Kürt halkını soykırıma uğratmak için elindeki tüm araçlarla saldıran AKP-MHP faşizmi, özel savaş politikalarını da en üst noktada kullanmaktadır. Bu soykırım savaşında MİT, 2015 yılından itibaren merkezi bir rol oynuyor. 2014 Ekim ayında karar altına alınan “Çöktürme Eylem Planı”nın hazırlanmasından uygulanmasına MİT bu savaşın tüm alanlarında yer almaktadır. Dört parça Kürdistan’da türlü türlü yöntemlerle Kürt halkının tarih sahnesinden silinmesi için ajanlar örgütlemekte, katil sürülerini savunmasız yurtseverlerin üzerine sürmektedir. Atası Teşkilatı Mahsusa’ya yakışır bir ahlaksız birikime sahip olan MİT’in Türk Devletinin tüm kirli işlerini koordine ettiğini ifade etmek gerekir. İlk Paris Katliamından ikincisine savaş ahlakına aykırı her tür eylemin altında MİT’in imzası vardır. Katliamları da Cihadist terör saldırılarını da, sahte eylemlerle Kürtleri düşmanlaştırma da, uyuşturucu ticaretini yönlendirme de MİT bünyesinde gerçekleşiyor, onun tarafından örgütleniyor.
MİT birkaç yıldır insanları düşürmek, onları insanlığın tüm ahlaki ilkelerine ters hareket etmeye ikna etmek için yurtseverlere telefon ile ulaşma yöntemini kullanıyor. Önceleri düşürebileceğini tahmin ettiği kişileri seçer ve doğrudan MİT adını kullanmazdı şimdilerde hiçbir kıstas uygulamadan tüm yurtseverlere ulaşıyor ve doğrudan Ankara’dan aradığını ifade ediyor. MİT Kürt halkının içerisinde ajan ağlarını örgütlerken sadece özgürlük hareketine dair bilgi edinmeyi esas almamaktadır. Onun amacı Kürt halkının ahlaki birliğini dinamitlemek, Kürdü Kürde düşman hale getirerek soykırıma müsait bir toplumsal yapı açığa çıkarmaktır. Bu açıdan kuşkusuz ilk yöntemin de bir amacı vardı, şimdi kullandığı yöntemin de bir amacı var. İlk yöntemde gizlice bazı kişileri kullanabilir miyim, hassas bilgilere ulaşır mıyım kaygısı ön plandayken şimdi toplumu birbirine düşürme odaklı özel savaş amacı daha belirgin oluyor. MİT’in herkese ulaştığı algısı komşunun komşudan şüphelenmesini istiyorlar. Kürt halkının iç ihanetten ne kadar çektiğini hala da çektiğin biliyorlar. Bu şekilde ihanet korkusuyla yurtseverlerin mücadele edememesini istiyorlar. Haince suikastlarla de silahsız insanları katlederek Kürtleri yıldırabileceklerini düşünüyorlar.
Bununla birlikte Kürt halkını çaresiz, kaygılı gören egemen sömürge zihniyeti de bu tarzda esastır. Yansıyan diyaloglar var. Türkçe konuşan bir erkek ve onun söylediklerini Kürtçeye çeviren bir kadın bu MİT projesinde yer alıyor. Söylemlerindeki kof kabadayılık ve ahlaki değerleri pazara çıkaran üslupla konuşuyorlar. Önce para teklif ediyorlar, sonra da ölümle tehdit ediyorlar. Sömürgeci kibirle herkese ajanlık dayatabilirim, herkesi rahatlıkla korkutabilirim diye düşünüyor. Kürt halkını eski Kürt halkı zanneden ırkçı zihniyet her açıdan kendini gösteriyor. Ona söyleyen her şeye itaat eden köle Kürt’ten başka kimseyi tanımıyorlar. Para ile kandıramazsam hemen tehdit ile korkuturum diye düşünüyorlar. Bin bir türlü oyunlarla kandırıp kendilerine köle ettikleri Kürt gerçekten öyledir. Onlar egemendir, onlar efendidir, bunun için her Kürt’e tüm dinlerin ve kültürlerin en büyük günah saydığı ihanetti rahatlıkla teklif edebilirler. Onlar tüm ahlaki ilkelerden azadedir, bir halkın da öyle olduğunu düşünüyorlar.
İnsanları kendi halkına düşman etmeyi ve bunun için her türlü gayri ahlaki ilkeyi kullanmayı temel alan bir çetenin Kürt halkını sahipsiz ve güçsüz sanması doğaldır. Savaş meydanında tüm yasaklı ve son model ölüm kusan silahlarına rağmen ilk fırsatta kaçtıklarını, teknik araçları olmazsa Kürdistan’da tek bir adım bile atamayacaklarını unutuyorlar. Irkçı faşist Türk devleti Kürt halkını ortadan kaldırabileceğine inanmasın en önemli bir nedeni de bu hayal dünyasında yaşamasıdır. Bir Türk’ün dünyaya bedel olduğunu düşünüyor. Sadece Kürt halkının değil tüm dünyanın ona köle olması gerektiğine inanıyor. Arap, Süryani, Ermeni, Fars tüm halkların onun paryası olması gerektiğine düşünüyorlar. MİT’in uygulamasının arkasında yatan psikolojik alt yapı budur.
Evet, hala Kürtlerin hainleri var, evet “kurmê darê hejî ji darê ye”. Bazı Kürtler örgütlü ihanetin arkasında bilinçsizce gidiyor olabilirler. İhanet Kürtlerin en büyük derdi hala ,evet. Fakat değişen çok şey var.
Sömürgeciler yanılıyor. Hayat bu şekilde değildir. Kürdistan artık her tür katliamı rahatlıkla yapabilecekleri bir sömürge alanı değil. Kürdistan artık her köşesinin faşiste mezar olduğu bir ülkedir. Çünkü Kürdistan tarihini son 50 yıldır özgürlük ateşini tüm dünyaya taşıyan Özgür Kürt yazıyor, bunu bilmiyorlar. Önder APO’nun dört parçada yarattığı kökü bu toprakların başlangıcında olan Kürt toplumsallığını unutuyorlar.
Fakat Rojhilat’tan Rojava’ya Başur’dan Bakur’a Kürt halkının çoğunluğu artık düşmanını da dostunu da tanıyor. Kürt halkının 50 yıldır an be an direnen Önderliği ve fedai kadın ve erkeklerden oluşan ordusu ve partisi var. Ağızlarında salyalarla insanları tehdit edebilir, kandırmaya çalışabilirler. Fakat Kürtlerin onları dünyanın her yerinde koruyan, tüm düşmanlarına yaşamı zehir eden bir partisi var. Kürt halkı artık dağları ile birlikte PKK’ye güveniyor, sömürgecilerin soykırım kılıcını PKK’nin kıracağını biliyorlar. Tıpkı Kürdistan’ın her yerinde olduğu gibi tıpkı 8 aydır insan üstü bir direnişle işgalciyi geri püskürttükleri Zap’ta olduğu gibi Önder APO’nun arkasında örgütlenen gücün yenilmeyeceğini biliyorlar. MİT’in suratına kapatılan her telefon aynı zamanda bu hakikati faşist çetenin yüzüne vuruyor. Aynı zamanda alçakça cinayetlerinin hesabının yaklaştığını ve Laz Kemal’in selamının onları bir gün bulacağını hatırlatıyor.
Kendal BAGOK