02 Mayıs 2012 Çarşamba Saat 16:36
Çeşitli örgütlerden oluşan Müslüman öğrenciler grubu, vicdani reddin, insani ve İslami bir hak olduğunu belirterek zorunlu askerlik ve vicdani reddin itidal ve derinlik içinde tartışılması gerektiğini belirttiler.
Müslüman öğrenciler, “3. Müslüman Öğrenciler Buluşması”nda, “vicdani ret” konusunda ortak metin imzaladı.
Özgür Açılım Platformu, Hür Beyan Hareketi, Umut Gençliği, Genç Öncüler, Felah Çağrısı ve Mavera Gençlik Hareketi’nin imzaladığı metinde, vicdani reddin, insani ve İslami bir hak olduğu belirtildi.
İki kardeş halkın çocuklarının “kirli bir iç savaşın kurbanları” olduğuna dikkat çekilen metinde, devletten veya kavimden değil, yalnızca Hak’tan yana tavır alınacağı belirtildi.
Metin şöyle:
* Laiklik temelinde inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti’nde askerlik, mesleklerden bir meslektir ve kimse bir mesleği yapmaya zorlanamaz. Askerlik dâhil hiçbir meslek “vatan borcu” sayılarak insanlara dayatılamaz.
* Halkı, başka hiçbir meslekten soğutmak suç olmadığı gibi askerlikten soğutmak da suç olamaz. ‘Halkı askerlikten soğutmak’ diye bir suç olacaksa, askerlik sırasında bu halkın çocuklarını aşağılayan Türk Silahlı Kuvvetleri seçkinlerinin tamamı söz konusu suç dolayısıyla yargılanmalı en başta.
* Laik ve demokratik bir kimlik taşıdığını iddia eden cumhuriyetin askerlik kurumu, dini ve dinî kavramları bir meşruiyet zemini olarak kullanamaz. Dolayısıyla TSK’nın, “Şehitlik”, “Vatanın kutsallığı”, “Peygamber Ocağı” gibi kavramları kullanarak İslami değerleri istismarına bir an önce son verilmeli.
* Müslüman ancak Allah’ın rızasını gözeten bir orduya mensup olabilir. Müslüman bir şahsiyetin NATO gibi uluslararası emperyalist bloğa dâhil veya laik bir orduda kendi rızasıyla görev alması düşünülemez.
* Kişinin dinî, ahlaki, siyasi ve sair nedenlerle herhangi bir orduda zorunlu olarak askerlik yapmayı reddetmesi demek olan Vicdani Ret insani ve İslami bir hak.
* Dünyanın pek çok bölgesinde vicdani reddin bir hak olarak tanındığı ve fakat “vatanı düşmanlardan korumaya dair” bir sorun veya zaaf yaşanmadığı kamuoyunun dikkatinden kaçırılmamalı.
* “Vatanı kimden koruduğumuz” ve “Kime karşı cihat ettiğimiz” sorularına Müslümanlar hiç şüphesiz vahyin ışığında yanıt bulmalılar. İki kardeş halkın çocukları, kirli bir ‘iç savaş’ın kurbanları oluyorken, devlet’ten veya kavim’den değil, yalnızca Hak’tan yana tavır almalılar.
* Askerlik yapmakla erkeklik / erkek olmak arasında mantıklı, rasyonel bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak resmi ideolojinin sponsorluğunda kof ve yoz bir “erkeklik edebiyatı” yapıla gelmektedir. Gayrı fıtri bu erkeklik kurgusu, ‘askerlik yapmayanın erkekten sayılmayacağı’, ‘askere gidince adam olunacağı’ ve ‘askere gitmeyene kız verilmeyeceği’ gibi komik ve korkunç ‘batıl inançlar’ın yaygınlaşmasına sebep olmakta.
* Askerlik yapmayan veya yapamayan insanlara bir kurum tarafından “çürük” denmesi o insanların ruh veya beden sağlığı ile yahut karakterleri ile alakalı olmayan, söz konusu kurumun kendine ait teknik bir tabirden ibarettir. “Çürük”, dışlayıcı ve aşağılayıcı bir dil’den dökülen kötü bir sözdür, kabul edilemez.
* Tüm bunlar düşünülerek, “zorunlu askerlik” ve “vicdani ret hakkı”nın hem toplumsal hem de siyasi düzlemde ciddi biçimde, itidal ve derinlik içinde tartışmaya açılması gerekmekte.-Bianet/İstanbul
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info