18 Kasım 2015 Çarşamba Saat 10:11
İnsanı bir varlık yapan maddi değerler değil, manevi değerlerdir. Yani
bir insanı insan gibi gösteren değerlerin başında dil, kültür, ahlak, inanç,
gelenek ve göreneklerini sayabiliriz. İnsan bunlarsız, et ve kemik yığınından
başka bir şey ifade edemez. Manevi değerlerini yitirmiş bir halk fiziken varlığını
sürdürüyor olsa bile o halk ölmüş bir halktır. Çünkü kendisini kendisi yapan değerlerini
yitirmiş bir varlıktır. Kuşkusuz manevi değerlerin hepsi çok önem teşkil
etmektedirler. Hepsi birbirine ince ve görünmez bağlarla bağlıdır, birinin
çöküşü diğerlerini de tetikleyebilir. Sömürgeci ve işgalci güçler bir yeri
işgal edip halkını esir almak istediğinde ilk yaptıkları icraat, dillerini
yasaklayıp kendi dillerini onlar üzerinde zorunlu kılarlar. İnançsal kitaplarını
yakıp gelenek-görenek ve kültürlerini yasaklayarak ve en sonunda da bir
bütünen onları yok sayıp onların hiç olmadığı algısını yaratmaktır. Şüphesiz bu
durumla karşılaşan bir halk, bu uygulamaları gören bir halk ve bunları
içselleştirmişse eğer artık o sadece fiziken vardır ve bir taş, ağaç vb…
şeylerden farksız değildir. Günümüzde de bu gerçek aleni bir şekilde görülüyor.
Manevi değerlerini yitirmiş bir halk yozlaşır ve özüne karşıtlaşır. Hatta özüne
düşman bir tavır takınır. Kürt halkı da bu uygulamalarla karşı karşıya kalmış
bir halktır. Ama Kürt halkı bir bütünen bu uygulamalardan geçemedi, nasılki
Kürdistan’ın bazı kesimleri buna karşı eşi görülmemiş bir direniş sergilemiş
olsa da, bazı kesimler buna boyun eğmiş durumundadırlar. Kürt halkı tüm bu
faşizan yaklaşımlara rağmen büyük bir oranda varlığını ve manevi değerlerini
koruyup, bügüne getirmiş ve bugün Rojava okullarında o manevi değerlerini
gelecek nesillere-yarınlara aktarma çabası içindedir. Kuşkusuz bu faşizan
uygulamaları kırıp kendini var kılmak çok büyük bir çabadır. Ama yukarıda da
dediğimiz gibi bazı Kürtler bu uygulamara boyun eğmiş durumdalar. Her ne kadar
fiziken var olduğunu iddia etseler de düşünce-pratik bakımından tam tersini yapıp
ve düşmanların isteklerini bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yerine
getiriyorlar.
Kürdistan’ın Rojava parçası Suriye işgalindeyken bu tüm uygulamalara
maruz kalmış ve kimliği yok sayılmıştı. Şimdi Rojava da Kürtler kendi
sistemini, eğitim-öğretim sistemlerini kurup, yarınlarını kendi dilleriyle hazırlamak
istiyorlar. Tüm asimilasyon ve faşizan uygulamarı gören ve onlardan bugüne
gelip kendi manevi değerlerini sahiplenen biri için bu olay anlatılamaz bir
duygudur. Biz Kürtler bunu çok iyi anlıyoruz ve büyük bir kazanç olarak
görüyoruz. Umuyoruz ki şuan kendi dil ve manevi değerlerinden uzaklaştırmış tüm
halklarda bunu görürler ve yaşarlar. Yıllardan beri faşist Baas rejimi okullarında
faşizan bir ideolojiyle eğitilen bir çocuk okulda yabancısı olduğu bir dili
konuşmak zorunda kalıyordu, evde de kendi anadilini kullanıyordu. Bu uygulama
zamanla anadilin gerilemesine ve çocukta yabancı dilin gelişmesine neden
oluyordu. Ama şuan çocuklarımız-yarınlarımız kendi rengiyle-diliyle okuyacak.
Bu tüm ezilen halkların bir gün ulaşmak istedikleri en kutsal bir gayedir. Ama
gel gör ki bazı Kürt kesimleri (ENKS’eye bağlı parti ve bileşenler) çıkıp biz
Kürtçe eğitimi istemiyoruz adı altında kara propaganda yürütüyorlar. Bu
kesimlerin amaçları ve neye hizmet ettikleri çok iyi bilinmektedir. Bir insan
veya halk nasıl olurda kendi diliyle eğitimi istemez. Dünyanın her hangi bir
bölgesinde böyle bir tutumla karşılaşmamız mümkün değil. Kuşkusuz bu yaklaşımın
nedenlerini anlamak için ilk önce ENKS nedir, Hangi parti ve örgütlerden
oluşuyor ve bu parti ve örgütler hangi güçlerin güdümündedir? Bunu anlamak lazım.
ENKS Nedir? İçinde Hangi partiler yer alır? Söyledikleri ve Yaptıkları
nelerdir.
ENKS Suriye de kurulmuş bir çatı Kürt yapılanması veya meclisidir. Bu
meclisin ismi “Suriye Ulusal Kürt Konseyi veya Meclisi ki Kürtçesi “Encûmena
Niştimanî ya Kurd Li Sûrî dir kısaltımı da “ENKS dir. Bu meclis ondan fazla
parti ve örgütü birleştirmek ve güç haline getirip Kürt Özgürlük Mücadelesi
çizgisine muhalefetlik (aslında karşıtlık-zıtlık-düşmanlık) yapmak amacıyla
2013 yılında Hewlêr de Mesut Barzani tarafından kuruldu. Zaten bu partilerin çoğunlu
aynı partiden ayrılıp bugün onlarca parti haline gelmişler. 1946 da Güney ve Doğu
Kürdistan da kurulan PDK ve PDK-İ’nin bir versiyonuda 1957 de Rojavada kuruldu.
Ve bu partinin yönetimin her biri zaman içinde çekirdek partiden ayrılıp kendi
partilerini kurdular. Bu partilerin bazıları Barzani’ye bağlıdır ve onun
politikalarına göre hareket ederler. Bazıları da komşu ve bölgesel ülkelere bağlıdırlar
ve onların çıkarlarına göre hareket ederler. Bazıları da Suriye İstihbaratı
tarafından kurulmuş ve düşmanca tavır takınırlar. Bu partilerin hepsinin
sokakta yansıması olmaz, birlikten kuvvet doğar şiarıyla kurulan bu mecliste
yine her kafadan bir ses çıkar ve kimse kimseyi dinlemez. Bu partilerin
liderleri çoğunlukla yıllardan beridir Rojava dışında yaşarlar. Bunlar şuan
kendi köylerine veya şehirlerine bile gitseler sokaklarını ve evlerini tanıyamazlar.
Kendi aralarında sıkça sorun yaşamaktalar. Örneğin ortak bir fikir veya karar
alamazlar biri Hewlêre gider, biri Ankara’ya biri Doha’ya… Çoğunlukla
yürüyüşlerinde birden fazla amaç ortaya çıkar. Çünkü birden fazla ideolojiye
sahip parti ve örgüttürler ve hepside beraber yürüyüş yaparlar ve hepside
efendilerinin buyruklarına göre hareket ederler. Örneğin bir şehirde. DAIŞ’ın
barbarlığını lanetlemek için bir yürüyüş yapıldığında, yürüyüşte DAIŞ’ın
barbarlığını lanetleyen sloganların yanında bazılarının DAIŞ’ı öven sloganların
attığını görmek mümkündür. Örneğin Serêkaniyê de Kürtler çete grupları tarafından
katledilirken ENKS bünyesindeki yürüyüşlerde bu çete gruplara destek
yürüyüşleri düzenleniyordu. Kuşkusuz Rojavada ki tüm etnik, dini ve siyasi
kesimler yönetime katılmalı. Bu amaçla DBK (Desteya Bilind a Kurd) yani Yüksek
Kürt Konseyi kuruldu. Bu konsey on kişiden oluşuyordu. Her nekadar ENKS’nin
sahada sayıları fazla olmasada bu 10 üyeden 5’ni ENKS verildi ve 5’i de MGRK
(Meclîsa Gel a Rojavayê Kurdistanê) ye verildi ve konseyin sözcülüğüde ENKS ye
verildi. ENKS de halı hazırda yaklaşık 20’den fazla parti, örgüt ve ve onlarca
gençlik grupları var.
Bu konsey Rojavayı birlikte yürütmek amacıyla kuruldu ama velakin bu
grubun tüm üyeleri nadiren aynı toplantıya katıldılar. Çünkü ENKS üyeleri konseyin
şart ve kurallarını hiçe sayıp kendi başlarına sözde Suriye sorununu çözmek
amacıyla yapılan toplantılara katılıyorlardı. Ve konsey karşıtı konuşmalar yapıyorlardı.
Çoğu kez yapılan komitelerde üye belirleyemiyorlardı. Ve sonra ortalıkta
konuşup PYD veya TEV-DEM her şeyi tek başına yapıyor diyorlardı. Onlara göre
güvenlik, eğitim, tarım, üretim ve birçok alanda çalışmak için henüz erkendi.
Çeteler Rojava köy ve şehirlerine saldırıyor, Kürtleri katlediyor, eğer
YPG-YPJ-Asayiş güçleri olmasaydı Rojava kan deryasına dönerdi. O durumda bile
bu meclis halen diyordu Askeri güce ihtiyaç yok ve çok erken. Aynı şey eğitim
alanında da yaşandı ve halen yaşanıyor. Eğer ki sen kendi haklarını almazsan
veya koşullarını yaratmazsan, varlık mücadelesi veren rejim son nefesinde bile
sana asla haklarını vermez. 2012-2013’te Rojava genelinde başlatılan Kürtçe eğitim
seferberliği çerçevesinde okullarda Kürtçe eğitim verilmek istendi. Öğretmenler
biz yapamayız deyince okullara el konuldu. Ve bin bir zorluk ve yokluklarla eğitilen
öğretmenlerle bir halkın geleceğinin altyapısı kurulmak isteniyordu. Bu
seferberliğe karşı çıkan ne Arap, ne Süryani ve ne de Asürilerdi. Buna karşı çıkan
ve kara propagandasını yapan sadece ve sadece ENKS bileşenleriydi. Kendi
çocuklarını okullara göndermeyip, halk içinde Kürtçe eğitimin kara propagandasını
yapıp, halkı sindirmek amaçlı provakasyonlar yapıp ve bin bir türlü yalan dolan
şeyler söyleyip halkı Kürtçe eğitimden soğutmak istiyorlardı. Ve en sonunda en
adi, en çirkef duruma da kendilerini düşürdüler. Hesekê valiliğine gidip, “Biz
Kürtçe eğitim istemiyoruz dediler. Buna söylenecek söz yok. Dilde bunu
anlatacak cümle ve deyim yok. Bir Kürt gidip rejimin atadığı bir idareciye
yalvarıp ve “Biz Kürtçe eğitim istemiyoruz demesini insan neyle hangi cümleyle
açıklayabilir…
Günümüzde de bu durum daha somut şekilde gözler önüne serilmiş durumda.
Rojava gün geçtikçe sistemini daha çok geliştirip ve hayattaki tüm alanlarda
daha iyi örgütlenme yapıyor. QSD’nin kurulması bu önemli gelişmelerden biri olarak
sayılabilinir. Ve okullarda Kürtçe eğitimin daha aktif ve faydalı olması için
erken yaştaki çocuklar Kürtçeyi temelden öğrenebilmeleri için ilkokulda Kürtçe
zorunlu oldu. Ama diğer halklara bu dayatılmadı ve onlar kendi eğitimlerini
kendi dillerinde görmekte özgürlerdir ve bunun için teşvikte yapılmalıdır.
Kürtçenin daha çok kullanılması ve öğrenilmesi için bu yararlı bir adımdır. Her
nekadar tam yeterli olmasada eğitim müfredatıda hazırlanmış ve çocuklarımızın eğitilmesi
için hazır durumda.
Yine ENKS ve yine aynı sahne. Bu
büyük başarı karşısında biz tüm Kürtlerin mutluluktan duygulanması gerekirken,
ENKS yine aynı kaseti teybe takıp aynı şarkıyı bize dinlettirdi. Sudan
sebeplerle Kürtçe eğitime karşı olduklarını söylüyorlar. Gerekçe gösterdikleri şeyler
ise gülünç bir durumdur. Örneğin diyorlar ki bu eğitim kitapları PYD
ideolojisine göre hazırlanmış. Peki DBK kurulduğunda komitelere üye atayamayan
kimlerdi. MGRK her komiteye üyesini görevlendiriyordu, ama ENKS hiçbir çalışmaya
üye çıkaramadı çünkü projeleri yoktu. Şimdi eğitim sorumluluğunu ENKS’ye
devredilse bile, Rojavada eğitim durur, çünkü eğitimle ilgili hiçbir çalışma ve
projeleri yok. Diyorlarki kitaplarda YPG şehitlerinin resimleri var örneğin
Arin Mirkan’ın resmi var. Be adam Arin Mirkan eylemi ve direnişiyle dünyaya mal
olmuş bir kahraman ve dünya anısı önünde saygıyla eğiliyor, senin bunu sorun
yapman senin insanlıktan, duygudan, yurtseverlikten nasibini almamışsın anlamına
gelir. Tüm gerekçeleri bunlardan ibarettir. Peki hangi ülkenin eğitimi o
ülkenin ideolojisine göre hazırlanılmamış, örneğin sırtlarını dayadıkları Güney
Kürdistanın eğitim sistemini hiç görmüşler mi bunlar. Güney Kürdistan’ın eğitim
müfredatında milliyetçilik, dincilik, mezhepçilik, particilik, aşiretçilik ne
ararsan var . Bunu görmezden geleceksin ve Rojava için canını feda eden bir
kahramanın resmi kitapta olduğu için kalkıp eğitim bir ideolojiye göre hazırlanmış
diyeceksin. Saçmalıktan başka bir şey değildir söyledikleri. Hangi insan-halk
kendi anadilinde bir gelecek istemez? Tabiî ki dış güçlerin çıkarları ekseninde
hareket eden ENKS istemez. ENKS bu tavrıyla Kürtlerin yarınına ve anadilde eğitimine
büyük zarar vermekte ve haksızlık etmektedir. Hem proje sahibi değilsin ve
yürütmeye katılmıyacaksın hem de bin bir zorluklarla hazırlanan eğitim müfredatını
kabul etmeyeceksin ve anti propagandasını yapacaksın. Çünkü halkın çıkarlarını
değil bağlı oldukları güçlerin çıkarlarını gözetirler. Peki eğer düşünürsek
Rojavada kim Kürtçe eğitimi istemez? Cevabı çok basit, Türkiye, İran, Suriye,
Katar, Suudi vb… ülkeler istemez. Zaten KDP kendi yapmadığı bir şeyi yıkmakla
mükelleftir. Yani kendisi bu şeyi yapmazsa o zaman bozar ki kendiside yapmaz.
Daha Güneyde ortak bir müfredat kuramamış kalkıp Rojavada nasıl kurabilir. Örneğin
Güneyde sadece yazılımda aynılık var, ama konuşmada ve resmiyette Behdinan
bölgesi Behdinanca, Soran bölgesi Soranca konuşuyorlar. Alın size siz önce
Güneye ortak bir müfredat kazandırın, eğer yapabilirseniz sonra gelin Rojavada
Rojavaya özgü bir eğitim müfredatının hazırlanmasında yardımcı olun.
ENKS’nin tutunduğu bu tavır hiçbir Kürde yarar getirmez. Kürtlerin
kurtuluşu manevi değerlerindedir. Manevi değerlerimizi nekadar çok koruyup,
sahiplenip ve geliştirirsek o kadar geleceğimiz aydınlık olur. Müfredatların değiştirilmesi,
geliştirilmesi veya zenginleştirilmesi de zamanla olur. Bizim şimdi dille
ilgili daha büyük zorluklarımız var. Kürdistan’da birden fazla lehçe kullanılmakta
ve her bir lehçeyi konuşan biri başka bir lehçeyi konuşan birini anlayamaz durumda.
Bizim önce değişik lehçe ve şivelere zarar vermeden ortak bir dil edinmemiz lazım.
Farz edelimki KDP güdümünde bir müfredat hazırlandı, bu nekadar Rojavayı
anlatabilecek. Rojava’nın tamamı Kurmanci lehçesinden oluşuyor. Çünkü bir
Rojavalı Kürt Güney dilini fazla anlamaz hele ki Sorancayı hiç anlamaz.
ENKS’nin bu yanlış yoldan dönmesi ve Kürt halkının çıkarlarını gözeten bir tavır
takınmasını umut ediyoruz. Çünkü bu tür yaklaşımlar tarihlerine kara bir leke
gibi yazılmış durumda. Ve de şuan dünyada kendi anadilde eğitimi istemeyip ve
anadilinde eğitime karşı yürüyüş düzenleyen tek halk ENKS sayesinde Kürtler
dir.
Mehmet GÜLER
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org
– www.lekolin.net – www.lekolin.info
– www.navendalekolin.com
ENKS Nedir? İçinde Hangi partiler yer alır? Söyledikleri ve Yaptıkları
nelerdir.Mehmet GÜLERKürdistan Stratejik Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com – www.lekolin.org
– www.lekolin.net – www.lekolin.info
– www.navendalekolin.comwww.lekolin.comwww.lekolin.orgwww.lekolin.netwww.lekolin.infowww.navendalekolin.com