HALKLARIMIZA VE KAMUOYUNA!

KDP tam da açıklamasında söylediği şeyi kendisi yapmaktadır. Kürt düşmanlarını sevindiren ve dış istihbarat güçlerinin yapmak istediği, ama yapamadığını yapan anlayış ve tutumla hareket etmektedir.

PKK’nin ve KCK’nin siyaseti de, tutumu da her zaman şeffaf olmuştur. Düşündüklerini ve tutumunu açık ortaya koymayı temel siyasi ilke olarak benimsemiştir. IŞİD’in Musul’a hakim olmasından sonra da siyasi tutumunu açık ve net ortaya koymuştur. Musul ve çevresindeki Kürtleri de Kerkük’ü de savunmaya hazır olduğunu ilan etmiştir.

Kürtlerin bulundukları her yeri yönetmeye ve savunmaya hakları vardır. Buna Musul ve çevresi, Kerkük, Xanekin ve diğer Kürt bölgeleri de dahildir.

Kürt gerillası tüm Kürdistan’ın ve Kürtlerin fedai gücüdür. Halkımıza nerede bir saldırı olursa olsun fedaice savunmaya hazırdır. Gerilla bugün Kürt’ün özgür ve demokratik yaşamının fedai gücüdür. Kürt yiğitliği ve fedailiğini en yüksek düzeyde temsil etmekte ve Kürt düşmanlarının korktuğu öz savunma gücü olmaktadır.

Ortadoğu’da altüst oluşların yaşandığı, her gelişmenin Kürtleri yakından ilgilendirdiği bir süreçte PKK, HPG ve KCK Kürt birliğinin, Kürtlerin çıkarlarının ve kazanımlarının savunucusu ve güvencesi olmaya devam edecektir. IŞİD ya da başka güçler karşısında Güney Kürdistan’ın her yerini savunma irade ve kararlılığını bugün de sürdürmektedir. Gerillaya bir sorumluluk ve görev düştüğünde bunu tereddüt göstermeden yerine getirecektir. PKK ve KCK için Amed ne ise, Kerkük de odur Kobanê ne ise, Şengal ve Xanekin de öyledir. Kürdistan’ın her il ve ilçesine aynı duyarlılıkla yaklaşmaktadır.

KCK ve Kürt Özgürlük Hareketi bütün bileşenleriyle birlikte ulusal birlik için çalışmaktadır. Bu dönemde birlik olmanın ve ortak hareket etmenin derin sorumluluğu ve bilincindedir. Bu konuda azami hassasiyet göstermektedir. KDP’ye bağlı Rudaw, Zagros ve daha başka yayın organları her gün PKK ve KCK’ye ve yönetimine olmadık iftiralarda bulunduğu, bu yönlü saldırısını sürdürdüğü halde, PKK sorumluluk gereği cevap vermemektedir. Bu yayın organları izlendiğinde nasıl PKK, KCK ve Rojava Devrimi düşmanlığı yaptıkları herkes tarafından görülür.

KDP sitesinde yapılan açıklama, KDP’lilerin de inanmadığı ve hiç kimsenin de inanmayacağı biçimde PKK’yi istihbarat örgütlerinin emrinde çalışan ve onlara hizmet eder gibi göstermiştir. PKK’nin kırk yıllık pratiği bilinmektedir. Bu kırk yıl içinde kimliğini, kişiliğini ve siyaset tarzını dost ve düşman herkese kabul ettirmiştir. Hep bağımsız çizgi izlemiştir. Hiçbir güce alet olmamıştır. PKK’yi başka güçlerin hizmetinde göstermek vicdansızlık olduğu gibi, kimsenin inanmayacağı bir iftiradır. KDP sitesindeki açıklama ‘çamur at izi kalsın’ anlayışıyla yapılmıştır. Bu tür basit yöntemlerle PKK’yi karalamaya çalışmak sorumsuz bir davranıştır ve Kürtler arası birliğe hizmet etmez.

Tüm Kürt halkı ve siyasi güçleri bilmektedir ki, PKK tarihinde hiçbir güçle bir olup başka bir gücün üzerine gitmemiştir. Bundan sonra da PKK tarihinde böyle bir şey görülmeyecektir. Bırakalım fiili birlikte olmayı, siyasi olarak da dış bir gücün etkisi ya da ilişkisi sonucu başka bir Kürt siyasi gücüyle karşı karşıya gelmeyecektir. Şimdiye kadar da böyle bir pratiği yoktur. Bu gerçeklik ortadayken PKK’yi istihbarat örgütleriyle göstermek kuru bir iftira olduğu gibi KDP’ye de hayır getirmez. Sadece KDP’nin basit yaklaşımlarla hareket ettiği gibi bir algının oluşmasına vesile olur.

KDP bu dönemde Kürtler için en hayırlı işin Kürtler arası birlikten geçtiğini bilmelidir. Başka güçlerle kurulan siyasi ilişkiler ancak Kürtlerin birliği üzerinde gelişirse değerli olur ve sonuç alır. Kürtlerin birliğine, birliğinden aldığı güce dayanmayan ilişki ve ittifakların Ortadoğu’da yaşanan kaos ve çok yönlü savaş ortamında sonuçları Kürtler için hayırlı olmayabilir. Yine her politikanın, mücadelenin ve kazanımın tüm Kürdistan halkının mücadelesini ve kazanımlarını güçlendiren tarzda olması önemlidir. Kerkük’ün savunulması Kobanê’yi, Cezire’nin savunulması Duhok ve Şengal’i savunmalı ve güçlendirmelidir. Amed ve Hewlêr de izlediği her politika ve mücadelede birbirini savunan pozisyonda olmalıdır.

PKK’nin varlığı ve mücadelesi Kürdistan’daki kazanımların ortaya çıkmasında rol oynadığı gibi, tüm kazanımların savunulmasında da rolünü oynayacaktır. Hareketimiz, Güney Kürdistan’ın özgür ve demokratik yaşamının savunulması ve kazanımlarının korunmasında da her zaman sorumlu davranacak ve üzerine düşeni yapacaktır. Tüm siyasi güçlerin de diğer parçalar karşısında aynı duyarlılıkla yaklaşmasını beklemektedir.

PKK, Kürt halkının çıkarı olan her çalışma ve çabanın içinde ve yanında olacaktır. Varlığı ve mücadelesiyle Kürt halkının özgür ve demokratik yaşama kavuşmasında rolünü oynamaya devam edecektir. Kürt halkının çıkarına olmayan her tutumun da karşısında olacaktır. Kürt halkının çıkarı için çalışan her güç ve her kes PKK ve KCK’yi yanında bulacaktır.

Kürt Özgürlük Hareketi olarak KDP’nin PKK ve PKK yönetimine karşı düşmanlık yapmasını ve her fırsatta bu düşmanlığını dışa vurma yaklaşımını terk etmesini bekliyoruz. Her fırsatta ve KDP’ye bağlı yayın organlarında PKK Eşbaşkanlarından Cemil Bayık’ın hedef gösterilmesini de bir Kürt siyasi hareketine yakıştırmıyoruz. KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ı hedefleyenlerin bir parçası olmak KDP’nin ciddi bir yanlışı olduğu gibi, bu tür yaklaşımlar Kürt örgütleri arası ilişkiyi bozmaktan başka bir anlam taşımaz. Bu açıdan KCK Eşbaşkanlığını hedef göstermek ve bunu bir mücadele tarzı haline getirmekten vazgeçilmelidir.

KDP, PKK ve KCK’ye yönelik açıklamalarında daha dikkatli olmalı, ulusal birliğe ve ortak tutumlara en fazla ihtiyaç duyulduğu bir zamanda daha sorumlu davranmalıdır.

8 Temmuz 2014

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi