31 Ağustos 2019 Cumartesi Saat 06:59
ENKS kuruluşundan bu yana, sürekli olarak Rojava devrimi
karşıtlığı ve Türk devletiyle organik ilişkileri üzerinden hiç gündemden
düşmedi. Öyle ki, Türk devletiyle (MİT) gerçekleştirdiği 16, KDP ile 12, ABD’li
yetkililerle gerçekleştirdiği 4 toplantının bazılarına ait ele geçen kimi
belgeler ENKS’nin özellikle gizlenmeye çalışılan gerçek yüzünü net bir şekilde
ortaya koyuyor.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) 26 Ekim 2011’de KDP
öncülüğünde Kürt milliyetçiliği iddiasıyla, ancak talimatlarını sürekli Türk
devletinden alan bir yapı olarak kuruldu. ENKS’nin bu gerçeğini Antep, Ankara
ve İstanbul’da Türk devlet yetkilileri ve özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı
(MİT) ile yapılan gizli-açık toplantılar net bir şekilde ortaya koyuyor. Benzer
toplantılar Güney Kürdistan’da KDP ile de gerçekleştirildi.
Elimize geçen belgeler bu toplantıların amacını, ENKS’nin
finans kaynaklarını, Efrîn’e yönelik politikalarını, PYD-YPG-YPJ karşıtı
çalışmalarını, yayın kuruluşlarında “Roj Peşmergeleri nin Rojava’ya geçirilmesine
dair propagandalarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Belgelerde ortaya
çıkan gerçekler ENKS’nin emir ve talimatlarını KDP ve MİT’ten aldığını
gösteriyor.
15 partiden 4 partiye eriyen ENKS
11 partiyle kurulan ENKS, 2012 yılında bünyesindeki parti sayısını
15’e çıkarsa da mevcut durumda ENKS çatısı altında 4 parti bulunuyor. Bu
partilerden Kürdistan Demokrat Partisi’nin başkanlığını Ebdulkerim Beşar yapsa
da şimdilerde başkanlığını Sıud Mele yapıyor. Diğer 3 parti ise şöyle
Kürdistan Birlik Partisi (Başkanı İbrahim Bıro), Kürdistan Birliği (Başkanı
Ebdulbasit Hemo), Suriye Özgürlük Partisi (Başkanı Mıstefa Oso)
TC’nin gizli ajandasının payandası
ENKS kuruluşundan bugüne dek, Suriye’de bulunan Kürtler
adına hiçbir çalışma yürütmedi. Kürtler adına hiçbir şey yapmayan ENKS daha
sonra sözde ulusal meclis ile Suriye Ulusal Koalisyonu içinde yer almaya
başladı ki, bu yapılar tamamen Suriye’de Türk devletinin gizli ajandasını
uygulamakla mükelleftirler.
Türk tezinin sesi ENKS: Kürtçe eğitim dili olmaz
ENKS, Rojava devriminin başından itibaren, Kürt örgütleri
arasında yapılmış tüm anlaşmaları yok saymaya başladı. Bununla da yetinmeyen
ENKS, yaptığı açıklamalarla Kürtlerin ve halkların büyük mücadeleyle elde
ettiği tüm kazanımları karalamaya başladı. Edindiği tek amaç ise, Türk devleti
ve Müslüman kardeşlerin bölgeye dönük gizli ve kirli ajandalarını hayata
geçirmeye çalışmak oldu. Öyle ki, ENKS, İstanbul’da MİT ile gerçekleştirdiği
toplantıdan hemen sonra, Kürtçenin Kuzey Suriye’de eğitim dili olmasına karşı geliştirdiği
propaganda ile, “Suriye’de Kürtçe değil, Arapça eğitim olmalı, öyle ki,
Suriye’de Kürtlere gerekli olan Arapça ile eğitim diploması almış olmaktır
tezini işlemeye çalıştı. ENKS’nin bu tezini bizzat üstlenen dönemin ENKS
başkanı İbrahim Bıro, Türkiye ve Güney Kürdistan’daki televizyonları kanal
kanal dolaşarak, halkın Rojava ve Kuzey Suriye’de geliştirilen sisteme karşı
çıkmasını salık veriyordu.
ENKS’nin, Türk devletinin anti Kürt tezi kapsamında
çalıştığının bir başka kanıtı da Efrîn’in işgalinde üstlendiği rol oldu.
Kendisini her ne kadar Kürt bir oluşum olarak gösterse de ENKS yetkililerinin
yaptıkları açıklamalar ve içine girdikleri pratikler her geçen gün kendilerinin
yalanlayan nitelik taşıyor. Zira ortaya çıkan belgeler Türk devletiyle tescilli
ortaklıklarını ifşa ediyor.
MİT-ENKS 16 kez ortak toplantıda bir araya geliyor
Hewlêr’den ajansımıza bilgi veren güvenilir bir kaynağa göre
özellikle Rojava dışında bulunan İbrahim Bıro, Kamuran Haco, Evdilhekim Beşar,
Siyamend Haco, Evdılbasit Hemo gibi ENKS yöneticileri 2016 yılından bu yana 16
kez MİT ile Antep, Ankara ve İstanbul’da, 12 kez Hewlêr’de KDP’ye bağlı
istihbarat teşkilatı Parastinla, ABD’li yetkililerle de 4 kez, toplantı
gerçekleştirdi. Bu toplantılarda Türk devletinin Musul ve Batufa alanlarında
özel eğitilen “Roj peşmergeleri nin Rojava’ya geçirilmesi özel bir gündem
olarak masaya yatırıldı.
Toplantıların sonuçları ENKS merkezine ve Parastin’a
rapor edildi
Kaynakların verdiği bilgi ve belgelerin en önemlisi de ENKS
yöneticilerinin katıldığı 8 toplantının sonuçlarının KDP istihbaratı Parastin
ve ENKS merkezine rapor edilmesi. Raporlara göre toplantılarda en çok temsil
Türk devletine ait olurken, katılanların isimleri ise MİT’in Lübnan ve Suriye
sorumluları Barış Ulusoy, Burcu Tuncer, Sinan Alhan, Sedat Önal ve Abdulkadir
Kara olarak geçiyor.
29 Şubat 2016’da Türkiye cumhurbaşkanlığı Suriye’den sorumlu
yetkililer ile Evdilhekîm Beşar ve Kamîran Haco arasında gerçekleşen
toplantının sonuçları şu şekilde rapor edilmiş “Bizden Kürt Ulusal Meclisi
olarak, Bağımsız Kürt Birliği (Bu örgüt İstanbul’da Türk yetkililer tarafından
kuruldu) toplantısına katılmamızı istediler. Görünen o ki Türklerin onlarla
güçlü ve sıcak ilişkileri var. Anladığımız kadarıyla Türkler, bu büyük oluşumla
geniş katılımlı bir duyuru ve çok sayıda kişinin hazır bulunmasıyla
uluslararası ve bölgesel güçlere bir mesaj vermek istiyor. Hedefleri ise
Kürtlerin temsilcisinin PYD değil kendilerinin olduğu ve bizim destekçimiz
olduklarını göstermek.
Şartlarına karşılık şunları söyledik ‘Toplantının yerinin
değişmesi ve gidiş-gelişlerimizin rahat olması için Hewlêr’de gerçekleşmesini
söyledik. Bu toplantının hazırlıklarını ENKS’nin yapması gerektiğini ve
Bağımsız Kürt Birliği ile birlikte organize edeceğini belirttik. Ayrıca toplantıya
katılımın geniş çaplı olması gerektiğini, toplantıda sadece iki tarafın
olmaması gerektiğini kaydettik. Böylece bu birliğin ENKS kadar olmadığını
göstermek istedik.
Türkler toplantı yerinin değişmesinden yana olmadılar. Çünkü
toplantının Türkiye’de olması çok önemliydi. Bununla birlikte Türkler hem
ilişkiler konseyinin hem de ENKS meclisinin taleplerini yerine getirmek için
hazır olduklarını belirttiler.
Türkler, Rojava peşmergelerinin eğitimi için Güney
hükümetiyle ilişkide olduklarını söylediler.
Bize ENKS’nin Brüksel’de büro açması için para
vereceklerini, Kürt öğrencilerin Türkiye’de okumaları için gerekli koşulları
hazırlayacaklarını söylediler.
Biz de Türklere, Güney hükümetiyle irtibat halinde
olacağımızı belirttik.
Türkiye’den, ENKS üyelerine 20 bin dolar
4 Ekim 2016’da yine Evdilhekîm Beşar ve Kamîran Haco, Türk
devletinden yetkili aynı kişilerle toplantı yapıyor ve söz konusu toplantının
sonuçları şu şekilde rapor ediliyor “Türklere, Muhalifler Yüksek Konseyi’nin bize
gönderdiği mektubu kabul etmediğimizi söyledik. Özellikle birinci maddeyi kabul
etmediğimizi belirttik. Çünkü onlar Suriye’nin kimliğini Arap ve İslam olarak
belirtmişti.
Türk tarafı bu şeylerin ilerleyen dönemde düzeltileceğini
söyledi. Onlarla Muhalefet Yüksek Konseyi’nin anlaşması iyi bir pratik ortaya
çıkaracak. Biz de Kürt Meclisi (ENKS) ile muhalifler arasında güven oluşturmak
için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Tekrardan Kürt meclisinin Suriye’deki
Kürt halkının meşru temsilcisi olduğunu belirttiler. Ve bizden, Kürt meclisi
olarak bir heyetimizin Türk başbakanı ya da dışişleri bakanıyla görüşmesini
istediler.
Fırat kalkanı operasyonunda amaçlarının DAİŞ’i temizlemek
olduğu, böylece PYD’nin Fırat’ın batısına ulaşmasını önlemek olduğunu ve başka
bir amaçlarının olmadığını söylediler.
Türklere bize daha önce söyledikleri gibi Suriye’nin kuzey
sınırının, özellikle Kürt bölgelerinin Rojava peşmergeleri tarafından kontrol
edileceğine inanıp inanmadıklarını sorduk. Bu inançta olduklarını, peşmergenin varlığından
ve bölgeye geçmesinden yana olduklarını söylediler.
Türkler, ellerine ulaşan bilgiye göre Suriye rejiminin 2017
başında PYD ile şeklî bir savaşa gireceği ve Hesekê’den çıkacağını ifade
ettiler. Bu savaşın amacı, PYD’yi muhalif olarak gösterip Cenevre
toplantılarında yer almalarını sağlamak. Bununla birlikte, meclisin kendini
koruması için yardım etmeye hazır olduklarını söylediler. 15 ila 100 kişiyi
askeri eğitimden geçirebileceklerini belirttiler. Son olarak ENKS üyelerine 20
bin dolar verdiler.
‘Televizyon açma masraflarımızı vereceklerini
söylediler’
21 Aralık 2016’da, İstanbul’da düzenlenen toplantıya ENKS
adına İbrahim Biro ve Kamîran Haco katıldı. Toplantı raporlarına göre görüşme,
Güney Kürdistan hükümetinin talebiyle gerçekleşti ve MİT yöneticileri,
ENKS’lilerden televizyon kanalı açmalarını isteyerek masraflarını
karşılayacaklarını belirtti. Biro ve Haco, toplantı sonuç raporlarında şu
ifadeleri kullandı
“Türkiye’nin Suriye sorumlusuyla görüşme yaptık ve
görüşmemizin Güney hükümetinin isteğiyle olduğunu söyledik.
Güney hükümetine karşı yaklaşımları nasıl ise bize de öyle
yaklaşacaklarını belirttiler. Basın yoluyla ENKS’ye ve Rojava peşmergelerine
destek olacaklarını, bize maddi yardımda bulunacaklarını söylediler. Televizyon
kanalı açmamız için acil bir şekilde projemizi sunmamızı istediler.
Yaklaşımları ciddiydi ve biz de onlara yardımcı olacağımızın sözünü verdik.
PYD’nin, kendileri için ulusal bir tehlike olduğunu ve izole edilmesi
gerektiğini, bunun için de Güney hükümeti ve bizim ortak çalışma yapmamız
gerektiğini belirttiler. Bize ENKS’nin, Rojava’nın meşru temsilcisi olduğunu
söylediler. Rojava peşmergelerinden bahsettik ancak bir şey demediler.
Anladığımız kadarıyla Türkler, daha çok Rusya’ya ihtimam
gösteriyor. Bize, PYD’nin Suriye’nin geleceğinde hiçbir rolü olmaması
gerektiğini Rusya’ya söylediklerini belirttiler.
Son olarak her birimize 20 bin dolar yardım verdiler. Biz de
onlara bu meblağdan daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu ilettik.
‘Roj peşmergeleri üzerinden bizi eleştirdiler’
İbrahim Biro ve Kamîran Haco, 24 Temmuz 2017’de yine aynı
Türk yetkililerle toplantı gerçekleştirdi. Sonuç raporlarına göre toplantıda
Suriye muhalefeti ve Roj peşmergelerinin Rojava’ya geçişi konuları ön plana
çıkartıldı ve şunlar belirtildi
“Toplantıda Türkler bizi eleştirdi ve meclisin bazı
yöneticilerinin, Suriye muhalifleriyle yapılan toplantılarda bazen PYD’ye yakın
sözler söylediğini belirttiler. Bize, PYD’nin uluslararası alanda yerinin
olmasını kabul etmeyeceklerini söylediler.
Türkler PYD’nin Qamişlo, Hewlêr ve Süleymaniye’de bizimle
gizli görüşmeler yaptığımızı söylediler. Bunu kabul etmediğimizi, bu bilgilerin
yanlış olduğunu söyledik. Türkler, ABD’nin, PYD’nin projelerine destek
vermesinden endişe duyduklarını söylediler. Roj peşmergelerinin neden hala
Rojava’ya geçmediğini sordular.
Peşmergelerin geçişi konusunda Türklerin umutları büyük
oranda kırıldı ama umutlarını kesmeyecekler. Bize televizyon kanalı
açacaklarını söylediler.
Yine toplantıda Türkler bize şikayetlerde bulundu. Muhalefet
başkanlığı seçimlerinde kendilerinin Xalid Xoca’yı desteklediğini ve bizim de
Riyad’ı desteklediğimizi ve Riyad’ın kazandığını söylediler. Yine,
açıklamalarımızda Türkleri eleştirdiğimizi belirttiler.
Bu sebeplerden dolayı Türklerin, Kürt meclisine yaptığı
maddi destek kesildi. Türkler, ABD’nin muhaliflere yaptığı destek ve yardımları
kestiğini, bunun olumsuz etki yaratacağını söyledi.
Ve bize Güney referandumu için koşulların uygun olmadığını,
elimizdeki kazanımları kaybedeceğimizi veya zarar vereceğimizi söylediler.
‘MİT’e PYD’ye ilişkin belge verdik’
Biro ve Haco, MİT yetkilileri Sedat Önal ve Abdulkerim Kara
ile 23 Temmuz 2017 tarihinde KDP ile ilişkileri, Roj peşmergelerinin bölgeye
gönderilmesi ve PYD’nin çalışmalarına ilişkin hazırladıkları rapora ilişkin
gerçekleştirdikleri toplantının sonuçlarına dikkat çekti. Raporda şunlar
belirtiliyor:
“Toplantıda MİT yetkilisi Abdulkadir bize, ‘Son
toplantımızdan bu yana siyasi yönetim için çalışma yürüttük. Yine meclisin
kurulması ve size destek için çalıştık. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştük,
başbakanımıza danıştık ve dışişleri bakanımızın da görüşlerini aldık. Bu
görüşmeler neticesinde meclisine destek verme kanaatine vardık. Siyasi, maddi
ve basın alanlarında size destek vereceğiz’ dedi.
ENKS olarak PYD’nin uygulamalarına ilişkin Türklere belge
verdik. Onlar da bu belgeye ulaştıkları için çok mutlu oldu ve ‘fotoğraf ve
videolar daha kullanışlı. Bunları da bulabilirseniz iyi olur’ dediler. Biz de
bunlara ulaşabilmek için Hewlêr’deki takip kurumumuzdan Rojava’dan bunları
temin etmelerini istedik. Yine Suriye muhalefetinde yer alan arkadaşlardan da
varsa bu tarz fotoğraf ve videoları bize göndermelerini istedik. Türklere, ENKS
içerisindeki esas partilerin Demokratik Parti ve Birlik Partisi olduğunu (PDKS
ve Partiya Yekitî) söyledik. Onlar da ‘Doğrudur. Diğerleri sizden biraz farklı’
dedi.
Türklere, Güney Kürdistan hükümetinin siyasi merci olarak
gördüğümüzü, onlardan güç ve destek aldığımızı ve onlardan habersiz hiçbir
stratejik karar alamayacağımızı ilettik. Yine bu hükümetin varlığının biz ve
onlar arasındaki ilişkileri de kolaylaştırdığını belirttik. Roj peşmergeleri
meselesine ilişkin ise, tamamen Güney Kürdistan hükümetine bağlı olmaları ve
onlarla da ilişkide olması gerektiğini ifade ettik. Türkler de bu konu ile
direkt ilgilenen bir gruplarının olduğunu söyledi. Bu grup da Güney
Kürdistan’da bulunuyor. Yine Güney Kürdistan hükümeti ile direkt ilişkileri
bulunuyor. Türkler, bizden istedikleri şeylerin daha çok pratik isteyen işler
olduğunu ve temel taleplerinin ise Roj peşmergelerinin Rojava’ya geçişi
olduğunu aktardı. Bize, Suriye muhalefetinin ENKS’yi iyi tanımadığını
söylediler. Türkler, Suriye muhalefeti ile ilişkilerimizi güçlendirmemiz
gerektiğini söylediler.
Türkler, Riyad’da gerçekleştirilecek toplantıya dönük
tutumumuzun ne olduğunu sordu. Körfez ülkeleri arasındaki çelişkilerin
muhalefeti de etkilediğini belirttik. Her iki taraf da muhalefeti kendi
kontrolüne almak istiyor. O toplantıda yer almamızın Türkiye’nin desteklediği
tarafa yeni bir destek kanalı anlamına geleceğini belirttik. Türkler, bizleri
siyasi bir irade olarak kabul etmedikleri için Moskova ve Kahire’deki
toplantılardan hoşnut olmadıklarını söyledi. Türkler, ‘Bunlar sizden bazılarını
şahsi olarak toplantıya katıyor. Bu da (PYD’yi kastederek) başkalarının bu
şekilde bu toplantılarda yer almasının önünü açıyor’ dedi.
Sedat Önal’a daha önceki toplantımızda konuştuğumuz konuları
Erdoğan ile paylaşıp paylaşmadığını sorduk. Her şeyi harfi harfine aktardığını
söyledi. Sedat, ‘ABD, PYD’ye siyasi destek veriyor. Bunun bir bedeli olabilir’
dedi. Biz de bunun farkında olduğumuzu ifade etti. ABD’nin, PYD’nin Suriye’nin
bir parçası olamayacağının farkında olduğunu ve bu yüzden bu dosyanın da
Pentagon’un elinden çıkıp Washington’u ilgilendirdiğini belirttik. Bölgede
savaş azaldıkça Washington’un da bölgedeki tesiri artacak ve bu PYD’yi rahatsız
edecek. ABD, artık Avrupa’dan daha fazla destek görmeye başlayacak. Suriye
konusunda Hollanda ve İtalya da harekete geçecek. Bu temelde biz de iyi
hazırlanmalıyız. Yine Türklere, Suriye’deki Kürt topraklarının mimar ve
mühendislerinin kendileri olduğunu ve bu yüzden kendileriyle çalışmak
istediğimizi belirttik. Reqa gibi Arap toprakları için PYD gibi davranmayacağız
ve oraları Araplara bırakarak Kürt topraklarına çekileceğiz.
Türklerden ayrıca maddi ve basın alanında destek talebinde
bulunduk. Bize, bölgeyi yöneten gücün şu an PYD olduğunu ve bu durumda
verilecek maddi desteğin de boşuna olacağını söylediler. Bu desteğin sonuçsuz
kalacağını söylediler. Bize Rojava’daki kazanımlarını koruyamayacağımızı çünkü
PYD’nin askeri gücünün bulunduğunu söylediler. Biz Roj peşmergelerinden çok
umutluyduk. Halen umutluyuz. Biz de ENKS’ye para vermemeleri halinde mevcut
kazanımların da yok olacağını belirttik. PYD yönetimi güçlüdür. Bizim de
içeride büro açıp üyelerimize maddi destek sunmamız gerekiyor. Sedat da bu
söylediklerimizin doğru olduğunu ve kendi aralarında bu konuyu tartışacaklarını
söyledi. Sedat ayrıca bir televizyon kurulması için de çalışmalarını
sürdürdüklerini belirtti. Sedat, televizyon için teknik destek sunacaklarını
ancak çalışan kadrolarını bizim ayarlamamız gerektiğini söyledi. Sedat ayrıca
bir sonraki görüşmede PYD’nin güçlenip güçlenmediği konusunda kendilerine bilgi
vermemizi istedi.
Sedat, ayrıca Arap aşiretlerin hangilerinin PYD’nin yanında
durduğunu, hangilerinin karşısında durduğunu ve hangi aşiretlerin bağımsız
kaldığına dönük kendilerine acil olarak bilgi vermemizi istedi. Sedat, PYD ve
aşiretlerin güçlü ilişki yakaladıklarını duyduklarını söyledi. Sedat’ın
konuşmasından MİT’in PYD ile savaşmaları için Arap aşiretlere destek vermek
istediğini anladık.
Suriye rejimi her geçen gün güçleniyor. Beşar Esad’ın
iktidarda kalması herkesin işine geliyor. Burada ise Suriye’nin tek parça
kalacağı ya da bölüneceği soruları ön plana çıktı. Fırat’ın doğusunda Kürt ve
Araplar ortak bir yönetim kurabilecek mi yoksa Kürtler kendi topraklarına,
Araplar da kendi topraklarına mı hakim olacak?
Sedat, ‘ABD’ye güveniyoruz. Darbenin arkasında ABD’nin
olduğunu hissediyoruz. ABD’den YPG’ye karşı pratik adımlar atmasını bekliyoruz.
Siz de ABD’ye gittiğinizde Türklerin kendilerinden ciddi adımlar beklediğini
aktarın’ dedi.
Sedat son olarak kısa sürede televizyon kurulması ve
Riyad’daki toplantıya katılmamız için çalışacaklarını vurguladı.
‘İlişkilerimiz stratejiktir’
Efrîn’in işgal edilmesinin ardından (23 Mart 2018) Haco,
Biro ve Hewas Egit (Sadun) Ankara’da Türkiye dışişleri müsteşarı Sedat Önal,
dışişleri bakanlığına bağlı Suriye dosyası sorumlusu ve ‘Kaplan’ adlı bir kişi
ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda ENKS ile Türk devleti arasındaki
ilişkiler gündeme alındı. Toplantının sonuçları ise böyle rapor ediliyor:
“ENKS olarak ilişkilerimizin stratejik ve uzun süreli
olduğunu Türklere belirttik. Her ne yanlışlık olursa da bu ilişkilerimizin
geleceğinde etkili olmayacaktır. Efrîn’de yaşanan ihlaller ve kötü olayların
ENKS, ÖSO ve Türkiye üzerinde olumsuz etkiler yarattığını aktardık. Efrîn’in
yönetiminin nasıl olacağını ve ENKS’nin buna katılımının ne boyutta olacağını
sorduk. Rojava peşmergelerinin az sayıda olsa bile Efrîn’de ilk başta rol
oynayıp oynayamayacağını sorduk. Yine Fırat’ın doğusu için görüşlerinin ne
olduğunu sorduk.
Efrîn’de şahısların değil ENKS Kürt Meclis iradesinin esas
alınmasını söyledik. ÖSO’nun disiplinli olmadığını ve kontrol edilemediğini
belirttik. Bu durumun kendilerinin çalışmalarını da etkilediğini dile getirdik.
Devletlerle bütün görüşmelerimizde rolümüzün ve PYD’nin
faaliyetlerinin ne olduğunu aktardığımızı Türklere söyledik. 5 yıldır başlayan
ilişkilerimize rağmen verdikleri askeri ve maddi sözlerin yerine
getirilmediğini, sadece uluslararası alanda Suriye’ye ilişkin konularda
desteklendiğimizi belirttik.
Ardından Türklerden imkan varsa Suriye’de yeni anayasa
komisyonuna Kürt temsilcilerin de katılmasının sağlanmasını istedik.
Aynı zamanda polisler tarafından ruhsatı olmadığı için
kapanan Urfa büromuzun da tekrardan açılmasını istedik.
Türkler bize şunları söyledi: Terörist olmadığınız için
meclisini destekledik. Siz Suriyeli Kürtlerin temsilcisiniz. Ancak Efrîn
konusundaki açıklamalarınızdan PYD’yi desteklediğiniz mesajı ortaya çıkıyordu.
Bu durum eğer Efrîn’in savunması ve halkı içinse ayrı, PYD’yi destekliyorsanız
ayrı. Viyana’da da bunları size ilettik. İlişkilerimiz sağlam olmadığı
görülüyor. Önümüzde uzun bir gelecek ve ortaklığımızın, ilişkilerimizin devam
etmesine ihtiyaç var. Böyle bir ortaklık olmazsa bu durum gelecekteki
ilişkilerimize yansıyacaktır.
Avrupa basını ‘Zeytin Dalı’ operasyonunu tahrik ediyor.
Şimdiye kadar da Birleşmiş Milletler (BM) Efrîn ve Doğu Guta arasında
yaşananlar arasında fark koydu. Guta ve Efrîn aradındaki fark büyük ve netti.
Biz sizden konuşmalarınızda teröre destek vermeden Kürtlerden ve Kürtlükten
bahsetmenizi istiyoruz. Kürtlerle ilgili endişeleriniz bir aşamaya kadar
uygundur ancak üslup ve hitabet tarzınız daha önemlidir.
Türkler, Efrîn ve Fırat’ın batısı ile doğusu başta olmak
üzere Suriye siyasetinde daha iyi misyon yüklenmemizi tavsiye ettiklerini
söyledi. Sadece Efrîn değil, Fırat’ın doğusuna da istikrar ve huzur getirmek
için çalıştıklarını, burada ENKS meclisini muhtemel ortak olarak gördüklerini
ve bu ortaklık çerçevesinde ENKS meclisine rol düştüğünü, destek vermeye devam
edeceklerini söyledi.
Bize şunları söylediler: “PYD ile ilişkilerinizi kesip ciddi
olursanız sizi yerel ve meşru bir yönetim olarak görmeye hazırız.
Görüşmelerimiz devam ederse size dönük görüşlerimizi daha net belirteceğiz.
Anayasa komisyonu için İran ve Rusya ağır hareket ediyor. Rejimden komisyona
katılacakların isimleri netleşmedi. Usul olarak De Mistura’nın uygun isimleri
belirlemesi gerekiyor. Biz listemizi sunduk. ENKS olarak bir hafta içerisinde
isim listenizi göndermenizi bekliyoruz. 5 ile 10 hukukçunun ismini anayasa
komisyonuna sunacağız. Rojava peşmergelerinin Efrîn’e girmeleri konusunu
tartışacağız.
‘Türkler ENKS’nin Efrîn açıklamalarından rahatsız oldu’
İbrahim Biro ve Kamiran Haco 11 Mayıs 2018 tarihinde
Ankara’da MİT sorumluları Barış Ulusoy, Burcu Tuncer ve Sinan Alhan ile görüştü.
Görüşmelerde özellikle ENKS’nin Türk devletine bağlı ÖSO çetelerini terörist
olarak tanımladığı açıklamaların durdurulması konusu ele alındı. Biro ve Haco,
toplantının sonuçlarını Parastin ve ENKS merkezine şöyle rapor etti:
“Başlangıçta Türk taraflar konuştu ve en çok konuşan da
Barış Ulusoy oldu. ENKS meclisinin 28 Nisan’daki açıklamalarından duydukları
rahatsızlığı ve tepkilerini dile getirdiler, bu açıklamalardaki üslubun sadece
PYD’ye hizmet ettiğini belirttiler. Ancak telefonla Suriye muhaliflerine
verdikleri mesajda ise memnuniyetlerini dile getirmişlerdi. Sonuç olarak
telefon görüşmesi ve yazılı mesaj da olumlu idi. Israrla PYD’yi destekleyen 28
Nisan’daki gibi açıklamaların yapılmasının ilişkilerimize etkisi olacağını
söyledi. ENKS’nin Suriye Kürtlerinin meşru temsilcisi olduğunu dile getirdi.
Barış şöyle sordu Suriye muhaliflerine gönderdiğiniz meclis
üyelerinin tepkisi ve tutumu neydi?
Muhalifler ile telefon üzerinde konuştuğumuz konuları kısaca
onlara aktardık. Türklere meclisimiz içinde ve dışında var olan bazı
sorunlardan dolayı zorlandığımızı belirttik. PYD’nin üzerimizdeki baskısının
azalması için bir şeyler yapmamız gerektiğinin önemine değindik. Onlara şimdiye
kadarki görüşmelerimizde meclisimizin güçlendirilmesi ve kendini ispat etmesi
için destek sunmadıklarını söyledik. Meclis ve partilerimizin Efrîn’de
çalışabilmesi için koşulların oluşturulması talebinde bulunduk. Daha önceki
toplantıda talep ettiklerimizi tekrardan istedik. Taleplerimize hala bir yanıt
verilmiş değil.
Fırat’ın doğusunu dönük ne planlar yapıldığını sorduk ve
bizim bu planları bilmediğimizi ilettik. ABD ile ittifaklarının ne olduğunu,
Fırat’ın doğusunun da Efrîn gibi olması durumunda meclisimizin gelecekte hiçbir
rolü olmayacağı anlamına geleceği ve bunun da ilişkilerimizi etkileyeceğini
belirttik.
Türkler şöyle söyledi “28 Nisan’daki gibi sert
açıklamalarınızın tekrarlanmaması, hiç kimsenin ve hiçbir kurumun bu tarz
açıklama yapmasına izin verilmemeli. Aramızda güven ilişkisi oluşturmalıyız.
Burada diplomat gibi konuşuyoruz ancak devlet kurumları bu açıklamalardan çok
rahatsız. Bu havayı yumuşaklaştırmaya çalışıyoruz. Devlet kurumlarımızın
karşısına utanarak çıkıyoruz. PYD’nin sizin üzerinizdeki baskısının büyük
olduğunu biliyoruz. Nasıl sizi destekleyebiliriz. Size maddi destek sağlarsak
PYD’den kurtulabilir misiniz?
Desteklerinin bizim için çok iyi olacağını söyledik. Askeri,
maddi ve basın-yayın konusunda çok güçlü olan PYD’ye karşı mücadele ettiğimizi
ve hala onların karşısında ayakta kalabilmemizin bile bir mucize olduğunu
belirttik.
Türklere Güney Kürdistan’daki referanduma ilişkin
tutumlarının Güney Kürdistan’la ilişkilerimizi olumsuz etkiler yarattığını
belirttik, temel desteğimizi Güney Kürdistan olduğunu söyledik. Türklerle Güney
Kürdistan ilişkilerin iyileştirilmesinin meclisin durumuna olumlu etki
oluşturacağını bildirdik.
Onlar da bize, Suriye meselesinde sorumluları olduklarını
belirttiler ve isteklerimizi not alarak ilgili taraflara ileteceklerini
söylediler.
Kaynak: ANHA
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html