Son birkaç ay içerisinde Astana’da dörtlü zirvenin 20’nci kez toplanması ve hemen ardından NATO zirvesinin Ortadoğu’da yeni bir konsept planı çerçevesinde dağınık, kontrolden çıkan bazı üyelerin tekrardan toparlanması için yapılan görüşmeler, faşist sömürgeci Türk devletinin Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi şahsında Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikası çerçevesinde destek arayışları, ABD ve Rusya’nın öncülük yaptığı iki blok güçlerin bölge güçleri üzerinde yürüttükleri vekalet çatışma ve ittifakları, yanı sıra Kerkük statükosu nezdinde ortaya çıkan gerginlikler ve çatışmalar ile Tenef ile Dêrazor bölgesinde tüm güçlerin kendi çıkarları için aşiretler adı altında sahaya sürdükleri çeteler vb, yaşanan hızlı ve karmaşık gelişmelerin nedeni ve neye tekabül ettiğini ve bu denklemde, özellikle Avrupa ülkelerine taşıracak Kerkük-Ceyhan (Adana) Petrol Boru Hattı’na alternatif olan Kerkük-Banyas (Lazikiye) Petrol Boru Hattı’nın önemine dikkat çekeceğiz. Bu konuya dikkat çekmemizin nedeni, takip ettiğimiz açık ve kapalı kaynaklar, güçler arasındaki diplomatik görüşmeler ve yapılan bazı özel operasyon planları ile ilgili kopuk da olsa gelen bilgilere baktığımızda petrol ticaretinin önemli bir faktör olduğunu gördük.
Altını tekrar tekrar çizerek belirtmek istiyoruz ki; bölgedeki gelişmeler, ittifaklar, çatışmalar veya savaşlar, siyasi denklem tümüyle sadece Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı özelinde petrol ticaretine bağlamak yanlış olacaktır, zaten amacımız da o değil. Ancak faşist AKP-MHP hükümetinin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat ve Hewlêr’deki görüşme trafiğinde yapılan açıklamalar, ardından Medya Savunma Alanlarına yönelik geniş çaplı saldırı planı, Kerkük’te yaşanan çatışma ve gerginlikler ile Tenef ve Dêrazor üzerinde yoğunlaşan karşılıklı çatışmalı durum ve saldırılar denklemin en önemli ayağını petrol pazarı olduğu gerçeğini göz ardı edilemez. Yani petrol sadece yakıt anlamında değil aynı zamanda güçlerin varlığını veya kendini konuşlandırma gerekçesi olarak da önem arz ediyor.
Bundan kaynaklı bu dosya-analizimizde Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nın yapım aşaması yanı sıra, ekonomik verileri, aynı zamanda bu boru hattının Suriye-Irak arasındaki ilişkilerindeki etkisi ve bu noktada uluslararası ve bölgesel güçlerince Irak’ta ve Suriye’de yaşanan gelişmeler dikkate alınacaktır.
KERKÜK-BANYAS PETROL BORU HATTI’NIN YAPIMI VE ÖNEMİ
Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı Irak’ın sahip olduğu petrol yataklarını Kuzey Irak, Orta Irak ve Güney Irak olarak üçe ayırabiliriz. Kuzey Irak olarak adlandırılan bölgede Musul ve Kerkük petrol yatakları bulunmaktadır. Irak petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde (%)25’i Kerkük petrol yataklarından çıkarılmaktadır. Orta Irak bölümü İran-Irak sınırında yer alırken petrol rezervi bakımından yeterince zengin değildir. Güney Irak bölgesi ise Basra kentinin güneybatısında yer almaktadır. Bu bölgenin keşfi 1953-1958 yılları arasındadır. Bu bölgede toplam 75 kuyu işletilmektedir. 1980 yılında OPEC ülkelerin rezervlerine baktığımızda Irak’ın 59 milyar varil rezerv ile Suudi Arabistan’dan sonra en çok petrol rezervini bulunan ülkedir. Petrol üretim miktarına baktığımızda Irak, 131,1 milyon ton üretimle OPEC ülkeleri arasında ikinci sırada yer alırken dünya sıralamasında gerilerdedir. Bu durum Irak’ın petrol ihracatı konusunda istikrarsızlığını göstermektedir. Kanıtlanmış petrol rezervleri bakımından dünya sıralamasında ikinci olan Irak, kanıtlanmamış petrol rezervlerini hesaba kattığımızda dünya petrol rezervi liderliğine aday olmaktadır. Irak için Kerkük şehrinin ayrı bir önemi vardır. Kerkük’te ilk petrol 1927 yılında Baba Gurgur kuyusundan çıkarılmıştır. EIA’nın verilerine göre Irak’ta üretilen petrolün yüzde 40’ı Kerkük petrol yataklarından çıkarılmaktadır. 2000-2001 yıllarında Irak’ta günlük petrol üretimi 2,5 milyon varilken bunun 1 milyon varilinin Kerkük’ten çıktığının bilinmesi Irak için Kerkük’ün önemini daha iyi anlaşılmaktadır. Kerkük bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan dolayı tam kapasite ihracat yapılamamaktadır. Tam kapasite kullanımı halinde yaklaşık 1,6 milyar varil ihracat yapılacaktır. Suriye, jeopolitik konumu itibari ile hem Ortadoğu hem de Akdeniz ülkesidir. Suriye’nin en önemli yer altı zenginlikleri petrol ve doğal gazdır. BP’nin 2018 yılı verilerine göre 2,5 milyar varil petrol rezervi bulunmaktadır. Dünya rezervlerinin %0,2’sine karşılık gelmektedir. Suriye, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya, Asya’ya hem de Doğu Akdeniz yoluyla Afrika’ya uzanmaktadır. Tarihte önemli ticaret yollarından İpek Yolu’na hâkim ve Baharat Yolu’nu kontrol eden, şimdilerde ise Süveyş Kanalı’nı uzaktan kontrolü altına alan, Basra Körfezi’ne alternatif güzergâh olması itibariyle Akdeniz’e sahip olmak isteyen devletler için Suriye vazgeçilmez bir ülkedir. Petrolün kalitesi ve çıkarım maliyetleri bakımından Ortadoğu’nun diğer ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça maliyetlidir. Suriye’de petrol ilk kez 1956 yılında ABD’li bir şirket tarafından bulunmuştur. İlk petrol üretimi 1959’da başlamıştır. 1968’da petrol üretimi 1 milyon ton iken yıllar itibariyle bu sayı artmıştır. En yüksek petrol üretimi 2002 yılında 32,7 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılı itibariyle Suriye’de çıkan iç savaş nedeniyle petrol üretimi 16,9 milyon ton iken bir önceki yıla göre yaklaşık %50 oranında azalarak 8,1 milyon tona gerilemiştir. 2018’de ise petrol üretimi 1,1 milyon tondur. Suriye aynı zamanda Irak ve Suudi Arabistan petrolünü boru hatları aracılığıyla Akdeniz’e çıkış kapısını oluşturmaktadır. Suriye’nin Lazkiye, Tartus ve Banyas adında 3 ana limanı bulunmaktadır. Ülkenin petrol ihracatı Banyas Limanı üzerinden sağlanırken, petrol dışı ticareti ise Lazkiye ve Tartus Limanlarıyla yapılmaktadır. 1930 yılında Irak Petrol Şirketi (IPC) tarafından, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya ham petrol ihraç etmek için bir petrol boru hattı projesi hazırlandı. Kuzey Irak’ta bulunan Kerkük petrollerini Irak’ın Hadise şehrine kadar tek bir hat olarak uzanan boru hattı buradan paralel olarak ikiye ayrılmaktadır. İlk hat Trablus’a diğeri ise İsrail’in Hayfa Limanına ulaşmaktadır. Kerkük-Hayfa Petrol Boru Hattı’nın 1934’te inşası tamamlandı. 1948 yılına kadar petrol akışı devam etti. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıyla ortaya çıkan Arap-İsrail anlaşmazlığı nedeniyle Kerkük-Hayfa Petrol Boru Hattı kapatıldı. Bu boru hattı Kerkük-Banyas Petrol Hattı’nın ön imleci niteliğindeydi. 1950 yılında İngiliz petrol şirketi BP tarafından Irak petrollerini Trablus’a ve Banyas Limanı’na ulaştırmak için Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı inşa edilmeye başlanmıştır. 23 Nisan tarihinde tamamlanan boru hattını 18 Kasım 1952 tarihinde Irak Kralı 2.Faysal’ın ve diğer devletlerin de katıldığı bir törenle boru hattı açılmıştır. 1950 yılında mutabakat sağlanan iki paralel boru hattının güzergâhı Kerkük’ten Lübnan’ın Trablus Limanına ikinci hat ise Kerkük-Tartus-Banyas arasından geçecektir. Boru Hattın uzunluğu toplamda 1410 km olup yıllık taşıma kapasitesi 35 milyon tondur. Boru hatlarının işletime açılmasıyla petrol üretimindeki artış verilere yansımıştır. Günlük petrol üretimi 1951 yılında 177 bin 929 varilken 1952’de 384 bin 326 varil olmuştur. 1952 yılının ilk dört ayındaki ortalama günlük petrol üretimi yaklaşık 854 bin 740 varildir. Kerkük petrol sahasından ise günlük üretimi 1951’de 322 bin 627 varil 1952’de ise 449 bin varildir. Bu iki boru hattı tam kapasite çalışmadığı için günlük 475 bin varil petrol taşımaktadır. Boru hattı işletmeye açıldıktan sonraki 4 ay içinde ortalama 1 milyon 970 bin 500 varil taşımıştır. Bu boru hatlarının 800 km’si Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nı geriye kalanı ise Kerkük-Trablus Petrol Boru Hattı oluşturmaktadır. Boru hattı işletime açıldığında Irak’ın toplam petrol ihracat kapasitesi yılda 26 milyon ton ve buradan 42 milyon dolar gelir sağlayacaktır. Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nın 81 cm uzunluğunda ve günlük kapasitesi 300 bin 000 varildir. Yılda 14 milyon ton petrol pompalama kapasitesi bulunmaktadır. Boru hattı tam kapasite çalışabilseydi 1955’te %41’i, 1960’ta %28’i ve 1965 yılında Irak’ın ürettiği petrolün %21’i Kerkük-Banyas Boru Hattıyla taşınacaktı. Ancak Irak’ta yaşanan istikrarsızlıklar nedeniyle günde 150 bin ile 250 bin varil petrol taşımaktadır. Bu durumda 1965’te üretilen petrolün %15’i Kerkük-Banyas Boru Hattıyla taşınmaktadır. 1950-60 yılları arasında Irak yaklaşık 40 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirmiştir. Bu üretimin 1952 yılında işletmeye açılan boru hatları ve Güney Irak bölgesindeki petrol kuyuları üretime katkı sağlamasıyla ulaşılmıştır. 1951 yılında petrol üretimi 8,9 milyon ton iken 1954’te 31,3 milyon ton, 1960’de 49 milyon tona yükselmiştir. Bu yıldan sonra petrol üretimi 1980 yılında en yüksek seviyesine 138,2 milyon tona ulaşmıştı. Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı projesiyle Irak petrolünü Banyas Limanı’ndan Akdeniz’e ulaştırmayı amaçlamaktadır. Bu proje ile birlikte Ortadoğu’dan çıkarılacak olan petrolü Akdeniz vasıtasıyla Avrupa pazarına ulaşması sağlanırken transit ülke konumunda olan ülkelere de gelir sağlayacaktır. 1955’te Irak ile Suriye hükümetleri arasında elde edilen gelirden sağlanan karı eşit bir şekilde paylaştırılması üzerine anlaşma sağlandı.
BÖLÜM 2: (BİRİNCİ ARAP-İSRAİL SAVAŞI, IRAK VE SURİYE ARASINDAKİ PETROL ANLAŞMAZLIĞI, IRAK-İRAN SAVAŞI, IRAK’IN KUVVEYT’İ İŞGAL ETMESİ,ABD’NİN IRAK İŞGALİNİN İLK HEDEFİ KERKÜK-BANYAS BORU HATTI OLDU)
Fırat ALİ