AKP-MHP faşizmin seçimlere doğru yeni ortağı ve siyaset dünyasına HÜDA-PAR ismi ile giren Kurdistan’daki kontraların toplamından oluşan bu partinin yöneticileri DAIŞ’e savaşçı göndermek için var güçleri ile çalıştılar. Bunun yanı sıra Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Yönetimi denetimindeki Hol Kampında DAIŞ’li ailelerin barındığını bütün dünya bilmektedir. HÜDA-PAR’ın DAIŞ ile bağlantısını daha iyi anlamak için bu kampta DAIŞ’li üç ailenin verdikleri ifadelere bakmak yeterli olacaktır.
‘SİZİN CEMAAT HANGİSİ DEDİĞİMİZDE ÖNCE MUSTAZAF DER SONRA HÜDA-PAR’
Kuzey Suriye Demokratik Yönetimi denetimindeki Hol kampında DAİŞ’li ailelerin barındığını bütün dünya bilmektedir. Özellikle Bakurê Kurdistan’lı olan bu üç aile ile yaptığımız görüşmede, kimlerin onları DAIŞ’e savaşçı olarak gönderdiğini itiraf niteliğindeydi. Bu ailelerin biri Êlih, biri Sêrt ve biride Cizîra Botan’dandı. Her üç aileye de “Kürtsünüz, DAIŞ Kürtleri katlediyor. Niye onlara katıldınız?” şeklindeki aynı soruya verdikleri cevap: “Eşimiz kendini İslam’a adamış Allah’ın ordusu olan DAİŞ’e ailece katılmamız gerektiğini söyledi. Bizde eşimizin dediğini yaptık ve katıldık.” “Nasıl Katıldınız?” “Hataya gittik. Orada bizi bizim cemaatten olanlar bizi karşıladı. Bir gün kaldık ondan sonra İdlib üzeri Rakka’ya geçtik. Oradan Dera Zora geçtik.” “Sizin cemaat hangisi?” dediğimizde. “Önceleri Mustazaf-Der daha sonra HÜDA-PAR oldu.” Dedi. Ve sorularımız ardı ardına geldi.
HOL kampındaki bu aileler ile sohbet ederken aslen Konyalı olan bir kadın yanımıza geldi. Bizim ile özel konuşmak istediğini söyledi. Kendisinin de İslami partiden olduğunu söyleyerek. O bahsettiğimiz her üç ailenin DAİŞ’e katıldığı yol üzeri ailece katılmışlar. Bu aile MİT yolu ile DAİŞ’e katıldıklarını söyledi. Dış işleri bakanlığı üzeri MİT ile bağlantıya geçip kendilerinin resmi olarak Kuzey Suriye Demokratik Yönetimin’den talep etmelerini aracılığımız ile seslerini duyurmak istediklerini söylediler.
Kendilerini yaşatmak için beyinleri sahte İslam ile doldurulan böylesi ailelerin olduğunu ve pişman olduklarını her seferinde kandırılıp DAİŞ’e katıldıklarını söyleyen ailelerin ardı ardına sıralayabiliriz.
Bu aileleri dinlediğimde Êlih’te Hizbullah’ın İslam adına gerçek Müslümanları sokak ortasında nasıl katledildiklerine tanık olduk. MİT ve derin devletin desteğini alana Hizbullah bugün ki siyasi ismi HÜDA-PAR günlerce aylarca halkın korkulu rüyası haline geldi. Masum halkın kanına susayan bu sahte İslamcılar Êlih ile yetinmeyip Sêrt ve Cizîra Botan’da da aynı faaliyetleri gerçekleştirdi. Cizîra Botan’ın Nur Mahallesindeki Tang Taburunun altına yerleşen bu Hizbullahçılara Cizîra Botan halkı Nur mahallesinden bağımsız onlara ‘mehela Sofika’ deniyordu. Bu Sofilerin Êlih’te yaptığı faili belli cinayetleri domuz bağı ile onlarca yurtseveri katlettikleri herkesçe bilinmektedir. Cizîra Botanlı olup DAİŞ’e katılan ailenin de bu mahallede olduğunu söylüyordu.
Sahte İslam kisvesi altında siyaset yapan bugün ki HÜDA-PAR’ın Cumartesi annelerine samimice suçlarını itiraf etmelidir. ‘Faili meçhul’ dediğiniz birçok cinayetin failinin kendileri olduğunu itiraf etmeleri gerekir. İtiraf etsinler ki her çocuğunun bir mezarı olsun diye adalet talebinde bulunan Cumartesi anneleri şehîd Berfo Ana gibi gözleri açık hak ve adalet yolunda toprağa girmesin.