24 Ağustos 2016 Çarşamba Saat 07:18
Hatay üzerinden fuhuş çeteleri tarafından Türkiye’nin birçok
kentine Suriyeli kadınlar para karşılığında satılıyor. Özellikle Antakya’ya
bağlı Serin Yol, Narlıca, Aksaray ve yeni sanayi mevkiinde Suriyeli kadınlara
fuhuş yaptırılırken, diğer taraftan ise Reyhanlı Kaymakamlığı’nın bilgisi
dahilinde AFAD kamplarında devlet görevlileri kadınlara taciz ve tecavüzde
bulunuyor.
Türkiye Göçmen Krizinden Rant Devşiriyor
Suriye iç savaşının genişlemesi ve derinleşmesi ile beraber
milyonlarla ifade edilen göçmen dalgası başta Türkiye olmak üzere dünyanın her
yerine yayılarak, uluslararası bir krize dönüştü. Tayip Erdoğan yönetimindeki
Türkiye ise izlediği politikalarla zaten insani bir mesele haline gelen göçmen
krizini fazlasıyla körükleyen ve bundan rant devşiren bir pozisyonun
sürdürücüsü oldu. Rantın odak merkezi ise göçmenlere sözde insani yardım
sağlayan AFAD Kamplarıdır.
AFAD Kampları Çetelerin Örgütlenme Merkezidir
DAİŞ, El Nusra gibi çetelere olan desteği artık sır olmayan
Türkiye AFAD kamplarını çetelerin örgütlenme faaliyetlerinden tutun da her
türlü ihtiyaçlarının giderildiği merkezler haline getirdi. AFAD kamplarının
öncelikli amacı çete elemanlarının eğitildiği merkezler olarak faaliyet
yürütmekti, savaşın ilerlemesiyle beraber bu kamplar yaralı çetelerin tedavi
edildiği sahra hastaneleri görevi görmeye başlamıştı.
AFAD Kamplarında İnsanlık Trajedisi Yaşanıyor
Göç dalgasının büyümesi ile beraber Reyhanlı, Yayladağı ve
Altınözü’nde bulunan AFAD kamplarından bazılarına Suriyeli göçmenler
yerleştirildi. Çoğunluğunun kadın ve çocuklardan oluştuğu kamp sakinlerinin
yaşadıkları trajedi ise ilk günden beri gündemden hiç düşmedi. Açlık, sefalet,
tecavüzler…
“AFAD Kamplarında Bir Paket Çocuk Bezi İçin Kadınlar
Tecavüze Uğruyor
Reyhanlı kampında bulunan T.R.İ (31) adlı kamp
sorumlularından biri yaşanan trajedi karşısında yaşadıklarını şöyle ifade
ediyor “Bu kamplarda vicdanını kaybetmeden çalışmak mümkün değil. Hayatımda
böyle çirkinlik görmedim. Kamplarda çalışan birçok görevli kadınlara tacizde
bulunuyor, bir paket çocuk bezi için gelen kadınlara tecavüz ediliyor. Tecavüze
uğrayan kadınlardan ikisi intihar etti.
Yaşanan durumu aktarmak için defalarca Reyhanlı Kaymakamlığı’na gittim
fakat herhangi bir sonuç alamadım.
Reyhanlı Kaymakamlığı AFAD Kamplarında Yaşanan Tecavüzlere
Göz Yumuyor!
Reyhanlı Kaymakamlığı’na sözlü başvuruları sonuç vermeyince
dilekçe ile yazılı olarak da başvuran T.R.İ (31) kamptaki görevine son
verilmesi ile bir kez daha şoka uğradığını aktarıyor. T.R.İ (31) “ Reyhanlı kaymakamlığı başvurularıma
herhangi bir şekilde cevap vermedi, ben de yazılı olarak kampta tecavüze
uğrayan kadın sayısı, tecavüz sonrası gebe kalan kadın sayısı ve tecavüz
sonrası intihar eden kadınların isimlerinin de yer aldığı bir dilekçeyi
kaymakamlık ile AFAD idareler müdürlüğüne ilettim. Bu dilekçeden sonra benimle
beraber üç kişinin işine son verildi, yaşadığım durum karşısında ne diyeceğimi
bilmiyorum, yaşanan insanlık dışı durum karşında kendime mi yanayım yoksa orada
her gün büyük işkenceler yaşayan kadınlara mı yanayım bilmiyorum.
AFAD Kampları Fuhuş Çetelerinin Merkezi Oldu
K.S (27) ise AFAD kamplarının Suriyeli kadınlar için nasıl
bir tuzağa dönüştürüldüğünü şu cümlelerle aktarıyor : “ Bu kamplar gerçekten
birer çete yuvası gibi işliyor. Devletin bütün gücünü arkasına alan çeteler
buralarda gözlerine kestirdikleri kadınları Antakya ilçesine bağlı Serin Yol,
Narlıca, Aksaray ve yeni sanayi ilçelerine götürüyor ve para karşılığında pazarlıyor.
Bu kamplar şuanda fuhuş çetelerinin merkezi haline getirilmiş durumda,
kadınların bazıları fuhuş çetelerine satılırken bir kısmı ise ucuz iş gücü
olarak tarım arazilerinde ve fabrikalarda en kötü koşullarda
çalıştırılıyor.
Devlet Kadına Dönük İşkencenin Asıl Sorumlusudur
Kamplarda ölü bebek oranının artığını da aktaran K.S (27)
buraların kadınlar için adeta bir cehennem olduğunu söylüyor “ DAİŞ çetelerinin
elinden kaçarak AFAD kamplarına sığınan kadınların yaşadıkları aslında savaşın
da ötesinde tam bir insanlık trajedisidir. Vicdanı olan biri bu durumlar
karşında sessiz kalamaz. Ama maalesef yaşanan durum karşında seslerini
yükselteceklerine, kampta insani ihtiyaçları gidermekle sorumlu kişiler bile
kadınlara her gün cinsel saldırıda bulunuyor. Devlet ise bunun karşısında
sesini çıkaran benim gibi birkaç kişiyi işten çıkararak adeta bu işkencenin
açıktan destekçiliğini yapıyor, onlarca bebeğin ölü doğduğu, bir o kadarının
ise hasta düştüğü koşullarda gerçekten insan ne dese az kalıyor.
AFAD Kamplarında Yaşanan Kadının Düşürülüşüdür
Savaşın ağır sonuçlarını her zaman kadınlar ve çocuklar
yaşıyor. AFAD kamplarında yaşanan durum ise bunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bir taraftan DAİŞ çeteleri karşında insanlık savaşı veren ve kadının ağır
düşürülüşü karşında dünyadaki bütün kadınlar adına öncülük rolü oynayan
özgürlük savaşçısı kadınlar varken, diğer tarafta ise kadını çaresiz bırakarak
kadının düşürülüşünü en derin şekilde yaşatmaya çalışan mekanizmalar kuruluyor.
Bu da gösteriyor ki Rojava devrimi kadın şahsında düşürülmüş olan toplumu
diriltmenin en amansız ve meşru savaşıdır.
Yaşanan taciz ve tecavüz ve insan hakları ihlallerini sormak
için başvurduğumuz kaymakamlık yetkilileri bizi geri çevirirken AFAD
yetkilileri de tüm sorularımızı yanıtsız bıraktı.
Selma Avcı
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”