06 Ağustos 2018 Pazartesi Saat 12:36
12 Eylül 1980 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren
komutasında darbe yapıldı. 12 Eylül darbesi sadece darbenin yapıldığı ve
darbeyi yapanların yönetimde yer aldığı süreye özgü bir darbe değil, yansımaları
bugüne kadar süren, uzun vadeli soykırım planlarını içeren bir darbedir. Çünkü
12 Eylül darbesi başta anayasa olmak üzere o dönemin hukuku da aynen devam
etmektedir. Siyasi Partiler Yasası, seçim barajı, anayasa vs. bütün bunları görmek
mümkün. 12 Eylül hukuku, bugünkü AKP’yi kuran da bir süreçtir. Bugünkü
siyasi iktidar, 12 Eylül’ün ürünüdür. O dönemde başta halk olmak üzere hem
ülkücüler hem de devrimciler bedel ödediler. O dönemde bedel ödemeyen ise bugünkü
yöneticilerdir, onlar hiç bir bedel ödemediler. 12 Eylül’ün siyasi anlayışı
olan AKP faşist tek zihniyetçi anlayışı şimdi iktidarda. İktidar da olan faşist
AKP/MHP iktidarı 12 Eylül’de dahi yapılmayan uygulamaları yasallaştırarak
uygulamaktadır. 15 yıldır iktidarda olan
AKP iktidarı 12 Eylül faşist uygulamalarını aratmayacak politika yürütmektedir.
İleri Demokrasi Adı
Altında Diktatörlük
AKP’nin “ileri demokrasi adını verdiği baskı ve sindirme
politikalarından nasibini fazlasıyla almaya başlamıştır. Başbakanın “ileri
demokrasi kavramını kullandığı ilk günden bu yana hak arayanlar, kelimenin tam
anlamıyla otoriter ve baskıcı bir düzenin bütün aygıtlarını polisiyle,
yargısıyla, “yandaş medyasıyla karşısında görmüştür. Bu kesimler alanlara
çıktıklarında hem polis şiddeti ile karşı karşıya kalmış, hem de hükümet
yanlısı basın tarafından hedef haline getirilmiştir. AKP döneminde
basılmamış kitaplar için baskınlar yapılmış, iktidarın uygulamalarını eleştiren
muhalif gazetecileri içeri atılmıştır. Şuan da yüzlerce gazeteci, yazar ve
akademisyen cezaevlerinde tutulmaktadır. Tutuklamaların yanı sıra Telefon
dinlemeleri, internet yasakları, muhalif gazete ve dergilerin kapatılması,
gazetecilerin onlarca yıllık hapis cezalarına çarptırılması vb. uygulamalarla
AKP tüm toplumu denetim altına almak istemekte ve ülkeyi tek elden yönetmeye
çalışmaktadır. AKP İktidarının
uygulamaları 12 Eylül darbesini aratacak düzeye ulaşmıştır. 12 Eylül askeri darbesinde 14 bin kişi
yurttaşlıktan çıkarıldı. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 517
kişiye idam cezası verildi. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. 937 film
sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 30 bin
kişi sakıncalı olduğu için işten atılmıştı. AKP/MHP iktidarında ise KHK ile
görevinden ihraç edilen toplam çalışan sayısının 107 bin 174’tür. Bunlar sadece
ihraç edilenlerdir. 116 bin kamu emekçisi ise hiçbir soruşturma ve mahkeme
süreci olmadan işten atıldı. OHAL kapsamında 6 bin 383 akademisyen ve 1200
üniversite idari personeli ihraç edildi. Ayrıca kapatılan üniversitelerden
dolayı 5 bin 295 akademisyen işsiz kaldı. Bunun yanı sıra 11 HDP’li, 1 CHP’li
milletvekili tutuklandığını, 74 belediye eş başkanı tutuklandı. 89 belediyeye
KHK’da yapılan yasa değişikliği ile kayyum atandı. 110 medya kuruluşu çıkarılan
KHK’larla kapatıldı. 715 gazetecinin
sarı basın kartının iptal edildi. Bununla da yetinmeyen AKP/MHP iktidarı döneminde
Dört bir yanda 20 binin üzerinde işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 477
çocuğun devlet tarafından katledildi.
Binlerce çocuk cinsel istismara ve tecavüze uğradı. Yüzlerce çocuk
sistem eliyle kaçırılarak kaybedildi.
Binlerce kadın iktidarın kadına uyguladığı eril siyasetten dolayı
katledildi. Bunlar sadece medyaya
yansıyanlardır. Birde iktidarın Sümen altı yaptığı katliamları da göz önüne
alırsak yansıyanlardan çok yansımayanlarda korkunç bir tablo oluşturmaktadır.
Erdoğan Valilerine
Keyfi Uygulama Yetkileriyle Donattı
Bunlar sadece AKP iktidarı döneminden yaşananlardan verilen
birkaç örnektir. Erdoğan son olarak valilere süper yetkiler vererek yönetimi
tek elde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmeye devam ediyor. Valilere hangi
yetkilerin verildiğine bakmakta yarar var Valiler, Terörle mücadele edilen
yerlerde güvenli bölge oluşturma, geçici sokağa çıkma yasağı getirme, kentlerde
düzenlenecek gösteri yürüyüşü veya etkinlikleri güvenlik gerekçesi ile iptal
etme, terör faaliyeti veya aşırılık yanlısı fikirlerin propagandasının
yapıldığı mekânları kapatma yetkisi verildi. Güvenlik güçlerinin ise kişilerin
izlenmesi, arama, denetleme, el koyma yetkileri artırıldı. Artırılan yetkiler
doğrultusunda valiler istedikleri zaman istedikleri kişileri gözaltına
alabilecek, kurum ve kuruluşları keyfi olarak kapatabilecek. Güvenlik güçlerinin yetkileri Erdoğan kendi
valilerine verdi. 81 ile atanan valiler direk olarak Erdoğan’a talimat verecek
ve bütün talimatları Erdoğan’dan alacak. Valilere verilen süper yetkiler 12
Eylül faşist, tek tipçi zihniyetinde dahi yoktu. Valiler bu yetkiler doğrultusunda İktidarın
belediyelere atadığı kayyumların görev süresi uzatabilir. Oysa belediye
başkanları ve alınan kararlar belediye meclisleri tarafından alınarak
uygulamaya geçilir. Bu yetkiler doğrultusunda bir ilde ve ya ilçede
yapılacaklar icraatlar belirlenir. Bu gün ise diktatör Erdoğan’ın valilerine
verdiği yetkiler doğrultusunda meclis kararları ve toplum kararları hiçe
sayılmıştır. Bütün yetkileri elinde toplamış ve istediği şekilde kullanmaya
devam etmektedir. Bu uygulama dünyanın hiçbir toplumunda görülmemiş ve
uygulanmamıştır. Diktatörlüğün bu kadar
derin ve faşistini Hitler dahi yapmamıştır.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,” ”
0
21
:” ”
:””
” “,” ”
0
21
:” ”
:””
” “,” ”
İleri Demokrasi Adı
Altında DiktatörlükErdoğan Valilerine
Keyfi Uygulama Yetkileriyle DonattıSara Gulanwww.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html