İşgal ettiği alanlarda katliam, işkence, kaçırma, talan gibi insanlık dışı suçları devam ettiren işgalci TC devleti bölgede uyuşturucu ve organ kaçakçılığını yaygınlaştırmak için MİT eliyle Şuhedaî El- Hesekê çete gurubu lideri Ebu Cemo’yu, özel görevlendirdiği öğrenildi.
İnsanlığa karşı suçların uluslararası kamuoyunun sessizliği nedeniyle artık rutin bir hal aldığı bölgede, İnsanlığın yarattığı en iğrenç pazarlardan biri olarak kaydedilebilecek organ kaçakçılığına el attığı ortaya çıktı.
MİT ELİYLE GELİŞTİRİLEN İNSANLIK DIŞI BIR PAZAR: ORGAN TICARETI
Organ ticareti Birleşmiş Milletlerin insan ticareti protokolünde bir kişinin organlarının alınması amacıyla, kandırılması, zorlanması, aldatılması, mecbur bırakılması, kaçırılması ve otoritenin kötüye kullanılması olarak tanımlanmıştır. İşgalci TC devletinin işgal ettiği bölgelerde insan kaçırma, tecavüz, katletme, göçertme, demografik değişim ve hırsızlık gibi birçok insanlık dışı suç işlendi. Bunlarla sınırlı kalmayan işgalci TC devletinin organ mafyası ve uyuşturucu çetesinin aktifleştirerek insanlık suçlarına yenilerini eklidi. Özellikle Serêkaniyê ve Girê Spî kentlerinde MİT eliyle Şuhedaî El- Hesekê çete gurubu lideri Ebu Cemo’yu özel görevlendirdiği, bunun için özel bir ağ kurduğu bilgisine ulaşıldı.
Yine Serêkaniyê ve Grisepi’de sürdürülen politikayla halkı açlıkla terbiye etmeye çalışan işgalci TC devletinin her geçen gün insanlık dışı yeni uygulamalar yaptığı uyuşturucu ağı kurarak özellikle gençleri hedef aldığı bilgisine ulaşıldı.
İşgalci TC devleti, bölgede katliam, insan kaçırma, şiddet, fidye, halkın mal ve mülküne el koymanın yanı sıra son dönemde bölge halkından kaçırdığı insanların organlarının satılmasıyla ilgili elde edinlen bilgiler çok çarpıcı bir gerçeği gözler önüne serdi.
Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; öncelikle oluşturulan bu ağ üzerinden sınırlarına sığınmacı ve göçmen olarak getirilen insanlar tehdit ve şantajla organları zorla alınıyor. Mafya aracılığıyla sağlıksız koşullarda temin edilen organlar, Türkiye’de zengin müşterilere çok yüksek fiyatlara satılıyor. Üstelik bu operasyonlar son derece sağlıksız koşullarda ve kaçak yollardan yapıldığı için organı alınan kişi çoğu zaman AIDS, Hepatit B vb. başka bulaşıcı hastalıklara yakalanıyor. Şuhedaî El- Hesekê çete gurubu lideri Ebu Cemo’nun büyük bir organ mafyası ve uyuşturucu çetesi kurduğu ve tüm bu çalışmaları MİT ile birlikte yürüttüğü ortaya çıktı.
İNSANLIK SUÇLARININ ARDI ARKASI KESILMİYOR
Urfa ‘da 2 Ekim MİT yetkilerinin Şuhedai El-Hesekê çete gurubu lideri Ebû Cemo ile gerçekleştirdiği toplantıda Serêkaniyê ve Girê Spî kentlerinde uyuşturucu üretilen bir fabrika kurması için mali destek sağlandığı bilgisine ulaşıldı. Toplantıda ayrıca uyuşturucu maddelerinin dağıtılması için bir ağ kurması gerektiği vurgulandı.
Uyuşturucuların üretimi, pazarlanması ve tanıtılmasındaki payı ve sistematik rolü oldukça etkili olan Şuhedai El-Hesekê çete gurubu lideri Ebû Cemo’nun MİT ‘te bağlı birimlerle uyuşturucuların üretimi, depolanması ve sevkiyatların sorunsuz geçmesi için aralarında görev paylaşımı yaptığı ortaya çıktı.
Özellikle son zamanlarda uyuşturucu üretimi ve ticaretinden sorumlu olan Şuhedai El-Hesekê çete gurubu lideri Ebû Cemo’nun hayati tehlikesi olan zehirli kristal “meth” maddesinin gençlere dağıttığını gelen bilgiler arasında. Yine uyuşturucu kaçakçılığı ve pazarlama işlerini kolaylaştırmak çete ağının kullanıldığı, ayrıca bu çetelerin vahşilik derecesinde şiddet uygulamalarına ve insanlık suçları işlemelerine devam etmelerini sağlamak için “Captagon” hapları verildiği öğrenildi.
İşgalci TC sınırlarında sığınmacı ve göçmenlere yönelik hukuka aykırı öldürme ve işkence de dahil olmak üzere bir çok uygulama devam ederken, oluşturulan çete ağı ile birlikte bu oranlarda ciddi artış olduğu ve vahşi boyutlara ulaşıldığı öğrenildi. Daha önce Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) verilerine göre 2023’ün başından bu yana Suriye-Türkiye sınırında ilgili sınır görevlilerinin neden olduğu 11 ölüm ve 20 yaralanma ve işkence kayıt altına alındığı belirtildi. İşgalci TC devleti ve ona bağlı çeteler yıllardır Kuzey ve Doğu Suriye’de insanlık dışı uygulamalarına devam ederken halkın uluslararası kamuoyuna çağrıları duymazdan geliniyor.
Leyla EGİD