Bütün Türkiye, 14 Mayıs’ta yapılacak genel seçimlere odaklanmış durumdadır. Bu seçimin, AKP-MHP faşizminin yol açmış olduğu sonuçlara baktığımızda, çok önemli olduğu anlaşılacaktır. Bütün muhalif kesimler ve toplumun çoğunluğu da AKP-MHP faşist iktidarının gitmesini istiyorlar. Düzen içi sahte muhaliflerin, AKP-MHP iktidarının gitmesini istemelerinin nedeni, demokratikleşmeyi hedeflemeleri ve başta Kürt sorunu olmak üzere, Türkiye’nin sorunlarını çözmek değildir. Kapitalist düzen partilerinin arasındaki siyasi rekabetin, iktidarın nimetlerine ve iktidar olmaya odaklı olduğunu biliyoruz. Birde Emek ve Özgürlük İttifakı var. HDP’nin öncülük ettiği ve Yeşil Sol Parti ile seçime girileceği Özgürlük ve Demokrasi İttifakı’nin hedefi demokratikleşmiş ve başta Kürt sorunu ve emek sorunu olmak üzere bütün sorunları çözmek ve Kürtlerin ulusal haklarını iade ederek, Türkiye’de ekonomik gelişimi sağlayarak, halkların barış ve demokrasi içinde yaşamasını sağlamaktır. HDP ve bileşenleri, cumhurbaşkanı adayı çıkarmadılar, bu konuda, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıkladılar. Kemal Kılıçdaroğlu’da tabi birçok vaadde bulunuyor. Bu vaadlerin içinde Kürt sorunun çözümüne ilişkin bir açıklama yok, daha çokta, her partinin vaadlerine benzer, ekonomik kalkınmaya ilişkin vaadler yer alıyor.
Ancak, Özgürlük ve Demokrasi ittifakı için önemli olan, AKP-MHP faşizminin gitmesi ve oluşacak yeni hükümette demokratik barışçıl siyasetin hayata geçirilmesi ve sorunların çözümü için demokratik bir atmosferin oluşması olacaktır. Bu seçim aslında CHP’nin de kaderini belirleyecek bir seçim olacaktır. Kürtler, bir kez daha, faşizmin yıkılması ve demokrasiye giden yolun açılması için, HDP’nin ve Yeşil Sol Partinin uygun bulmasıyla Kemal Kılıçdaroğlu’na cumhurbaşkanlığı için oy verecekler. Ancak milletvekili seçimlerinde de Yeşil Sol Partiye oy verecekler. Eğer CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu kazanırsa ne olur? Türkiye ya demokratikleşir, bütün sorunlarını çözer, Kürtlerin yüz yıllık inkarları sona erer ve düze çıkar ya da inkar siyaseti daha çok katmerlenerek devam eder ve buda hem Türkiye’nin hem de CHP’nin sonunu getirecek bir başlangıca yol açar. Çünkü Türkiye Kürt sorununu çözmediği, Kürtlere düşmanlık yaptığı, soykırım siyaseti uyguladığı ve bunu da kirli bir savaşla yürüttüğü için, ekonomisini savaşa harcıyor. İşte Türkiye’de ekonomi bu yüzden iflas etme noktasına gelmiş bulunuyor. CHP’nin kazanması durumunda, eğer verilen vaadler yerine getirilmez, eskide ısrar edilirse, bu durum sadece AKP-MHP faşizminin gitmesiyle sonuçlanmaz, CHP’nin de sonunu getirir hatta Türkiye’nin sonunu getirebilir.
Şimdiki süreç çok hassas olup adeta bıçak sırtında gibidir. Kürtler, demokrasi için ellerinden geleni yapıyorlar daha fazlasını da yapacaklar. Ancak Kürtlerin oylarını alıp da, sonra inkarda daha çok ısrar etmek ve kirli savaşı daha çok sürdürmek Türkiye’yi uçurumdan aşağı düşürebilir. Kimse Kürtleri eski Kürt sanmasın. Kürt oyları demokratik ve politik oylardır. Yani nitelikli oylardır. Denebilir ki Kürt oyları en bilinçli oylardır. Kürtler Türkiye için muazzaman bir demokrasi imkanı ve birikim yarattılar. Bu demokrasi birikiminin değerini bilmek gerekiyor. Türkiye için bir fırsat ve imkandır bu. Bunu neden söylüyoruz? Geçmiş seçimlere bakarak ve halen soykırım siyasetinde ısrar edildiği için söylüyoruz. Çünkü geçmişte, hangi parti iktidara geldiyse soykırım siyasetinin daha çok sürmesine yol açmıştır ve halen de bu böyle devam ediyor. Kürt sorununu çözeceğiz ve demokrasiyi getireceğiz diyen çok parti ve lider oldu ama hepsi de iktidar olmak için böyle söylemişti. Şimdiki durum, önceki durumlara hiç benzemiyor. Çünkü Türkiye bir yol ayrımına gelmiş bulunuyor. Kapitalist düzen partileri için, iktidara gelip, iktidarın nimetlerinden faydalanmak var. Ancak şimdi, Türkiye büyük bir buhran yaşıyor ve eğer demokratik siyaset devreye girmezse, bu buhranın bir derin kaosa yok açacağı kesindir.
Devletçi partilerin, Kürt inkarı üzerinde siyaset yaptıklarını ve iktidara gelmek istediklerini biliyoruz. CHP de bu inkar siyasetinin mimarı ve uygulayıcısı oldu ve halende bu zihniyettedir. CHP’nin, sol-sosyal demokratik tabanının, Kürt sorunun çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için, CHP’nin üst yönetimini zorlamaları gerekmektedir. Şimdiki seçimler ve süreç, herkesin kaderini belirleyecek bir farklı süreçtir. Sadece AKP-MHP faşizminin gitmesi yetmez, bıraktığı enkazında yok edilmesi ve yeni bir demokratik Türkiye’nin kurulması ve Kürtlerin ulusal özgürleşmelerinin gerçekleşmeleri gerekiyor. CHP’nin sol tabanı, eğer bu konuda zorlarlarsa, CHP’yi Kürt sorununun çözümüne ikna edebilirler. İnkarcı ve tekçi bir zihniyetle Türkiye daha çok kan kaybeder. Ve bu da Türkiye’nin sonunu getirebilir. Bu seçim, CHP’ye de demokratikleşme imkanı ve fırsatı veriyor. CHP eğer seçimleri kazanırsa, öncelikle, Kürtlere yönelik inkara ve kirli savaşa son vermelidir. Bu, Türkiye için hem bir ihtiyaç hem de bir zorunluluktur. HDP ve bileşenlerinden oluşan Emek Özgürlüğü İttifakı, bu konuda, CHP’ye son kez yardımcı olacaklar ama demokratikleşme için bu yardım olacak, iktidara gelip de saltanat kurmak için değil. Kürtler, demokrasi, özgürlük ve barış için oy kullanacaklar. Kürt sorununun çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve halkların barışı ve özgürlüğü demektir.
CHP yönetimi, eğer Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyorsa, artık aklını başına almasının zamanı gelmiştir. Aksi durumda, Kürtlerin artık inkara, soykırıma tahammülleri kalmamıştır. Kürtler ve Türkiye’nin demokratik ve sol kesimleri Yeşil Sol partiyle meclise en azından yüz tane milletvekili gönderirlerse ve AKP-MHP faşizmi def edilirse, demokratik siyasetin önü açılır ve sorunlar siyasetle çözüm yoluna girer. AKP-MHP’nin gitmesiyle, demokrasi hemen gelmez, Türkiye hemen düzelmez. CHP kazansa bile, eğer Kürt sorunu çözülmezse, Türkiye şimdiki durumundan daha kötü olur. Mesele CHP’nin kazanması değil, AKP-MHP faşizmini yok ederek, demokratik siyasetin önünü açmak ve sorunların çözümünü sağlamaktır. CHP, eğer kendisine ve Türkiye’ye iyilik yapmak istiyorsa, kazanması durumunda mutlaka ama mutlaka Kürt sorununun çözmünü sağlamalıdır. Tabi Yeşil Sol Parti de çok iyi çalışmalı ve meclise en azından yüz vekil göndermeyi ve demokratik siyasetin öncü gücü olmalıdır. Kürtler bu konuda ellerinden geleni yapmaya hazırlar. Yeter ki demokratikleşmenin yolu açılsın. Bu açıdan, Kürtler, bu seçimlerde büyük bir demokratik rol oynayacaklar.
Kemal SÖBE