04 Temmuz 2016 Pazartesi Saat 06:35
AKP-KDP zihniyetinin paralelliği her alanda kendisini
hissettiriyor. Erkek egemen zihniyetin son ürünü olan DAİŞ’in katliam ve
soykırımı, kadına ve onun değerlerine yönelimi ile yürütülen Ezîdî kadınlarının
kaçırılması ve tecavüzlerine destek Çınar Saad Abdullah’dan geldi. Başta kadını
hedef alan DAİŞ zihniyetini KDP yöneticisi ve Sosyolog olan Çınar Saad Abdullah
açık bir dille bu tecavüz ve kadına yönelimi “bir gelişme ve Ezîdî kadını için
bir açılım olarak değerlendirmiştir. KDP’nin anlayışının bir ürünü ve erkek
egemen zihniyetin savunucusu rolüne bürünmüş olan Çınar Saad Abdullah yapmış
olduğu açıklama ile bir kez daha erkek egemen zihniyetin yapıp
yapabileceklerine örnek sunmuştur.
Abdullah: ‘Tecavüz, Şengal Kadını İçin Bir Ödül’!
Çok eşlilik, kadının sosyal ve siyasal yaşamdaki yerinin
daraltılması, çocuk yaşta evliliklerin maruz görülmesi, kadın
katliamlarının-intiharlarının had safhada oluşu KDP’nin eril dil ve zihniyetini
anlamak için bariz örneklerden yalnızca bir kaçıdır. DAİŞ çeteleri tarafından
kaçılarak cinsel köle olarak tutulan, sistematik tecavüze maruz bırakılan ve
hala esir tutulan binlerce Êzîdî kadını, KDP’nin Kürt kadınlarına bakış
açılarını da ortaya koymaktadır.
KDP yöneticisi olan Çınar Saad Abdullah’ın kadına bakışındaki
eril zihniyetin dışa vurumu, partilerinin genel bakışının dışa vurumudur. Çınar Abdullah bir kadın olmasına rağmen
Şengal’de Êzîdî kadınların başına gelen tecavüz ve katliamı “bir şans olarak
ele almış ve söylevlerinde de bunu söylemekten geri kalmamıştır. KDP
zihniyetinin kokuşmuşluğunun maalesef bir kadının dilinden ve üstelik Êzîdî
kadınlara yönelik geliştirilen sistematik tecavüzün şans olarak görülmesi en
büyük zihniyetsizlik ve hayasızlık örneğidir.
Çınar Abdullah kadınlara yapılan işkence ve tecavüzü Êzîdî
kadınlara verilen bir ödülmüş gibi görüyor. Çınar Abdullah için ‘Tecavüze
uğramak ve tecavüze uğradıktan sonra Avrupa ülkelerine gitmeyi’ şans ve sosyalleşme
olarak ele almış. Çınar Abdullah, Ezdi
kadınların yaşadığı tecavüzü ve katliamı farklı bir dille yansıtarak kadınların
sanki kendi istekleriyle DAİŞ’e gittiklerini hiçbir mücadele vermediklerini
ifade ediyor. Burada ilk başta Êzîdî kadınını pasife etmekle birlikte, Êzîdîliği
“geri kalmış, yobazlaşmış ve kendi kalıpları içinde kapalı kalmış ve
toplumsallaşmayan bir din olarak ortaya koyuyor. Oysa
Êzîdîler kendi ana topraklarında yıllardır toplum olarak kendi
dinleri yaşamaya çalışmış, tüm baskı ve onlarca katliama karşı göğüs gererek
ana topraklarını terk etmeyerek yaşam mücadelesi vermişlerdir. Êzîdîler, Şengal
bölgesinde sürekli KDP’nin geri kalmış, kadını aşağılayan, çok kültürlülüğü yok
sayan politikalarıyla karşı karşıya kalmış ve Êzîdî halkı buna karşı da mücadele
vermiştir.
Çınar Abdullah Olsaydı ‘Tecavüz’ Bir Ödül Müdür?
Sormak gerekir Çınar Abdullah’a ‘Kendisi tecavüze uğrasaydı
bir ödül olarak mı görecekti?’ Kendisi tecavüze uğradıktan sonra Avrupa
ülkelerine gitmeyi bir sosyalleşme ve şans olarak mı görecekti? Kendisi olmayan hep bir başkası olmak için
çabalayan kendinden olanı dışlayan sadece kendi çıkarlarını düşünen bir
zihniyetin ürünü: KDP şahsında Çınar Saad Abdullah’ta yalnızca küçücük bir
yansımasını bulmuştur.
Çınar Abdullah’a Göre Nadia Murad Sosyalleşmiştir!
KDP 2 yıl önce DAİŞ’in Şengal’e saldırmasında, işgalinde ve
binlerce kadının köle olarak çetelerin eline geçmesinde en büyük rolü
oynamıştır. KDP, Şengal halkının yanında olacağına DAİŞ’e yardım etmiştir. Êzîdî
halkını DAİŞ’e kendi çıkarları için satmıştır. Böyle kendinden olan bir halka
sahip çıkmayan KDP’nin bugün tecavüzü bir şans olarak görmesi anlaşılır bir
şey. Nadia Murad Şengal’de DAİŞ’in tecavüzüne maruz kalmıştı bu gün Çınar
Abdullah’ın değerlendirmesine baktığımızda Nadia Murad’ın tecavüzünü bir şans
olarak görmüş ve Avrupa ülkelerine gitmesini bir şans sosyalleşme ele almıştır.
“Bu güne kadar kendi bölgelerinin dışına çıkmamış dünya ile
temas kurmamış hep kendi içlerinde kapalı yaşamıştır ama bu gün DAİŞ’in saldırılarından
sonra Avrupa’nın birçok kentinde yaşamaya başlamışlar. Êzîdî halkı yeni
kültürlerle kaynaşarak yeni insanlarla temasları olacak ve sosyalleşecekler
diyen Çınar Abdullah’ın cümleleri sosyolojik açıdan da garabettir.
Al KDP’yi Vur AKP’ye: Abdullah ve Ramazanoğlu’da Öyledir!
KDP zihniyeti AKP zihniyeti ile paralel hareket ettiğini her
fırsatta göstermeye çalışıyor. Türkiye’de Ensar Vakfı’nda yaşanan tecavüz
vakası sonrası cinsel istismara maruz kalan çocukları öteleyen ve vakfı
sahiplenen AKP Rejiminin kadınlı erkekli sahiplenme cümleleri hala
hatırlardadır. Konu üzerine istifa etmesi gereken dönemin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, istifa etmesi gerekirken vakfı
sahiplenerek, “Bir kereden bir şey olmaz demiştir. AKP’li bakandan rol çalmaya
çalışan KDP yöneticisi Çınar Abdullah, tecavüzün ‘sosyalleşmeye götüreceğini
savunarak bir adım öne geçmiştir.
Şengal ve Musul’un işgal edilmesindeki payı yeterince gözler
önünde değilmişçesine hayâsızca konuşan KDP’ye bir de KDP’li yönetici
Abdullah’ın ucube sözleri eklenince tüyler ürpertici şekilde binlerce kadının
DAİŞ çetelerinin elinde tutulması gerçeğindeki paylarını unutturmamak ve maruz
göstermek için bir deneme girişimi şeklinde algılamamak elde değil.
Sara Gulan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com