16 Eylül 2016 Cuma Saat 06:30
Dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan 1789 Fransız
Devrimi tüm yurttaşlara eşitlik, özgürlük ve kardeşlik vaat etmişti. Ancak
kadınlar söz konusu “tüm yurttaşlar” arasında yer almamış ve buna
karşı mücadelelerine devam etmişti. Devrimin ardından yayınlanan “Yurttaş
ve İnsan Hakları Bildirisi”nde yer almayan kadınlar “Kadın ve Yurttaş
Hakları Bildirisi” hazırladı. Devrimde krallığın merkezi olan Versailles
Sarayı’na yürüyen, ekmek isteyen, devrimde aktif şekilde yer alan kadınlar asıl
olarak erkeklere haklar getiren bildirgeye karşı, Eylül 1791 tarihinde
“Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisini” ilan etti. Fransız yazar,
feminist Olympe de Gouges tarafından kaleme alınan “Kadın ve Yurttaş
Hakları Bildirisi” daha sonra kadın haklarına yönelik çalışmaları
etkileyen ilk yazılı belge olma özelliği taşıdı.
‘Kadın Olarak Politikayla İlgilendiği İçin’ Giyotine
Gönderildi
Ancak Olympe de Gouges 1793 yılında “doğa kurallarına başkaldırarak,
yönetenin erkek, yönetilenin kadın olması anlayışına aykırı davranması”
nedeniyle giyotine mahkum edildi. “Devrimci Mahkeme”nin idam
gerekçesi, ise kadınların neden ve neye karşı mücadele ettiğini en açık şekilde
gözler önünü seriyordu: “Olympe de Gouges kendi cinsine yaraşmayacak
şekilde politikayla ilgilendiği için ve ölümü diğer kadınlara ibret olsun diye,
mahkum edilmiştir.”
Olympe, Devrim Mahkemesi’nde “Titreyin, çağdaş
Tiranlar! Mezarımın derinliklerinden duyulacak sesim. Cesaretim, sizin daha
barbar davranmanıza neden oluyor…” demiş bir ay sonra 3 Kasım 1793’te
giyotinle katledildi.
Kadın Haklarını Güvenceye Alan Maddeler Yer Aldı
İnandığı her şeyin uğrunda sonuna kadar direnen Olympe’nin
kaleme aldığı bildirinin1. maddesinde “Kadın özgür doğar, hukuksal olarak
erkekle eşittir” denildikten sonra, 13. maddesinde kadın yurttaşların
haklarının güvence altına alınması kamu yararının gereği olduğuna yer verildi.
Fransız Devrimiyle mülk sahibi olanlara tanınan Kurucu Meclise girebilme hakkının,
kadınlara da bir yurttaş hakkı olarak tanınmasını sağlamak üzere bildirinin 17.
maddesinde mülk edinmenin hem erkek hem de kadın için kutsal ve dokunulmaz
olduğu kabul edildi.
Bildirinin tamamı ise şöyle:
Başlangıç
Biz, anneler, kız çocukları, kız kardeşler, ulusun
temsilcileri, Ulusal Meclise alınmayı talep ediyoruz. Toplumun sefaletinin ve
siyasal iktidarların ahlâki bozulmuşluğunun başlıca nedenlerinin, kadınların
haklarının tanınmaması, unutulması ya da göz ardı edilmesi olduğunu göz önüne alarak,
kadınların doğal, devredilemez ve kutsal haklarını bir bildirgeyle ilân etmeye
karar verdik.
Böylelikle istiyoruz ki bu bildirge toplumun bütün
üyelerinin gözü önünde dursun, herkese hak ve yükümlülüklerini hatırlatsın
kadınların ve aynı şekilde erkeklerin iktidarı kullanmaları siyasal kurumlar
açısından karşılaştırılabilsin ve buna daha çok saygı gösterilsin kadın
yurttaşların basit ve dokunulmaz esaslara dayanan şikayetleri daima, anayasanın
ve iyi geleneklerin korunması ve herkesin esenliği için etkili olabilsin.
Güzelliği ile olduğu kadar anneliği üstlenme cesaretiyle birlikte düşünülen
kadın cinsi olarak bugün, Tanrının da yardımıyla, kadının ve kadın yurttaşların
haklarını bu bildirgeyle tanıyor ve ilan ediyoruz:
1- Kadın özgür doğar ve erkeklerle eşit haklara sahip
olarak yaşar. Toplumsal farklılıklar yalnızca genel yarar nedeniyle kabul
edilebilir.
2- Her siyasal topluluğun hedefi ve amacı, hem
kadının hem de erkeğin doğal ve devredilemez haklarını korumaktır. Bu haklar:
Özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve özellikle baskıya karşı direnme hakkıdır.
3- Egemenlik ilkesi, kadın ve erkeklerin birliğinden
başka bir şey olmayan ulustan kaynaklanır. Hiçbir organ ve kişi, bundan
kaynaklanmayan bir gücü kullanamaz.
4- Özgürlük ve adalet kişilere, hakları olanı geri
vermektir. Kadınlar doğal haklarını kullanırken, yalnızca erkeklerin
karşılarına çıkardıkları sürekli engellenmektedir. Bu kısıtlamalar doğa ve
aklın yasalarıyla ortadan kaldırılmalıdır.
5- Doğanın ve aklın yasaları, topluma zarar verecek
tüm edimleri bertaraf eder. Bu yasaların izin verdiği ve tanrısal yasaların
yasaklamadığı hiçbir şey engellenemez ve hiç kimse bu yasaların açıkça
emretmediği bir şeyi yapmaya zorlanamaz.
6- Yasa, genel iradenin ifadesi olmalıdır. Bütün
kadın ve erkek yurttaşlar bizzat ya da temsilcileri aracılığıyla yasaların
yapımı sürecine katılmalıdır. Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Yasa
önünde eşit olan bütün kadın ve erkek yurttaşlar, yetenek ve erdemlerinden
başka bir ayrım gözetilmeksizin, kamu hayatındaki bütün makam, memuriyet ve
mevkilere eşit olarak kabul edilmelidir.
7- Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir
kadınlar, yasalarda belirtilen koşullarda itham edilir, gözaltına alınır ve
tutuklanır. Kadınlar, erkeklerin tâbi olduğu ceza yasalarına tâbidir.
8- Yasa yalnızca açıkça zorunlu olan cezalar koyar ve
hiç kimse suç oluşturan eylemden önce hukuka uygun olarak yürürlüğe konmuş ve
kadınlara meşru biçimde uygulanan yasalar olmaksızın cezalandırılamaz.
9- Yasalara göre suçlu bulunmuş her kadına, yasanın
öngördüğü yaptırımlar sonuna kadar uygulanmalıdır.
10- Hiç kimse, esaslı derecede farklı olsa bile, düşüncelerinden
dolayı koğuşturulamaz. Kadın idam sehpasına çıkma hakkına sahiptir. Bu nedenle
eylem ve ifadeleri yasalarla korunan kamu düzenini bozmamak koşuluyla, konuşma
kürsüsüne de çıkma hakkına sahip olmalıdır.
11- Düşünce ve görüşlerin özgürce ifade edilmesi,
kadınların en önemli haklarından biridir, çünkü bu özgürlük, babaların
çocuklarıyla olan babalık bağlarını güvence altına almaktadır. Her kadın
yurttaş, barbar bir önyargı tarafından gerçeği gizlemeye zorlanmadan özgürce
şunu söyleyebilir: “Ben, senin bana verdiğin çocuğun annesiyim.” Bu
hak, bu özgürlüğün kötüye kullanılmasından dolayı yasalardan kaynaklanan
sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
12- Kadınların ve kadın yurttaşların haklarının
güvence altına alınması, daha büyük bir yaran zorunlu kılar. Bu güvence, bu
hakların tanındığı kişilerin ayrıcalığı olmamalı, herkesin yararına hizmet
etmelidir.
13- Güvenlik güçlerinin giderleri ve idari harcamalar
için erkeklerden ve kadınlardan eşit ölçüde katkı talep edilir. Kadınlar bu
yükümlülük ve ödevleri yerine getirdiklerinden dolayı, mevki ve işlerin, alt ya
da üst derece memurlukların ve diğer mesleklerin paylaşılmasına da
katılmalıdır.
14- Kadın ve erkek yurttaşlar, bizzat ya da
temsilcileri aracılığıyla, vergilerin zorunlu olup olmadığına karar verme
hakkına sahiptir. Kadın yurttaşlar, varlıklarından, erkeklerle eşit oranda
vergi verme ilkesini ancak, kamu yönetimine ve vergilerin toplanması, bunların
kullanılması ve süresinin belirlenmesi sürecine katılabildikleri takdirde kabul
ederler.
15- Kamu harcamalarına erkeklerle eşit olarak katkıda
bulunan kadınlar, her kamu makamından mali işlerle ilgili olarak bilgi alma
hakkına sahiptir.
16- Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler
ayrılığının benimsenmediği bir toplumun anayasası yoktur. Eğer ulusu oluşturan
bireylerin çoğunluğu, yapımına katılmamışsa, o anayasa yoktur ve geçersizdir.
17- Ortak olarak ya da tek tek, mülkiyet her iki
cinsin de hakkıdır. Herkes dokunulmaz ve kutsal olan bu hakka sahiptir.
Yasalarca belirlenmiş kamusal bir zorunluluk bunu açıkça gerektirmedikçe,
ayrıca adil ve önceden belirlenmiş bir tazminat ödenmedikçe, kimse ulusun asli
miras payından yoksun bırakılamaz.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”