26 Eylül 2018 Çarşamba Saat 11:02
Ekonomik göstergeler bir yana,
doların gittikçe değerinin artması. Bununla birlikte TL’nin değer kaybetmesi.
İşsizlik oranlarının gittikçe artması. Enflasyon çift hanelerde ilerlemeye
devam ediyor. Cari açık her geçen gün artıyor. Fakat iktidara göre her şey
güllük gülistanlık. AKP iktidarı döneminde devlete ait ne varsa elden gitti.
Elde kalanlar ise yavaş yavaş, persel parsel yabancılara peşkeş çekiliyor.
ABD’nin yaptırımları doğrultusunda başlayan Dolar’ın yükselişiyle birlikte
TL’nin değeri gittikçe sıfırlanıyor.
TL’nin düşüşüyle birlikte iş
yerlerinin, şirketlerin, dükkânların kepenklerinin kapanmaya başlaması ile
birlikte başta gıdaya olmak üzere her şeye her gün zam yapılması krizin
göstergesi değildir aslında. Bunun yanında İthalat ve ihracatta son yılların en
düşük seviyesi yaşanırken artık alışverişin TL üzerinden değil de Dolar
üzerinden yapılması tartışmaları alıp başını alıp gidiyor. Evet, Kriz miriz
yokmuş!
AKP iktidarı döneminde devlete
ait yüzlerce fabrika özelleştirilirken, kalan fabrikaların kapılarına ise kilit
vurulmaya başlandı. Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu (EPDK) yayınladığı raporda son bir yılda 1.077 fabrikanın
kapandığını bildirdi. Fabrikaların kapanmasıyla birlikte yüzlerce işçinin işten
çıkartılarak işsiz bırakılması krizin olmadığının göstergesidir aslında. Evet,
kriz miriz yokmuş
AKP iktidarı döneminde tarımın
sistematik olarak bitirilmesi sonrası Türkiye, arpa, buğday ve mısırını bile
ithal eder hale gelmiş durumda. 2002 yılından bu yana yaklaşık 42 milyon buğday
ithal eden Türkiye, bunun karşılığında tam 13 milyar dolar ödedi. AKP 2002’de
iktidara geldiğinden bu yana 3 milyon hektardan fazla tarım arazisi ise ortadan
kalktı. Veriler her yıl daha da kötüye giderken, Türkiye buğday ve arpada
gittikçe dışarıya daha fazla bağımlı hale geldi. Bu bağımlılıkla birlikte
Türkiye kendi arpasını ve buğdayını da dışardan almış olacak. Oysa Türkiye bir
tarım ülkesidir. Ve bu tarım ülkesi gittikçe çoraklaşan bir çöl halini
alacağının sinyalini veriyor. İktidarın
politikaları doğrultusunda tarım bir yandan çoraklaşmaya doğru ilerlerken bir
yandan da Un fabrikalarına ihtiyaç kalmayacağı için Diyarbakır, Batman ve
Mardin’de 65 fabrikanın kapılarına kilit vurulması da krizin olmadığını açık
açık gösteriyor.
‘Türkiye Güllük Gülistanlık’mış
Sadece tarımda değil son üç ayda
İnşaat sektörü son dönemlerin en kötüsünü yaşamakta. 135 milyon ton üretim
kapasitesinin olduğu sektörde 70 milyon ton iç pazarda, 12 ile 13 milyon ton
ise dış pazarda tüketiliyordu. Ancak gelinen noktada iç pazar tüketimi
azalırken, ihracata giden miktarın ise 35 ile 40 milyon tona çıkarılması
beklenmekte. Böylesi bir durumda dahi milyar dolarlık satılamayan bir kapasite
oluşması da kaçınılmaz olacaktır. Ekonomik krizden ilk etkilenenlerin başında
İnşaat sektörü gelmektedir. İnşaat sektörünün krizden etkilenmeye başlamasıyla
birlikte ev, daire satışları durma aşamasına geldi. Öyle olunca da çimento
satışları, beton satışları son bir ayda yarı yarıya düştü. Yani talepte yüzde
50’ye varan bir daralma oldu. Günlük satışı 5 bin ton civarında olan bir
çimento fabrikasının satışı şu anda 2 bin 500 ton civarında olması, gelinen
noktayı net bir şekilde ortaya koyuyor. Son olarak da Erdoğan tarafından yayımlanan bir kararnamede, ülke sınırları
içinde 1 milyon dolarlık mülk sahibi olma şartı 250 bin dolara çekilmişti.
Kararın, yüksek kredi faizleri ve döviz kurundaki ani yükseliş nedeniyle
iflasın eşiğine gelen inşaat sektörünü kurtarma peşine düşmüş. Bir yandan kriz
miriz yok diyor, bir yandan da içinde düştüğü krizden nasıl çıkacağının
hesaplarını yapıyor.
Sadece tarım ve inşaat sektöründe
değil, büyük şirketlerde de kriz hissedilmeye başlandı bile. Kriz den tek
etkilenmeyen Erdoğan’ın şirketçikleri, sarayı ve holdingleridir. Onun için
rahatlıkla kriz miriz yok diyebiliyor. Doğrudur kriz onu etkilemedi. Onu etkilemeyecektir
de çünkü halk varken krizin diktatörü etkilemesi çok da doğru olmaz. Ekonomik
kriz dışında siyasi bir krizin yaşandığı bir dönemde Türkiye’nin Suriye
politikasında girdiği çıkmazın içinden İdlib’te boğulmaktan nasıl çıkacağının
hesabını yapan, bütün ekonomisini savaşa yatıran bir diktatörden başka ne
beklenebilir? Erdoğan’ın kriz miriz yok dediği ülke acaba Türkiye’ midir diye
düşünmeden edemiyor insan. Her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir ülkede
yaşıyoruz da biz mi bilmiyoruz.?
Sara Gulan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
Sara Gulan