“Her gerilla bir fedaidir” der Bilge İnsan. Bunun sırrına erenler gerçek gerilla olurlar. Zagros Kartalları için de; ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri tüm yönleriyle gerilla olmayı başarmak fedailiğin özünü ifade ediyordu. Tıpkı keskin ve yüksek kayalarda uçmaya hazırlanan kartallar gibiydiler. Uçacakları anı beklediler. Bu an için durmadan, dinlenmeden çalışmış ve çabalamışlardı. Mekanları olan Zagros dağlarında eti ve tırnaklarıyla direniş kaleleri yaratmışlardı. Büyük Özgürlük Savaşına hazırlardı artık. Kovanda duran bir mermi olmayı hiçbir fedai kabul etmiyordu! Halkına çekilen onca acı ve bedel ortadayken. Mermi çekirdeklerini düşmanın beynine ve yüreğine savurmaya hazırdılar. Gerektiğinde kendi bedenlerini silah yapacaklardı ama sadece bir mermi bir bomba değillerdi, birer Özgürlük Fedaisiydiler. İdeolojik donanımları fedai duruşlarını da belirliyordu. Gözlerini kırpmadan ölümün üstüne üstüne yürüyorlardı. Zagroslarda Efsunlaşan gerillanın yüreği, Özgür Önderlikle Özgür bir yaşam hayaline, beyni asırlardır halkların çektiği acıların intikamını alamaya odaklanmıştı. İşte bu yüzden Efsunlaşan Zagros Kartallarının yüreği ve beyni karşısında işgalci TC ve işbirlikçi ihanetçiler bir hiçti. Bunun yanında İşgalci TC ve işbirlikçi ihanetçiler Zagros Kartallarının konumladığı tepelerin tarihten bugüne Kürt Fedailerinin Kalesi olduğunu unutmuşlardı.
Zagros Dağları, kendini mesken bilenleri, görkemini sevenleri korurdu. Hatta bulutların bile üstünde tutardı. Ama dağlar kendisini sevmeyen; niçin, neden, hangi amaçla bağrında olduğunu bilmeyenleri ise yaşadığı her saniyede korkuturdu. Sanki kayalar o yaşamı bilmeyenlerin üstüne yığılırdı. Bulutlar ise onları nefessiz bırakırdı. Tarihten bu yana onlarca kez Zagros dağlarına konumlanmaya çalışan işgalci TC askerleri dağların heybeti ve Zagros Kartalları karşısında yaşadığı korkudan dahi ölüyorlardı.
Kürdistan dağları Kürtlerin ve burada yaşayan diğer halkların anasıdır. Nasıl ki anneler yavrularını büyütüp koruyorlarsa dağlar da Kürt halkını ve bu halkın Özgürlük savaşçılarını koruyor ve yaşatıyordu. Yüzlerce Fedai bu dağların doruklarında özgürlüğü elinden alınan, varlığı ise yok edilme tehlikesi altında olan Kürt halkının değerlerini korumak için son mermilerine kadar direnmeye ant içmişlerdi. APO’culuğun yaşayan özü olan fedailik, Zagros Kartalları şahsında hayat buluyordu. 35 yıllık savaş tecrübesine sahip, çok kısa sürede keskin savaş koşullarına adapte olan Zagros Kartalları tedbirliydiler. Onun için de işgalci Türk devletinin ne savaş uçakları, ne havanları ne obüsleri ne de kimyasal silahları sonuç alıyor; her türlü tekniği boşa çıkarılıyordu. Saatlerce yağmur gibi yağdırılan bombalar kekliklerin ötüşünü bile susturamıyordu. Zagros Kartalları için günlük yaşamın bir parçası haline gelen işgalci TC saldırıları umurlarında bile değildi. Sadece kayaların ve arazinin hırpalanmasına, Kürdistan doğasının talan edilmesine tahammül edemiyorlardı. Ki yeri ve zamanı gelince biriktirmiş oldukları kin ve öfkeyi düşmana nasıl kustuklarına Serhat Giravi, Ronahi Axin, Dewran Gilîdağ yoldaşlar şahsında tüm Kürt halkı şahit oluyordu.
Zagros Dağlarında(Fedai Kartalların yuvasında) şu anda Fedaice direnen Özgürlük Gerillasının muazzam iradesini kelimelerle anlatmak yetmez, tarifi imkansızdır. Ancak bu muazzam direnişi iliklerine kadar yaşayarak yaşatarak hissedersiniz. Kürt halkının en yiğit, en cesur, en güzel, en temiz kızları ve oğulları Zagros’un zirvesindeki direniş kalelerinde Kürt Halkı adına varlık yokluk savaşı verirken; Gerillanın halksız, halkında da Gerilladan yoksun yaşamayacağı ortadadır. Çünkü halkı için, zulümden kurtulma duasına sunulmuş bir armağandır Gerilla. Bu gerçekliğin her birimize ağır bir sorumluluk yüklediği de ortadadır. Bu sorumluluktan kaçmak ve bu kutsal direnişi bir bütünüyle sahiplenmemek gözü kör olmak demektir. O zaman halk olarak sürecin bize yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğimiz oranda “PKK Halktır, Halk Burada” diyalektiğine yakışır bir duruş içinde olmuş oluruz.
Militan RÊHAT
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi