.
HPG olarak bizlerin 2010 yılına yönelik büyük hedeflerimiz
var: Kendimizi daha da büyütmeyi esas alıyoruz. Sadece sayısal anlamda
kendimizi büyütmeyi planlamıyoruz. Elbette bu yönü de var ama nitelik olarak da
gerillanın donanımını en üst seviye ulaştırmak bizim bu dönemde
gerçekleştirmemiz gereken bir diğer önemli görev olmaktadır. Taktik ve teknikte
hakim olan gerillanın bu dönemde başarıya ulaşacağı kesindir. Agit, Adıl ve
Nuda arkadaşlarımızın komutanlık ölçülerini biz kendimize esas almaktayız.
Bunların eğitimlerini geliştirmek gerekiyor. Yeni yıla her alanda hazırlıklı
girmeye çalışıyoruz. Bu konuda halkımızın bize güveni tam olmalıdır.
Bu dönemde biz her zamankinden daha güçlü bir konumdayız.
Yirmi beş yılın tecrübesi var ortada. Binlerce Kürt gencinin gerilla olma gibi
istemleri vardır. Kürdistan dağlarında değil, Türkiye’nin her yerinde
gerillanın konumlanması söz konusu olmaktadır. Biz Türkiye’nin her alanında
halkımızı korumaya ve düşman saldırılarına cevap olmaya çalışacağız.
İnanıyoruz ki, 2010 yılı başarının yılı olacaktır.
Önderliğimizi özgürleştirdiğimiz bir yıl olacaktır. Hareket ve halk olarak
artık Önderliksiz yaşamı kabul etmeyeceğiz. Bu konuda sabrımız en son noktaya
gelmiştir.
Türk devleti uzatılan barış elini tutarsa, bu topraklarda
kalıcı bir barış ortaya çıkabilir. Ama yok saldırıya devam ederse, biz ona da
hazırız. İstediği ittifakı yapsın, hangi silahla savaşırsa savaşsın. Artık
gerilla güçlü bir ordulaşmayı geliştirmiştir. Onlarca kez bunu tüm dünyaya
göstermiştir ki, yenilmezdir-yenilmeyecektir! Bu temelde anlaşıldığı kadarıyla
onların önümüzdeki yılda da saldırıları olacak, bu yönde hazırlıklarını devam
etmektedirler. Zap direnişinden daha da fazla bir gerilla direnişiyle
karşılaşacaklardır.
Tüm bunların ışığında Türk devletinin hesabını çok iyi
yapması gerekmektedir. Şunu iyi bilmesi gerekiyor: Bu halk özgürlüğe susamış
bir halktır. Bundan dolayı da özgürlük için her türlü bedele hazır bir
konumdadır. HPG gerillalarının da fedai olduğunu bilmek zorunda, bu gerillalar
kanlarının son damlasına kadar mücadele ve direniş içerisinde olacaklardır.
Onlar bize saldırmaya devam ederlerse, Türkiye istikrarsız bir ülke olacaktır.
Yine bu vesileyle bölgede Türkiye ile bu kirli politikaları yürütmek isteyen
devletlerin de bu durumu göz önünde bulundurmaları gerekir. Onların Türkiye
üzerindeki çıkarları, istikrar olursa gelişebilir.
Kürt halkının haklarının verilmemesi böylesi bir durumun
daha yüzlerce yıl böyle devam etmesini beraberinde getirecektir. Onlar katliamı
dayatıyor, biz de yaşamak istiyoruz. Doğal olarak böylesi bir ülkede savaş
kaçınılmaz olur. Bu savaş da doğal olarak Türkiye’yi istikrarsız yapar ve bunun
kimseye bir yararı olmaz. Onların çıkarı barış elini tutmak ve Kürt halkıyla
diyalog geliştirmektedir. Eğer savaş tercih edilirse biz buna da hazır bir
konumdayız. Coşkulu ve moralliyiz.
Halkımızın geliştirdiği direnişler bize büyük bir heyecanı
sunmaktadır. Sadece Gever ve Hakkari’de yapılan direnişler bile ortaya
çıkarıyor ki, hiçbir güç bizim karşımızda dayanamaz. Ne kadar saldırı olursa
olsun, biz bunları boşa çıkartacağız. Ama bizim temennimiz 2010 yılının, barış
ve kardeşlik içerisinde geçen bir yıl olmasıdır.
Halkımızın direnişini selamlıyoruz. Yine şehitlerimizin
gerçekliğinde, Aydın arkadaşın ve tüm serhildan şehitlerimiz şahsında bütün
direniş şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Yine HPG bayrağı altında şahadete
ulaşan kahraman yoldaşlarımız, Hamza arkadaş, Şervan Sason arkadaş, Celal,
Beritan, Sema, Ali, Rızgar arkadaşların şahıslarında bütün 2009 şehitlerimizi
saygıyla anıyoruz. Mücadele sözümüzü ve onların sözlerini devam ettiriyoruz.
Onların silahları ve mücadeleleri yerde kalmayacak. ‘’- ANF
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info