• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Makaleler

Stratejik Oy’a karşı iki hamle

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Makaleler
243 16
A A
Stratejik Oy’a karşı iki hamle
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

10 Mayıs 2019 Cuma Saat 05:48

Son bir haftada Türkiye’nin kaderini yakından ilgilendiren art arda iki önemli gelişme yaşandı.

Son bir haftada Türkiye’nin kaderini yakından ilgilendiren
art arda iki önemli gelişme yaşandı. Her iki gelişmede mevcut AKP-MHP
iktidarının kaderini belirleyecek nitelikte. AKP-MHP ortaklığı bu her iki
sorunu çözmeden iktidarda kalma şansını yitireceklerini farkında. O nedenle art
arda iki önemli adımı atmaktan çekinilmedi. Aksi taktirde bölünme ve damla
damla erime.

Nedir bu iki gelişme?

Birincisi, Kürt halkının Önderi Abdullah Öcalan’a uyguladıkları
tecride karşı Türkiye ve dünyada hızla büyüyen tepki ve baskıları dindirmek ve
önümüzdeki seçimlerde Kürtlere olumlu mesaj vermek için İmralı kapısının
aralanması. İkincisiyse, bütün AKP’yi moralmen çökerten İstanbul belediye
seçimlerinin YSK marifetiyle tekrar geri alınması için İstanbul belediye
seçimlerinin iptal edilmesi.

Bu iki olayın AKP-MHP
ortaklığına etkisi?

Birincisi bir milletvekili olan Leyla Güven’in 183 gündür
sürdürdüğü eylem, birçok kentten, Avrupa ülkelerine, içerdeki 7 bin tutsağa ve
en nihayetinde zindandaki 15 tutuklu ve hükümlünün Ölüm Orucuna çevirmesine
uzadı. Özellikle Barış annelerinin başlattığı Tülbent hareketi sadece Kürtleri
değil, herkesin yüzünü haksız ve hukuksuz bir biçimde uygulanan Tecride, Ölüm
Oruçlarına çevirmesini beraberinde getirdi.

Gelinen aşamada kimsenin kaçamayacağı bir eylem haline geldi.
Anaların çağrıları her yerde yankı bulmaya başladı. Herkesi içine çeken geniş
bir kitleselleşme hareketine dönüşmeye yüz tuttu. Bu da AKP-MHP’yi içeride ve
dışarıda adım atamaz hale getirdi. Hal böyle olunca eylemin heyecanını aşağıya
çekme, tepkileri dindirme, farklı beklentiler oluşturmak için İmralı kapısı
aralandı ve iptalini devletin derin güçleriyle müzakere ettiği İstanbul
seçimlerinin iptal kararı devreye konuldu.

AKP-MHP’den İmralı ve
İstanbul hamlesi 

23 Haziran’da yeniden gerçekleşecek İstanbul seçimiyle Kürtlere
“İmralı kapısını aralayabilirim beklentisini yaratacak hamle harekete
geçirildi. Bunun için 2 Mayıs’ta apar topar Öcalan’ın iki avukatı İmralı’ya
götürüldü. 6 Mayıs’ta avukatların İmralı’ya götürüldüklerine dair Öcalan’ın
mesajını kamuoyuyla paylaştıkları saatlerde, İstanbul seçiminin iptali YSK’dan
önce yandaş medya tarafından çoktan servis ediliyordu.

AKP-MHP hamlesine
karşı KCK hamlesi

AKP-MHP hükümetinin oyununu en iyi çözen KCK yetkilileri
kısa sürede İmralı kapısının aralanmasının nedenlerini, Abdullah Öcalan’ın
mesajlarının nasıl bir anlam taşıdığını ve nasıl bir tutum takınmaları
gerektiğini bütün kamuoyuyla paylaştılar. Türk hükümeti ise avukatların Öcalan
ile ikinci görüşme yapma başvurusunu kabul etmeyerek KCK’nin yaptığı
açıklamanın ne kadar doğru ve yerinde olduğunu istemeyerek de olsa adeta teyit
ederek kendi oyunlarını boşa çıkarmak zorunda kaldılar. Zaten aynı gecelerde
Kandil gibi PKK’nin askeri alanları AKP-MHP hükümeti tarafından bombardımana
tabi tutulmuştu.

AKP-MHP için İstanbul
neden önemli?

Gelelim İstanbul seçimlerine. Bilindiği gibi AKP İstanbul
belediyesini alarak iktidara yürümüştü. Dolayısıyla İstanbul’u alan tüm
Türkiye’yi alır, İstanbul’u alamayan tüm Türkiye’yi kaybeder formülasyonunu en
iyi bilip tecrübe edenlerdi. Bu değerli tecrübenin yanında bir de İstanbul
getirdiyse İstanbul götürür korkusu gibi önemli bir bakiye olarak geriye bırakılmıştı.
İşte AKP içinde büyüyerek kopuşa ve erimeye neden olan bu korku, şimdilerde temel
bir mite dönüştü.

 

Bu AKP-MHP açısından öyle bir korkuydu ki, bir günde bütün
varlığını kaybetme korkusu gibiydi. Çünkü İstanbul’u yönetmek Türkiye’yi
yönetmekti. Onlarca ülkenin bütçesini aşan dev bir ekonomiyi yönetmek anlamına
geliyordu İstanbul’u yönetmek. Bir ayağıyla Türkiye’yi, diğer ayağıyla
uluslararası ekonomik, siyasal ve kültürel lobi ve organizasyonların merkezi
ağına hakim olmak demekti. Vakıflar, holdingler, şirketler ve günlük
gidip-geleniyle 20 milyona yakın insanı yönetmek, yönlendirmek. Saymakla
bitmeyen İstanbul’u kaybetmek AKP-MHP açısından iktidarını kaybetmek, dev bir
rantı kaybetmek anlamına geliyordu.

İstanbul’u kazanmak
Kürtleri kazanmaktan geçer

Kürtleri kazanmadan İstanbul’u kazanmanın hayli zor olduğu
tüm iktidarların önemli tecrübesi gibiydi. Bu Selçukludan günümüze böyle
olmuştu. Nihayetinde 15 milyonu aşan İstanbul nüfusunda önemli bir yer tutan
Kürtleri hesaba katmadan İstanbul’u kazanmak neredeyse imkansız gibiydi. 31
Mart’ta yapılan seçimlerde bu hakikat çok daha fazla açığa çıkmıştı. İşte İmralı
kapısının aralanıp, Kürtlere yoklama çekilmesinin nedeni de buydu. Ama Kürtler
tavrını net ortaya koyup “İmralı’daki tecrit kırılmadan açlık grevleri ve Ölüm
Orucu eylemlerine son vermeyeceğiz diye açıklama yapınca AKP-MHP hükümeti de yeni
planlarını devreye koydular. Dolayısıyla gizlemeye çalıştıkları kendi varlığını
Kürtlerin yokluğu üzerine koyma stratejisi yine devreye konuldu.

Kürtleri kazanamayan
AKP-MHP ne yapacak

İmralı’daki kapı aralaması Kürtler kandırma açısından sonuç
vermeyince, AKP-MHP geçmiş seçimlerde vahşi bir biçimde uyguladıkları o korkunç
stratejiye tekrardan dönüş yaptılar. Onlara göre bu seçimde seçmenlerde savaş
korkusu yaratılmayınca istedikleri oyu alamamıştılar. Çünkü gerginlik ve
krizden beslenen AKP-MHP bu stratejiyi tekrardan devreye koyarak cenazeler
üzerinden rant devşirmeye karar verdi. Bunun için de Kürtler ve Rumlar hedefe
koyarak tetikler çekilmeye başlandı.

Şimdiden hazırlıkları tamamlanan Tel Rıfat’ta her an çatışmalar
eli kulağında beklemekte. Yine Kuzey Kıbrıs kıyılarında sondaj çalışmalarının
başlatılması, Doğu Akdeniz’de petrol-gaz arama faaliyetleri fiili bir çatışmaya
dönüşmese de, ciddi bir gerginlik olarak gündemde yerini korumakta.

Sonuç olarak Türkiye’de iktidarı olmada Kürtler halen
stratejik rol oynamadığını kimse iddia edemez. Bu durum bugün çok daha fazla
geçerli. Dolayısıyla AKP-MHP hükümetinin İmralı kapısını aralama girişimi de,
İstanbul seçimlerini iptal kararı da, aslında Kürtlerin stratejik rolüne
yönelik bir hamle. O nedenle 31 Mart belediye seçimleri döneminde çok
tartışılan Stratejik oyun anlamını bugün çok daha değerli kılıyor.   

Ahmed Muhammed

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html

Etiketler: AKParaştırmaHDPkurdiKurdishkurdistanLekolinSECIMsecmenTurkishTürkiye
Önceki yazı

İdlib Bataklığı Türkiye’yi Yutuyor

Sonraki Haber

Saldırılan Bir Beden Değil, Asıl Hedeflenen İnsanlıktır!

Benzer Haberler

Kürt Sorunu Çözülmeyene Kadar Sol Gelişmez
Makaleler

Kürt Sorunu Çözülmeyene Kadar Sol Gelişmez

25 Nisan 2025
Önder Apo’nun Çağrısı Ve Tişrin Direnişi
Makaleler

Önder Apo’nun Çağrısı Ve Tişrin Direnişi

16 Nisan 2025
Apocu Fedailiğin Özü: Direniş Tünelleri
Makaleler

Apocu Fedailiğin Özü: Direniş Tünelleri

14 Nisan 2025
Sonraki Haber
Saldırılan Bir Beden Değil, Asıl Hedeflenen İnsanlıktır!

Saldırılan Bir Beden Değil, Asıl Hedeflenen İnsanlıktır!

Öne Çıkan Yazılar

  • PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    511 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 128
  • MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

    509 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 127
  • Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

    525 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

    524 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • MİT Korucuları Başur Kürdistan’a Geçiriyor- ÖZEL HABER

    524 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131

Önerilenler

PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

MİT Korucuları Başur Kürdistan’a Geçiriyor- ÖZEL HABER

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç