Radikal sol ve bazı reformist sol çevreler dışında, toplumun sol kesiminin CHP etrafında kümelendiği doğrudur. Ancak, CHP’nin, toplumun sol kesiminin beklentilerine sol siyaset ile cevap olamayacağı gerçeğidir. Yüz yıllık, devlet kuran ve devletin geleneksel derin siyasetini belirleyen bir partiyi sadece bir siyasi parti olarak görmemek gerekiyor. Evet CHP, bir siyasi parti olmaktan daha fazlasıdır, geleneksel devlettir demek daha doğru olur. Bu açıdan CHP’nin, periyodik hükümet olma gibi bir sorunu yoktur. Cumhuriyet kurulduğunda Kürt sorunu çözülseydi, ciddi bir demokrasi olurdu ve bu atmosferde sol siyaset toplumsal bir ideoloji olarak uygulanır ve Türkiye’yi çok kültürlü ve çok kimlikli yapısıyla uygar bir seviyeye taşırdı ve bugün Türkiye dünyanın belki de en gelişmiş ülkeleri arasında olurdu. Ancak Kürt halkının inkârı temelinde gelişen sözde cumhuriyet tekçi/Türkçü zihniyetiyle günümüze kadar süren faşizan bir sistemle yönetilir oldu. CHP’nin sol damarı ırkçı ve Türkçülük zehirliyle tanınmaz hale getirdiği gibi, halka bir faydası da olmadı. CHP’nin Kürt düşmanı olması, sağ muhafazakâr siyasetin devlet içinde mafyavari bir şekilde büyümesine yol açtı. Türkiye bugün her bakımdan bir kriz yaşıyorsa bunun nedenini kesinlikle Kürt inkârına bağlamak gerekiyor.
Kirli özel savaş ekonomiyi bitirmiş durumdadır. Bu kitlenme koşullarında, yönetenlerin her türlü hırsızlık yapmalarına kimse ses çıkaramaz duruma gelmiştir. DEM Parti dışında bir muhalefet bulunmuyor ve var olanlarda sistem içi muhalefet olmanın ötesine geçemiyor. Demek ki CHP’nin sol olmasının ya da sol görünmesinin pratik yaşamda halka bir yararı olmuyor. Toplumda her şeyi devletten bekleme alışkanlığı olduğu için, her şeyi siyasi partilerden bekleme anlayışı hala devam ediyor. Sol/demokratik kesimlerden de, CHP’den, demokratikleşme konusunda adım atmasını bekleme durumu var. Sanki CHP gerçekten sol ve toplumsal değerlere sahip bir partiymiş gibi değerlendirmek ve demokratikleşme konusunda adım atmasını beklemek doğru değildir ve CHP’nin zaten öyle bir amacı da bulunmuyor. Son kırk dört yıldır Türkiye’de aşırı sağ ve Kürt düşmanı bir devlet aygıtı var. CHP gerçekten sol olsaydı devlet bu denli aşırı sağın eline geçmez ve çeteler her tarafa ahtapot gibi el atmazdı. Sol/demokratik kesimlerin CHP’yi, pratikte ne kadar sol olduğunu sorgulamaları gerekiyor. Eğer Türkiye halkı, Kürt düşmanlığını aşıp CHP’nin sol kimliğini sorgularlarsa işte o zaman CHP gerçekten sol olup olmama konusunda bir yol ayrımına girer.
Gerçekten sol isen sol siyaset icra edersin ve sağ ile arana ciddi mesafe koyarsın ve yumuşama adı altında AKP-MHP Faşizmine nefes aldırmaya kalkmazsın. Her gün Kürtler katledilirken, Kürtler ulus olarak kabul edilmezken, Türkiye siyaset sahnesinde hangi yumuşama olabilir. Demokratik siyaset üzerinde korkunç bir baskı var. Kürdistan’da adeta bir zulüm rejimi var. Türkiye’de korkunç bir yoksulluk emekçileri ve toplumu kasıp kavuruyorken, sahiden CHP neyin sol partisidir? Aşırı sağın cirit attığı ve devleti mafyanın yönettiği koşullarda CHP’ye sol demek çok komik oluyor. Kürtler, Aleviler, demokratik ve sol kesimlerin AKP MHP Faşizmine karşı CHP’ye oy vermeleri, CHP’nin AKP-MHP Faşizmiyle dans etmesi için değildir, Faşizmin yıkılması ve demokrasi yolunun açılmasını ve Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin bütün sorunlarının çözümü içindir. CHP, kendisine oy verenlerin iradesine saygılı olmalıdır. CHP, 1950’den günümüze kadar sağ muhafazakâr siyasetle hep haşır neşir olmuştur. Tıpkı DP’den şikayeti olan İnönü’nin, DP’nin ardılı olan AP ile koalisyon hükümeti kurması gibi. Hem mevcut kötü gidişattan şikayetçi olmak hem de kötü gidişatın aktörleriyle aynı filmlerde oynamak CHP’nin hoşuna gidiyor.
Kürtler Aleviler demokratik, sol kesimler, demokratik değişim ve dönüşüm konusunda CHP’ye son kez bir şans verdiler ama CHP, AKP MHP Faşizminin koltuk değneği olma sevdasında vazgeçmiyor. CHP’yi adam etmek ancak halkın zorlamasıyla mümkün olabilir. CHP kendiliğinden demokrasi yoluna girmez. Bu açıdan CHP’den demokratikleşme konusunda adım atmasını beklememek gerekiyor ama biraz zorlama olursa yola getirilebilir ya da onunda kaderi düzen partilerinin kaderi gibi olur ve siyaset sahnesinden silinir. Tepeden inme kurulan partilerden, kendilerine sol dense bile, topluma hizmet etme ve demokratikleşme konusunda bir beklenti içinde olmamak gerekiyor. Siyasi partilerden beklentiye giren halklar kendi güçlerini ve iradelerini hiçe saymış olurlar. Demokrasi halkın eseri olduğuna göre, bunu bir partiden beklemek halkı demokrasi dilencisi haline getirir ve halkın gücünü törpüler. Türkiye’deki düzen partilerinin hepsi de CHP’nin ürediği devlet bürokrasisi içinde üredikleri için hepsinin mayası aynıdır. Bundan dolayı, bu düzen partilerinin mayasıyla süt yoğurda dönüşmez. Yani bu düzen partilerinde demokrasi kültürü yok. Bundan dolayı, CHP’den de, demokrasi konusunda umutlu olmayalım, kendi öz gücümüze güvenerek demokrasiyi inşa edelim. Devletin sözde bekası diyenlerle kol kola takılan bir CHP’den halka bir fayda yok.
Kemal SÖBE