29 Kasım 2016 Salı Saat 18:48
Kocabıyık, Twitter hesabından: “Devlet büyüklerine bir
suikast halinde millet cezaevlerini basacak ve tüm Fetöcüleri ve PKK’lıları
asacak. Halk arasında konuşulan bu şeklinde bir açıklama yaptı. Halkın arasına
asla karışmayan bu vekillerin halkın ne konuştuğunu bilme olasılığı yok.
Bu paylaşımı her yönden irdelemeliyiz. Çünkü devlet 15
Temmuz’dan bu yana kitaba göre hareket ediyor. Yani her hamlesi önceden
harfiyen planlanmış ve benzeri deneyimlerden harmanlayarak hareket ediyor.
Yalnızca Eş Genel Başkanların, Milletvekillerinin, Belediye
Başkanlarının ve binlerce vatandaşın siyasi soykırımla tutuklanması değil
dernek, vakıf gibi STK’lerin faaliyetlerinin durdurulması, TV ve gazetelerin
kapatılması ve daha nice saldırı bir plan dahilinde devlet aklıyla ilerliyor.
Haliyle umutsuzluğa kapılmadan ve felaket tellallığı yapmadan önümüzü görmeye
ihtiyacımız var.
Ak-Silahlanma, SADAT ve paramiliter çeteler
Ak-Silahlanma adı altında AK Gençliğin iç savaşa
hazırlanmasından tutalım da, SADAT gibi ayyuka çıkan çetelere kadar ve daha
bilmediğimiz onlarca yapılanma katliam yapmak üzere tetikte bekliyor.
SADAT’çıların cezaevlerinde infaz koruma memuru olarak görevlendirildiği epey
konuşulur oldu. Uyuşturucu bağımlısı, meczup veya psikopat diye tabir edilen
şahıs veya gruplar silahlarıyla alenen fotoğraf paylaşır oldu.
Peki bütün hazırlık neye ve kime karşı? Daha doğrusu emri
aldıklarında kimlere yönelecekler? Başta devrimcilerin, Alevilerin ve Kürtlerin
yoğun yaşadığı mahallelere olacağını öngörmek için dahi olmaya lüzum yok.
Endonezya örneğini hatırlarsınız 1 milyonun üzerinde insanı
(çoğunluğu komünistti) katletmişlerdi. Ancak AKP toplum olarak kendini örgütlediği
ve kindarlık üzerinden var olduğu için düğmeye basıldığında AKP’li olmayan hiç
kimsenin can güvenliği kalmayacak, tecavüze uğrama ihtimali kat be kat artacak.
Örgütlü ve özsavunması olanlar en azından hazırlıksız yakalanmamış olacak. Nazi
kampında gaz odasına gitmek için sırasını bekleyenler, özcesi bugün susup
kenarda duranlar ise kusura bakmasın…
Peki Kocabıyık neden böyle bir paylaşım yapmış olabilir?
İlk akla gelenler:
• Bunlar
toplum mühendisliği yapıyor, altyapı hazırlıyor ve cezaevinde isyan çıktı süsü
verip katliam yapmayı düşünüyorlar.
• Böylesi
bir katliamı paramiliterlere yaptırabilmek için kendi bürokratlarından bir veya
birkaçını gözden çıkarıp suikast yaparlar mı? Kesin yaparlar.
• Halk
arasında konuşulmadığı halde sürekli olarak buna benzer konuları
yaygınlaştırmalarından anlaşılıyor ki, kendi kitlesine hazırlanın mesajı
veriyor olabilirler.
Fethullah hayranı Kocabıyık
Kocabıyık’ın Yeni Asır’da yazdığı “Büyük Türkün
Başardıkları yazısını mutlaka okuyun derim.* Birkaç alıntı yapalım provokasyon
çağrısı yapan AKP İzmir Milletvekili’nden:
“Son Amerika seyahatimde bir kez daha Fethullah Gülen
Hocaefendi ve öğrencilerinin, Türk milletinin şanı ve şerefi için neleri
başardıklarını öz gözlerimle gördüm. Kimse bana bu ülkede milliyetçilik,
vatanseverlik, Atatürkçülük mavalları okumasın. Gitsin ve çağımızın alperenleri
olan Fethullah Gülen ve öğrencilerinin, dünyanın 115 ülkesinde Türk milleti
için neler yaptıklarını, ne mucizeler gerçekleştirdiklerini bir görsün. Öyle
bol keseden hamaset yapmak kolay.
“Vicdani sorumluluğumun gereği olarak belirtmem gerekir ki,
Fethullah Gülen Hocaefendi belki de son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden
birisidir. Yeryüzünün her köşesinde Türklüğe yaptığı büyük hizmetleri kendi
gözlerimle ve hayranlıkla gördüm. Onu ve arkadaşlarını tehdit gibi görenler, bu
vatana hamasi laflardan başka hangi yeryüzü başarısını tattırdılar ki?
Fethullah Gülen, Türklerin büyük işler başarabileceğini gösterdi herkese. Ona
düşmanlık edenlerin utanması ve oturup bin kere düşünmesi gerekir.
Alıntıları Kocabıyık’ın yanar döner veya kandırılmış
olduğunu ifşa etmek için yaptığımız düşünülebilir. Elbette ki onun için yaptık.
Bir de biraz mantık yürütelim dilerseniz. 17/25 Aralık operasyonundan sonra
Fethullahçılarda ve ipin ucunda olduğunu anlayanlarda belirgin bir davranış
biçimi var farkında mısınız? Çok abartılı tepkiler verenler, Hainler Mezarlığı
açanlar, kamyonları sürekli askeriyenin önüne çekenler vb. Kocabıyık denilen
zatı bu kategoriye almak lazım. Aksi halde halen Fethullah “hayran ı ise
aslında çaktırmadan devletin gizli planlarını ifşa etmiş oluyor ki bu da
bildiğimiz Fethullahçı davranışlarından birisi. Her halükarda Kocabıyık derin
bir zat kenara not etmek lazım, unutmamak lazım, belli ki kendisi “devlet
adamı .
Halkı avukatsız (savunmasız) bırakma
Dönelim konumuza. Cezaevinde imha etme şekli Türkiye
Devletinin keşfi değil. Böyle bir şeyi yapabilecek zemini hazırladılar. Aslında
“intihar adı altında bir süredir tekil olarak başladılar da.
Konuyu hukuk ile ilişkilendirmek ise en zoru. Neden mi?
“Hukuksuzluk , “hukuk askıya alındı , “hukuk kalmadı , “hukuk tanımıyorlar
gibi yaklaşımlardan uzak olduğumuz, bizatihi olanların burjuva hukuk ve
devletin “fıtratında var olduğuna inandığımız için vakıayı irdelemek
zorlaşıyor.
Şöyle ki Kocabıyık TCK 216 maddede anılan “Halkı kin ve
düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu işliyor alenen desek ne olacak! Suç
duyurusunda bulunsak iddianame yazacak savcı var mı?
Konunun bir boyutu da KHK’larla, OHAL bahanesiyle politik
tutsakları avukatsız bırakmaları ve tecrit etmeleri. Yetinmediler ÇHD, ÖHD,
MHD, Adalet Okulu ve Hukukta Sol Tavır gibi hukuk örgütlerini mühürleyerek bu
plan dahilinde bir hamle daha yapmış oldular. Muhtemel ki yakında biz
avukatlara yönelik gözaltı ve tutuklama furyası, lağım medyada
itibarsızlaştırma ve karalama kampanyaları veya ruhsat iptali ile avukatlıktan
men etmeye kadar vardırabilirler işi. Böylece tutsaklar açısından hayati bir
damar olan avukatlar devre dışı bırakılmış olacak. Sanmayın ki kamyonun freni
patlamış, tersine planlı ilerliyor “Şok Doktrini Devleti.
En iyisi “Ne Yapmalı yı konuşmak
En önemlisi alışmamak, kanıksamamak ve normalleştirmemek
gibi görünüyor. Baksanıza sanki Türkiye’nin 3. partisi HDP’nin Eş Genel
Başkanları ve milletvekilleri cezaevinde değil. Gültan Kışanak, Fırat Anlı,
Sebahat Tuncel ve daha niceleri gündemde arkalara düştü. Cumhuriyet Gazetesi de
şimdilik güncel ve sıcak ancak onu da kanıksamamamız için hiçbir neden
görünmüyor. Biz neleri normalleştirmiş bir halkız Cumhuriyet Gazetesi de ne ki!
Elbette hepimizin sürekli dile getirdiği ancak gerçekliğimiz
açısından da epey zorlandığımız “Sokakları terk etmeyelim konusu da bir o
kadar önemli ve hayati. Naçizane eleştirimiz olsun sokakları terk etmeyelim
konusunda hemfikir olup Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması ile yetinme
konusunda ayrıştığımız bir kesim var. Örneğin İnşaat İşçilerinin Üsküdar’daki
“İrademe Sahip Çıkıyorum eylemi son dönemin en anlamlı ve ihtiyaç duyduğumuz
bir şeydi. Yaratıcı eylemler bulmak ve hayata geçirmek zorundayız.
Sosyal medya ile yetinmek ise en büyük handikaplarımızdan
biri. Doğru, bütün haber kanallarımız kapatıldı, sansür var, insanlara
gerçekleri ulaştırmak ve örgütlenmek istiyoruz ancak sosyal medyanın da
sıkıntılarını görmeden edemeyiz. Başka bir yazının konusu olsun, şimdilik
kısaca değinelim:
• TT olunca
yetinebiliyoruz.
• Muazzam
bir bilgi kirliliği alanı, AKTroller artık eskisi kadar acemi değil.
• Çoğunlukla
umutsuzluk pompalayan bir alan.
• Kapalı
devre şeklinde, sen-ben-bizim oğlan birbirimizi likelıyoruz, takipleşiyoruz.
• Sokağın
önemini, teması unutturabiliyor.
• Devlet
istediğinde yavaşlatabiliyor, engelleyebiliyor.
Elbette ki böylesi bir dönemde yapılabilecek en önemli iş
örgütlenmek. Mevcut örgüt formları üzerine eleştiriler, yataylık-dikeylik
tartışmaları örgütsüzlüğe veya örgütsüzlüğün örgütlenmesine zemin olmamalı.
Klasik olacak ama “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez! Avukat Tamer
Doğan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”