13 Şubat 2011 Pazar Saat 08:25
Halkımızın kara gün olarak karşıladığı 15 Şubat Komplosu, Şex Sait isyanından beri Türk devletinin, Kürt katliamının sembolü haline getirmek istediği bir tarih olmuştur. Önder APO’ya dönük gerçekleştirilen 15 Şubat uluslararası komplosu ile Kürt direnişi bir bütün bitirilmek istenmiş, Kürt katliamı sonuca ulaştırılmaya çalışılmıştır. Lozan antlaşması ile egemen dünya devletlerinin üzerinde mutabık oldukları Kürt inkârını zorlayıp kırılma noktasına getiren Önder APO öncülüğündeki Özgürlük Hareketini tasfiye etmek, komplonun temel amacı olmuştur. Bunun üzerinden PKK direnişinin işlemez hale getirdiği Kürt inkârı ve katliamının önünü açmayı hedefleyen uluslar arası 15 Şubat komplosu, sadece Kürt halkına karşı da değil tüm bölge halkına karşı gerçekleştirilmiştir. Kürt halkının yanı sıra komplonun bir hedefi de Türk halkı olmuştur. Komployla ilk aşamada, Önderliğimizin Kürt halkıyla inkârcı Türk devleti arasında yürüttüğü savaş, Kürk halkıyla Türk halkı arasındaki bir savaşa dönüştürülmek istenmiştir. Böylesi bir plan yürüten emperyalist dünya güçleri, yaşanacak bir Kürt- Türk savaşı sonucunda zayıflayacak olan Türk halkı ve devletini de daha çok kendisine bağlayıp, istediği gibi yönlendirmeyi, politikalarını yüzde yüz uygulatabilmeyi amaçlamıştır. Yine böylesi bir savaştan büyük bir zarar görmesi planlanan Kürt halkı ve Özgürlük hareketi de böylece bağımsız politik duruşundan düşürülüp emperyalizmin bölge politikalarına bağlanmak istenmiştir. ABD’nin Irak’ı işgaliyle hız verilen BOP her ne kadar Önder APO’nun duruşu sayesinde boşa çıksa da, bir Kürt-Türk savaşıyla yaratılacak böylesi bir zemin üzerinden planlanmıştır. Bu yönüyle 15 uluslar arası komplosu en başta bütün Ortadoğu halklarına karşı gerçekleştirilen bir komplodur. ABD-İsrail-Rusya-Yunanistan başta olmak üzere birçok Avrupa devletinin de bu komplo içerisinde yer alması komplonun uluslararası ve bölgesel niteliğine en somut örnektir. Lanetli 15 Şubat Komplosunda âdete bütün dünya devletleri halkımızın Özgürlük Mücadelesine karşı birleşmiş, kirli pazarlıklar yapılarak, Önderliğimiz kalleşçe ve namertçe esir alınmıştır.
Ancak halkımıza büyük acılar yaşatan ve büyük bir öfke yaratan 15 Şubat Uluslararası komplosu istediği sonucu alamamış, boşa düşmüştür. Önder APO’nun keskin ön görüsü ve büyük direnişi başta olmak üzere kaklımızın ve Özgürlük Hareketimizin Önder APO etrafında kenetlenip tek ses olması komployu zayıflatmış, amacına ulaşmasını engellemiştir. Komplonun ana hedefi böylece boşa düşmüştür. Ancak bunu hazmedemeyen Türk devleti ve arkasındaki Komplocu güçler Komployu yeni uygulamalarla sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bugün, bir taraftan AKP hükümetinin eliyle siyasal İslam kullanılarak, halkımızın inançları sömürülerek özgürlük hareketinden koparılmaya çalışılıyor. Yine bazı işbirlikçi Kürtler şahsında ihanet hortlatılarak, halkımız bir de bu noktadan parçalanmak isteniyor. İçten geliştirilmeye çalışılan parçalanmanın yanı sıra, dıştan da AKP’nin kurmayı planladığı özel ordu, işledikleri vahşice cinayetlere rağmen serbest bırakılıp yeniden örgütlendirilmeye çalışılan Hizbul-kontra üzerinden halkımıza ve mücadelemize karşı yeni bir savaş cephesi oluşturuluyor. AKP hükümeti bir taraftan böyle bir hazırlık yaparken, diğer taraftan da halkımızın yasal temsilci ve kurumlarına dönük operasyonlar yaparak Kürt halkının demokratik örgütlülüğünü dağıtmak istemektedir. KCK operasyonuyla başlayan, şimdi de, 15 Şubatı protesto ettikleri gerekçesiyle örgütlü Kürt gençlerinin rastgele gözaltına alınıp tutuklanmasıyla devam eden bu süreç, sinsi ve kalleşçe bir tasfiye konseptidir. Bu yönüyle komplo farklı biçimlerde devam ettirilmeye çalışılıyor. Özcesi, komplo yeni planlarla sürdürülmekte, halkımız üzerindeki inkâr, imha siyaseti devam etmektedir. Bugün bir taraftan Türk devletinin geçmişte işlediği vahşi cinayetlerin kanıtları olan toplu mezarlar açığa çıkarken bir taraftan da yargısız infazlar devam etmektedir. Ancak gerçeklik böyle apaçık ortadayken, AKP’nin Kürt sorununu çözeceğine dair söylemlerle halkımızı ve Türkiye kamuoyuna aldatmaya çalışması komplonun yeni ayağı olmaktadır.
Komplonun bu ayağının da sonuç alıp almayacağı hiç kuşkusuz başta Kürt gençliği olmak üzere Kürt halkının duruşuna göre netleşecektir. Önder APO etrafında geliştireceğimiz birlik ve direniş komplonun bu ayağını da boşa düşüreceği gibi, halkımız için özgür yaşamın kapısını da açacaktır. Bu yönüyle komplonun boşa çıkarılması ve Kürt sorununun özgür yaşam temelinde çözüme kavuşması bir birine sıkı sıkıya bağlı mücadele konularıdır. 13. Yılında Kürdistan gençliğinin ve Kürt halkının komploya karşı direnişi yükseltme ve komployu alaşağı etme iradesi, kararlılığı ve gücü vardır. Önümüzdeki mücadele sürecinin özellikle biz Kürt gençliğine yüklediği görev, bu mücadele gücü ve iradesini Komployu yerle bir edecek eylemsel çıkışlara dönüştürmektir. Kürdistan gençliği bu eylemsel çıkışın startını vermiştir. Başlattığı eylemlerle 13. Yılında komplo gerçeği ile yaşamayacağını, bu gerçekliği değiştireceğini göstermiştir. Kürt gençliği bu kararı vermiştir. Ya Önder APO ile Özgür bir yaşam olacaktır ya da hiç! Bu kararı hayata geçirmenin yolu ise eylemdir. Bunun için tüm yurtsever Kürt gençliğini bulunduğu her yeri eylem alanına çevirmeye çağırıyoruz. Nerede yurtsever, onurlu bir Kürt genci varsa orada eylem olmalıdır. Komplonun kiri ateşle temizlenmelidir. Bize bu kara günü yaşatanların dünyasını eylemlerimizle karartmalıyız. Kürt gençliğinin komploya olan öfkesinin önünde durulamayacağını tüm dünyaya göstermeliyiz. Bu öfkeyi göstermek, komploculardan hesap sormak için, tüm Kürt gençliğini sokaklara, eyleme çağırıyoruz.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info