19 Kasım 2014 Çarşamba Saat 12:31
İnsanlık tarihinde ilk önce kadın toplumda daha saygındır.
Toplumsal yaşamın, doğal olarak insan yaşamının ilk ortaya çıkışında en büyük
rolü kadın oynamıştır. Ana kadın toplumda en saygın otoritedir. Bu tabii ki
egemenliğe, baskıya ve sömürüye dayanmayan bir saygınlıktır. Ana bugün bile
toplumda insanların değer verdiği bir konumda ise, eskiden tüm toplum için
böyledir. Eskiden bu konumda olan kadın, daha sonra toplumsal yaşamda geriye
atılmış, şiddete maruz kalan bir cins haline getirilmiştir.
Kadın değerden düşürüldükten sonra sürekli üzerinde şiddet
uygulanmıştır. Egemenlik ve iktidar, kadın üzerindeki egemenlik ve şiddetten
başlayarak kurumlaşmıştır. Egemenlik ve iktidarın ilk kültürü kadınla kurulan
ilişkiden başlamıştır. Erkek, kadın üzerindeki iktidar ve küçük imparator
haline gelmiştir. Kadın üzerinde her türlü tasarrufu uygulamıştır. Bu yönüyle
kadın tarihi baskı, zulüm ve şiddet görme tarihidir. İlk sömürge toplumdur. Hala da bu sömürge toplum konumundan
çıkmamıştır. En uzun süreli ve en derinleşmiş kölelik ve baskı düzeni kadın
üzerinde kurulmuştur. Bu açıdan kadına uygulanan baskı, şiddet ve sömürüye
karşı çıkmadan hiçbir sömürü, baskı ve şiddete karşı çıkmanın anlamı olmaz.
Tutarlı vicdanlı, demokratik ve özgürlükçü bir insan ilk önce kadın üzerindeki
baskıya ve şiddete karşı çıkmalıdır. Tutarlı demokrat, özgürlükçü ve sosyalist
olmak bundan geçer. Kadına yönelik şiddete karşı çıkılmadan tutarlı yurtsever
olunamaz.
Kadına şiddet en başta da ahlaksız bir durumdur. Kadına
şiddet uygulayan herkes kirlenir. Kadına şiddet uygulamak anaya şiddet
uygulamaktır. Anaya şiddet uygulayanı toplum nasıl ayıplıyorsa, kınıyorsa
kadına şiddet uygulayan da aynı düzeyde kınanmalıdır. Kadına şiddet uygulayanın
anasına da saygısı olmaz, topluma da. Dürüstlük, temizlik ve ahlaklı olmak
kadına saygı duymakla başlar. Kadına şiddet uygulayanlar dürüst, temiz ve
ahlaklı kalamazlar. Kadına şiddet uygulayanlar belki bunun bilince değillerdir,
ama kadına şiddetin insanı bu hale getirdiğini bilerek bu tür tutumlardan
vazgeçmeli, tövbe etmelidirler.
Kürt Halk Önderi, kadın özgürlüğünün anlamını anlatmak ve
kavratmak için “Ulusal ve sınıfsal özgürlükten daha değerlidir demiştir. Bu
gerçeklik bile kadına kalkan elin ne kadar antidemokratik ve özgürlük karşıtı
olduğunu ortaya koymaktadır. Bu açıdan başta Kürtler olmak üzere tüm diğer
toplumlar kadına büyük değer vermeli ve kadına yönelik şiddete karşı
çıkmalıdır. Kadına yönelik şiddete karşı çıkan erkek değerlidir, toplum değerlidir.
En güzel, en değerli toplum kadına yönelik şiddetin olmadığı toplumdur. Bu
açıdan Kürt toplumu güzel ve değerli toplum olduğunu bir de bu yönüyle
göstermelidir.
Bugün dünyada kadın özgürlüğündeki gelişme nedeniyle Kürt
toplumu hiç olmadığı kadar tanınıyor. Dünyanın en güzel ve değerli toplumu
olarak parmakla gösteriliyor. Tüm dünya Kürt kadınını konuşuyor. Kür kadınının
özgürlük ve demokrasi tutkusunu konuşuyor. Böyle bir toplumun kadınına el
kaldırılabilir mi? Tabii ki kaldırılamaz. Kürt toplumu şiddete karşı olduğunu
en güçlü biçimde ortaya koymalı, bu konuda da dünyaya örnek olmalıdır.
Sadece Kürt toplumu değil, tüm Ortadoğu halkları kadın
konusunda dünyaya örnek olmalıdır. İlk
insanlık kültürü, ilk toplumsallık Ortadoğu’da yaratıldı. Toplumsallık ve
insanlık kültürü esas olarak da buradan dünyaya yayıldı. Bu toplumsallık ve
insanlık kültürünün esas yaratıcısı, koruyucusu ve geliştiricisi kadınsa, bugün
de kadın Ortadoğu’da bu etkisine ve gücüne kavuşturulmalıdır. Bu topraklar
kadına değer vermede dün yaptığı öncülüğü bugün de yapmalıdır. Derin kültürel
değerleriyle Ortadoğu halkları bu onurlu duruşu hak etmiştir.
Ortadoğu bugün kadına
olumsuz tutumla tanınmaktadır. Bu algı doğru değildir. Ortadoğu
toplumlarında kadının böyle olmadığını göstermek, kadına yönelik şiddeti
lanetlemek gerekmektedir. Ortadoğu’nun kadının tarihi ve kökleri temelinde
yeniden kendini var etmesi bu algıyı tersine çevirecektir. Kürt kadını bu
konuda önemli bir mesafe almıştır. Bugün dünya Kürt kadınının özgürlükçü demokratik
duruşunu hayranlıkla izlemektedir. Kürt kadınının duruşu sadece Kürt toplumunun
duruşu değildir, Kürt kadını, Ortadoğu kadınını temsil etmekte ve
savunmaktadır. Ortadoğu kadın gerçeğinin esasta bu olduğunu haykırmaktadır.
Kürt kadını Kürdistan’dan başlayarak tüm Ortadoğu’da kadınları özgürleştirme
temelinde tüm dünya kadınlarını, dolayısıyla tüm insanlığı özgürleştirecektir.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadele günü ve haftasında
sadece Kürt kadınları değil, en başta da erkekler kadına yönelik şiddete karşı
çıkmalıdır. Kadına yönelik şiddete karşı çıkış, en başta da erkeklerin kendi
onurlarını kurtarma mücadelesidir. Kadını özgür olmayan toplumun kendisi de
özgür olmaz. Kadını şiddetten, baskıdan kurtulmayan toplum baskı, sömürü ve
zulümden kurtulamaz. Tüm erkekleri kadına yönelik şiddete ve baskıya karşı
çıkarak kendileri ve toplumları üzerindeki şiddete, baskıyı ve sömürüye son
vermeye çağırıyoruz.
Cemil Bayık
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info
0
21
JA
:” ”
:””
“Cambria”,”serif”
mso-ascii- Cambria
mso-hansi- Cambria