PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Önder APO üzerindeki tecride, Türk devleti ile Kurdistan Özgürlük Gerillası arasında yaşanan savaşa, gerillanın savaş taktiğine ve Gazze’de yaşanan savaşa dair Stêrk Tv’nin sorularını yanıtladı. Yapılan değerlendirmeleri siz okuyucularımız için derledik.
Rêber Apo’ya yönelik tecrit devam ediyor. Tecride karşı Kürt dostları ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm’ kampanyasını başlattı. Kampanyaya ilişkin neler söylemek istersiniz?
Şüphesiz 10 Ekim’de 74 merkezde ilan edilen “Abdullah Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesi çok anlamlı ve önemlidir. Dünyanın birçok yerinde Kürt dostları bu kampanyayı sahiplendi. Sadece insan halkları için böyle bir hamle geliştirmediler, Rêber Apo’nun fikirlerini, düşüncelerini, paradigmasını kabul ettikleri için, bir umut olarak gördükleri için bu hamleyi sahiplendiler. Dünyadaki sendikalar, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, sanatçılar, siyasetçiler, yani toplumdaki birçok kesim tarafından Rêber Apo’ya bu şekilde sahip çıkmak, fiziki özgürlüğünü talep etmek, Kürt sorununa siyasi bir çözüm sağlamak için yabancı dostlarımız tarafından böyle bir hamlenin başlatılması aynı zamanda bizim için de bir mesajdır. Öncelikle bu hamlede yer alan, emek veren, ilan eden tüm dostlarımızı saygıyla selamlıyorum. Rêber Apo’nun fikir ve düşünceleri sadece Kurdistan veya Ortadoğu için değildir. Kapitalist modernite sisteminin yarattığı kaosa karşı, dünyada yarattığı sorunlara karşı Rêber Apo’nun yarattığı paradigma birçok kesim tarafından bir çözüm olarak kabul ediliyor. Bu bizim için çok büyük bir gurur, mutluluktur. Örneğin dünyaca ünlü filozoflardan sayılan Slovaj Zizek’in Rêber Apo hakkında söyledikleri insanı heyecanlandırıyor. Düşmanın soykırımdan geçirmek istediği, hepsi köylü, aşiret, bilinçsiz diye aşağıladığı Kurdistan’dan böyle bir akla sahip, dünyanın birçok yerinde umut olarak görülen ve bu şekilde sahiplenilen bir liderin çıkması çok önemli. Yabancı dostlarımızın böyle bir kampanyası tabii ki mutluluk verici bir şey ama diğer yandan da bizim için bir ayıptır. Önderliğimize istenilen düzeyde sahip çıkamıyoruz ya da bu zamana kadar zindanda kalmasına bir cevap olamadığımız için dostlarımız böyle bir hamle yürütüyor. Bunu kendimiz için bir ayıp ve eleştiri olarak da görmeliyiz.
Özellikle 25 yıldır Rêber Apo İmralı’daki psikolojik işkenceye karşı direniyor. Bu direniş sıradan, klasik bir direniş değildir. İdeolojik, felsefik, kültürel bir direniştir. Yani İmralı’da özgür Kürt’ün kimliği, özgürlük ve demokrasi değerleri savunuluyor. 25 yıldır Rêber Apo büyük bir kararlılıkla anlamlı bir duruş sergiliyor. Buna karşı Kürt halkı, Ortadoğu halkları olarak görevlerimize doğru sahip çıkmamız lazım. Bugüne kadar görevlerimizi tamamen yerine getirdik diyemeyiz.
BÜTÜN GÜCÜMÜZLE BU HAMLEYE KATILMALI, BAŞARIYA ULAŞTIRMALIYIZ
Yaklaşık 32 aydır farklı bahanelerle Rêber Apo’nun dünya ile iletişimini tamamen kesmiş durumdalar, kimse hiçbir şekilde haber alamıyor. Bu uygulamalara karşı bizim de harekete geçmemiz ve sessiz kalmamamız lazım. Halk olarak, toplum olarak, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm Kürt halkı olarak her yerde harekete geçmemiz lazım. Özellikle dostlarımız tarafından ilan edilen bu kampanyayı daha da güçlendirmemiz, genişletmemiz ve başarılı kılmamız gerekir. Bu hamlenin Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlaması lazım. Rêber Apo’nun özgürlüğü Kurdistan’ın özgürlüğü demektir. Yani Rêber Apo’nun özgürlüğü Kürt sorununun da çözümüdür. Bu yüzden kampanyanın ismi de yerindedir. Bu yüzden Kürt halkı, Arap halkı, Türk halkı, Asuri-Süryani halkı; yani tüm bölge halkları bu hamleye katılmalıdır. Rêber Apo’nun özgürlüğü Ortadoğu’da yeni gelişmelerin yaşanmasını sağlayacaktır. Halkların özgürlüğünü sağlayacaktır, demokrasi getirecektir. Nasıl ki Filozof Zizek, ‘Rêber Apo’nun özgürlüğü bizim de özgürlüğümüzdür. Kendimiz için bu kampanyayı güçlü bir şekilde yürütmeliyiz’ diyor, bu sözler hepimiz için geçerlidir. Bütün gücümüzle bu hamleye katılmalıyız. Halkımıza ve tüm bölge halkına da çağrım budur; değerli dostlarımız tarafından ilan edilen bu hamleyi daha da güçlendirmeli ve başarıya ulaştırmalıyız.
ÇÖZÜM RÊBER APO’NUN PROJESİNDE, HERKES SONUNDA BU ÇİZGİYE GELECEK
Şimdi İsrail-Filistin savaşı gündemde. Pek çoğu İsrail’in uygulamaları karşısında duruyor. Bunlardan biri de Türk devletidir ama en çok da kendisi Rojava’nın alt yapısına saldırıyor, sivilleri vuruyor. Bu çelişkiyi Ve bununla bağlantılı konuları nasıl yorumluyorsunuz?
İsrail ve Hamas arasında Gazze’de süren savaşı biz de takip ediyoruz. Toplumsal sorunlarda şiddet ve katliam çare değildir. Kurdistan’da nasılsa Filistin’de de öyledir. Bir an önce savaşın sonlanması temennimizdir. Diyalog yoluyla çözülür. Bu savaş her iki taraf için de ağır geliyor. Sorunları çözmüyor, daha da ağırlaştırıyor. Bugünden değil tarihi vardır. Birbirini öldürmekle çözüm olmaz.
Rêber Apo’nun Kürt sorunu ve İsrail, Filistin dahil tüm bölgenin sorunları için geliştirdiği proje var. Rêber Apo’nun paradigmasında halklar arasındaki sorunların çözümü vardır. Halklar, kültürler, inançlar birbirini kabul etsin, demokratik konfederalizm sisteminde, demokratik ulus çerçevesinde birbirleriyle ortak yaşayın, diyor. Ortadoğu halkları artık savaştan yoruldu. Kan çok dökülüyor. Çare Rêber Apo’nun perspektifinde vardır. Bunun üzerinde durulmalı. Bu hususta diyeceğim budur. Yani herkes sonunda bu çizgiye gelecek. Ben bu kanaatteyim.
ERDOĞAN BİR TÜCCARDIR
Erdoğan’ınkini sordunuz; o tüccardır. Kurdistan’da Kürt kanı üzerinden seçimleri kazanmak istiyor, iktidarını sürdürmek istiyor. Neden? Türkiye toplumunda milliyetçiliği, şovenizmi alevlendiriyor, ısıtıyor, karşıtlık oluşturuyor. İşte Kürt halkına karşı savaşıyorum, bu kadar Kürt öldürdüm, daha da öldüreceğim, daha da üzerlerine gideceğim, diyor. Bununla toplumda şovenist duyguları harlıyor; iktidarını kalıcılaştırmak istiyor. Kan üzerinden siyaset yürütüyor. Çıkarlarını koruyor. Aynı şeyi ters bir şekilde Filistin için de yapıyor. Filistin’de de kan dökülüyor, bunun üzerinden siyasi hesap yapıyor. Diyor, “Hamas’a sahip çıkıyorum, Filistin’de Müslümanlara sahip çıkıyorum; bu yüzden bütün Müslümanlar bana oy vermeli. O şimdi 6 ay sonra; 31 Mart 2024’te gerçekleşecek yerel seçimlerin hesabını yapıyor. Bütün amacı budur. Hamas ve İsrail arasındaki savaştan fayda sağlamak, bununla seçimleri kazanmak istiyor. Yani bu kadar kirli, ikiyüzlü yaklaşıyorlar. Yani böyle sahtekarlar. İnsan samimiyetine hiç inanmıyor. Arap halkımız da, Filistin halkımız da inanmamalı. O bir tüccardır. Bir o tarafa, bir bu tarafa oynuyor. İşine geldiğinde İsrail’ledir, işine geldiğinde Filistin’ledir. Yani tamamen çıkarı esas alıyor. İçinde samimiyet yoktur, dürüstlük yoktur, temizlik yoktur, İslami duygular da yoktur. Onunkisi çıkardır.
Esas olan bizim yaklaşımımızdır. Biz gerçekten halkların kanı dökülsün istemiyoruz. Halklar kendi aralarındaki sorunları diyalog yoluyla çözsün istiyoruz. Önderliğimiz bunun için proje geliştirdi.
RÊBER APO’NUN PARADİGMASINDAN GENÇLER ÖNCÜDÜR
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Basından öğrendiğimiz kadarıyla Paris’te uluslararası gençlik konferansı gerçekleştirilecek. Başta konferansın bütün katılımcılarını can-ı gönülden, devrimci bir ruhla selamlıyorum, başarılar diliyorum. Bugün kapitalist modernite dünyamızı krize ve tuzağa doğru sürüklüyor. Dünyanın doğası yıkıma uğratılıyor. Kadın özgürlüğü, ekoloji, tabiat, adalet sorunları dünya çapında giderek ağırlaşıyor. En çok gençlik bu sorunlara karşı cevap olabilir. Bunun için hem Kurdistan gençleri, hem bölge gençleri hem de dünya gençliği bu hususlarda herkesten daha çok geleceğe sahip çıkmalı. Tutum sahibi olmalılar. Bütün bu konularda Rêber Apo, paradigmasıyla cevap geliştirdi. Rêber Apo, yeryüzündeki mevcut sorunlara paradigmasında cevap veriyor. Nasıl geliştirilmeli konusunda açıklık getirmiştir. Umut ediyorum ki muhterem gençler bu paradigmayı da tartışacak. Özellikle Kurdistan gençlerinin öncülüğünde gündemleştirilecek. Çünkü dünyanın tümü için önemli bir konudur. İnsanlığın bugün yaşadığı sorunlar nasıl çözülecek? Buna en çok gençler sahip çıkacak. Devrimimizde, Rêber Apo’nun paradigmasında gençler öncüdür. Gençler ve kadınlar öncüdür. Bu çerçevede gençlerin konferansının bir rol oynayacağını ümit ediyorum. Bu temelde bir kez daha onlara başarılar diliyorum, bütün gençleri içten selamlıyorum.