HABER MERKEZİ – Dağlık Karabağ hattında ikinci ateşkesin pazar günü yerel saatle 00.00’da yürürlüğe girmesi beklenirken her iki taraf da daha başından uymayacağını sivil yerleşim alanlarını hedef aldığı saldırılarla gösterdi.
Dünya 27 Eylül sabahı, Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermenistan ve Azerbaycan güçleri arasındaki çatışma haberleriyle uyandı. 2016’dan bu yana en şiddetli çatışmanın patlak vermesi beraberinde yüzlerce sivilin ölümünü getirdi. 27 Eylül’den bu yana yaşanan çatışmalarda en az 750’den fazla sivil ölmesine rağmen her iki taraf da sivilleri hedef almadığını iddia ediyor.
Ermenistan Savunma Bakanlığı, Azerbaycan kentlerini vurduklarını ret ederek Azeri birliklerinin Dağlık Karabağ’da Stepanakert’in (Handekin) de aralarında olduğu yerleşim yerlerini vurduğunu ve Azerbaycan’ın füze rampalarıyla direk Ermenistan topraklarını hedef aldığını açıkladı. Kentin birçok yerinde patlama seslerinin geldiğini ve sivillerin öldüğünü ifade etti.
Savaş hali çatışma hattının dışına çıkarken geçtiğimiz gün Ermenistan da yeniden Azerbeycan’ın Gence kentini hedef aldı. Daha önceki iki saldırını hafif tutmuş olsa da bu kez Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev’in iddia ettiğine göre SCUD tipi Elbrus balistik füzesiyle saldırı yapıldı. 500 bin kadar nüfuslu şehri sarsan saldırıda 13 sivilin öldüğü ve 50’den fazlasının da yaralandığı açıklandı. Azerbaycan tarafı ardından “ateşkesi asıl ihlal eden ve masum insanlara saldıran Ermenistan’dır” açıklamasıyla uluslararası basını ve diplomatların dikkatini çekti. Sonrasında gerçekleştirdiği saldırıların da zeminini hazırlamış oldu.
Bunun üzerine Azerbaycan Ermenistan’ın Kuzey ve güney hattında Ağdere, Ağdam, Fuzuli, Hadrut ve Cebrail bölgelerinde çatışmaya girerek Azeri birliklerinin Ermeni milislerin kontrolündeki Füzuli ve Cebrayıl bölgelerini de tamamen ele geçirdiğini duyurdu. Her ne kadar Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aleviyev sivil yerleşim yerlerinin hedef alınmadığını dile getirse de bu saldırılarda yüzlerce sivilin öldüğü basın kuruşları tarafından kamuoyunun paylaşımına sunuldu.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce, Ermenistan’ın çoğunlukta olduğu Dağlık Karabağ bölgesi, 1990’larda 30.000 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bir savaşa yol açan Şii çoğunluğa sahip Azerbaycan’dan koptu. Şu anda sürmekte olan çatışmalar, 1994’te ilan edilen ateşkesten bu yana en kanlı geçecek savaşlardan biri olma tehlikesine sahip.
Hem Azerbaycan hem Ermenistan’ın ağır topçu ateşi ve füzeler de dahil olmak üzere havadan yaptığı saldırılar nedeniyle hastaneler ve okullar gibi yüzlerce ev ve önemli altyapılar yok edildi veya hasar gördü. Yollar, elektrik, gaz ve iletişim ağları gibi diğer altyapılar da zarar gördü.
Hangi tarafın haklı olup haksız olduğu tartışmaları süre dursun; yapılan ateşkeslere rağmen devam eden bu savaşta her iki tarafın güvenlik güçleri değil sivil insanların zarar görüyor.
Çatışmaları en başından beri çeşitli provokasyonlarla harlayanın Türkiye olduğu gerçeği herkes tarafından biliniyor. Çünkü TC devleti mevcut savaşı harlayarak “fetih” için büyük bir fırsat elde edeceğini tahayyül etmektedir. İdlib, Libya, Suriye, Afganistan ve Pakistan’da beslediği çeteleri için yeni bir savaş sahası olarak görmektedir. Ayrıca çatışmanın yaşandığı bölgelerde bulunan petrol ve gazı denetimine alma gibi ekonomik çıkarları da söz konusudur.
Militan RÊHAT
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi