22 Aralık 2017 Cuma Saat 09:56
Düzenli bir ordunun kuruluşunu, işleyişini, emir
komuta sistemini, savaşa hazırlıklarını, savaşta yaptığı hücum ve
manevralarını, başarı-başarısızlık nedenlerini anlatmış. Tüm bunları da savaş
sanatı olarak adlandırmış. Buradan yada başka yerden esinlenerek savaş sanatı
kavramı genel kabul görmüş. Fakat öldürme ve yıkımın bir sanat olup-olmadığı
tartışmalıdır. Hem etik açıdan öldürmenin bir sanat olması sorunludur, hemde
öldürme ve yıkım eylemi ile sanat kavramı bir-birine karşıttırlar. Yine de
savaş ve çatışmaları tanımlamak için bu kavram dışında şimdilik bir seçenek
yok. Halep’e ilişkin yazınca burada hayat bulan savaş tarzı yazılmasa eksik
kalır. Çünkü son birkaç yıl Halep ismi savaşla özdeşleşmiş. Buradaki savaş tüm değerleri,
kimlikleri, kültür, inanç ve renkleri gölgede bırakmış. Halep’te birçok savaş
yöntemi iç-içe uygulanmıştır. Hitlerin yıldırım savaş stratejisi, Mao’nun uzun
süreli yıpratmaya dayalı gerilla savaş stratejisi, emekçilerin barikat
savaşları ve Çeçen savaşçıların Çeçenya başkenti Grozni’de Ruslara karşı
uyguladıkları şehirleri kuşatma, yerleşim alanlarını ev-ev, sokak-sokak ele
geçirme stratejisini iç-içe uygulamışlar. Kimi yerde bunlardan biri-bazı
zeminlerde bunların tümünün iç-içe uygulanması hayat bulmuş. Fakat hem rejime karşı olanlar içinde Grozni
vb. yerlerde savaşanların olması, hemde Çeçenya savaşını şehirleri yok ederek
kazanan Rusların burada bulunması birçok yönüyle Grozni kent savaş tarzını ön
plana çıkarmıştır. Bir anlamda hem rejim, hemde ona karşı isyan edenler tarih
boyu direniş, mücadele, savaş ve yok etme konusundaki tüm deneylere
başvurmuşlar. Bu yönüyle tüm taraflar sonuna kadar Servantes’in ‘aşkta ve
savaşta hile meşrudur’ tanımına denk davranmışlar. Rejim ve müttefikleri Rusya-İran uçak, tank,
top, füze gibi ağır silahlar kulanmışlar. Uzun süre kuşatma ve savunmada
kaldıktan sonra bunun mutlak yenilgi ve rejimin çökmesi olduğunu görmüşler. Bu
nedenle Rusların öncülüğünde yıkıcı bir saldırı süreci başlatmışlar.
Ulusalarası ilişkilerini kulanmışlar. Ekonomik ambargolara başvurmuşlar. Satın
alma, provaksiyon vb. yöntemlerle karşıtlarını bir-birine düşürmüşler. Ele
geçirmek istedikleri alanları önce kuşatmaya başlamışlar. Kuşatmaya aldıkları
bölgedeki insanlara karşı Ekmeği-suyu, ilaç ve diğer insani ihtiyaçları yıkıcı
bir silah olarak kullanmaya başlamışlar.
Bu ihtiyaçların kuşatma bölgelerine giriş-çıkışı yasaklanmış, ambargoya
tabi tutulmuş. Böylece hedef bölgesindeki kuşatmayı, ambargo izlemiş, bunu ise
yoğun kitlesel göçler takip etmiştir. Birer silaha dönüşen bu ihtiyaçlardan
yoksun kalan kitleler yavaş-yavaş kuşatılan bölgeleri terk etmeye
başlamışlar. Yoğun göçle sivil
kitlelerden yoksun hale gelen alanlar daha ölümcül saldırıların hedefi haline
gelmişler. Ruslar ve rejim bu zemin üzerinde daha çok hava saldırılarına dayalı
savaş tarzını esas almışlar. Karada savaşı sürdürecek bir ordu gücünden yoksun
olmaları ve yolların tamamen kullanılmaz hale getirilmesi, her yerin mayın
–patlayıcılarla tuzaklanması Rusya ve Suriye için savaşı havada sürdürmeyi
kaçınılmaz kılmış. Uçaklara doldurdukları varil bombalarını mahalle ve
kentlerin üzerine boşalmışlar. Bunu birçok yerde ki karadan-karaya fıtlatılan
füze atışları takip etmiş. Böylece kent adım-adım yıkılarak hiç bir canlının
yaşamayacağı hale getirilmiş. Yani şehri kurtararak kitlelerin yeniden
yaşamlarını ikame edeceği hale getirme yerine, hiçbir canlının kalmadığı hale
getirerek enkaza dönüştürme, yok etmeyi esas almışlar. Bu yolla Halep’in tahrip
olmasında belirleyici rolü üstlenmişler.
Cihadist gruplar ise birer akıl tutulması, birer
anlaşılmazlık yumağı gibi görülse de özü itibarıyla birkaç savaş stratejisini
Çeçenlerin Grozni’de uyguladıkları savaş yöntemine monte eden bir tarzı esas
almışlar. Önce şehirleri, yerleşim alanlarını bir-birinden koparmışlar.
Köprüleri havaya uçurmuşlar. Yolları, viyadükleri tahrip ederek ulaşımı
imkânsızlaştırmışlar. Böylece rejimin bir yerden diğerine takviye aktarmasını,
güçlerini yenilemesini imkânsız hale getirmişler. Bunu yerleşim alanlarının kuşatatılması
izlemiş. Uzun süreli kuşatma ile rejimi karadan hareket edemez hale
getirmişler. Bu yolla rejimin şehirlerde zayıflamasını sağlamışlar. Yerleşim
alanlarında zayıflayan rejim süreklileşen saldırıları karşılayamaz duruma
düşmüş. Bundan sonra yerleşim alanları içine sızmış gruplar mahalle, cadde ve
sokakları barikatlarla bir-birinden koparmışlar. Rejim güçlerini küçük birimler
halinde bir-birinden yalıtılmış hale getirmişler. Rejimin küçülen askeri
birimleri, çetelerin sayıca büyük saldırı gruplarına karşı koyamaz hale gelmiş.
Bunun sonucu rejim tutunmaktan zorlandığı bir çok yerde Peş-peşe çekilmiş. Bu
durumu içte ve dıştaki çete gruplarının eş zamanlı kapsamlı taarruzları
izlemiş. Bu yolla birçok alanda rejim ayakta kalamaz hale gelmiş. Kuşatma ile
zayıflatılıp-ayakta kalamaz hale getirilen rejim güçlerine bomba yüklü araçlar
ve intihar bombacıları ile yapılan ani saldırılar tamamlamış. Bunun zirvesini
ise hem içerde-hemde dışarda binlerce çetenin tearuzu oluşturmuş ve
şehirler-alanlar ele geçirilmiş. Rejimin
kaybettiği, faşist çetelerin ise kazandıklarını düşündükleri bu zeminde işler
tersine dönmeye başlamış. Çeteler
yıktıkları sistemin yerine her hangi bir alternatif ikame etmemişler. Bu
nedenle denetimlerindeki alanlarda başıboşluk, hırsızlık, talan ve keyfi
uygulamalar, buralarda yaşamayı imkânsız hale getirmiş. Cihadist grupların
bir-birleriyle olan rekabeti, ortak bir otorite, irade ve uygulamanın olmaması,
her hangi bir güvenlik teşkilatının bulunmaması tam bir kaosa neden olmuş. Bu
duruma rejimin kuşatması, ekonomik ambargoları ve bombardımanları eklenince
kitlelerin ‘kurtarıcılardan’ kurtulma ve göç yoluna düşme dışında bir
seçenekleri kalmamış. Kitlelerin şehirleri boşaltması rejimin elindeki tüm
imkanları seferber ederek çetelere karşı saldırılara girişmesine kolaylık
sağlamıştır. Böylece Ulusalarası ve bölgede değişen denklem, içerde değişen
dengeler savaşın gidişatına da etki etmeye başlamış. Denklem değişmiş.
Yıkılmaktan olan rejim yerleşim alanlarını yakıp-yıkarak ayakta kalmayı başarmış.
Süreç içinde şehrin tüm alt yapısı tahrip olmuş, binaların tamamına yakını
çekirge sürüsünce kemirilmiş hale gelmiştir. Cihadisteler yıkım, yok etme ve
kötülükte sınırsız bir yaratım gücü göstermişler. Bunun sonucu eski şehirde,
şehirde kurulu düzeni de yıkmayı başarmışlar. Fakat yıktıklarının yerine hiç
bir şey koymadıklarında tam bir kaos gelişmiştir. Ele geçirdikleri yerlerde ki
halkın günlük su-ekmek, yakacak, ilaç vb. temel ihtiyaçları karşılanamamıştır.
Yoğun güvenlik sorunları boy vermiş. Bir araya gelen her 10-15 kişi kendini
otorite ilan etmiş, kendine göre yasa ve yasaklar koymuş, hırsızlık, yağma
almış başını yürümüş. Böyle olunca halk
kurtarıcılardan kurtulmanın arayışına yönelmiştir. Halep’teki yıkıcı savaşın
durumu özet olarak böyledir. Şimdilik
Halep’teki savaş durmuş. Yıkılmış şehrin her yeri birer kontrol noktasına
dönüştürülmüş. Mahalleler-caddeler
parsel-parsel bölünmüş. Kimileri Rus’ların, kimileri ise İran’lıların eseri
bölgeler oluşmuş. Ruslar, ABD’liler, İran yada başka küresel veya bölgesel
güçlerin tümü bölgeyi bölüp-parçalamayı, parçalı hale getirmeyi esas almışlar.
İç-iç oluşan bölgeler her an yeni çatışma potansiyelini oluşturmuş. Halep’in
Afrinle, Afrinin- Minbiç’le olan ulaşımını imkansız hale getirmişler. Bazı
yerleri rejimin almasını sağlamışlar. Kimi yerler çetelere bırakılmış,
bazılarını ise YPG almış. YPG’nin Halep ile Afrin hattını birleştirme hamlesini
ise çeteler değil, Rusların ayak oyunları ve bombardımanı önlemiş. Böylece
Kürdistanlı güçlerin sürekli kuşatma altındaki Afrin gibi bir sorunu
yaşamasına, rejimin onlarca yerdeki kuşatmadan dolayı Ruslar olmadan
yaşamayacak durumunun kalıcılaşmasına ve sağda-solda kümelenmiş çetelerin ile
Tc’yi ise hem Kürtleri, hemde rejimi kendi politikalarına razı etme aracı olmasını
sağlamış. Bu nedenle bu bölgede yeni sınırlar, yeni devletler değil, sınırların
anlamsızlaştırılması, halkların, inanç gruplarının, kimlik ve kültürlerin iç-içe, yan-yana kardeşçe yaşayabilecekleri
bir ortamı yaratmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
Can Toprak
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,” ”