23 Aralık 2011 Cuma Saat 12:35
Kadına şiddet en yaygın ve sık olarak rastlanılan insan hak ihlallerindendir. Yakın zamanlara kadar kadına karşı şiddet konusu insan hakları mücadelesinin gündeminde ciddi bir yer verilmemiştir. Genel anlamda şiddet sahip olunan güç veya kudretin kullanılarak ve büyük oranda yaralanma, ölümle de sonuçlandırılması suretiyle bir başka insana, kendine, bir gruba veya bir topluma karşı tehdit yoluyla ve bizzat uygulanan hastalıklı ruh halinin somutlaşmış ifadesidir.
Kadına yönelik erkek egemenlikli ve cinsiyetçi bir zihniyete dayanan kadını inciten, zarar veren fiziksel-cinsel-ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı yüksel olan bir olgudur. Yani kadına yönelik şiddet başka bir ifadeyle kadına toplum içinde ve özel yaşamında baskı uygulanarak keyfi veya başka bir biçimde özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır.
Kadına yönelik şiddet yaşam döngüsü içinde ele alındığında daha konsepsion öncesi dönemde başlamaktadır. Aile içinde sahip olunacak çocuğun cinsiyetinin kız çocuklar aleyhine belirlenmesi, kız bebeklerin öldürülmesi, kız çocukların cinsel istismarı dövülmesi, çeyiz-başlık parası, namus cinayetleri(!), flörtte şiddet, evlilikte hırpalanma, dayak, tecavüz, ekonomik ve psikolojik baskı gibi uygulamalar, iş yerlerinde ve diğer kurumlarda cinsel ve psikolojik şiddet, kadın ticareti, fahişeliğe zorlama, yaşlılıkta fiziksel-cinsel ve psikolojik saldırıya uğrama, cinayete kurban gitme şeklinde gerçekleşmektedir.
Kadınlara yönelik şiddet uygulama nedenleri psikolojik, biyolojik, sosyolojik ve feminal açıdan incelendiğinde şiddet ve saldırganlığın nedenlerine benzer açıklamalar yapılmaktadır. Kadına yönelik şiddetin genel olarak toplumların erkek egemenlikli yapısından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda toplumsal, hukuksal, ekonomik, geleneksel siyasal ve eğitimsel yapı içinde kadının ayrımcılığa uğraması ve kadının erkeğe bağımlı hale getirilmesi de başlıca nedenler arasında sıralanabilir.
Erkeğin mevcut egemen yasalardan ve ataerkil geleneklerden kaynaklanan üstün konumuna dayanarak kadını erkeğe hizmet etmekle mükellef bir obje olarak görülmesi ve erkeğin alınacak her türlü karardan söz sahibi olmasını doğal gören bir bakış açısına sahip olunması kadına yönelik şiddeti beslemektedir. Kadına yönelik şiddet kadını intihara sürükleyebilmekte, cinayete kurban gitmesine neden olabilmekte ve anne ölümlerini artırmaktadır.
Adar Serhat
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info